Televizyonların birkaç tane işlevi olması lazım, mesela bilgilendirmek, eğlendirmek ve eğitmek.
Bakıyoruz, eğlendirme konusu çok yerli yerinde, bilgilendirme de tematik kanallar sayesinde doyurucu kıvamda gidiyor.
Bilgilendirme olayı haber kanalları eliyle evet.
Haber programlara, tartışma programlarına bakıyoruz ki, en çok izlenilen onlar oluyor.
Sabun köpüğü gibi. Kavga, gürültü, sonuçsuzluk hakim.
Nereden çıkartıyorsun demeyin, bende tecrübelendim artık kişiler üzerinden örnek vermeyeceğim.
Konu Menderes Demokrasi Şehidi idi…Diyeceğim siz anlayacaksınız..
Gazeteciler çeşitli siyasi konuları tartışıyor.
Sonuç; Hiç….
Yine çok popüler bir haber kanalı, orada da haftanın her günü genel yayın yönetmeni ekranlarda, saatlerce büyük bir enerjiyle açık oturumlar idare ediliyor ki, ben bu kişinin enerjisi ve hırsını gerçekten beğeniyle karşılıyorum. Çok başarılı, hakimiyet, idare dört dörtlük.
Ama konular sabun köpüğü gibi.
Siyaset, din gibi başlıkları konuşuyorsanız.
Tartışma alanınız hem çok geniş, hem çok kısıtlı, hem de herkese göre değişken.
Bir tane doğru yok ki, herkesin kendi doğrusu var.
Uzlaşma imkansız.
Tamamen raiting amaçlı programlar.
Baktığınızda aslında çok önemli ve raitinge kurban edilmeyecek konular işleniyor.
Ama konudan ve çözümden çok, gürültü patırtı konu ediliyor.
Yani konuların ciddiyeti, raitinge kurban gidiyor.
Yine de iyi programlarda var, biz yalnızca köşe yazarı kimliği ile bazı aksayan taraflara dikkat çekme sorumluluğu taşıyoruz ki, denge kaçmasın, tabii doğrudur yanlıştır, onun kararını okur verir.
Tv, internet, yazılı basın yani hepsini toparlarsak medya, toplumun şekillenmesinde çok önemli bir yer tutuyor.
Ondan doğru faydalanmak lazım.
Güzellikleri almak, posayı da atmak lazım.
Tartışmanın da bir tarzı olmalı.
Çok kez ağzımıza geleni söylemek tartışma değildir.
Tek doğruda yoktur ama ortada müşterek bir çizgi vardır.
Mesele; görüşler farklı da olsa, o çizginin etrafında dolaşabilmekte.
Dinleyenin de aklında, kalıcı doğrular bırakabilmekte.
Görüşler farklı olsa da.
Bence tabii….
">
Televizyonların birkaç tane işlevi olması lazım, mesela bilgilendirmek, eğlendirmek ve eğitmek.
Bakıyoruz, eğlendirme konusu çok yerli yerinde, bilgilendirme de tematik kanallar sayesinde doyurucu kıvamda gidiyor.
Bilgilendirme olayı haber kanalları eliyle evet.
Haber programlara, tartışma programlarına bakıyoruz ki, en çok izlenilen onlar oluyor.
Sabun köpüğü gibi. Kavga, gürültü, sonuçsuzluk hakim.
Nereden çıkartıyorsun demeyin, bende tecrübelendim artık kişiler üzerinden örnek vermeyeceğim.
Konu Menderes Demokrasi Şehidi idi…Diyeceğim siz anlayacaksınız..
Gazeteciler çeşitli siyasi konuları tartışıyor.
Sonuç; Hiç….
Yine çok popüler bir haber kanalı, orada da haftanın her günü genel yayın yönetmeni ekranlarda, saatlerce büyük bir enerjiyle açık oturumlar idare ediliyor ki, ben bu kişinin enerjisi ve hırsını gerçekten beğeniyle karşılıyorum. Çok başarılı, hakimiyet, idare dört dörtlük.
Ama konular sabun köpüğü gibi.
Siyaset, din gibi başlıkları konuşuyorsanız.
Tartışma alanınız hem çok geniş, hem çok kısıtlı, hem de herkese göre değişken.
Bir tane doğru yok ki, herkesin kendi doğrusu var.
Uzlaşma imkansız.
Tamamen raiting amaçlı programlar.
Baktığınızda aslında çok önemli ve raitinge kurban edilmeyecek konular işleniyor.
Ama konudan ve çözümden çok, gürültü patırtı konu ediliyor.
Yani konuların ciddiyeti, raitinge kurban gidiyor.
Yine de iyi programlarda var, biz yalnızca köşe yazarı kimliği ile bazı aksayan taraflara dikkat çekme sorumluluğu taşıyoruz ki, denge kaçmasın, tabii doğrudur yanlıştır, onun kararını okur verir.
Tv, internet, yazılı basın yani hepsini toparlarsak medya, toplumun şekillenmesinde çok önemli bir yer tutuyor.
Ondan doğru faydalanmak lazım.
Güzellikleri almak, posayı da atmak lazım.
Tartışmanın da bir tarzı olmalı.
Çok kez ağzımıza geleni söylemek tartışma değildir.
Tek doğruda yoktur ama ortada müşterek bir çizgi vardır.
Mesele; görüşler farklı da olsa, o çizginin etrafında dolaşabilmekte.
Dinleyenin de aklında, kalıcı doğrular bırakabilmekte.
Görüşler farklı olsa da.
Bence tabii….