Bu hafta analizimize ekonomik konulardan devam etmekte yarar görüyorum. Yaz aylarının yaklaştığı şu günlerde doların dünya piyasalarında değer kaybedişi Amerikan ekonomisine olan ilgiyi artırdı. Türk parasının doların karşısında değer kazanmasında iç piyasa dinamiklerinin rolü olduğu gibi, bir neden de doların uluslararası piyasalarda değer kaybetmesidir.
Geçtiğimiz hafta içinde Amerikan ekonomisi değişik sinyaller vermeye devam etti. 2003 senesinin ilk çeyreğinde ekonomi 1.9 büyüme oranı yakaladı. Bu değer 2002 senesinin 1.4 büyüme oranına göre yüksek olsa da, ekonomistlerin genelde işsizliği azaltmak için gerekli olan yüzde 3 oranının bir hayli altında kalmakta. Amerikan Çalışma Bakanlığının verilerine göre işsizlik sigortası primleri son 18 ayın en yüksek seviyesine geçtiğimiz hafta ulaşarak bu varsayımı bir anlamda doğruladı.
Bazı İyi Sinyaller
Geçtiğimiz hafta içinde açıklanan Chicago İmalat Sanayi Endeksi beklenenin üzerinde iyi çıktı. Öncü endekslerden sayılan bu değer, imalat sanayinin içine düştüğü çamur tarlasından yavaş yavaş kendini kurtarmaya çalıştığının en iyi göstergesi olabilir. Bunun yanı sıra tüketici güven endeksinin yükselmesi de piyasalara moral aşıladı. Pozitif endekslerle güven tazeleyen yatırımcılar, borsa endekslerini yüksek hacimli alımlarla son 12 ayın en yüksek seviyelerine taşıdılar. Geçtiğimiz hafta içinde Federal Rezerv Başkanı Greenspan'in, deflasyon lafını fazla telaffuz etmesi bazı çevreleri heyecanlandırdı. Etrafı yatıştırmak Başkan Yardımcılarından birisine düştü. Amerikan Merkez Bankası ekonominin deflasyondan bir hayli uzak olduğunu vurguladı.
Politik Sinyaller
Bush vergi indirimi tasarısını Kongre'den geçirdi, imzaladı ve yasa haline dönüştürdü. Bush adına siyasi bir başarı olan vergi indirimi yasasının, ekonomi üzerine nasıl bir etkisi olacağı şu anda belirsiz. Vergi indiriminin bütçe açıklarını artırıp enflasyonist bir baskı mı yapacağı, yoksa ekonomiyi canlandırıp yatırımları hızlandıracağı konusu tartışmaya açık. Ancak yasanın geçmiş olması, en azından bir siyasi belirsizliği ortadan kaldırmış olmakta ve Bush'u güçlü bir şekilde sonbahar seçimlerine hazırlamakta.
Geçen haftaki yazımda belirttiğim gibi G-8 grubu Fransa'nın Evian kentinde toplanıyor. Bütün üyeler emperyalist günlerinden miras kalan ve Irak pastası ile ateşlenen çıkar çatışmalarını bir yana bırakarak, dünya ekonomisini içine düştüğü zafiyetten kurtarma çabasında olacaklar gibi. Ev sahibi Fransızların verdikleri demeçler bu psikolojiyi doğruluyor. Ayrıca Bush helikopterle Evian kentine uçmadan önce verdiği son demeçte, Amerikan ekonomi politikalarının güçlü bir doları hedeflediğini ve bugünkü dolar paritesinin bu gerçeğe ters düştüğünü belirtmesi, G-8 üyelerinin uyumlu çalışma niyetinde olduklarının sinyallerini vermekte.
Yakın Gelecekte Ne Olur ?
Değerli okurlar klasik Türk sinemasının romantik ana teması her zaman 'Parayla Saadet Olmaz' mesajıdır. Oysa zaman değişti şimdi gün 'Televole' kültürünün günüdür. 'Televole' kültürünün işlediği konu ise 'Parasız da Alış-Veriş Olmaz' mesajıdır. Bu nedenle biraz sıkıcı da olsa parasal konulara değinmek zorunda kaldık. Öyle gözüküyor ki G-8 kendi içinde eşzamanlı ve uyumlu siyasi orkestrasyon yolu ile doları 'konuşarak' Euro karşısında yükseltecek. En azından Euro'nun daha fazla değer kazanmasına meydan vermeyecek. Türkiye gibi birikimini yabancı parada tutan yurttaşların bol olduğu bir ülkede önemli bir gelişme. Uyarımı bir 'Televole' özdeyişi ile noktalıyorum : 'Donna Karan Sona Kalır'
">
Bu hafta analizimize ekonomik konulardan devam etmekte yarar görüyorum. Yaz aylarının yaklaştığı şu günlerde doların dünya piyasalarında değer kaybedişi Amerikan ekonomisine olan ilgiyi artırdı. Türk parasının doların karşısında değer kazanmasında iç piyasa dinamiklerinin rolü olduğu gibi, bir neden de doların uluslararası piyasalarda değer kaybetmesidir.
Geçtiğimiz hafta içinde Amerikan ekonomisi değişik sinyaller vermeye devam etti. 2003 senesinin ilk çeyreğinde ekonomi 1.9 büyüme oranı yakaladı. Bu değer 2002 senesinin 1.4 büyüme oranına göre yüksek olsa da, ekonomistlerin genelde işsizliği azaltmak için gerekli olan yüzde 3 oranının bir hayli altında kalmakta. Amerikan Çalışma Bakanlığının verilerine göre işsizlik sigortası primleri son 18 ayın en yüksek seviyesine geçtiğimiz hafta ulaşarak bu varsayımı bir anlamda doğruladı.
Bazı İyi Sinyaller
Geçtiğimiz hafta içinde açıklanan Chicago İmalat Sanayi Endeksi beklenenin üzerinde iyi çıktı. Öncü endekslerden sayılan bu değer, imalat sanayinin içine düştüğü çamur tarlasından yavaş yavaş kendini kurtarmaya çalıştığının en iyi göstergesi olabilir. Bunun yanı sıra tüketici güven endeksinin yükselmesi de piyasalara moral aşıladı. Pozitif endekslerle güven tazeleyen yatırımcılar, borsa endekslerini yüksek hacimli alımlarla son 12 ayın en yüksek seviyelerine taşıdılar. Geçtiğimiz hafta içinde Federal Rezerv Başkanı Greenspan'in, deflasyon lafını fazla telaffuz etmesi bazı çevreleri heyecanlandırdı. Etrafı yatıştırmak Başkan Yardımcılarından birisine düştü. Amerikan Merkez Bankası ekonominin deflasyondan bir hayli uzak olduğunu vurguladı.
Politik Sinyaller
Bush vergi indirimi tasarısını Kongre'den geçirdi, imzaladı ve yasa haline dönüştürdü. Bush adına siyasi bir başarı olan vergi indirimi yasasının, ekonomi üzerine nasıl bir etkisi olacağı şu anda belirsiz. Vergi indiriminin bütçe açıklarını artırıp enflasyonist bir baskı mı yapacağı, yoksa ekonomiyi canlandırıp yatırımları hızlandıracağı konusu tartışmaya açık. Ancak yasanın geçmiş olması, en azından bir siyasi belirsizliği ortadan kaldırmış olmakta ve Bush'u güçlü bir şekilde sonbahar seçimlerine hazırlamakta.
Geçen haftaki yazımda belirttiğim gibi G-8 grubu Fransa'nın Evian kentinde toplanıyor. Bütün üyeler emperyalist günlerinden miras kalan ve Irak pastası ile ateşlenen çıkar çatışmalarını bir yana bırakarak, dünya ekonomisini içine düştüğü zafiyetten kurtarma çabasında olacaklar gibi. Ev sahibi Fransızların verdikleri demeçler bu psikolojiyi doğruluyor. Ayrıca Bush helikopterle Evian kentine uçmadan önce verdiği son demeçte, Amerikan ekonomi politikalarının güçlü bir doları hedeflediğini ve bugünkü dolar paritesinin bu gerçeğe ters düştüğünü belirtmesi, G-8 üyelerinin uyumlu çalışma niyetinde olduklarının sinyallerini vermekte.
Yakın Gelecekte Ne Olur ?
Değerli okurlar klasik Türk sinemasının romantik ana teması her zaman 'Parayla Saadet Olmaz' mesajıdır. Oysa zaman değişti şimdi gün 'Televole' kültürünün günüdür. 'Televole' kültürünün işlediği konu ise 'Parasız da Alış-Veriş Olmaz' mesajıdır. Bu nedenle biraz sıkıcı da olsa parasal konulara değinmek zorunda kaldık. Öyle gözüküyor ki G-8 kendi içinde eşzamanlı ve uyumlu siyasi orkestrasyon yolu ile doları 'konuşarak' Euro karşısında yükseltecek. En azından Euro'nun daha fazla değer kazanmasına meydan vermeyecek. Türkiye gibi birikimini yabancı parada tutan yurttaşların bol olduğu bir ülkede önemli bir gelişme. Uyarımı bir 'Televole' özdeyişi ile noktalıyorum : 'Donna Karan Sona Kalır'