Geçtiğimiz günlerde kanalların birinde yine bir star yaratma yarışması başlamış.
4 tane jüri üyesi, önlerine gelen gençleri eleştiriyor, onlar da ya sevinçten havalara sıçrıyor, ya da üzüntüden sinir krizi geçiriyorlar.
Ödülü nedir yarışmanın bilmiyorum ve seyrederken de bu insan ziyanlığından rahatsız oluyorum.
Bu güne kadar Beren Saat dışında kim ünlü oldu ki bu tür yarışmalardan çıkıp?
Tutturmuşlar sen de ‘’ star ışığı var’’ sen de yok diye insanları kategorize ediyorlar.
Star ışığı ne demek? Kim tarifini yapıyor? Nasıl bir şeydir?
Kimsede olmayan bir güzellik mi?
En az 5 oktavlık ses mi?
Müthiş bir dans yeteneği mi? Ya da hepsi birden mi?
Hangisi?
Ben ne olduğunu biliyorum da. Yani Türkiye’ de hali hazırda kaç tane star var merak ediyorum...Çok başarılı, çok iyi sanatçılar tabii ki var ama star ışığı deyince başka bir statü oluyor.....
Michael Jackson’ da star ışığı var mı diye sorguluyor muyuz, ya da Madonna’ da, Ricky Martin’ de, Christina Aguillera’ da, Celine Dion’ da, eskilerden Frank Sinatra’ da, Elvis Presley’ de, Barbara Streisand ve tabii daha pek çok sanatçı da.
Ama tek seferde ilk aklıma gelen bu isimler....
Sorgusuz sualsiz, star dediğin zaman, kendisiyle rekabet edilemeyecek kadar ezici yeteneklere ve al beniye sahip isimleri sayıyoruz.
Bu isimler, bu yetenek ve bu ışığın üzerine bir de gece gündüz çalışarak artı değerler katıyorlar.
Bize bakıyoruz, sahnede isim ve şöhret kazanmış insanlara, onun tanıdığı, bunun sevgilisi, şunun akrabası diye gidiyor. Çok güzel bir sesiniz var, müthiş yeteneğiniz var gidin bakalım Unkapanı’ na kim size albüm yapar? Kapıdan bile geçemez, tam tersi kapıdan kovulursunuz.
Bir çok şarkıcımız stüdyo kaydı olmadan canlı şarkı okuyamıyor.
Sonra birileri çıkıp bu gencecik hayalleri kendilerinden büyük gençlere, ‘sende star ışığı yok o başka bir şeydir’ diyebiliyor...
Yazık değil mi?
Bir süredir spikerlik eğitmenliği yaptığım ve zaten gençlerin önünün tıkanması konusunda çok hassas olduğum için, böyle davranan insanlara hem kızıyorum, hem de o gençler için üzülüyorum.
Diğer taraftan bana da geliyor öğrenciler; Hocam biz de bir ışık görüyor musunuz? Yapabilirmiyiz bu işi diye soruyorlar?
Benim cevabım hep aynı oluyor. ‘Ben size elimden gelen her şeyi öğreteceğim, gerisi sizin isteğinize, azminize ve şansınıza kalmış.’ oluyor. Hiç bir öğrencime sen yapamazsın demiyorum. Yetenekli olanlara zaten söylüyorum, diğerlerinin de açıklarını kapatmaya uğraşıyorum.
Eğitimle uğraşan herkesin de böyle olması gerektiğine inanıyorum.
Bizim meslekte bir de kendinden genç ve yeni isimlerin heveslerini kıran hocalar vardır, o konulara hiç girmeyeyim....
Her zaman genç arkadaşları teşvik etmek, önlerini açmak, bildiklerimizi öğretmek lazım, diğer türlüsünü kabul edemiyorum doğrusu.... Kimsenin hevesini, hayallerini kırmaya kimsenin hakkı yok....Hele ki raiting saçmalığı adına hiç yok.....
">
Geçtiğimiz günlerde kanalların birinde yine bir star yaratma yarışması başlamış.
4 tane jüri üyesi, önlerine gelen gençleri eleştiriyor, onlar da ya sevinçten havalara sıçrıyor, ya da üzüntüden sinir krizi geçiriyorlar.
Ödülü nedir yarışmanın bilmiyorum ve seyrederken de bu insan ziyanlığından rahatsız oluyorum.
Bu güne kadar Beren Saat dışında kim ünlü oldu ki bu tür yarışmalardan çıkıp?
Tutturmuşlar sen de ‘’ star ışığı var’’ sen de yok diye insanları kategorize ediyorlar.
Star ışığı ne demek? Kim tarifini yapıyor? Nasıl bir şeydir?
Kimsede olmayan bir güzellik mi?
En az 5 oktavlık ses mi?
Müthiş bir dans yeteneği mi? Ya da hepsi birden mi?
Hangisi?
Ben ne olduğunu biliyorum da. Yani Türkiye’ de hali hazırda kaç tane star var merak ediyorum...Çok başarılı, çok iyi sanatçılar tabii ki var ama star ışığı deyince başka bir statü oluyor.....
Michael Jackson’ da star ışığı var mı diye sorguluyor muyuz, ya da Madonna’ da, Ricky Martin’ de, Christina Aguillera’ da, Celine Dion’ da, eskilerden Frank Sinatra’ da, Elvis Presley’ de, Barbara Streisand ve tabii daha pek çok sanatçı da.
Ama tek seferde ilk aklıma gelen bu isimler....
Sorgusuz sualsiz, star dediğin zaman, kendisiyle rekabet edilemeyecek kadar ezici yeteneklere ve al beniye sahip isimleri sayıyoruz.
Bu isimler, bu yetenek ve bu ışığın üzerine bir de gece gündüz çalışarak artı değerler katıyorlar.
Bize bakıyoruz, sahnede isim ve şöhret kazanmış insanlara, onun tanıdığı, bunun sevgilisi, şunun akrabası diye gidiyor. Çok güzel bir sesiniz var, müthiş yeteneğiniz var gidin bakalım Unkapanı’ na kim size albüm yapar? Kapıdan bile geçemez, tam tersi kapıdan kovulursunuz.
Bir çok şarkıcımız stüdyo kaydı olmadan canlı şarkı okuyamıyor.
Sonra birileri çıkıp bu gencecik hayalleri kendilerinden büyük gençlere, ‘sende star ışığı yok o başka bir şeydir’ diyebiliyor...
Yazık değil mi?
Bir süredir spikerlik eğitmenliği yaptığım ve zaten gençlerin önünün tıkanması konusunda çok hassas olduğum için, böyle davranan insanlara hem kızıyorum, hem de o gençler için üzülüyorum.
Diğer taraftan bana da geliyor öğrenciler; Hocam biz de bir ışık görüyor musunuz? Yapabilirmiyiz bu işi diye soruyorlar?
Benim cevabım hep aynı oluyor. ‘Ben size elimden gelen her şeyi öğreteceğim, gerisi sizin isteğinize, azminize ve şansınıza kalmış.’ oluyor. Hiç bir öğrencime sen yapamazsın demiyorum. Yetenekli olanlara zaten söylüyorum, diğerlerinin de açıklarını kapatmaya uğraşıyorum.
Eğitimle uğraşan herkesin de böyle olması gerektiğine inanıyorum.
Bizim meslekte bir de kendinden genç ve yeni isimlerin heveslerini kıran hocalar vardır, o konulara hiç girmeyeyim....
Her zaman genç arkadaşları teşvik etmek, önlerini açmak, bildiklerimizi öğretmek lazım, diğer türlüsünü kabul edemiyorum doğrusu.... Kimsenin hevesini, hayallerini kırmaya kimsenin hakkı yok....Hele ki raiting saçmalığı adına hiç yok.....