Neresinden bakarsanız bakın, tüm veriler Kovid-19 salgınının çok kötü yönetildiğini gösteriyor.
Değişik ülkelerin salgın döneminde vatandaşlarına yaptığı yardım milli gelirin yüzdesi olarak şöyle:
Amerika: %25
İngiltere: %16
Almanya: %11
Hindistan: %3
Rusya: 3%
Türkiye: %1
Türkiye salgında vatandaşına en az yardım yapan ülkeler arasında başı çekiyor.
Her ülke kapanma veya değişik önlemler uyguluyor. Türkiye’de önlemlerin ne kadar düzensiz yürütüldüğünü Profesör Kemal Gözler “Genelge Devleti” başlıklı aydınlatıcı makalesinde anlatmış. Gözler durumu “karmaşa” diye adlandırıyor.
Salgını yenmenin tek yolu aşı. En büyük beceriksizlik aşı temini konusunda yaşandı. Aşılamada Türkiye çok gerilerde. Son 17 günlük kapanma sırasında 35-40 milyon aşı yapılmalıydı. Olmadı, çünkü elde aşı yok.
Ülkelerin aşılama performansını gösteren başlıca iki gösterge var. Aşı yapılan insan sayısı veya yapılan toplam aşı sayısı. Her iki gösterge Türkiye’nin başarılı olmadığını ortaya koyuyor.
Our World in Data verilerine göre 19 Mayıs itibariyle Türkiye’de en az bir kez aşı yapılan insan sayısı 100 kişide 18 yani nüfusun %18’i (*).
Dünya ülkeleri arasında aşı yapılan insan sayısına göre Türkiye 81. sırada.
Avrupa Birliği ortalaması %33, neredeyse Türkiye’nin iki katı. Bazı örnekler: İsrail %63, İngiltere %55, Moğolistan %55, Şili %49, Kanada %48, Kıbrıs %39, Almanya %38, İspanya %34, Sırbistan %34, İtalya %33, Fransa %31, vs.
Toplam aşı sayısı bakımından durum değişmiyor. Türkiye’de yapılan toplam aşı nüfusun %32’si kadar.
Dünya ülkeleri arasında yapılan toplam aşı sayısına göre Türkiye 76. sırada.
AB ortalaması %47. Diğer ülkeler benzer şekilde sıralanıyor: İsrail %120, Şili %89, İngiltere %86, Macaristan %79, vs.
Bu veriler açık bir başarısızlığı gösteriyor.
Mayıs başında Sağlık Bakanı bir gazeteye yaptığı açıklamada “dünyada aşı savaşı var, hiçbir ülke hedeflediği aşıyı temin edemedi, sözleşmelere uyulmuyor” dedi.
Sağlık Bakanı sorumluluğu başkalarına atıyor. Evet, pek çok ülke hedeflediği kadar aşı alamadı ama yukarıdaki veriler, 70’den fazla ülkenin Türkiye’den daha çok aşı temin ettiğini gösteriyor.
Demek sorun başka yerde.
Başarısızlığın basit bir nedeni var. Geçtiğimiz yaz sonuna kadar en az dört şirketle en az 140-150 milyon doz aşı sözleşmesi yapmak gerekiyordu. Yapamadılar, çok geç kaldılar. Sadece Çinli Sinovac’la 50 milyon doz için ancak Kasım ayında sözleşme yapabildiler. Tek şirket demek risk demek.
Bunları geçen yıl defalarca yazdım. Sağlık Bakanı, Mayıs 2021’de “dünyada aşı savaşı var” mazeretini ileri sürüyor. Hayret!
Aşı savaşı başladı, hızla aşı sözleşmeleri yapmak gerek diye ta geçtiğimiz yaz “Aşı savaşları” başlıklı bir yazı yazmıştım.
2020 sonuna geldiğimizde işin rengi belliydi. Ocak ayının ilk günlerinde görünen durum şöyleydi: “İktidarın iç karartan başarısızlığı nedeniyle, sonbahara hatta muhtemelen yılsonuna kadar toplumsal bağışıklık hedefine ulaşmak zor görünüyor. Halk sağlığına dönük tehditlere ilaveten, ekonomik fatura da ağır olacak.”
O arada Sağlık Bakanı bol bol hedef açıkladı, sözler verdi. Ama hedefler imzalanmış sözleşmeye dayanmıyordu.
Mesela 9 Aralık’ta bir gazeteciye “Nisan sonuna kadar 100 milyon doz aşı yapmak istiyoruz” dedi. Ama bu hedefe uygun sözleşme yapılmamıştı.
25 Şubat’ta “Mayıs sonuna kadar 105 milyon aşıya erişim güvencede” dedi, ama o tarihte bu sayıyı garanti edecek anlaşmalar bulunmuyordu. Bakan muhtemelen Sinovac ile yapılan sözleşmeye güveniyordu, ama Şubat sonunda Çinli şirketin ilk anlaşmadaki 50 milyon dozu dahi zamanında teslim edemediği belli olmuştu.
Neticede, Mayıs sonu itibariyle Türkiye’ye gelen aşı, yaklaşık 26,5 milyon Sinovac 6,1 milyon Biontech olmak üzere 32 milyon.
Nihayet son günlerde iki sözleşme yapıldı. Biontech firmasıyla yapılan anlaşmaya göre, haziran ayından eylül sonuna kadar toplam 120 milyon doz aşı gelecek. Rus Sputnik firması Mayıs ayından itibaren 50 milyon aşı verecek.
Yaklaşık 8-10 aylık gecikmeyle yapılan bu sözleşmeler, Türkiye’nin büyük ihtimal kışa doğru toplumsal bağışıklık düzeyine ulaşmasını sağlayacak.
Niçin bu kadar gecikme oldu? Mesela Biontech’le yapılan sözleşme, niçin daha önce yapılmadı? Niçin Mayıs 2021’e kadar beklendi?
Biontech aşısını geliştiren firmanın sahiplerinden Türkiye kökenli Uğur Şahin, kendi memleketine yardımcı olmak istedi. 2020 sonuna doğru sözleşme imzalanması için adeta yalvardı. Niçin yapılmadı?
Biontech aşısı mRNA adı verilen ‘yeni teknoloji’ ile üretiliyor. Sağlık Bakanı defalarca o teknolojiyi güvenilir bulmadığını açıkladı. Gecikmenin muhtemel nedenlerinden biri bu güvensizlik.
Ama Biontech aşısının güvenilir olmadığını gösteren hiçbir bilimsel veri yok. İleri sürülen tek gerekçe, kullanılan teknolojinin yeni olmasından ibaret. Bu ise rasyonel bir açıklama değil.
Bugüne dek elde edilen bilimsel veriler, yeni teknoloji (mRNA) ile üretilen aşıların, eski teknoloji (inaktif) ile üretilen aşılardan daha güvenilir ve başarılı olduğunu gösteriyor. Sağlık Bakanı’nın ileri sürdüğünün tam tersi.
Bir başka gecikme nedeni Astra Zeneca ile sözleşme yapılmaması. Sağlık Bakanı açıklamalarında Astra Zeneca aşısına da güvenmediğini açıkladı. Halbuki mevcut bilimsel verilere göre bu aşı, sözleşmeye bağlanan Sinovac ve Sputnik aşılarının her ikisinden daha güvenilir ve daha etkili.
Bazı ülkelerde yan etkileriyle ilgili tartışma var, ama benzer tartışmalar Sinovac ve Sputnik aşıları için çok daha fazla. Astra Zeneca üretim kapasitesi en yüksek firmalardan biri. İngiltere dahil pek çok ülke kullanıyor.
Biontech veya Astra Zeneca ile zamanında sözleşme yapılsaydı, içinde bulunduğumuz günlerde Türkiye salgını kontrol altına almış veya almak üzere olurdu.
Kötü yönetimin bir başka nedeni yanlış zaman planlaması. Sağlık Bakanı defalarca, nisandan sonra dışardan aşıya ihtiyacımız yok, çünkü kendi aşımızı yapmış olacağız açıklaması yaptı. O hedef de tutmadı. Şimdi yerli aşı için hedef 2022 başı.
Salgın yönetimi ve aşı teminindeki beceriksizliğin insani, ekonomik ve siyasi faturası maalesef yüksek olacak.
——–
(*)- Verileri Our World in Data sitesinden 20.5.2021 tarihinde saat 22.00-22.30 arasında aldım. En güvenilir verilere sahip kaynaklardan biri olan bu sitede Türkiye için verilen aşılama sayıları, Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarıyla uyum içinde. Burada sunduğumuz verilere sıralanmış şekilde ulaşmak için, siteye girdikten sonra çıkan ilgili grafiğin altındaki “TABLE” kutusunu tıklamak en kolay yol.
Kaynak: HalukOzdalga.com
">
Neresinden bakarsanız bakın, tüm veriler Kovid-19 salgınının çok kötü yönetildiğini gösteriyor.
Değişik ülkelerin salgın döneminde vatandaşlarına yaptığı yardım milli gelirin yüzdesi olarak şöyle:
Amerika: %25
İngiltere: %16
Almanya: %11
Hindistan: %3
Rusya: 3%
Türkiye: %1
Türkiye salgında vatandaşına en az yardım yapan ülkeler arasında başı çekiyor.
Her ülke kapanma veya değişik önlemler uyguluyor. Türkiye’de önlemlerin ne kadar düzensiz yürütüldüğünü Profesör Kemal Gözler “Genelge Devleti” başlıklı aydınlatıcı makalesinde anlatmış. Gözler durumu “karmaşa” diye adlandırıyor.
Salgını yenmenin tek yolu aşı. En büyük beceriksizlik aşı temini konusunda yaşandı. Aşılamada Türkiye çok gerilerde. Son 17 günlük kapanma sırasında 35-40 milyon aşı yapılmalıydı. Olmadı, çünkü elde aşı yok.
Ülkelerin aşılama performansını gösteren başlıca iki gösterge var. Aşı yapılan insan sayısı veya yapılan toplam aşı sayısı. Her iki gösterge Türkiye’nin başarılı olmadığını ortaya koyuyor.
Our World in Data verilerine göre 19 Mayıs itibariyle Türkiye’de en az bir kez aşı yapılan insan sayısı 100 kişide 18 yani nüfusun %18’i (*).
Dünya ülkeleri arasında aşı yapılan insan sayısına göre Türkiye 81. sırada.
Avrupa Birliği ortalaması %33, neredeyse Türkiye’nin iki katı. Bazı örnekler: İsrail %63, İngiltere %55, Moğolistan %55, Şili %49, Kanada %48, Kıbrıs %39, Almanya %38, İspanya %34, Sırbistan %34, İtalya %33, Fransa %31, vs.
Toplam aşı sayısı bakımından durum değişmiyor. Türkiye’de yapılan toplam aşı nüfusun %32’si kadar.
Dünya ülkeleri arasında yapılan toplam aşı sayısına göre Türkiye 76. sırada.
AB ortalaması %47. Diğer ülkeler benzer şekilde sıralanıyor: İsrail %120, Şili %89, İngiltere %86, Macaristan %79, vs.
Bu veriler açık bir başarısızlığı gösteriyor.
Mayıs başında Sağlık Bakanı bir gazeteye yaptığı açıklamada “dünyada aşı savaşı var, hiçbir ülke hedeflediği aşıyı temin edemedi, sözleşmelere uyulmuyor” dedi.
Sağlık Bakanı sorumluluğu başkalarına atıyor. Evet, pek çok ülke hedeflediği kadar aşı alamadı ama yukarıdaki veriler, 70’den fazla ülkenin Türkiye’den daha çok aşı temin ettiğini gösteriyor.
Demek sorun başka yerde.
Başarısızlığın basit bir nedeni var. Geçtiğimiz yaz sonuna kadar en az dört şirketle en az 140-150 milyon doz aşı sözleşmesi yapmak gerekiyordu. Yapamadılar, çok geç kaldılar. Sadece Çinli Sinovac’la 50 milyon doz için ancak Kasım ayında sözleşme yapabildiler. Tek şirket demek risk demek.
Bunları geçen yıl defalarca yazdım. Sağlık Bakanı, Mayıs 2021’de “dünyada aşı savaşı var” mazeretini ileri sürüyor. Hayret!
Aşı savaşı başladı, hızla aşı sözleşmeleri yapmak gerek diye ta geçtiğimiz yaz “Aşı savaşları” başlıklı bir yazı yazmıştım.
2020 sonuna geldiğimizde işin rengi belliydi. Ocak ayının ilk günlerinde görünen durum şöyleydi: “İktidarın iç karartan başarısızlığı nedeniyle, sonbahara hatta muhtemelen yılsonuna kadar toplumsal bağışıklık hedefine ulaşmak zor görünüyor. Halk sağlığına dönük tehditlere ilaveten, ekonomik fatura da ağır olacak.”
O arada Sağlık Bakanı bol bol hedef açıkladı, sözler verdi. Ama hedefler imzalanmış sözleşmeye dayanmıyordu.
Mesela 9 Aralık’ta bir gazeteciye “Nisan sonuna kadar 100 milyon doz aşı yapmak istiyoruz” dedi. Ama bu hedefe uygun sözleşme yapılmamıştı.
25 Şubat’ta “Mayıs sonuna kadar 105 milyon aşıya erişim güvencede” dedi, ama o tarihte bu sayıyı garanti edecek anlaşmalar bulunmuyordu. Bakan muhtemelen Sinovac ile yapılan sözleşmeye güveniyordu, ama Şubat sonunda Çinli şirketin ilk anlaşmadaki 50 milyon dozu dahi zamanında teslim edemediği belli olmuştu.
Neticede, Mayıs sonu itibariyle Türkiye’ye gelen aşı, yaklaşık 26,5 milyon Sinovac 6,1 milyon Biontech olmak üzere 32 milyon.
Nihayet son günlerde iki sözleşme yapıldı. Biontech firmasıyla yapılan anlaşmaya göre, haziran ayından eylül sonuna kadar toplam 120 milyon doz aşı gelecek. Rus Sputnik firması Mayıs ayından itibaren 50 milyon aşı verecek.
Yaklaşık 8-10 aylık gecikmeyle yapılan bu sözleşmeler, Türkiye’nin büyük ihtimal kışa doğru toplumsal bağışıklık düzeyine ulaşmasını sağlayacak.
Niçin bu kadar gecikme oldu? Mesela Biontech’le yapılan sözleşme, niçin daha önce yapılmadı? Niçin Mayıs 2021’e kadar beklendi?
Biontech aşısını geliştiren firmanın sahiplerinden Türkiye kökenli Uğur Şahin, kendi memleketine yardımcı olmak istedi. 2020 sonuna doğru sözleşme imzalanması için adeta yalvardı. Niçin yapılmadı?
Biontech aşısı mRNA adı verilen ‘yeni teknoloji’ ile üretiliyor. Sağlık Bakanı defalarca o teknolojiyi güvenilir bulmadığını açıkladı. Gecikmenin muhtemel nedenlerinden biri bu güvensizlik.
Ama Biontech aşısının güvenilir olmadığını gösteren hiçbir bilimsel veri yok. İleri sürülen tek gerekçe, kullanılan teknolojinin yeni olmasından ibaret. Bu ise rasyonel bir açıklama değil.
Bugüne dek elde edilen bilimsel veriler, yeni teknoloji (mRNA) ile üretilen aşıların, eski teknoloji (inaktif) ile üretilen aşılardan daha güvenilir ve başarılı olduğunu gösteriyor. Sağlık Bakanı’nın ileri sürdüğünün tam tersi.
Bir başka gecikme nedeni Astra Zeneca ile sözleşme yapılmaması. Sağlık Bakanı açıklamalarında Astra Zeneca aşısına da güvenmediğini açıkladı. Halbuki mevcut bilimsel verilere göre bu aşı, sözleşmeye bağlanan Sinovac ve Sputnik aşılarının her ikisinden daha güvenilir ve daha etkili.
Bazı ülkelerde yan etkileriyle ilgili tartışma var, ama benzer tartışmalar Sinovac ve Sputnik aşıları için çok daha fazla. Astra Zeneca üretim kapasitesi en yüksek firmalardan biri. İngiltere dahil pek çok ülke kullanıyor.
Biontech veya Astra Zeneca ile zamanında sözleşme yapılsaydı, içinde bulunduğumuz günlerde Türkiye salgını kontrol altına almış veya almak üzere olurdu.
Kötü yönetimin bir başka nedeni yanlış zaman planlaması. Sağlık Bakanı defalarca, nisandan sonra dışardan aşıya ihtiyacımız yok, çünkü kendi aşımızı yapmış olacağız açıklaması yaptı. O hedef de tutmadı. Şimdi yerli aşı için hedef 2022 başı.
Salgın yönetimi ve aşı teminindeki beceriksizliğin insani, ekonomik ve siyasi faturası maalesef yüksek olacak.
——–
(*)- Verileri Our World in Data sitesinden 20.5.2021 tarihinde saat 22.00-22.30 arasında aldım. En güvenilir verilere sahip kaynaklardan biri olan bu sitede Türkiye için verilen aşılama sayıları, Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarıyla uyum içinde. Burada sunduğumuz verilere sıralanmış şekilde ulaşmak için, siteye girdikten sonra çıkan ilgili grafiğin altındaki “TABLE” kutusunu tıklamak en kolay yol.
Kaynak: HalukOzdalga.com