8 Aralık Pazar günü Suriye diktatörü Beşşar Esed devrildi, Baas çöktü, Esed kaçtı. Ama henüz yeni hükümet kurulamadı, iktidar boşluğu var.
İsrail şimdi bütün gücüyle Suriye’yi bomba yağdırıyor, güneyde Golan Tepeleri bölgesinde 1967’de işgal ettiği araziyi genişletiyor.
Suriye savunmasız, karşı koyacak gücü yok. Bunu fırsat bilen İsrail uçakları üç günde 350 sorti yaptı, 320 hedefe saldırdı. Yani 24 saat boyunca her 12 dakikada bir İsrail uçağı serbestçe seçilen hedefleri bombalayıp imha ediyor.
İsrail bu vahşete “Başan’ın Oku Harekatı” adı verdi.
Tevrat’a göre İsrailliler, Başan Kralı Og’u mağlup ederek bugün Filistin, Suriye, Ürdün dediğimiz toprakları fethetmişti.
Ne zaman? 2600 yıl önce.
İsrail kaynakları uçakları, gemileri, askeri depoları ve tesisleri, hava savunma bataryalarını, füzeleri imha ettiklerini yazıyor. Suriye’nin askeri kapasitesinin (şimdilik) %80’i yok edilmiş. O arada Suriye İstihbarat Başkanlığı binası da bombalandı.
İsrail, kendisine yönelik tehditleri yok ettiğini, Suriye’nin askeri kapasitesinin aşırı unsurların eline geçme olasılığına karşı önlem aldığını ileri sürüyor.
İsrail ben güçlüyüm istediğimi yaparım diyor; vahşi orman yasasını uyguluyor. Hukuk yok.
Suriye ile anlaşma imzalamıştı, Golan Tepeleri’nde sınır ihlali yapılmayacaktı, ama kendi imzasını da tınmıyor.
Bunu mümkün kılan Washington’un desteği. O silahların hepsini Amerika veriyor. İşlerine gelince “Kurallar üzerine kurulu uluslararası düzen” avukatlığı yapan Amerikalılardan çıt yok.
Aşırı unsurlara konusuna gelince, şu anda Ortadoğu’da en fanatik ve aşırı unsurlar İsrail hükümeti içinde.
Demek bir gün pazıları daha güçlü birileri çıkarsa, onların da tamamen aynı şekilde İsrail’e karşı “önlem alma” hakkı olacak.
İsrail’den ilham alırlarsa, harekata isim bulmakta herhalde zorlanmazlar.
“Selahaddin Eyyubi tokadı” veya “Nebukadnezar’ın fiskesi” gibi.
">
8 Aralık Pazar günü Suriye diktatörü Beşşar Esed devrildi, Baas çöktü, Esed kaçtı. Ama henüz yeni hükümet kurulamadı, iktidar boşluğu var.
İsrail şimdi bütün gücüyle Suriye’yi bomba yağdırıyor, güneyde Golan Tepeleri bölgesinde 1967’de işgal ettiği araziyi genişletiyor.
Suriye savunmasız, karşı koyacak gücü yok. Bunu fırsat bilen İsrail uçakları üç günde 350 sorti yaptı, 320 hedefe saldırdı. Yani 24 saat boyunca her 12 dakikada bir İsrail uçağı serbestçe seçilen hedefleri bombalayıp imha ediyor.
İsrail bu vahşete “Başan’ın Oku Harekatı” adı verdi.
Tevrat’a göre İsrailliler, Başan Kralı Og’u mağlup ederek bugün Filistin, Suriye, Ürdün dediğimiz toprakları fethetmişti.
Ne zaman? 2600 yıl önce.
İsrail kaynakları uçakları, gemileri, askeri depoları ve tesisleri, hava savunma bataryalarını, füzeleri imha ettiklerini yazıyor. Suriye’nin askeri kapasitesinin (şimdilik) %80’i yok edilmiş. O arada Suriye İstihbarat Başkanlığı binası da bombalandı.
İsrail, kendisine yönelik tehditleri yok ettiğini, Suriye’nin askeri kapasitesinin aşırı unsurların eline geçme olasılığına karşı önlem aldığını ileri sürüyor.
İsrail ben güçlüyüm istediğimi yaparım diyor; vahşi orman yasasını uyguluyor. Hukuk yok.
Suriye ile anlaşma imzalamıştı, Golan Tepeleri’nde sınır ihlali yapılmayacaktı, ama kendi imzasını da tınmıyor.
Bunu mümkün kılan Washington’un desteği. O silahların hepsini Amerika veriyor. İşlerine gelince “Kurallar üzerine kurulu uluslararası düzen” avukatlığı yapan Amerikalılardan çıt yok.
Aşırı unsurlara konusuna gelince, şu anda Ortadoğu’da en fanatik ve aşırı unsurlar İsrail hükümeti içinde.
Demek bir gün pazıları daha güçlü birileri çıkarsa, onların da tamamen aynı şekilde İsrail’e karşı “önlem alma” hakkı olacak.
İsrail’den ilham alırlarsa, harekata isim bulmakta herhalde zorlanmazlar.
“Selahaddin Eyyubi tokadı” veya “Nebukadnezar’ın fiskesi” gibi.