Değerli okurlar Sekreter Powell ülkemizi ziyaret etmekte. Son zamanlarda zedelenen ve hasar gören Türk-Amerikan ilişkilerini düzeltme çabası için gelmiş. Ayrıca kafasında muhtemel gündem maddesi, Türk ordusunun Kuzey Irak'a girmesini önlemek. Dışişleri Bakanı Powell'ın kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini, arşivde bulunan 'Sekreter Powell' yazımdan öğrenebilirsiniz. Bu haftaki yazımın başlığını 'Seviyesiz Beraberlik' olarak koydum. Televole kültürünün bize hediye ettiği ' Seviyeli Beraberlik' deyimine nazire olsun!. Televole lisanında 'seviyeli beraberlik' sevgilim masraflarımı karşıladıkca başka kimsede gözüm yok, eğer daha fazla kesenin ağzını açan olursa başka bir 'seviyeli beraberlik' bulabilirim anlamına gelmekte. Beraberlik 'seviyesiz' olursa neden 'beraberlik' olsun ki !. Bu da her halde televole mantığı oluyor.
İlişkinin Mazisi
Amerika 2. Dünya Savaşından muzaffer çıkmış ancak yeni kurulan dünya düzeninde liderlik rolüne henüz alışamamış durumda. Sovyetler Amerika'nın Orta Avrupa'da tavizkar tutumunu fırsat bilip, Kars ve Ardahan'ı talep ediyorlar. Sokak eylemlerinin vazgeçilmez aksesuarı 'Molotof Kokteyline' isim babalığı yapan Sovyet Dış İşleri Bakanı Molotov, Moskova'nın Sesi radyosuna kuzey illerimizle ilgili bir demeç verince, Türkiye'yi alıyor bir panik. Ünlü müzik sanayicisi Ahmet Ertegun'un Washington sefiri babasının vefatını bahane ederek Amerikan donanmasının sancak gemilerinden Missouri zırhlısı, elçimizin naaşını teslim etmek üzere Dolmabahçe açıklarına demirliyor. Bu gövde gösterisi Sovyetlerin sesini kısarken, iç savaştan henüz çıkmış Yunanistan ve huzursuz Türkiye, Marshal yardımı ile beraber NATO üyesi oluveriyor.
İlk Soğuk Duş :
Osmanlı'dan kalma alışkanlıkla kendilerini Amerika ile eşit ortak sanan Türk elitleri, Johnson'un İnönü'ye yazdığı mektupla uyanıyor. Kıbrıs'ta Yunanistan'ın tezgahladığı ilhak girişimlerini engellemek için Türk jetlerinin Rum mevzilerini bombalaması üzerine
Johnson İnönü'ye 'sert' bir mektup yazıyor. Türkiye askeri uçakları için 'jet fuel' e muhtaç kalıyor. ( Meraklasına Not : Yarımca Tupraş Rafinerisi bu mektuptan sonra kurulmustur).
Jeopolilitik Rant :
O günden bu güne Türkiye 'jeopolotik' konumunun rahatlığı içinde, nasıl olsa Batı bizim batmamıza ve Dogu Blok'una kaymamıza müsade etmez rehaveti içinde 1990'lı yıllara uzanmıştır. Gerçektende, Kıbrıs'a asker çıkarmasına, sayısız döviz krizine girmiş olmasına ve defalarca uçurumun kenarına gelmiş olmasına rağmen, Batı her seferinde Türkiye'yi 'kefaleten' kuyudan çıkarmıştır. Türkiye iki kutuplu dünyada 2. Dünya savaşında hiç bir evladını kaybetmeden, Batı'da yer almış ve coğrafi konumunun sağladığı rantı kullanarak günümüze gelmiştir.
AKP hükümetinin tezkere konusunda içine düştüğü hata, Türkiye'yi hala 'iyi yere dükkan açmış' bir esnaf olduğunu sanmalarından kaynaklanmakta. Oysa dünya değişti.
Artık ikinci bir blok yok. Dolayısı ile Türkiye'nin Ecevit'in 70'li yıllarda kullandığı deyimi ile 'Çitin ötesine' atlayabilecek bir seçeneği de yok. Ayrıca gelişen teknolojiler sayesinde Amerika tek cephedende savaş açıp Saddam'ı devirecek güçte olduğunu gösterdi. Sonuç olarak Türkiye'yi yöneten elitlerin bu kadar kendilerinden emin olarak içine düştükleri 'jeopolitik' önem hızlı bir şekilde devalue olmuş bulunuyor.
Geleceğe Yönelik Gelişmeler :
Zedelenen Amerikan-Türk ilişkilerinin eski seviyesine geri gelmesi zor değil, imkansız.
Amerika'da Türkiye'ye sıcak bakmıyan lobiler ellerine geçirdikleri bu tarihi fırsatı bol bol kullanacaklar. Saddam sonrası Irak'ta kurulacak yeni siyasi yapı aşırı Amerikancı olacağı için, 'jeopolitik' olarak ABD'ye çok yakın olacak. Bundan sonra Türkiye'nin işi zor. Sekreter Powell boşuna Ankara'ya bir elma şekeri uzatmadı : ' Irak'ın yapılanmasında Türkiye'ye çok iş düşecek'. Açık anlatımı ile 'siz tezkere için bizle çok pazarlık yaptınız, bizde size şimdi Irak'ta bol bol inşaat işi vereceğiz ama artık eskisi gibi
Seviyeli Beraberlik söz konusu olamaz'.
Yaşayıp göreceğiz bakalım.
3 Nisan 2003 Washington DC
">
Değerli okurlar Sekreter Powell ülkemizi ziyaret etmekte. Son zamanlarda zedelenen ve hasar gören Türk-Amerikan ilişkilerini düzeltme çabası için gelmiş. Ayrıca kafasında muhtemel gündem maddesi, Türk ordusunun Kuzey Irak'a girmesini önlemek. Dışişleri Bakanı Powell'ın kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini, arşivde bulunan 'Sekreter Powell' yazımdan öğrenebilirsiniz. Bu haftaki yazımın başlığını 'Seviyesiz Beraberlik' olarak koydum. Televole kültürünün bize hediye ettiği ' Seviyeli Beraberlik' deyimine nazire olsun!. Televole lisanında 'seviyeli beraberlik' sevgilim masraflarımı karşıladıkca başka kimsede gözüm yok, eğer daha fazla kesenin ağzını açan olursa başka bir 'seviyeli beraberlik' bulabilirim anlamına gelmekte. Beraberlik 'seviyesiz' olursa neden 'beraberlik' olsun ki !. Bu da her halde televole mantığı oluyor.
İlişkinin Mazisi
Amerika 2. Dünya Savaşından muzaffer çıkmış ancak yeni kurulan dünya düzeninde liderlik rolüne henüz alışamamış durumda. Sovyetler Amerika'nın Orta Avrupa'da tavizkar tutumunu fırsat bilip, Kars ve Ardahan'ı talep ediyorlar. Sokak eylemlerinin vazgeçilmez aksesuarı 'Molotof Kokteyline' isim babalığı yapan Sovyet Dış İşleri Bakanı Molotov, Moskova'nın Sesi radyosuna kuzey illerimizle ilgili bir demeç verince, Türkiye'yi alıyor bir panik. Ünlü müzik sanayicisi Ahmet Ertegun'un Washington sefiri babasının vefatını bahane ederek Amerikan donanmasının sancak gemilerinden Missouri zırhlısı, elçimizin naaşını teslim etmek üzere Dolmabahçe açıklarına demirliyor. Bu gövde gösterisi Sovyetlerin sesini kısarken, iç savaştan henüz çıkmış Yunanistan ve huzursuz Türkiye, Marshal yardımı ile beraber NATO üyesi oluveriyor.
İlk Soğuk Duş :
Osmanlı'dan kalma alışkanlıkla kendilerini Amerika ile eşit ortak sanan Türk elitleri, Johnson'un İnönü'ye yazdığı mektupla uyanıyor. Kıbrıs'ta Yunanistan'ın tezgahladığı ilhak girişimlerini engellemek için Türk jetlerinin Rum mevzilerini bombalaması üzerine
Johnson İnönü'ye 'sert' bir mektup yazıyor. Türkiye askeri uçakları için 'jet fuel' e muhtaç kalıyor. ( Meraklasına Not : Yarımca Tupraş Rafinerisi bu mektuptan sonra kurulmustur).
Jeopolilitik Rant :
O günden bu güne Türkiye 'jeopolotik' konumunun rahatlığı içinde, nasıl olsa Batı bizim batmamıza ve Dogu Blok'una kaymamıza müsade etmez rehaveti içinde 1990'lı yıllara uzanmıştır. Gerçektende, Kıbrıs'a asker çıkarmasına, sayısız döviz krizine girmiş olmasına ve defalarca uçurumun kenarına gelmiş olmasına rağmen, Batı her seferinde Türkiye'yi 'kefaleten' kuyudan çıkarmıştır. Türkiye iki kutuplu dünyada 2. Dünya savaşında hiç bir evladını kaybetmeden, Batı'da yer almış ve coğrafi konumunun sağladığı rantı kullanarak günümüze gelmiştir.
AKP hükümetinin tezkere konusunda içine düştüğü hata, Türkiye'yi hala 'iyi yere dükkan açmış' bir esnaf olduğunu sanmalarından kaynaklanmakta. Oysa dünya değişti.
Artık ikinci bir blok yok. Dolayısı ile Türkiye'nin Ecevit'in 70'li yıllarda kullandığı deyimi ile 'Çitin ötesine' atlayabilecek bir seçeneği de yok. Ayrıca gelişen teknolojiler sayesinde Amerika tek cephedende savaş açıp Saddam'ı devirecek güçte olduğunu gösterdi. Sonuç olarak Türkiye'yi yöneten elitlerin bu kadar kendilerinden emin olarak içine düştükleri 'jeopolitik' önem hızlı bir şekilde devalue olmuş bulunuyor.
Geleceğe Yönelik Gelişmeler :
Zedelenen Amerikan-Türk ilişkilerinin eski seviyesine geri gelmesi zor değil, imkansız.
Amerika'da Türkiye'ye sıcak bakmıyan lobiler ellerine geçirdikleri bu tarihi fırsatı bol bol kullanacaklar. Saddam sonrası Irak'ta kurulacak yeni siyasi yapı aşırı Amerikancı olacağı için, 'jeopolitik' olarak ABD'ye çok yakın olacak. Bundan sonra Türkiye'nin işi zor. Sekreter Powell boşuna Ankara'ya bir elma şekeri uzatmadı : ' Irak'ın yapılanmasında Türkiye'ye çok iş düşecek'. Açık anlatımı ile 'siz tezkere için bizle çok pazarlık yaptınız, bizde size şimdi Irak'ta bol bol inşaat işi vereceğiz ama artık eskisi gibi
Seviyeli Beraberlik söz konusu olamaz'.
Yaşayıp göreceğiz bakalım.
3 Nisan 2003 Washington DC