Organize suç gazeteciliği

Haber3.com yazarı Özden Yolagiden yazdı: Siyaset, mafya, ticaret üçgeni bu ülkenin yıllardır sorunu. Yeni değil. Organize suçları görmezden gelen bir gazetecilik peydahlandığı için su çürüyor, tuz kokuyor.

Özden Yolagiden ozden.yolagiden@gmail.com

Sedat Peker’in açıklamalarından sonra, herkes “aa bakın neler olmuş, kimler kimlerle beraber” gibi yapmacık şaşırma numaralarına sarılıyorlar. Kimisinin de tepkisi, bu videoları paylaşmak veya beğenmekten bibaret!

 Siyaset, mafya, ticaret üçgeni bu ülkenin yıllardır sorunu. Yeni değil.

Ama önceden kalemini ticaretin malzemesi yapan gazeteci sayısı bu denli fazla değildi. Sedat Peker’in dediği gibi “onuru, maaşı kadar olan” gazeteciler son yıllarda daha bir çoğaldı.

 Konu ne olursa olsun her akşam ekranlarda gördüğümüz bazı gazetecilerin suskunluğu çok şaşırtıcı!

 Yazısı okunmuyor olsa da ekranlardan para kazandırılıyor. İşte göbeğin bir yere bağlandığında, mürekkebinden doğru kelime çıkması zorlaşıyor.

Hele siyasetçinin maşası haline geldiyse vay haline.

 Sedat Peker, birçok kişinin, bazı kesimlerin bildiği ama günün zor şartlarında kimseyi inandıramadığı veya çözemediği ilişkiler yumağını deşifre ediyor.

 Sosyal medyanın günlerdir konuştuğu, milyonlarca kez izlenen videoları, İktidar medyası görmese de sosyal medya ve alternatif medya “Peker videolarını” milyonlarca izleyici ile buluşturdu. Sanırım hala izlemesi gerekenler tarafından izlenmemiş olmalı ki; her hangi bir işlem yapılmadı.

 Sosyal medyada, “Peker dizisi” veya Netflix dizisi gibi eğlenceli tanımlamalar yapılsa da hem anlatılanlar, hem ürkütücü sessizlik bu ülke için karamsarlık yaymaya yetiyor.

 Kavganın neden başladığı konusunda şimdilik sadece tahminler var.

Peker’in ifadesiyle ortaklar arasında “20 yıllık yatırım” ve “dönüş bileti” iptal olunca kavga başladığı kesin gibi.

 20 yılık yatırım nedir, neden böylesi bir yapıya yatırım yapılır, dönüş biletinin ne olduğunu sorgulayan kaç gazeteci var, kaç yazı okudunuz?

 İster istemez insan Susurluk davasını düşünmeden edemiyor. Gazeteciler, muhalefet partileri korkusuzdu. Fikri Sağlar defalarca saldırıya uğradı ama yılmadı. Bu gün, kaç tane siyasetçi bu tartışmaların üzerine gidebiliyor?

 Ne onurlu gazeteciler varmış ülkede. Daha doğrusu gazetecilik onurunu kaybetmeyen gazeteci ne kadar da çokmuş!

 Mafya, siyaset, ticaret üçgenindeki pislikler o gün bir kaza ile ortaya saçılmıştı.

Şimdi bir video ile her kulağın içine giriyor. Sosyal medyanın gücü ve hayatımızdaki edindiği yer çok önemli. Şartlar ve dönem değişti.

 Ama Susurluk kazasındaki özgür basın olmadığı için elimizde sadece sosyal medya kalıyor.

 Peker’in açıklamalarının arkasından Soylu ve Hadi Özışık ilişkilerinin deşifre olması, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu çok zor durumda bıraktı. Hadi Özışık sadece bir örnek.

 Hadi Özışık’ın açıklamalarına bakınca; bu aracılıktan Süleyman Soylu’nun haberi yokmuş.

Ayrıca; “gazeteci” neden siyasetçi ile organize örgüt liderinin arasını yapmaya çalışır? Görevi bu mu?

 Gazetecinin organize suç lideri ile görüşmesi normal ama aracılık yapmaya çalışma iddiası içişleri bakanı konumu için pek normal durmuyor.

Hadi Özışık’ı zor duruma düşüren şey de bu.

 Meseleyi dağıtmadan videolar ışığında şunu sormak mümkün.

Yandaş diye tabir edilen gazete, gazeteci veya haber kanallarında Mehmet Ağar üzerindeki Marina iddialarını yazan, tartışan, konuşan kaç kişi var?

 Mafya, ticaret, siyaset üçgeni, bu yapıyı sorgulamayan ve bu yapıdan beslenen gazeteciler olduğu için ayakta duruyor. Bunların şemsiyesi de yargı elbette. Böylesi bir yapı yargı ayağı olmadan ayakta kalamaz.

 Organize suçları görmezden gelen bir gazetecilik peydahlandığı için su çürüyor, tuz kokuyor.

 Bu yapı için öncelikli olan şey para. Cüzdan ve banka hesabı ne kadar güçlüyse birbirlerine olan bağlılıkları o denli artıyor.

 Türkiye’nin temel sorunları çözülememişse, kimi zaman sokağın hukuku anayasal hukukun önüne geçmişse sadece bu yapıyı incelemek ve sorgulamak lazım. Peker iddiaları arasındaki Hürriyet Gazetesi saldırısı bunun ispatı!

 Umudum şu:

Gün gelecek, devran dönecek bu ülke sadece işini yapan, doğruyu, paraya satmayan dürüst gazeteci sayısı hızla artacak!

  Benzer konu için aşağıdaki yazıyı ve ekteki yazının altındaki yazılara lütfen göz atınız

Gazetecilik, gazeteciler yüzünden yoğun bakımda

www.twitter.com/yolagiden
www.instagram.com/yolagiden

">

Sedat Peker’in açıklamalarından sonra, herkes “aa bakın neler olmuş, kimler kimlerle beraber” gibi yapmacık şaşırma numaralarına sarılıyorlar. Kimisinin de tepkisi, bu videoları paylaşmak veya beğenmekten bibaret!

 Siyaset, mafya, ticaret üçgeni bu ülkenin yıllardır sorunu. Yeni değil.

Ama önceden kalemini ticaretin malzemesi yapan gazeteci sayısı bu denli fazla değildi. Sedat Peker’in dediği gibi “onuru, maaşı kadar olan” gazeteciler son yıllarda daha bir çoğaldı.

 Konu ne olursa olsun her akşam ekranlarda gördüğümüz bazı gazetecilerin suskunluğu çok şaşırtıcı!

 Yazısı okunmuyor olsa da ekranlardan para kazandırılıyor. İşte göbeğin bir yere bağlandığında, mürekkebinden doğru kelime çıkması zorlaşıyor.

Hele siyasetçinin maşası haline geldiyse vay haline.

 Sedat Peker, birçok kişinin, bazı kesimlerin bildiği ama günün zor şartlarında kimseyi inandıramadığı veya çözemediği ilişkiler yumağını deşifre ediyor.

 Sosyal medyanın günlerdir konuştuğu, milyonlarca kez izlenen videoları, İktidar medyası görmese de sosyal medya ve alternatif medya “Peker videolarını” milyonlarca izleyici ile buluşturdu. Sanırım hala izlemesi gerekenler tarafından izlenmemiş olmalı ki; her hangi bir işlem yapılmadı.

 Sosyal medyada, “Peker dizisi” veya Netflix dizisi gibi eğlenceli tanımlamalar yapılsa da hem anlatılanlar, hem ürkütücü sessizlik bu ülke için karamsarlık yaymaya yetiyor.

 Kavganın neden başladığı konusunda şimdilik sadece tahminler var.

Peker’in ifadesiyle ortaklar arasında “20 yıllık yatırım” ve “dönüş bileti” iptal olunca kavga başladığı kesin gibi.

 20 yılık yatırım nedir, neden böylesi bir yapıya yatırım yapılır, dönüş biletinin ne olduğunu sorgulayan kaç gazeteci var, kaç yazı okudunuz?

 İster istemez insan Susurluk davasını düşünmeden edemiyor. Gazeteciler, muhalefet partileri korkusuzdu. Fikri Sağlar defalarca saldırıya uğradı ama yılmadı. Bu gün, kaç tane siyasetçi bu tartışmaların üzerine gidebiliyor?

 Ne onurlu gazeteciler varmış ülkede. Daha doğrusu gazetecilik onurunu kaybetmeyen gazeteci ne kadar da çokmuş!

 Mafya, siyaset, ticaret üçgenindeki pislikler o gün bir kaza ile ortaya saçılmıştı.

Şimdi bir video ile her kulağın içine giriyor. Sosyal medyanın gücü ve hayatımızdaki edindiği yer çok önemli. Şartlar ve dönem değişti.

 Ama Susurluk kazasındaki özgür basın olmadığı için elimizde sadece sosyal medya kalıyor.

 Peker’in açıklamalarının arkasından Soylu ve Hadi Özışık ilişkilerinin deşifre olması, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu çok zor durumda bıraktı. Hadi Özışık sadece bir örnek.

 Hadi Özışık’ın açıklamalarına bakınca; bu aracılıktan Süleyman Soylu’nun haberi yokmuş.

Ayrıca; “gazeteci” neden siyasetçi ile organize örgüt liderinin arasını yapmaya çalışır? Görevi bu mu?

 Gazetecinin organize suç lideri ile görüşmesi normal ama aracılık yapmaya çalışma iddiası içişleri bakanı konumu için pek normal durmuyor.

Hadi Özışık’ı zor duruma düşüren şey de bu.

 Meseleyi dağıtmadan videolar ışığında şunu sormak mümkün.

Yandaş diye tabir edilen gazete, gazeteci veya haber kanallarında Mehmet Ağar üzerindeki Marina iddialarını yazan, tartışan, konuşan kaç kişi var?

 Mafya, ticaret, siyaset üçgeni, bu yapıyı sorgulamayan ve bu yapıdan beslenen gazeteciler olduğu için ayakta duruyor. Bunların şemsiyesi de yargı elbette. Böylesi bir yapı yargı ayağı olmadan ayakta kalamaz.

 Organize suçları görmezden gelen bir gazetecilik peydahlandığı için su çürüyor, tuz kokuyor.

 Bu yapı için öncelikli olan şey para. Cüzdan ve banka hesabı ne kadar güçlüyse birbirlerine olan bağlılıkları o denli artıyor.

 Türkiye’nin temel sorunları çözülememişse, kimi zaman sokağın hukuku anayasal hukukun önüne geçmişse sadece bu yapıyı incelemek ve sorgulamak lazım. Peker iddiaları arasındaki Hürriyet Gazetesi saldırısı bunun ispatı!

 Umudum şu:

Gün gelecek, devran dönecek bu ülke sadece işini yapan, doğruyu, paraya satmayan dürüst gazeteci sayısı hızla artacak!

  Benzer konu için aşağıdaki yazıyı ve ekteki yazının altındaki yazılara lütfen göz atınız

Gazetecilik, gazeteciler yüzünden yoğun bakımda

www.twitter.com/yolagiden
www.instagram.com/yolagiden

Tüm yazılarını göster