'Orta' sözcüğünün ve ölçütünün gelişen ekonomiler için anlamı büyüktür.
Ekonomide "orta direk",
Demokraside "orta direk" aynı zamanda sistemin taşıyıcı unsurudur.
Bundan öte, bu kere, olumsuz veçhesiyle "orta" sözü/tanımı 'orta gelir tuzağında' karşımıza çıkmaktadır.
Özce anlamı şudur: Ne kadar çabalarsan çabala, ilk düğmeyi eğri attığın gömleğin iki yakası bir araya gelmez.
Orta Gelir Tuzağı kişi başına 10 bin doların altına demir atmaktır.
Hep on bin dolar civarında konuştuğun, sayıkladığın bir küçük düşler ülkesinde patinaj yapmak demek...
Finansal, mali istikrarı asla tutturamamak demek...
Gerçekten döviz, faiz, nas, sebep-sonuç zırvasıyla, "baskı" sonrası artçı artışlar gösteren kur nedeniyle maalesef bu çevrimin girdabındayız.
Tabii olan oldu ama, faiz de kur da yatırımları dumura uğratmasın isterim..
Ne ki, üretime dayalı ihracat ve kardan vergi düzeni kurulmazsa bu mümkün değildir.
Öte yandan bir de durgunluk sarmalı tuzağı vardır ki, işte asıl tehlike odur..
Gelirler erir, alım gücü düşer, iç piyasa döngüsü kırılır..
Gelir dağılımı dünyanın en bozuk ülkelerinden birinde bir kaç yeni türedi servet zenginine karşılık işsizlik kitleselleşir, nihayet enflasyon süregen (kronik) hale gelir.
Evet orta gelir tuzağından bile beter durumlara sürüklenerek "IMF kapılarına dönmemek" için; planlı ekonomi, tasarruf, kamu yatırımı şarttır...
"Orta" / "ortalama" kavramı bel veren ekonomilerde, yalnız iktisadi hayat değil, demokrasi de yıkıma uğrar...
Oysa sanırım hepimiz; demokrasisi gelişen, ekonomisi güçlenen bir Türkiye istiyoruz.
Bilmem yanılıyor muyum?
">
'Orta' sözcüğünün ve ölçütünün gelişen ekonomiler için anlamı büyüktür.
Ekonomide "orta direk",
Demokraside "orta direk" aynı zamanda sistemin taşıyıcı unsurudur.
Bundan öte, bu kere, olumsuz veçhesiyle "orta" sözü/tanımı 'orta gelir tuzağında' karşımıza çıkmaktadır.
Özce anlamı şudur: Ne kadar çabalarsan çabala, ilk düğmeyi eğri attığın gömleğin iki yakası bir araya gelmez.
Orta Gelir Tuzağı kişi başına 10 bin doların altına demir atmaktır.
Hep on bin dolar civarında konuştuğun, sayıkladığın bir küçük düşler ülkesinde patinaj yapmak demek...
Finansal, mali istikrarı asla tutturamamak demek...
Gerçekten döviz, faiz, nas, sebep-sonuç zırvasıyla, "baskı" sonrası artçı artışlar gösteren kur nedeniyle maalesef bu çevrimin girdabındayız.
Tabii olan oldu ama, faiz de kur da yatırımları dumura uğratmasın isterim..
Ne ki, üretime dayalı ihracat ve kardan vergi düzeni kurulmazsa bu mümkün değildir.
Öte yandan bir de durgunluk sarmalı tuzağı vardır ki, işte asıl tehlike odur..
Gelirler erir, alım gücü düşer, iç piyasa döngüsü kırılır..
Gelir dağılımı dünyanın en bozuk ülkelerinden birinde bir kaç yeni türedi servet zenginine karşılık işsizlik kitleselleşir, nihayet enflasyon süregen (kronik) hale gelir.
Evet orta gelir tuzağından bile beter durumlara sürüklenerek "IMF kapılarına dönmemek" için; planlı ekonomi, tasarruf, kamu yatırımı şarttır...
"Orta" / "ortalama" kavramı bel veren ekonomilerde, yalnız iktisadi hayat değil, demokrasi de yıkıma uğrar...
Oysa sanırım hepimiz; demokrasisi gelişen, ekonomisi güçlenen bir Türkiye istiyoruz.
Bilmem yanılıyor muyum?