Siyasal toplumsallaşma

           Bir çocuk doğduğu toplumun...

Hasan Güneş hgunes0202@gmail.com

           Bir çocuk doğduğu toplumun özelliklerini kültürünü, kendisinin kimliğini bilmez. Bunlar çocuğun büyüdükçe ailesinden çevresinden öğrendiği şeylerdir.

         Siyasal toplumsallaşma bireyin ülkesindeki siyasal kültürü edinmesi sürecidir. Ancak, ülkemizde eğitimin bu seçkin işlevi en ihmal edilen bir alan olmuştur. Gerçekten, geçmiş yıllarda ,ülkenin yönetim biçimi olan demokrasi tam olarak içselleştirilmediği için binlerce insan yaşamını yitirmiştir. Yine birkaç darbeyle karşılaşılmıştır.  Bu gün için de demokrasinin içselleştirildiği söylenemez. AKP iktidarı tarafından, toplum, basın ve televizyonlar susturulmak istenmektedir.

    Çocukların siyasette ilgilenmeye, siyasal sisteme ilişkin tutum ve değer yargılarını edinmeye sanıldığından çok  daha erken bir dönemde başladıkları yapılan araştırmalarda yapılan araştırmalarda anlaşılmaya başlamıştır. Örneğin, ABD’de demokratik değerlerin daha da gelişmesi için her siyasi parti, ilköğretim düzeyinde bir temsilcilik bulundurmaktadır.   

      Bir ülkenin siyasal yönetiminin temelleri okul öncesine kadar gidebilmektedir. Resmi olarak demokratik bir ülkeyiz. Demokrasi ve demokratik değerler ancak demokratik tutum ve davranışların hakim olduğu ortamlarda anlam bulabilir. Ancak, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün araştırmasına göre, çocuklara yönelik şiddet oranı yüzde 60 düzeyinde olduğu görülmektedir. Bu ortamda değil demokratik değerleri yaşatmak, olsa olsa demokratik değerleri hiçe sayan bireyler yetişecektir.

     Geleneksel çocuk yetiştirme biçimine sahip ülkemizde çocuklar, yetişkinlik yaşamında kararlarını tek başına veremeyen, kendisine ve çevresine güvensiz bireyler olması muhtemeldir. Diğer taraftan, geleneksel ailenin bireyi etkilediğini tutumlar şunlardır: Sorumluluk almaktan kaçınan, kavgacı, karamsar, yeni düşünceler, fikirle öne süremeyen, cezayı özümseyen hata yapanlara tahammülü olmayan bireyler topluluğu. Bu durumda ülkemizde oldukça yaygındır. Bu tutum ve davranışlar demokratik  değerlerin edinilmesinde  açısından olumsuzluklar içermektedir. En acı gerçeklerden biri, rol model olacak yetişkinlerin demokratik değerlerden yoksun olan tutum ve davranışlarıdır.

     Yine çocukların siyasal sosyalleşmesinde aileden sonra, önemli bir yeri ve rolü olan okullarda ki koşullar önemlidir. Gerçekten, okullardaki koşullar ülkenin yönetim biçimi  olan demokratiklik açısından, uygun bireyler yetiştiriyor mu? Eğer toplumda demokratik değerler ve davranışlar yeterince ödüllendirilmiyorsa, bunlar örtük kalmaya mahkümdür. O halde diyebiliriz ki eğer bir toplum demokrasiyi yaşam biçimi olarak benimseme yolunda gelişme gösteriyorsa okul bu tür yaşam biçiminin uygulandığı bir laboratuvar olmalı, orada demokratik davranışları geliştirici ortamlar oluşturulmalıdır.

Özpolat bir araştırmasında ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında demokrasi eğitimine bağlı olarak bazı derslerde demokratik değerlerin öğretilmeye çalışılması, demokrasi eğitimine yönelik olarak maalesef etkin bir sonuç getirmediğini belirlemiştir. Çünkü öğretilen bilgiler uygulamaya dönüştürülmediği için öğrencinin zihninde soyut bir olgu olarak kalmaktadır.

     Bunlara ilaveten, AKP iktidarının genel liselerin çoğunluğunun İmam Hatip Liselerine dönüştürülmesi var. İmam Hatip liselerinin örtük programı ve ezberci eğitiminin de önem kazandığı bir ortamda demokratik değerlere inanan bireyler yetişir mi?

     Yine kindar gençlik yetiştireceğiz diye, AKP’nin dayatmasıyla 4+4+4 eğitim yasasıyla değil demokratik bireyler yetiştirmek, otoriter bireyler  yetişmesi kaçınılmazdır. Sonuç olarak demokrasi değerleri kağıt üzerinde kalmaktan öteye gitmemekte, her geçen gün daha da demokratik değerlerden yoksun bireyler yetiştirmekteyiz         

">

           Bir çocuk doğduğu toplumun özelliklerini kültürünü, kendisinin kimliğini bilmez. Bunlar çocuğun büyüdükçe ailesinden çevresinden öğrendiği şeylerdir.

         Siyasal toplumsallaşma bireyin ülkesindeki siyasal kültürü edinmesi sürecidir. Ancak, ülkemizde eğitimin bu seçkin işlevi en ihmal edilen bir alan olmuştur. Gerçekten, geçmiş yıllarda ,ülkenin yönetim biçimi olan demokrasi tam olarak içselleştirilmediği için binlerce insan yaşamını yitirmiştir. Yine birkaç darbeyle karşılaşılmıştır.  Bu gün için de demokrasinin içselleştirildiği söylenemez. AKP iktidarı tarafından, toplum, basın ve televizyonlar susturulmak istenmektedir.

    Çocukların siyasette ilgilenmeye, siyasal sisteme ilişkin tutum ve değer yargılarını edinmeye sanıldığından çok  daha erken bir dönemde başladıkları yapılan araştırmalarda yapılan araştırmalarda anlaşılmaya başlamıştır. Örneğin, ABD’de demokratik değerlerin daha da gelişmesi için her siyasi parti, ilköğretim düzeyinde bir temsilcilik bulundurmaktadır.   

      Bir ülkenin siyasal yönetiminin temelleri okul öncesine kadar gidebilmektedir. Resmi olarak demokratik bir ülkeyiz. Demokrasi ve demokratik değerler ancak demokratik tutum ve davranışların hakim olduğu ortamlarda anlam bulabilir. Ancak, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün araştırmasına göre, çocuklara yönelik şiddet oranı yüzde 60 düzeyinde olduğu görülmektedir. Bu ortamda değil demokratik değerleri yaşatmak, olsa olsa demokratik değerleri hiçe sayan bireyler yetişecektir.

     Geleneksel çocuk yetiştirme biçimine sahip ülkemizde çocuklar, yetişkinlik yaşamında kararlarını tek başına veremeyen, kendisine ve çevresine güvensiz bireyler olması muhtemeldir. Diğer taraftan, geleneksel ailenin bireyi etkilediğini tutumlar şunlardır: Sorumluluk almaktan kaçınan, kavgacı, karamsar, yeni düşünceler, fikirle öne süremeyen, cezayı özümseyen hata yapanlara tahammülü olmayan bireyler topluluğu. Bu durumda ülkemizde oldukça yaygındır. Bu tutum ve davranışlar demokratik  değerlerin edinilmesinde  açısından olumsuzluklar içermektedir. En acı gerçeklerden biri, rol model olacak yetişkinlerin demokratik değerlerden yoksun olan tutum ve davranışlarıdır.

     Yine çocukların siyasal sosyalleşmesinde aileden sonra, önemli bir yeri ve rolü olan okullarda ki koşullar önemlidir. Gerçekten, okullardaki koşullar ülkenin yönetim biçimi  olan demokratiklik açısından, uygun bireyler yetiştiriyor mu? Eğer toplumda demokratik değerler ve davranışlar yeterince ödüllendirilmiyorsa, bunlar örtük kalmaya mahkümdür. O halde diyebiliriz ki eğer bir toplum demokrasiyi yaşam biçimi olarak benimseme yolunda gelişme gösteriyorsa okul bu tür yaşam biçiminin uygulandığı bir laboratuvar olmalı, orada demokratik davranışları geliştirici ortamlar oluşturulmalıdır.

Özpolat bir araştırmasında ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında demokrasi eğitimine bağlı olarak bazı derslerde demokratik değerlerin öğretilmeye çalışılması, demokrasi eğitimine yönelik olarak maalesef etkin bir sonuç getirmediğini belirlemiştir. Çünkü öğretilen bilgiler uygulamaya dönüştürülmediği için öğrencinin zihninde soyut bir olgu olarak kalmaktadır.

     Bunlara ilaveten, AKP iktidarının genel liselerin çoğunluğunun İmam Hatip Liselerine dönüştürülmesi var. İmam Hatip liselerinin örtük programı ve ezberci eğitiminin de önem kazandığı bir ortamda demokratik değerlere inanan bireyler yetişir mi?

     Yine kindar gençlik yetiştireceğiz diye, AKP’nin dayatmasıyla 4+4+4 eğitim yasasıyla değil demokratik bireyler yetiştirmek, otoriter bireyler  yetişmesi kaçınılmazdır. Sonuç olarak demokrasi değerleri kağıt üzerinde kalmaktan öteye gitmemekte, her geçen gün daha da demokratik değerlerden yoksun bireyler yetiştirmekteyiz         

Tüm yazılarını göster