Milletvekili adayları açıklandı...
Kıyamet koptu!
Her seçimde olan tepkiler bunlar, bir yere kadar da doğal.
'Doğal olmayan' sürecin ve yapının kendisi...
Matruşka bebekleri gibi ittifak içinde ittifaklar, paralel kontenjanlar, benzemezlerin, "zoraki nikahı"...
Yine de seçim seçimdir, Ulusun büyük vicdanı, siyasetin üzerindeki basıncı da rahatlatacaktır.
"Yönetimde İstikrar - Temsilde Adalet" havada kaldı... Başkanlık sistemi çok maliyetli, test edildi, onaylandı!
Başlayalım:
Oy barajı olmamalı.
Partiler, seçim sonrası Meclis içinde koalisyonlar yapacaklarını taahhüt edebilmeli..
Siyasetin finansmanı saydam hale getirilmeli. Mal beyanı erişilebilir şekilde duyurulmalı...
Ve her şeyden önce değerli okurlarım, adayları partinin tüm üyeleri seçebilmeli. Delege dejenerasyonuna ihtiyaç duyulmadan, e-devlet ve MERNİS başarımını sergilemiş bu ülkede, tüm üyeler, vekiller ve hatta parti yönetimleri için belirleyici olabilmeli...
Böyle olursa, bugün gördüğümüz tartışmaların çoğu çıkmaz...
Tabii büyük iradenin yani Millet iradesinin en işlevsel şekilde tecelli etmesi başka gerçekleri de düşündürüyor:
Her seçimde, en düşük seçmen yaşı olan en az 18 yıl süresi boyunca Türk vatandaşlığı bulunan vatandaşların oy verme hakkı bulunmalı.
Çifte vatandaşlığı olanlara oy hakkı gözden geçirilmeli.
Seçime bir yıl kaldığından itibaren belediye mücavir alanlarında değişme yapılmamalı.
Parmak boyası tekrar düşünülmeli.
Seçmen bilgi listeleri seçimden iki ay önce ilan edilmeli.
Sandık birleştirme tutanaklarını tam açıklayamayan ve müşahit gönderemeyen Meclisteki partilere Hazineden aldıkları yardım kesilmeli.
Öte yandan Hazine yardımı zaten tümüyle kaldırılmalı..
Seçim sisteminde barajların indirilmesi hariç bir parlamento döneminde yapılan değişiklik, ikinci seçimden itibaren geçerli olmalı kuralına uyumalı.
Değerli okurlarım,
28.Dönem Meclisi'nin işi çok zor...
Seçim sonucuna göre, parlamenter sisteme geçiş gündeme gelebilecek...
O arada tesis edilecek Hükümet, hayat pahalılığıyla ve orta direğin ekonomik sorunlarıyla yüzleşecek...
Fakat bundan daha önemli olan, çevremizdeki kuşatma, sınır güvenliği ve olası bölgesel savaşlardır.
14 Mayıs Parlamentosunun 1 Mart Tezkeresine benzer bir taleple karşılaşırsa bunu bertaraf etmesi ne denli olasıdır veya enerjide ulusal kaynaklara sahip çıkması muhtemel midir? asıl yakıcı sorular da bunlar olsa gerekir...
Şimdi tüm tabloyu tekrar okumak ve seçim sonrasında da yurttaşın demokrasiye katılım kanallarını açmak için beraberce düşünmek zamanıdır...