Zekâ yetersizliği, fiziksel ya da fizyolojik yetersizlik okullarda başarısızlıkta önemli rol oynamaktadır. Nüfusun %3-4’ü geri zekalı çocukların, %0.5’i imbesil ve % 0,25’i de idio’dur.
Çocuklar engelli nüfus içinde önemli bir orana sahiptir. Bir araştırmaya göre, 2002 yılı itibariyle 0-9 grubundaki çocukların yüzde1.24’ü ve 10-19 yaş grubundaki çocukların yüzde 1.96’sı bir şekilde engellidir. Bu çocuklarımızın, sağlıklı akranlarına göre başarılı olmaları beklenemez. Engelli çocuklarımızın özel eğitimle ve okul yaşamı altında bulundurulmaları bir ölçüde başarı konusunda olumlu sonuçlar verebilir. Pratikte, özel eğitim gereksinmesi olduğu belirlenen çocukların çoğu (2009-2010) ders yılında 76.204 çocuk akranlarıyla birlikte eğitim görmektedir. Diğerleri (aynı ders yılı için 15.712 çocuk) normal okullardaki özel eğitim sınıflarında eğitim görmekte, 26 bin kadar çocuk da özel eğitim okullarına gitmektedir.
Çocuğun başarısı ve başarısızlığını etkileyen etkenler arasında aile üyelerinin rahatsızlığı, boşanması, yeni bir kardeşin doğması, ergenlik sorunları, çocuğu psikolojik açıdan etkilediğinden okul başarısını da etkilemektedir.
Ergenlik döneminin sorunları da okul başarısını etkileyen etkenler arasındadır. Çünkü, ergenlik bir biçimde yaşamı yeniden düzenleme dönemidir ve bu yıllarda gençlerde temel yoğunluk ve ilgi alanlarının sosyal yaşama kayması, genci geçici bir süre derslerinden uzaklaştırabilmektedir.
Diğer taraftan, çocukların yetenekleri zorlandığında başarısızlık göstermeleri tartışılmazdır. Bazı çocuklar sözel, kimisi sayısal ve diğerleri görsel sanatlar vb. ilgi gösterebilir. Anne babalar, çocuklarında bütün alanlarında yetenekli olmalarını beklemeleri durumunda bu çocukların başarısız olmaları kaçınılmazdır.
Ailenin çocuğa karşı ilgisizliği de başarısızlığa yol açan etkenlerden biridir. Özellikle, ev ödevlerinin kontrol edilmemesi, çocukların televizyona ve internete ayırdığı zamanın, anne ve babalarca kontrol edilmemesi öğrenci başarısızlığında önemli bir yer tutmaktadır. Yine, anne baba arasında iletişimin zayıf olması çocukların sürekli eleştiri altında olması da öğrenci başarısızlığında başlıca bir yer tutmaktadır.
Öğrencilerin başarı sağlamasında aile kadar okul yöneticilerine ve öğretmenlerine önemli roller düşmektedir. Okul yöneticileri en başta okullarında demokratik bir iklim yaratmalıdırlar. Öğretimin kalitesi sürekli ölçülmelidir. Günümüzde okullar bu nitelikleri maalesef taşımamaktadır.
Öğretmenlerin uygun öğretim yöntemleri seçmeleri, sınıf yönetiminde etklili olmaları öğrenci başarısında önemli bir yer tuttuğu bilinen bir gerçektir.
">
Zekâ yetersizliği, fiziksel ya da fizyolojik yetersizlik okullarda başarısızlıkta önemli rol oynamaktadır. Nüfusun %3-4’ü geri zekalı çocukların, %0.5’i imbesil ve % 0,25’i de idio’dur.
Çocuklar engelli nüfus içinde önemli bir orana sahiptir. Bir araştırmaya göre, 2002 yılı itibariyle 0-9 grubundaki çocukların yüzde1.24’ü ve 10-19 yaş grubundaki çocukların yüzde 1.96’sı bir şekilde engellidir. Bu çocuklarımızın, sağlıklı akranlarına göre başarılı olmaları beklenemez. Engelli çocuklarımızın özel eğitimle ve okul yaşamı altında bulundurulmaları bir ölçüde başarı konusunda olumlu sonuçlar verebilir. Pratikte, özel eğitim gereksinmesi olduğu belirlenen çocukların çoğu (2009-2010) ders yılında 76.204 çocuk akranlarıyla birlikte eğitim görmektedir. Diğerleri (aynı ders yılı için 15.712 çocuk) normal okullardaki özel eğitim sınıflarında eğitim görmekte, 26 bin kadar çocuk da özel eğitim okullarına gitmektedir.
Çocuğun başarısı ve başarısızlığını etkileyen etkenler arasında aile üyelerinin rahatsızlığı, boşanması, yeni bir kardeşin doğması, ergenlik sorunları, çocuğu psikolojik açıdan etkilediğinden okul başarısını da etkilemektedir.
Ergenlik döneminin sorunları da okul başarısını etkileyen etkenler arasındadır. Çünkü, ergenlik bir biçimde yaşamı yeniden düzenleme dönemidir ve bu yıllarda gençlerde temel yoğunluk ve ilgi alanlarının sosyal yaşama kayması, genci geçici bir süre derslerinden uzaklaştırabilmektedir.
Diğer taraftan, çocukların yetenekleri zorlandığında başarısızlık göstermeleri tartışılmazdır. Bazı çocuklar sözel, kimisi sayısal ve diğerleri görsel sanatlar vb. ilgi gösterebilir. Anne babalar, çocuklarında bütün alanlarında yetenekli olmalarını beklemeleri durumunda bu çocukların başarısız olmaları kaçınılmazdır.
Ailenin çocuğa karşı ilgisizliği de başarısızlığa yol açan etkenlerden biridir. Özellikle, ev ödevlerinin kontrol edilmemesi, çocukların televizyona ve internete ayırdığı zamanın, anne ve babalarca kontrol edilmemesi öğrenci başarısızlığında önemli bir yer tutmaktadır. Yine, anne baba arasında iletişimin zayıf olması çocukların sürekli eleştiri altında olması da öğrenci başarısızlığında başlıca bir yer tutmaktadır.
Öğrencilerin başarı sağlamasında aile kadar okul yöneticilerine ve öğretmenlerine önemli roller düşmektedir. Okul yöneticileri en başta okullarında demokratik bir iklim yaratmalıdırlar. Öğretimin kalitesi sürekli ölçülmelidir. Günümüzde okullar bu nitelikleri maalesef taşımamaktadır.
Öğretmenlerin uygun öğretim yöntemleri seçmeleri, sınıf yönetiminde etklili olmaları öğrenci başarısında önemli bir yer tuttuğu bilinen bir gerçektir.