Yerel seçimler sonrası herkes de bir İmamoğlu sendromu vardı. Yani biz nasıl kazandık, nasıl oyları kaptık, Tayyip bey artık demokrat olmayan siyasetinin karşılığını sonunda aldı gibi. Bir baktım İmamoğlu Anıtkabir’ gitmiş belediye başkanı diye anı defterine imza atmış. Bir şok oldum doğrusu çünkü resmen başkanlığı daha açıklanmamış. Çok iddialı insan davranışı olarak görmedim. Önce dedim ki; Anıtkabir’ e Ata’mıza gitmesinde bir mahsur yok hatta ne kadar hoş ama deftere imza atmak hem de daha açıklanmadan resmen çok tuhaf. Tabii ki Binali Yıldırım’ a da eleştirmek için güzel bir koz vermiş oldu. Sonra herkes de bir nasıl kazandık havaları. Oğlumla seçimlerden bir hafta önce gündemi değerlendirdik dedi ki; Anne acaba seçimlerde bir Fetö parmağımı olacak Akp enteresan bir hazırlık içinde elektronik ortamda bir şeyler yapıyorlar falan ya dedim iddialı bir parti yıllardır, hiç seçim kaybetmediler herhalde yine aynı hırsla davranıyorlar. Sonra ne oldu baktım seçimden sonra İmamoğlu çıktı defalarca basın açıklaması yaptı, an be an halkın oylarının takipçisi olduğunu söyledi. İnsanlar da Başkanlık seçimlerinde Muharrem İnce’nin; adam kazandı yorumu ile kıyasladılar. Haliyle dağlar kadar fark vardı. Yalnız bizim millet de tuhaf hemen İmaoğlu’ na; adamsın, aşığız sana adam, afedersiniz Yürü be! Tadında yorumlar yapıyorlar. Yahu bu adam geçmişte Beylikdüzü belediye başkanı imiş biz yeni seçimlerde tanıdık nasıl hemen adamı göklere çıkarttınız? Neymiş efendim Akp hezimete uğrasın. Tamam da madem bu oyları verebiliyordunuz? Neden Başkan’ lıkta vermediniz de Belediyecilikte iyi olan Akp’ nin tam da hizmet edeceği zamanda kırmızı kartı gösterdiniz. Ben hiçbir zaman konjonktürü yakalayamayacağım sanırım, hesapta marijinalim ya….Neyse bakalım 1 hafta geçti hala sonuç yok kesin olarak ama bence ibre Binali Yıldırım’ dan yana dönecek. Neden mi? Akp ne Fetö ihtimaline ne de Chp’ ye bu saatten sonra kaybetmez ne yapar eder bu seçim sonuçlarını kazanmış olarak ipi göğüsler demedi demeyin….
Geçen hafta yaptığım haber röportajda Mücahid Temizel isimli genç bir modelden bahsetmiştim. Yarışmada o kadar 3000 kişi içinde finale kalmış ama karşılaştığı uygunsuz tekliften sonra kendi isteği ile çekilmişti. Bana anlattığı şeylerin yazabildiğimiz kısmı vardı bir de yazamadığımız isim veremediğimiz kısmı. Bu işte insan ne kadar yıllar geçse de bir yaşına daha giriyor. Hadi canım o kadar da olmaz dediğimiz şey varsa, evet o kadar da oluyor, şaşırmaya devam ediyoruz. Başka şeyler de duyuyoruz ama tabii ki her duyduğumuza inanmıyoruz. Araştırmadan iyice doğrusunu öğrenmededn sizinle paylaşmak yok. Yalnız şunu söyleyebilirim; Hiçbir şey göründüğü gibi değil, çok renkli yaşamlara, büyük paralara, lüks yaşantılara heves ediyorsanız çok da etmeyin bence , her şeyin bir görünen yüzü bir de görünmeyen karanlık tarafı var emin olun.
Geçen gün Hıncal Uluç ; Buket Aydın’ a botoxlu silikonlu tipleri izlemiyoruz zaten sunduğu haber de raitinglerde iyi değil demiş. Eski bir haber spikeri olarak şunu söyleyebilirim. Ekrana çıkıyorsanız günümüzün estetik uygulamalarını yaptırmakta bir mahsur yok. Neden yapılmasın? Ayrıca botxlu silikonlu kadınlar da, kendilerine hiçbir şey yaptırmamış doğal süreçte yaşlanmış insanları çok beğenmiyorlar Hıncal Uluç’ da öyle pek yakışıklı bir adam olarak yaşlanmamış, onu da estetik olarak beğenmeyen çok insan vardır. Yazılarında da öyle aman kaçırmayayım diye bir durum yok ama yine de yıllardır bir köşede oturmuş havadan, sudan yazılar yazıyor. Kaldı ki diyelim kanal D haber raitinglerde çok iyi değil, bunun tek sebebi Buket Aydın’ın ekran karizmasından olduğu nereden belli, yandaş kanal olduğu için insanlara inandırıcı gelmiyor olabilir mi? Ama Hıncal Uluç bunu oturduğu yandaş köşeden değerlendiremez tabii. İnsanlra şans tanımak lazım, süre tanımak lazım, tecrübe öyle 1 gün de olan bir şey değil. İnsanlara şans verirseniz, bir süre sonra gerçek performanslarını görürsünüz….
Sözün Özü; Genellikle bütün büyük yanlışların altında Gurur yatar…. Alexander Puşkin
">
Yerel seçimler sonrası herkes de bir İmamoğlu sendromu vardı. Yani biz nasıl kazandık, nasıl oyları kaptık, Tayyip bey artık demokrat olmayan siyasetinin karşılığını sonunda aldı gibi. Bir baktım İmamoğlu Anıtkabir’ gitmiş belediye başkanı diye anı defterine imza atmış. Bir şok oldum doğrusu çünkü resmen başkanlığı daha açıklanmamış. Çok iddialı insan davranışı olarak görmedim. Önce dedim ki; Anıtkabir’ e Ata’mıza gitmesinde bir mahsur yok hatta ne kadar hoş ama deftere imza atmak hem de daha açıklanmadan resmen çok tuhaf. Tabii ki Binali Yıldırım’ a da eleştirmek için güzel bir koz vermiş oldu. Sonra herkes de bir nasıl kazandık havaları. Oğlumla seçimlerden bir hafta önce gündemi değerlendirdik dedi ki; Anne acaba seçimlerde bir Fetö parmağımı olacak Akp enteresan bir hazırlık içinde elektronik ortamda bir şeyler yapıyorlar falan ya dedim iddialı bir parti yıllardır, hiç seçim kaybetmediler herhalde yine aynı hırsla davranıyorlar. Sonra ne oldu baktım seçimden sonra İmamoğlu çıktı defalarca basın açıklaması yaptı, an be an halkın oylarının takipçisi olduğunu söyledi. İnsanlar da Başkanlık seçimlerinde Muharrem İnce’nin; adam kazandı yorumu ile kıyasladılar. Haliyle dağlar kadar fark vardı. Yalnız bizim millet de tuhaf hemen İmaoğlu’ na; adamsın, aşığız sana adam, afedersiniz Yürü be! Tadında yorumlar yapıyorlar. Yahu bu adam geçmişte Beylikdüzü belediye başkanı imiş biz yeni seçimlerde tanıdık nasıl hemen adamı göklere çıkarttınız? Neymiş efendim Akp hezimete uğrasın. Tamam da madem bu oyları verebiliyordunuz? Neden Başkan’ lıkta vermediniz de Belediyecilikte iyi olan Akp’ nin tam da hizmet edeceği zamanda kırmızı kartı gösterdiniz. Ben hiçbir zaman konjonktürü yakalayamayacağım sanırım, hesapta marijinalim ya….Neyse bakalım 1 hafta geçti hala sonuç yok kesin olarak ama bence ibre Binali Yıldırım’ dan yana dönecek. Neden mi? Akp ne Fetö ihtimaline ne de Chp’ ye bu saatten sonra kaybetmez ne yapar eder bu seçim sonuçlarını kazanmış olarak ipi göğüsler demedi demeyin….
Geçen hafta yaptığım haber röportajda Mücahid Temizel isimli genç bir modelden bahsetmiştim. Yarışmada o kadar 3000 kişi içinde finale kalmış ama karşılaştığı uygunsuz tekliften sonra kendi isteği ile çekilmişti. Bana anlattığı şeylerin yazabildiğimiz kısmı vardı bir de yazamadığımız isim veremediğimiz kısmı. Bu işte insan ne kadar yıllar geçse de bir yaşına daha giriyor. Hadi canım o kadar da olmaz dediğimiz şey varsa, evet o kadar da oluyor, şaşırmaya devam ediyoruz. Başka şeyler de duyuyoruz ama tabii ki her duyduğumuza inanmıyoruz. Araştırmadan iyice doğrusunu öğrenmededn sizinle paylaşmak yok. Yalnız şunu söyleyebilirim; Hiçbir şey göründüğü gibi değil, çok renkli yaşamlara, büyük paralara, lüks yaşantılara heves ediyorsanız çok da etmeyin bence , her şeyin bir görünen yüzü bir de görünmeyen karanlık tarafı var emin olun.
Geçen gün Hıncal Uluç ; Buket Aydın’ a botoxlu silikonlu tipleri izlemiyoruz zaten sunduğu haber de raitinglerde iyi değil demiş. Eski bir haber spikeri olarak şunu söyleyebilirim. Ekrana çıkıyorsanız günümüzün estetik uygulamalarını yaptırmakta bir mahsur yok. Neden yapılmasın? Ayrıca botxlu silikonlu kadınlar da, kendilerine hiçbir şey yaptırmamış doğal süreçte yaşlanmış insanları çok beğenmiyorlar Hıncal Uluç’ da öyle pek yakışıklı bir adam olarak yaşlanmamış, onu da estetik olarak beğenmeyen çok insan vardır. Yazılarında da öyle aman kaçırmayayım diye bir durum yok ama yine de yıllardır bir köşede oturmuş havadan, sudan yazılar yazıyor. Kaldı ki diyelim kanal D haber raitinglerde çok iyi değil, bunun tek sebebi Buket Aydın’ın ekran karizmasından olduğu nereden belli, yandaş kanal olduğu için insanlara inandırıcı gelmiyor olabilir mi? Ama Hıncal Uluç bunu oturduğu yandaş köşeden değerlendiremez tabii. İnsanlra şans tanımak lazım, süre tanımak lazım, tecrübe öyle 1 gün de olan bir şey değil. İnsanlara şans verirseniz, bir süre sonra gerçek performanslarını görürsünüz….
Sözün Özü; Genellikle bütün büyük yanlışların altında Gurur yatar…. Alexander Puşkin