Öncelikle; Tüm Fenerbahçelileri tebrik ederim...
O kadar kumpasa, hakem tokatlarına, TFF organizasyonlarına, Erdenli masa altı olimpiyatlarına ve 'Turkish La Casa de Papel harekatları'na rağmen ligi ikinci bitirdi Fenerbahçemiz...
Kanaryamız, sezonu kupasız da kapatmadı ve Devlet Bankası Ziraat'in Türkiye Kupası'nı da müzesine götürerek azıcık bile olsa biz taraftarlarına tebessüm ettirdi.
Emeği çok çok ciddi geçen tüm futbolculara Teşekkürler.
..........
Peki bu muydu hedefimiz 2022/2023 sezonu başlarken?
Değildi dimi... Değildi tabi...
4'üncü yıldızı takmak için 20'inci şampiyonluğa kenetliydik, Cumhuriyet'in 100'üncü yılında Atatürk'ün kulübü olarak Süper Lig Kupası'nı kaldırmak azmindeydik.
Sonra bir baktık.
BJK'ce denenip yollanan Portekizli Pereira sonrasında "bir daha mı Portekizli Allah korusun!" dediğimiz anlarda yönetim Portekizliliğinden başka Avrupa deneyimi olmayan, Güney Amerika kulüplerinde başarısı olan ve Arapsever Mr Çiklet bey yani Jorge Jesus'a dünyaları verip alınca önce bir şoklandık.
Sonra 'Denenmemiş bir Portekizli' deyip adamın arkasında dağ gibi durduk.
Transferler başladı, alındı da alındı...
İyi adamlarımız bol kar ile satıldı, gelen paralar da Araoları, Kinglere, Oosterwoldlara, Pedrolara, Pereslere, Alieoskilere, Gustavolara, Lincolnlere harcandı!
Mesela bir Kim daha alınamadı arkaya, Szalai ile agresif olmadığı zamanlardaki oyunuyla Serdar Aziz olmasa 'yediğimiz gol kolonu'ndaki 42 sayısı 83 olurdu...
Bu arada Mr Çikletin adamlarına hep yer açıldı;
Örneğin ilk zamanlarda Arda evladımız harcandı, Kahveci ve Yandaş'tan medet uman Mr Çiklet, Osayi'yi kızakta paslandırdı, Portekizli Crespo'yu Sloven Zajc'a tercih etti.
Vesaire vesaire!!
Daha neler var neler, yazsam inanın bunun gibi 20 sayfa yazı olur.
İdeal 11 omurgasını oturtamayan Mr Çiklet'in Dünya Kupası'na kadar bilinmeyen taktiğini çözemedi rakipleri.
Onun için de hepimiz sırtımıza aldık Jesus'u.. Başkan Koç, takımın anahtarını verdi Jorge'ye... Futbolun CEO'suydu adam artık. Astığı astık kestiği kestik.
.....
Derken beyefendi, Dünya Kupası'na gitti izlemeye. Orada bir-iki Arap takımı halini hatrını sordu, buna ayrıca Güney Amerika'dan da fısıltılar eklenince Kadıköy'e bambaşka bir Jesus geri döndü.
Büyük havalardaydı, ego zirvedeydi, kendi getirdiğinin dışındaki topçular sevmiyordu Çiklet'i, ama profesyoneldiler işlerini yapıyorlardı. Otur otur, kalk kalk...
Fenerbahçe'nin rakipleri artık bu Jesus'un taktiğini, çıkardığı 11'leri, maç içindeki operasyonlarını öğrenmişlerdi...
Ne yazık ki, futbolu bilen her hoca Jesus'un kalıplaşmış değişmeyen sistemini yerle bir etmeye başlamıştı bile... Puan kayıpları başlamıştı.
Giresunlar, İstanbulsporlar, Ümraniyeler bile Jesus'u sahada dövebiliyordu.
Bir derbisi bile yoktu Mr Çiklet'in...
Ehhh Jorge Jesus'un hatalarının üstüne bir de saha dışı kumpaslar devreye girince Şampiyonlukta hiç umudu olmayan Galatasaray devreye girdi ve kupayı kaldırdı.
Yani Galatasaray hiç böbürlenmesin, alsın Jesus'un heykelini diksin ve altına;
"Jesus'u Türk Futbolu'na kazandıran Sn. Ali Koç'a teşekkürlerimizle"
diye yazılı bir levha koydursun.
Şimdi olan oldu biten bitti.
Önümüzdeki maçlara bakalım.
Ali Koç başkan 2024 kongresine kadar kalmalı.
6'ıncı yılını da hatalarıyla sevaplarıyla yaşamalı..
Denenmemiş iyi bir hoca alınmalı.
Hoca, CEO falan gibi çalıştırılmamalı, Fenerbahçe bir Holding bir şirket değildir.
Yabancı hocayla yönetim arasında köprü vazifesi görecek İsmail Kartal gibi iyi Fenerbahçeli futbol bilir, külyutmaz, paragöz olmayan, dürüst menajer gerekir.
Sayın Ali Koç, transferler bittikten sonra takımı düşünmekten daha çok sezon başlayınca kumpaslara karşı lobiciliği ilerletmelidir.
Sırf saha dışı oyunlaara çalışmalıdır.
"Ucuz aldık pahalıya sattık" mantığı Fenerbahçe'den gitmelidir, çünkü futbolda 'gelenler gidenin yerini tutmuyor' Gördük yaşadık.
Yani; Holding ve ticaret mantığı 20'inci şampiyonluk gelene kadar rafa kalkmalı.
Hocasız transferler, onun bunun lafıyla paralar saçılmamalıdır. Ticari sihirbaz, ekonomi dehası Ali Koç başkana rağmen Fenerbahçe her kulüp gibi büyük borç altındadır. Dikkat edilmelidir.
Safra futbolcular anında satılmalıdır, Jesus'un getirdiği 3 golcünün bir İcardi etmediğini artık Başkan Ali Koç görüp bunları göndermelidir. Valencia'nın abbas yolculuğu bile düşünülmelidir, çünkü çok şımarmıştır.
Ya bunlar olur, ya da 2023-2024 sezonunda da başkalarının kaldırdığı kupayı ve bir sezonda Galatasaray'dan 6 gol yemeyi tarih tekerrür ettirecektir.
">
Öncelikle; Tüm Fenerbahçelileri tebrik ederim...
O kadar kumpasa, hakem tokatlarına, TFF organizasyonlarına, Erdenli masa altı olimpiyatlarına ve 'Turkish La Casa de Papel harekatları'na rağmen ligi ikinci bitirdi Fenerbahçemiz...
Kanaryamız, sezonu kupasız da kapatmadı ve Devlet Bankası Ziraat'in Türkiye Kupası'nı da müzesine götürerek azıcık bile olsa biz taraftarlarına tebessüm ettirdi.
Emeği çok çok ciddi geçen tüm futbolculara Teşekkürler.
..........
Peki bu muydu hedefimiz 2022/2023 sezonu başlarken?
Değildi dimi... Değildi tabi...
4'üncü yıldızı takmak için 20'inci şampiyonluğa kenetliydik, Cumhuriyet'in 100'üncü yılında Atatürk'ün kulübü olarak Süper Lig Kupası'nı kaldırmak azmindeydik.
Sonra bir baktık.
BJK'ce denenip yollanan Portekizli Pereira sonrasında "bir daha mı Portekizli Allah korusun!" dediğimiz anlarda yönetim Portekizliliğinden başka Avrupa deneyimi olmayan, Güney Amerika kulüplerinde başarısı olan ve Arapsever Mr Çiklet bey yani Jorge Jesus'a dünyaları verip alınca önce bir şoklandık.
Sonra 'Denenmemiş bir Portekizli' deyip adamın arkasında dağ gibi durduk.
Transferler başladı, alındı da alındı...
İyi adamlarımız bol kar ile satıldı, gelen paralar da Araoları, Kinglere, Oosterwoldlara, Pedrolara, Pereslere, Alieoskilere, Gustavolara, Lincolnlere harcandı!
Mesela bir Kim daha alınamadı arkaya, Szalai ile agresif olmadığı zamanlardaki oyunuyla Serdar Aziz olmasa 'yediğimiz gol kolonu'ndaki 42 sayısı 83 olurdu...
Bu arada Mr Çikletin adamlarına hep yer açıldı;
Örneğin ilk zamanlarda Arda evladımız harcandı, Kahveci ve Yandaş'tan medet uman Mr Çiklet, Osayi'yi kızakta paslandırdı, Portekizli Crespo'yu Sloven Zajc'a tercih etti.
Vesaire vesaire!!
Daha neler var neler, yazsam inanın bunun gibi 20 sayfa yazı olur.
İdeal 11 omurgasını oturtamayan Mr Çiklet'in Dünya Kupası'na kadar bilinmeyen taktiğini çözemedi rakipleri.
Onun için de hepimiz sırtımıza aldık Jesus'u.. Başkan Koç, takımın anahtarını verdi Jorge'ye... Futbolun CEO'suydu adam artık. Astığı astık kestiği kestik.
.....
Derken beyefendi, Dünya Kupası'na gitti izlemeye. Orada bir-iki Arap takımı halini hatrını sordu, buna ayrıca Güney Amerika'dan da fısıltılar eklenince Kadıköy'e bambaşka bir Jesus geri döndü.
Büyük havalardaydı, ego zirvedeydi, kendi getirdiğinin dışındaki topçular sevmiyordu Çiklet'i, ama profesyoneldiler işlerini yapıyorlardı. Otur otur, kalk kalk...
Fenerbahçe'nin rakipleri artık bu Jesus'un taktiğini, çıkardığı 11'leri, maç içindeki operasyonlarını öğrenmişlerdi...
Ne yazık ki, futbolu bilen her hoca Jesus'un kalıplaşmış değişmeyen sistemini yerle bir etmeye başlamıştı bile... Puan kayıpları başlamıştı.
Giresunlar, İstanbulsporlar, Ümraniyeler bile Jesus'u sahada dövebiliyordu.
Bir derbisi bile yoktu Mr Çiklet'in...
Ehhh Jorge Jesus'un hatalarının üstüne bir de saha dışı kumpaslar devreye girince Şampiyonlukta hiç umudu olmayan Galatasaray devreye girdi ve kupayı kaldırdı.
Yani Galatasaray hiç böbürlenmesin, alsın Jesus'un heykelini diksin ve altına;
"Jesus'u Türk Futbolu'na kazandıran Sn. Ali Koç'a teşekkürlerimizle"
diye yazılı bir levha koydursun.
Şimdi olan oldu biten bitti.
Önümüzdeki maçlara bakalım.
Ali Koç başkan 2024 kongresine kadar kalmalı.
6'ıncı yılını da hatalarıyla sevaplarıyla yaşamalı..
Denenmemiş iyi bir hoca alınmalı.
Hoca, CEO falan gibi çalıştırılmamalı, Fenerbahçe bir Holding bir şirket değildir.
Yabancı hocayla yönetim arasında köprü vazifesi görecek İsmail Kartal gibi iyi Fenerbahçeli futbol bilir, külyutmaz, paragöz olmayan, dürüst menajer gerekir.
Sayın Ali Koç, transferler bittikten sonra takımı düşünmekten daha çok sezon başlayınca kumpaslara karşı lobiciliği ilerletmelidir.
Sırf saha dışı oyunlaara çalışmalıdır.
"Ucuz aldık pahalıya sattık" mantığı Fenerbahçe'den gitmelidir, çünkü futbolda 'gelenler gidenin yerini tutmuyor' Gördük yaşadık.
Yani; Holding ve ticaret mantığı 20'inci şampiyonluk gelene kadar rafa kalkmalı.
Hocasız transferler, onun bunun lafıyla paralar saçılmamalıdır. Ticari sihirbaz, ekonomi dehası Ali Koç başkana rağmen Fenerbahçe her kulüp gibi büyük borç altındadır. Dikkat edilmelidir.
Safra futbolcular anında satılmalıdır, Jesus'un getirdiği 3 golcünün bir İcardi etmediğini artık Başkan Ali Koç görüp bunları göndermelidir. Valencia'nın abbas yolculuğu bile düşünülmelidir, çünkü çok şımarmıştır.
Ya bunlar olur, ya da 2023-2024 sezonunda da başkalarının kaldırdığı kupayı ve bir sezonda Galatasaray'dan 6 gol yemeyi tarih tekerrür ettirecektir.