Popüler kültür S.O.S veriyor..

Helin ve Gülben konusu aslında bizim millet olarak eleştiri oklarımızı ne kadar yerli yerinde...

Ebru Eğinlioğlu eeginlioglu@gmail.com

Helin ve Gülben konusu aslında bizim millet olarak eleştiri oklarımızı ne kadar yerli yerinde kullandığımızı gösteriyor.

Doğrusu, her iki konuyu da derinlemesine okumadım.
Çünkü gerek yok bence. Sonuçta birileri öyle ya da böyle medyayı kullanarak, popülerliğini arttırıyor.
 Olabilir, insani bir davranış ama kişisel olarak ben  uygun bir davranış olarak bulmuyorum.
  Kaldı ki, benim için uygun olup olmamasının da hiçbir önemi yok.

 Çünkü ben ünlü birisi değilim, sadece yazı yazıyor ve düşüncelerimi okurlarla paylaşıyorum.

Ünlü olmamayı tercih etmeme sebeplerinden birisi de, bu tarz davranışlar içinde olmak istememem. Tamamen kişisel bir tercih.

Yine de bu insanları eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Çok basit bir nedeni var.

 Onların böyle davranmaları, kendi kişisel tercihleri ve yaşamı böyle algılamaları. Söylenecek bir şey var mı? Yok tabii. Siz de, bana göre bu davranış doğrudur, ya da yanlıştır diyebilirsiniz.

Ben bu insanları eleştiren, ya da arka çıkan  medya mensuplarının taraflı yorumlarına  kızıyorum.

 Mesela Balçiçek’ in bir madalya takmadığı kalmış, aynı gazetede yazdığı meslektaşı Helin için.
 Benzer hareketlerin devamını da, Balçiçek’ ten bekleriz artık, ya da bu neviden başka absürdlükleri de tabii.
Kimi internet sitelerinde, Ozan Kütahyalı eleştirilmiş, (herhalde kendi hemcinsleri) fakat Helin’ de bu yorumu yapanlar tarafından hiç eleştirilmemiş. Tam tersi, bu hareket, Helin’ in popülerliği arttırma ve sansasyon yaratma hanesine artı puan olarak geçmiş.
 Buradaki çifte standarta karşıyım.
Yine aynı medya, konusunda ağır ağabey takılan değerli televizyon  eleştirmenleri, Oray Eğin’ in aynı tatta ama gecenin bir saatinde, hafta sonu yayınlanan programını feci kötü, kalitesiz, rezalet şeklinde değerlendiriyor.
O zaman, bu konuları da eleştirin. Böyle röportaj nerede görülmüş?  İnsanın aklına bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu lafı geliyor.
Çok şükür ki, böyle saçma bir camianın içinde değilim, belli bir zihniyete hizmet etmiyorum, taraf değilim, bu işten para kazanmıyorum, hiç te ihtiyacım yok.
Bu her türlü medya maymunluğunun yapıldığı ve herkesin üç maymunu oynadığı bir düzen içinde yer almak aklı olan kimsenin isteyeceği bir şey değil zaten. Sözüm doğru düzgün yazanlara değil tabii ki.

Gülben’ in olayına gelince, yaptığı yardımı, diğer insanları da teşvik açısından olumlu değerlendirebilirsiniz. Ancak orada da altını çizmemiz gereken ince bir çizgi var, bizim geçmişimizden aldığımız kültürde, birilerine göstere göstere yardım yapmak yoktur. Yardım Allah rızası için, gizlice ve yardım edilen insanı rencide etmeyecek şekilde yapılır. Hatta siz ortada olmazsınız, yardım edilen kişi de sizi tanımaz görmez. Ama yardım eline ulaşır. Nerede kaldı, kameralar önünde, reklam kokan hareketler yapmak.

Belki Gülben böyle düşünemedi, sadece iyi niyetle yardım etmek istedi. Bu da olabilir tabii .. 

İşte benim bu kadar ağır eleştiri yazmamın nedeni bu. Medya önünde olmak bazı sorumlulukları da beraberinde getiriyor.

Birileri o kadar saçma, o kadar gereksiz hareketler yapıyor ve birileri de bu insanları arkadan öyle bir pohpohluyor ki, ortada ne bir genel kültür, ne de adam akıllı işler kalıyor.

Hızla bozulan  bir popüler kültür, en çok okutan ve sattıran ama bir o kadar da ucuz bir yöntem olan cinsellik bolca kullanılıyor. Sadece bizde mi böyle? 
 Hayır tabii, tüm dünyada cinsellik lokomotif güçtür. Yalnız onlar da, çok kaliteli işler de var. Biz deyse pek fazla kaliteli iş yok. Aradaki fark burada…
">

Helin ve Gülben konusu aslında bizim millet olarak eleştiri oklarımızı ne kadar yerli yerinde kullandığımızı gösteriyor.

Doğrusu, her iki konuyu da derinlemesine okumadım.
Çünkü gerek yok bence. Sonuçta birileri öyle ya da böyle medyayı kullanarak, popülerliğini arttırıyor.
 Olabilir, insani bir davranış ama kişisel olarak ben  uygun bir davranış olarak bulmuyorum.
  Kaldı ki, benim için uygun olup olmamasının da hiçbir önemi yok.

 Çünkü ben ünlü birisi değilim, sadece yazı yazıyor ve düşüncelerimi okurlarla paylaşıyorum.

Ünlü olmamayı tercih etmeme sebeplerinden birisi de, bu tarz davranışlar içinde olmak istememem. Tamamen kişisel bir tercih.

Yine de bu insanları eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Çok basit bir nedeni var.

 Onların böyle davranmaları, kendi kişisel tercihleri ve yaşamı böyle algılamaları. Söylenecek bir şey var mı? Yok tabii. Siz de, bana göre bu davranış doğrudur, ya da yanlıştır diyebilirsiniz.

Ben bu insanları eleştiren, ya da arka çıkan  medya mensuplarının taraflı yorumlarına  kızıyorum.

 Mesela Balçiçek’ in bir madalya takmadığı kalmış, aynı gazetede yazdığı meslektaşı Helin için.
 Benzer hareketlerin devamını da, Balçiçek’ ten bekleriz artık, ya da bu neviden başka absürdlükleri de tabii.
Kimi internet sitelerinde, Ozan Kütahyalı eleştirilmiş, (herhalde kendi hemcinsleri) fakat Helin’ de bu yorumu yapanlar tarafından hiç eleştirilmemiş. Tam tersi, bu hareket, Helin’ in popülerliği arttırma ve sansasyon yaratma hanesine artı puan olarak geçmiş.
 Buradaki çifte standarta karşıyım.
Yine aynı medya, konusunda ağır ağabey takılan değerli televizyon  eleştirmenleri, Oray Eğin’ in aynı tatta ama gecenin bir saatinde, hafta sonu yayınlanan programını feci kötü, kalitesiz, rezalet şeklinde değerlendiriyor.
O zaman, bu konuları da eleştirin. Böyle röportaj nerede görülmüş?  İnsanın aklına bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu lafı geliyor.
Çok şükür ki, böyle saçma bir camianın içinde değilim, belli bir zihniyete hizmet etmiyorum, taraf değilim, bu işten para kazanmıyorum, hiç te ihtiyacım yok.
Bu her türlü medya maymunluğunun yapıldığı ve herkesin üç maymunu oynadığı bir düzen içinde yer almak aklı olan kimsenin isteyeceği bir şey değil zaten. Sözüm doğru düzgün yazanlara değil tabii ki.

Gülben’ in olayına gelince, yaptığı yardımı, diğer insanları da teşvik açısından olumlu değerlendirebilirsiniz. Ancak orada da altını çizmemiz gereken ince bir çizgi var, bizim geçmişimizden aldığımız kültürde, birilerine göstere göstere yardım yapmak yoktur. Yardım Allah rızası için, gizlice ve yardım edilen insanı rencide etmeyecek şekilde yapılır. Hatta siz ortada olmazsınız, yardım edilen kişi de sizi tanımaz görmez. Ama yardım eline ulaşır. Nerede kaldı, kameralar önünde, reklam kokan hareketler yapmak.

Belki Gülben böyle düşünemedi, sadece iyi niyetle yardım etmek istedi. Bu da olabilir tabii .. 

İşte benim bu kadar ağır eleştiri yazmamın nedeni bu. Medya önünde olmak bazı sorumlulukları da beraberinde getiriyor.

Birileri o kadar saçma, o kadar gereksiz hareketler yapıyor ve birileri de bu insanları arkadan öyle bir pohpohluyor ki, ortada ne bir genel kültür, ne de adam akıllı işler kalıyor.

Hızla bozulan  bir popüler kültür, en çok okutan ve sattıran ama bir o kadar da ucuz bir yöntem olan cinsellik bolca kullanılıyor. Sadece bizde mi böyle? 
 Hayır tabii, tüm dünyada cinsellik lokomotif güçtür. Yalnız onlar da, çok kaliteli işler de var. Biz deyse pek fazla kaliteli iş yok. Aradaki fark burada…
Tüm yazılarını göster