Tarihte hiçbir zaman olmadığı kadar hızla devinen bir ekonomik ve teknolojik değişmeler çağında yaşıyoruz. Bu değişmelere uyum sağlamanın yolu, yenilikçi bireylere gereksinmesi var. Ancak, toplumuzda böyle insanlara çoğu kez az rastlanıyor. Bunun nedeni ne olabilir? Esas sorun ne? Bununla ilgili neler yapılabilir? En başta söylenmesi gereken yarının yetişkinleri olarak bugünün öğrencilerini yaratıcılığının geliştirilmesi için uygun koşulların yaratılmasıdır.
Bizim toplumsal ve ekonomik bir devrimle karşı karşıyayız. 19. Yüzyılın sanayi devriminin etkileri henüz unutulmuş değil. Bu durumla baş edebilmek için, insan kaynaklarını yeni bir boyutuyla ele almak gerekiyor. Eğitim ve öğretimle ilgili yeni yaklaşımlar, zekâ ve yaratıcılık üzerine çok sayıda yetenek ve beceri ve fikirler heba edilmektedir.
Kuşkusuz bu anlatılanlar, ailenin, öğretmenin hangi tutum ve davranışlara sahip olmalarının ele alınmasını gerektirmektedir. Öncelikle ebeveynler, çocuklarını kendi kararlarını vermeleri için güdülemelidirler. Öğrencilerin kendi kararlarını vermeleri, onların sorumluluk duygularını geliştirdikleri için, sorun çözme becerilerini de beraberinde getirecektir.
Ebeveynler, bir olay ya da durum hakkında ne düşündüğünü sorabilirler. Kuşkusuz böyle bir yaklaşım, öğrenci yaratıcılığının temeli olan düşünmeyi etkileyecek, olaylara ve nesnelere farklı bakmayı sağlayacaktır. Yine, ebeveynler çocukların merak duygusunun gelişmesi için ve hayal güçleri için, onlara her zaman etkinlikler düzenlemelidirler. Ancak, bazı ebeveynler, çocukların meraklarını giderecek sorulara cevap bile vermeyebilmektedir. Kaçınmayı ve susmayı tercih etmektedirler.
Gerek okulda gerekse aile içinde sorumluluk verilmesi öğrencilerin özgüvenlerini arttırabilir. Bu da öğrencilerin yaratıcılığını destekleyebilir. Çünkü, yaratıcılıkta ön koşullardan biri özgüvendir. Yine ebeveynle ve öğretmenler öğrencilerin uyguladıkları etkinliklere zorunlu kalmadıkça müdahale etmemeleri gerekmemektedir.
Diğer taraftan sınıf iklimi öğrencinin yaratıcılığında önem taşımaktadır. Bunun için, öğretmenler öğrenciyle çift yönlü iletişim sağlamaları gerekmektedir. Yine, disiplini bozmayacak şekilde öğrencilere hata yapma olasılığı tanınmalıdır. Öğretmenler, açık fikirliliğe önem vermelidir. Buna ilaveten öğrenciler arasında farklılığa tahammül etmelidir, öğretmen. Demokratik tutum ve davranışları benimsemelidir, öğretmen. Yine öğretmenlerin öğrencilerini sıkça kararlara katması, öğrenci yaratıcığının arttırılmasında önemli koşullardan biridir. Öğretmenin eşitlik ve adaleti ilkelerini rehber edinmesi de öğrenci yaratıcılığını arttırma da önemli bir etken olduğu düşünülmelidir.
">
Tarihte hiçbir zaman olmadığı kadar hızla devinen bir ekonomik ve teknolojik değişmeler çağında yaşıyoruz. Bu değişmelere uyum sağlamanın yolu, yenilikçi bireylere gereksinmesi var. Ancak, toplumuzda böyle insanlara çoğu kez az rastlanıyor. Bunun nedeni ne olabilir? Esas sorun ne? Bununla ilgili neler yapılabilir? En başta söylenmesi gereken yarının yetişkinleri olarak bugünün öğrencilerini yaratıcılığının geliştirilmesi için uygun koşulların yaratılmasıdır.
Bizim toplumsal ve ekonomik bir devrimle karşı karşıyayız. 19. Yüzyılın sanayi devriminin etkileri henüz unutulmuş değil. Bu durumla baş edebilmek için, insan kaynaklarını yeni bir boyutuyla ele almak gerekiyor. Eğitim ve öğretimle ilgili yeni yaklaşımlar, zekâ ve yaratıcılık üzerine çok sayıda yetenek ve beceri ve fikirler heba edilmektedir.
Kuşkusuz bu anlatılanlar, ailenin, öğretmenin hangi tutum ve davranışlara sahip olmalarının ele alınmasını gerektirmektedir. Öncelikle ebeveynler, çocuklarını kendi kararlarını vermeleri için güdülemelidirler. Öğrencilerin kendi kararlarını vermeleri, onların sorumluluk duygularını geliştirdikleri için, sorun çözme becerilerini de beraberinde getirecektir.
Ebeveynler, bir olay ya da durum hakkında ne düşündüğünü sorabilirler. Kuşkusuz böyle bir yaklaşım, öğrenci yaratıcılığının temeli olan düşünmeyi etkileyecek, olaylara ve nesnelere farklı bakmayı sağlayacaktır. Yine, ebeveynler çocukların merak duygusunun gelişmesi için ve hayal güçleri için, onlara her zaman etkinlikler düzenlemelidirler. Ancak, bazı ebeveynler, çocukların meraklarını giderecek sorulara cevap bile vermeyebilmektedir. Kaçınmayı ve susmayı tercih etmektedirler.
Gerek okulda gerekse aile içinde sorumluluk verilmesi öğrencilerin özgüvenlerini arttırabilir. Bu da öğrencilerin yaratıcılığını destekleyebilir. Çünkü, yaratıcılıkta ön koşullardan biri özgüvendir. Yine ebeveynle ve öğretmenler öğrencilerin uyguladıkları etkinliklere zorunlu kalmadıkça müdahale etmemeleri gerekmemektedir.
Diğer taraftan sınıf iklimi öğrencinin yaratıcılığında önem taşımaktadır. Bunun için, öğretmenler öğrenciyle çift yönlü iletişim sağlamaları gerekmektedir. Yine, disiplini bozmayacak şekilde öğrencilere hata yapma olasılığı tanınmalıdır. Öğretmenler, açık fikirliliğe önem vermelidir. Buna ilaveten öğrenciler arasında farklılığa tahammül etmelidir, öğretmen. Demokratik tutum ve davranışları benimsemelidir, öğretmen. Yine öğretmenlerin öğrencilerini sıkça kararlara katması, öğrenci yaratıcığının arttırılmasında önemli koşullardan biridir. Öğretmenin eşitlik ve adaleti ilkelerini rehber edinmesi de öğrenci yaratıcılığını arttırma da önemli bir etken olduğu düşünülmelidir.