AKP, referandumda evet dedirtebilmek için var gücüyle uğraşıyor.
Devlet imkanları dahil her olayı referandum propagandasına çevirebiliyor.
Geçenlerde bir nikah masasında bile görüldü bu! Yerel seçimlerde de valileri beyaz eşya kampanyasına ortak etmişti.
Referandumda evet veya hayır oyu kullanılacak ama halkımız hayır'a alışkın değil. 8 yıldır bu halk AKP ye sürekli “evet” diyor zaten. 2007 seçimleri öncesi ölüyoruz, bitiyoruz diyen, bu seçmen değil miydi? Ürünümüz para etmiyor, emekli maaşımızla geçinemiyoruz, işsiziz diyenler, gittiler paşa paşa tekrar oy verdiler AKP’ye. Hem de iki kişiden birisi "evet" dedi!
Başbakan Erdoğan kendisi "
iktidara geldiğimizde işsizlik 10.3 idi" diyor. Aynı açıklamada 2010 işsizlik oranının Şubat ayı rakamlarına göre
yüzde 14 olduğunu itiraf ediyor. Toplumda, sendikalarda, muhalefette, işsizlerde büyük bir sessizlik hakim. Demek ki; insanlarımız işsizliği sorun olarak görmüyor!
Türkiye’de açlık sınırında 14 milyon insanın yaşadığı söyleniyor. Terör bitme noktasındayken, bugün haber bültenleri her gün şehit haberleri ile başlıyor. Devletin bakanı bile kız-erkek ayrı okumasında sorun görmüyor, olabilir diyor.
Sürekli Laiklik ilkesi ile, Atatürkçü düşünce ile, hep bir çatışma hali. TSK, liberal saldırılara karşı bile kendisini korumaktan aciz hale düştü. Devletin kurumları kavga halinde, yapısal bir tehdit sürekli dile getiriliyor! Ve AKP bu kadar gürültü arasında yapılan 2007 seçimlerinde yüzde 47 gibi bir oy ile tekrar iktidar oluyor! Genel seçimlerde iktidara verilen her oy... "Evet, ben senden ve yaşadığım tüm sorunlardan memnunum" anlamına geliyor.
2007 seçimlerinden sonra anladım ki; Türk halkı yapı itibari ile evet demeyi sever. Üstelik hayır demeyi pek beceremez. İşte timsahın çevirdiği gözyaşı isimli film’de bundan sonra başlar. Onun için inanmıyorum yolda sokakta herkesin muhalif olduğuna. Türk insanı iktidar sever. Bu kadar.
OSYM
10-11 Temmuz günü, yani tam bir ay önce girilmiş bir sınavın sonucunu sistemin çökmesinden dolayı açıklayamadı ÖSYM. Sistem çökmesinin yoğunlukla alakası olduğunu düşünmüyorum. OSS sınavına da milyonlarca kişi girdi ama site çökmemişti. Ayrıca yoğunluktan çöktüyse bu çok daha vahim. 1,5 milyon insanın talebine cevap veremeyen sistem, 70 milyonluk bir ülke e-devlet uygulamasını nasıl yürütecek? OSYM başkanlığı geçerli bir sebebi halka duyurmalıdır.
Bu sese kulak verin
Yaklaşık 6 yıl kadar önce ABD’li Türkler “bridge to turkey fund” adı altında bir fon kurmuşlar. Fonda herkes gönüllü çalışıyor. Bu fon, bağış topluyor, toplanan bağışlar Türkiye’nin ücra köselerindeki okullara yardım amaçlı veriliyor. Bağışlar çocuklara giyim kuşam, ayakkabı, bot, okula soba, yakıt, okul tamiri, kütüphane yapımı, kitap temini, alet edevat, araç gereç vb. aktarılıyor.
Bu fona katkı sunmak isteyenler ve fonun faaliyetlerinin daha fazlasını incelemek isteyenler aşağıdaki bağlantıları inceleyebilirler, isterlerse bağış yapabilirler.
Detaylı bilgiye ulaşmak ve fon ile ilgili soru sormak ve yardım etmek isteyenler twitter üzerinden @FatosUs ile irtibata girebilirler.
">
AKP, referandumda evet dedirtebilmek için var gücüyle uğraşıyor.
Devlet imkanları dahil her olayı referandum propagandasına çevirebiliyor.
Geçenlerde bir nikah masasında bile görüldü bu! Yerel seçimlerde de valileri beyaz eşya kampanyasına ortak etmişti.
Referandumda evet veya hayır oyu kullanılacak ama halkımız hayır'a alışkın değil. 8 yıldır bu halk AKP ye sürekli “evet” diyor zaten. 2007 seçimleri öncesi ölüyoruz, bitiyoruz diyen, bu seçmen değil miydi? Ürünümüz para etmiyor, emekli maaşımızla geçinemiyoruz, işsiziz diyenler, gittiler paşa paşa tekrar oy verdiler AKP’ye. Hem de iki kişiden birisi "evet" dedi!
Başbakan Erdoğan kendisi "
iktidara geldiğimizde işsizlik 10.3 idi" diyor. Aynı açıklamada 2010 işsizlik oranının Şubat ayı rakamlarına göre
yüzde 14 olduğunu itiraf ediyor. Toplumda, sendikalarda, muhalefette, işsizlerde büyük bir sessizlik hakim. Demek ki; insanlarımız işsizliği sorun olarak görmüyor!
Türkiye’de açlık sınırında 14 milyon insanın yaşadığı söyleniyor. Terör bitme noktasındayken, bugün haber bültenleri her gün şehit haberleri ile başlıyor. Devletin bakanı bile kız-erkek ayrı okumasında sorun görmüyor, olabilir diyor.
Sürekli Laiklik ilkesi ile, Atatürkçü düşünce ile, hep bir çatışma hali. TSK, liberal saldırılara karşı bile kendisini korumaktan aciz hale düştü. Devletin kurumları kavga halinde, yapısal bir tehdit sürekli dile getiriliyor! Ve AKP bu kadar gürültü arasında yapılan 2007 seçimlerinde yüzde 47 gibi bir oy ile tekrar iktidar oluyor! Genel seçimlerde iktidara verilen her oy... "Evet, ben senden ve yaşadığım tüm sorunlardan memnunum" anlamına geliyor.
2007 seçimlerinden sonra anladım ki; Türk halkı yapı itibari ile evet demeyi sever. Üstelik hayır demeyi pek beceremez. İşte timsahın çevirdiği gözyaşı isimli film’de bundan sonra başlar. Onun için inanmıyorum yolda sokakta herkesin muhalif olduğuna. Türk insanı iktidar sever. Bu kadar.
OSYM
10-11 Temmuz günü, yani tam bir ay önce girilmiş bir sınavın sonucunu sistemin çökmesinden dolayı açıklayamadı ÖSYM. Sistem çökmesinin yoğunlukla alakası olduğunu düşünmüyorum. OSS sınavına da milyonlarca kişi girdi ama site çökmemişti. Ayrıca yoğunluktan çöktüyse bu çok daha vahim. 1,5 milyon insanın talebine cevap veremeyen sistem, 70 milyonluk bir ülke e-devlet uygulamasını nasıl yürütecek? OSYM başkanlığı geçerli bir sebebi halka duyurmalıdır.
Bu sese kulak verin
Yaklaşık 6 yıl kadar önce ABD’li Türkler “bridge to turkey fund” adı altında bir fon kurmuşlar. Fonda herkes gönüllü çalışıyor. Bu fon, bağış topluyor, toplanan bağışlar Türkiye’nin ücra köselerindeki okullara yardım amaçlı veriliyor. Bağışlar çocuklara giyim kuşam, ayakkabı, bot, okula soba, yakıt, okul tamiri, kütüphane yapımı, kitap temini, alet edevat, araç gereç vb. aktarılıyor.
Bu fona katkı sunmak isteyenler ve fonun faaliyetlerinin daha fazlasını incelemek isteyenler aşağıdaki bağlantıları inceleyebilirler, isterlerse bağış yapabilirler.
Detaylı bilgiye ulaşmak ve fon ile ilgili soru sormak ve yardım etmek isteyenler twitter üzerinden @FatosUs ile irtibata girebilirler.