Havada dolanan ne çok soru var ?
Erdoğan Köşke çıkar mı?
Papa nın ziyaretine tavrınız nedir?
OYAK’ın Erdemir’i satın alması ekonomik midir?
Türkiye AB’ye girerse Genel Kurmay Başkanı Milli Savunma Bakanına rapor eder mi?
İrtica hortluyor mu?
Kamusal alanda içkili protesto yapan gazeteci laiklik mücahiti mi?
Hazine müsteşarı niçin kendini Beyt –ül Mülkün bekçisi zanneder?
‘Türkiye Genel Kurmay Cumhuriyeti’ diyen savcı niçin doğu’ya tayin edildi?
Mustafa Kemal’i eleştiren Profesör niçin ders vermekten men edildi?
Bu soruların herbirinin ayrı ayrı ve toptan birden fazla yanıtı var. Cevapların doğruluğu hangi kümeye dahil olduğunuza bağlı.Hangi kümede olduğunuzda niyetinizin ne olduğuna bağlı?(Arzu eden küme benzetmesini kümes sözcüğüyle değiştirebilir.Free takılabilirsiniz!)
Daha fazla soru sıralamamak için listeyi kısa tuttum, yoksa sorulacak çok soru var.Necip milletimiz fazla soru sormayı sevmez, kısa, net ve kesin cevaplar bekler.(Şurasını sevdiğim Milli Eğitim Sistemi) Bu nedenle ben de net ve kısa cevap vererek geleneğe saygılı olayım. Bugün bu sorularla güreşen Türkiye’nin kimler tarafından ve nasıl kurulduğunu bilmeden bizler yukarıdakilere benzer daha çook sorun yaşarız.
Çiftçilerin Kurduğu Koloni Dünya İmparatorluğu Oldu.
Bush Irak, İsrail derken Amerikan Şahinlerinin tutumu Yükselen Piyasalar Ülkesi Türkiye’de büyük antipati yarattı.Bu duygu bugün için hakim duygudur.Tartışılmaz.
Ancak Amerikan sistemi ve Amerikan rüyası yükselen piyasalar ülkesi yurdum insanının dayanılmaz ağırlığıdır. Kendi villası, kendi arabası,kendi yazlığı ve de olursa kendi teknesi, toplumsal merdivenin her basamağında özlenen ve hakim duygudur. Bu duygu biraz vahşileşince Boğaz sırtında orman yiyen villa canavarı oluyor. O kadarcık canım! Abartmayalım.(!)
Amerikayı kuranlar büyük toprak sahibi çiftçilerdi.Ticaret yapan toptancılardı. Avrupa’dan öğrendikleri insan haklarını ve ifade özgürlüğünü anayasalarına işlediler. Avrupa’dan kaçmalarına neden olan inanç kısıtlamasını kaldırdılar ve 1786 yılında yazdıkları Anayasa el değmeden bugüne kadar geldi. Hür girişim ve ekonomik fırsatı herşeyin üstünde tuttular.
Lenin gibi büyük filozofların kurduğu sistem tarihe karıştı ama çiftçilerin kurduğu cumhuriyet hala ayakta.
Askerlerin Kurduğu Cumhuriyet Dalyaya Doğru
Fazla birşey kalmadı.2023 yılında Cumhuriyet Dalya diyecek.Sadece 16 yıl var. 45 yıldır Demirel gibi bir politikacının beslendiği toplumsal ortamda 16 sene askerlik süresi gibi birşey.
Sizce 100 yaşına basan Türkiye’de yukarıdakilere benzeyen sorunlardan arınmış bir ortam olacak mı? Bence biraz zor.
Samsun’a çıkan Mustafa Kemal ve arkadaşları zaferlerini 29 Ekim’de Cumhuriyeti ilan ederek noktaladılar.O günün koşullarında büyük başarıdır. Ancak formasyonları, background=müktesabatları askerdi. Tepeden aşağıya doğru, kanun yolu ile şekilsel değişimlerle gidebilecekleri yer belli idi. Türkiye bir platoya geldi ve yıllardır o platoda yoluna devam etmekte. Ne zaman daha yüksek mertebeye çıkacak gibi olsa, patinaj yapıp zincir takmak zorunda kalıyor. Politikacılar Zincirbozan’a Hukukçular yeni Anayasa yapmaya, marş,marş.
Entellektüel Birikim de Emir Komuta Zincirinde
Ekonomik gerçekleri ve aykırı düşünceyi doğası gereği kabul etmeyen askeri felsefe, sonunda laikliği şovenlikle karıştıran entellektüellerle, ekonomik sorunları vergi toplayarak çözeceğini zanneden memurlar üretti.
Vatandaşın iş ve aş mücadelesinin arka planında kör döğüşü yapan aydınlar ve bürokrasi kreması, halka rağmen halkçılık oynamakta. Hariciyeciler Kıbrıs’la, Maliyeciler vergi oranlarıyla oynar.Ankaradaki hukukçuların ne ile oynadığını bir türlü kestiremedim.(Bazı teorilerim var ama o da başka bir yazı konusu)
Gerçek ifade özgürlüğünün var olduğu toplumlarda vatandaşın beyanı esas alınır. Memur vatandaşı potansiyel sahtekar olarak görmez.
Beyanın esas alındığı toplumlarda üretim artar refah seviyesi yükselir ve askeri güç sivil iradenin emrinde olur.Tersi olmaz.
Amerikan sistemini duygusal yönlerden eleştirmeden önce bu haftaki yazımı ilginç bir anketle bitirmek istiyorum.
Yakından bildiğiniz, tanıdığınız, üniformalı,üniformasız kaç üst düzey bürokratın evladı ABD’ye yerleşip, ABD vatandaşı veya Green Card sahibi oldu?
Kemalizmin ateşli savunucularının ve bekçilerinin 2.kuşak tercihleri ne oldu?
">
Havada dolanan ne çok soru var ?
Erdoğan Köşke çıkar mı?
Papa nın ziyaretine tavrınız nedir?
OYAK’ın Erdemir’i satın alması ekonomik midir?
Türkiye AB’ye girerse Genel Kurmay Başkanı Milli Savunma Bakanına rapor eder mi?
İrtica hortluyor mu?
Kamusal alanda içkili protesto yapan gazeteci laiklik mücahiti mi?
Hazine müsteşarı niçin kendini Beyt –ül Mülkün bekçisi zanneder?
‘Türkiye Genel Kurmay Cumhuriyeti’ diyen savcı niçin doğu’ya tayin edildi?
Mustafa Kemal’i eleştiren Profesör niçin ders vermekten men edildi?
Bu soruların herbirinin ayrı ayrı ve toptan birden fazla yanıtı var. Cevapların doğruluğu hangi kümeye dahil olduğunuza bağlı.Hangi kümede olduğunuzda niyetinizin ne olduğuna bağlı?(Arzu eden küme benzetmesini kümes sözcüğüyle değiştirebilir.Free takılabilirsiniz!)
Daha fazla soru sıralamamak için listeyi kısa tuttum, yoksa sorulacak çok soru var.Necip milletimiz fazla soru sormayı sevmez, kısa, net ve kesin cevaplar bekler.(Şurasını sevdiğim Milli Eğitim Sistemi) Bu nedenle ben de net ve kısa cevap vererek geleneğe saygılı olayım. Bugün bu sorularla güreşen Türkiye’nin kimler tarafından ve nasıl kurulduğunu bilmeden bizler yukarıdakilere benzer daha çook sorun yaşarız.
Çiftçilerin Kurduğu Koloni Dünya İmparatorluğu Oldu.
Bush Irak, İsrail derken Amerikan Şahinlerinin tutumu Yükselen Piyasalar Ülkesi Türkiye’de büyük antipati yarattı.Bu duygu bugün için hakim duygudur.Tartışılmaz.
Ancak Amerikan sistemi ve Amerikan rüyası yükselen piyasalar ülkesi yurdum insanının dayanılmaz ağırlığıdır. Kendi villası, kendi arabası,kendi yazlığı ve de olursa kendi teknesi, toplumsal merdivenin her basamağında özlenen ve hakim duygudur. Bu duygu biraz vahşileşince Boğaz sırtında orman yiyen villa canavarı oluyor. O kadarcık canım! Abartmayalım.(!)
Amerikayı kuranlar büyük toprak sahibi çiftçilerdi.Ticaret yapan toptancılardı. Avrupa’dan öğrendikleri insan haklarını ve ifade özgürlüğünü anayasalarına işlediler. Avrupa’dan kaçmalarına neden olan inanç kısıtlamasını kaldırdılar ve 1786 yılında yazdıkları Anayasa el değmeden bugüne kadar geldi. Hür girişim ve ekonomik fırsatı herşeyin üstünde tuttular.
Lenin gibi büyük filozofların kurduğu sistem tarihe karıştı ama çiftçilerin kurduğu cumhuriyet hala ayakta.
Askerlerin Kurduğu Cumhuriyet Dalyaya Doğru
Fazla birşey kalmadı.2023 yılında Cumhuriyet Dalya diyecek.Sadece 16 yıl var. 45 yıldır Demirel gibi bir politikacının beslendiği toplumsal ortamda 16 sene askerlik süresi gibi birşey.
Sizce 100 yaşına basan Türkiye’de yukarıdakilere benzeyen sorunlardan arınmış bir ortam olacak mı? Bence biraz zor.
Samsun’a çıkan Mustafa Kemal ve arkadaşları zaferlerini 29 Ekim’de Cumhuriyeti ilan ederek noktaladılar.O günün koşullarında büyük başarıdır. Ancak formasyonları, background=müktesabatları askerdi. Tepeden aşağıya doğru, kanun yolu ile şekilsel değişimlerle gidebilecekleri yer belli idi. Türkiye bir platoya geldi ve yıllardır o platoda yoluna devam etmekte. Ne zaman daha yüksek mertebeye çıkacak gibi olsa, patinaj yapıp zincir takmak zorunda kalıyor. Politikacılar Zincirbozan’a Hukukçular yeni Anayasa yapmaya, marş,marş.
Entellektüel Birikim de Emir Komuta Zincirinde
Ekonomik gerçekleri ve aykırı düşünceyi doğası gereği kabul etmeyen askeri felsefe, sonunda laikliği şovenlikle karıştıran entellektüellerle, ekonomik sorunları vergi toplayarak çözeceğini zanneden memurlar üretti.
Vatandaşın iş ve aş mücadelesinin arka planında kör döğüşü yapan aydınlar ve bürokrasi kreması, halka rağmen halkçılık oynamakta. Hariciyeciler Kıbrıs’la, Maliyeciler vergi oranlarıyla oynar.Ankaradaki hukukçuların ne ile oynadığını bir türlü kestiremedim.(Bazı teorilerim var ama o da başka bir yazı konusu)
Gerçek ifade özgürlüğünün var olduğu toplumlarda vatandaşın beyanı esas alınır. Memur vatandaşı potansiyel sahtekar olarak görmez.
Beyanın esas alındığı toplumlarda üretim artar refah seviyesi yükselir ve askeri güç sivil iradenin emrinde olur.Tersi olmaz.
Amerikan sistemini duygusal yönlerden eleştirmeden önce bu haftaki yazımı ilginç bir anketle bitirmek istiyorum.
Yakından bildiğiniz, tanıdığınız, üniformalı,üniformasız kaç üst düzey bürokratın evladı ABD’ye yerleşip, ABD vatandaşı veya Green Card sahibi oldu?
Kemalizmin ateşli savunucularının ve bekçilerinin 2.kuşak tercihleri ne oldu?