Namazın mükemmel olduğunu anlatmak için, yogayı hafife almaya ne gerek var demiştim bir önceki yazımda. Değerli bir okurum da benim görüşüme aynen katılmış ve bana namazla ilgili yabancı kaynaklara dayalı bilgiler göndermişti. Ben de aynen yayınlıyor ve Kemal Ünal" a bu duyarlı davranışından dolayı çok teşekkür ediyorum..
ABD"de Pensilvanya Üniversitesi Tıp Merkezi uzmanı Prof. Dr. Newberg tarafından, namaz kılan ve dua eden bir grup Müslüman"ın üzerinde yapılan araştırmaya göre, huşu içinde yapılan dua ve teemmül (meditasyon) esnasında alında, beynin ön bölgesinde karar alma mekanizmasının bulunduğu "Frontal Lobe" adı verilen kısımda kan miktarı belirgin bir şekilde artıyor. Duygusal, etki-tepkiyle ilgili kararlar burada alınıyor. İnsandaki kompleks hissi ve davranış becerileri burada öğreniliyor. Araştırma sonuçlarına göre, düşünce, tefekkür ve Allah"a yönelme anında insan kendini Allah"a daha yakın hissediyor, yüce duygular taşıyarak huzur ve sükûn buluyor. (Newsweek dergisi, 7 Mayıs 2001. Religion And The Brain)
Belki namaz ve dua, bugüne kadar bilinen en büyük enerji kaynağıdır. Doktor olarak, hiçbir ilacın fayda vermediği, doktorların tedavide aciz kaldığı pek çok hastanın, doktorların ellerini çekip onların yerine namaz ve duanın girmesiyle iyileştiklerini gördüm. (Dr. Alexis Carrel. İnsan Denen Meçhul kitabının yazarı ve Nobel ödülü sahibi)
ABD"nin Iowa Üniversitesi"nde bir grup araştırmacı uzman doktorun 65 yaş üzeri 550 hasta üzerinde yapmış oldukları araştırma ve deneylerde, ibadet mekanlarına devam eden mü"min insanların, herhangi bir ibadet içinde bulunmayan ateist insanlara göre yüzde 35 daha fazla yaşadıkları görüldü. Araştırmacılar, düzenli ve sürekli olarak ibadethanelere devam eden yaşlı insanlarda, vücut bağışıklık sisteminin güçlendiğini bu nedenle, yaşlıların tansiyon ve damar tıkanıklığına maruz kalma riskinin daha az olduğu tespitinde bulundular.
Amerikalı araştırmacı Prof. Dr. Daniel Hall, sağlık durumları aynı olduğu halde, dua edenlerin, etmeyenlere oranla üç yıl daha fazla yaşadıklarını belirtti. Araştırma sonuçlarının yayınlandığı Family Medicine dergisinde Dr. Daniel Hall, şu tespitlerde bulunuyor: Namaz ve dua ibadeti esnasında hissedilen sükunet, gevşeme ve rahatlık sebebiyle vücut, stresin yol açtığı yüksek kolesterole karşı bir madde salgılıyor. İbadetle yaşayan insanın psikolojisi düzeldiği için, yüksek kolesterole karşı korunmuş olur, bu da kişinin daha fazla yaşaması anlamına gelir.
Yapılan araştırmalar namazın varise karşı insanı koruduğu belirlendi. Mısır İskenderiye Üniversitesi"nden Prof. Dr. Tevfik Avlan, kıyam, rükû, secde ve oturma gibi namaz hareketleri arasında insicam, yardımlaşma ve dayanışmada şaşırtıcı sonuçlara ulaşıldığını söylüyor. Prof. Avlan, bilimsel ölçümlere dayanarak, rükû esnasında, ayağın topuk bölgesinde, kanın damar iç çeperine yaptığı basıncın yarı yarıya düştüğünü tespit ettiğini belirtiyor. Dr. Avlan"a göre, secde durumunda uzun süre ayakta duran kan damarları tam bir istirahat ve dinlenme fırsatı buluyor.
Bunlar bilim adamlarının yaptığı çalışmalar, bunun gibi eminim başka böyle olumlu araştırma sonuçları vardır.
Bizler bu günün şartlarında, namazımızı kılabiliyor muyuz dersek, ben dahil bir çok insan kılıyoruz diyemez, ayrıca da bu bir inanç ve istek meselesidir. Kimseyi ibadet etmeye zorlayamazsın, ayrıca da kimseyi , neyi ne kadar yaptığımız ilgilendirmez.
Yalnızca her inancın bir ritüel kısmı var, gönül temizliği, iyi ahlaklı olmak güzel şeyler ama bir de , ruhsal bir sonuca ulaşmak istiyorsak, neye inanıyorsak, o inandığımız şeyin ritüellerini yapmak kuşkusuz bizi aradığımız manevi tatmine daha çabuk ulaştırıyor.
Ben insanların inancıyla, inançsızlığıyla hiçbir şekilde ilgilenmiyorum, nereye kadar, benim özgürlük alanımın sınırına kadar, aynı şekilde insanlara uzaklığımda o şekilde, beni şekiller ilgilendirmiyor.
Benim yolum belli olsa da, insana fayda sağlayan, pozitif açılımlar sağlayan her inancı destekliyorum. Aynı görüşte olmak şart değil. Fayda sağlıyorsam yoganın da faydalarını paylaşabilirim, keza namazın da, kuantum düşüncenin, yarın da başka bir görüşü hiç fark etmez.
Önemli olan güzel şeyleri paylaşmak
">
Namazın mükemmel olduğunu anlatmak için, yogayı hafife almaya ne gerek var demiştim bir önceki yazımda. Değerli bir okurum da benim görüşüme aynen katılmış ve bana namazla ilgili yabancı kaynaklara dayalı bilgiler göndermişti. Ben de aynen yayınlıyor ve Kemal Ünal" a bu duyarlı davranışından dolayı çok teşekkür ediyorum..
ABD"de Pensilvanya Üniversitesi Tıp Merkezi uzmanı Prof. Dr. Newberg tarafından, namaz kılan ve dua eden bir grup Müslüman"ın üzerinde yapılan araştırmaya göre, huşu içinde yapılan dua ve teemmül (meditasyon) esnasında alında, beynin ön bölgesinde karar alma mekanizmasının bulunduğu "Frontal Lobe" adı verilen kısımda kan miktarı belirgin bir şekilde artıyor. Duygusal, etki-tepkiyle ilgili kararlar burada alınıyor. İnsandaki kompleks hissi ve davranış becerileri burada öğreniliyor. Araştırma sonuçlarına göre, düşünce, tefekkür ve Allah"a yönelme anında insan kendini Allah"a daha yakın hissediyor, yüce duygular taşıyarak huzur ve sükûn buluyor. (Newsweek dergisi, 7 Mayıs 2001. Religion And The Brain)
Belki namaz ve dua, bugüne kadar bilinen en büyük enerji kaynağıdır. Doktor olarak, hiçbir ilacın fayda vermediği, doktorların tedavide aciz kaldığı pek çok hastanın, doktorların ellerini çekip onların yerine namaz ve duanın girmesiyle iyileştiklerini gördüm. (Dr. Alexis Carrel. İnsan Denen Meçhul kitabının yazarı ve Nobel ödülü sahibi)
ABD"nin Iowa Üniversitesi"nde bir grup araştırmacı uzman doktorun 65 yaş üzeri 550 hasta üzerinde yapmış oldukları araştırma ve deneylerde, ibadet mekanlarına devam eden mü"min insanların, herhangi bir ibadet içinde bulunmayan ateist insanlara göre yüzde 35 daha fazla yaşadıkları görüldü. Araştırmacılar, düzenli ve sürekli olarak ibadethanelere devam eden yaşlı insanlarda, vücut bağışıklık sisteminin güçlendiğini bu nedenle, yaşlıların tansiyon ve damar tıkanıklığına maruz kalma riskinin daha az olduğu tespitinde bulundular.
Amerikalı araştırmacı Prof. Dr. Daniel Hall, sağlık durumları aynı olduğu halde, dua edenlerin, etmeyenlere oranla üç yıl daha fazla yaşadıklarını belirtti. Araştırma sonuçlarının yayınlandığı Family Medicine dergisinde Dr. Daniel Hall, şu tespitlerde bulunuyor: Namaz ve dua ibadeti esnasında hissedilen sükunet, gevşeme ve rahatlık sebebiyle vücut, stresin yol açtığı yüksek kolesterole karşı bir madde salgılıyor. İbadetle yaşayan insanın psikolojisi düzeldiği için, yüksek kolesterole karşı korunmuş olur, bu da kişinin daha fazla yaşaması anlamına gelir.
Yapılan araştırmalar namazın varise karşı insanı koruduğu belirlendi. Mısır İskenderiye Üniversitesi"nden Prof. Dr. Tevfik Avlan, kıyam, rükû, secde ve oturma gibi namaz hareketleri arasında insicam, yardımlaşma ve dayanışmada şaşırtıcı sonuçlara ulaşıldığını söylüyor. Prof. Avlan, bilimsel ölçümlere dayanarak, rükû esnasında, ayağın topuk bölgesinde, kanın damar iç çeperine yaptığı basıncın yarı yarıya düştüğünü tespit ettiğini belirtiyor. Dr. Avlan"a göre, secde durumunda uzun süre ayakta duran kan damarları tam bir istirahat ve dinlenme fırsatı buluyor.
Bunlar bilim adamlarının yaptığı çalışmalar, bunun gibi eminim başka böyle olumlu araştırma sonuçları vardır.
Bizler bu günün şartlarında, namazımızı kılabiliyor muyuz dersek, ben dahil bir çok insan kılıyoruz diyemez, ayrıca da bu bir inanç ve istek meselesidir. Kimseyi ibadet etmeye zorlayamazsın, ayrıca da kimseyi , neyi ne kadar yaptığımız ilgilendirmez.
Yalnızca her inancın bir ritüel kısmı var, gönül temizliği, iyi ahlaklı olmak güzel şeyler ama bir de , ruhsal bir sonuca ulaşmak istiyorsak, neye inanıyorsak, o inandığımız şeyin ritüellerini yapmak kuşkusuz bizi aradığımız manevi tatmine daha çabuk ulaştırıyor.
Ben insanların inancıyla, inançsızlığıyla hiçbir şekilde ilgilenmiyorum, nereye kadar, benim özgürlük alanımın sınırına kadar, aynı şekilde insanlara uzaklığımda o şekilde, beni şekiller ilgilendirmiyor.
Benim yolum belli olsa da, insana fayda sağlayan, pozitif açılımlar sağlayan her inancı destekliyorum. Aynı görüşte olmak şart değil. Fayda sağlıyorsam yoganın da faydalarını paylaşabilirim, keza namazın da, kuantum düşüncenin, yarın da başka bir görüşü hiç fark etmez.
Önemli olan güzel şeyleri paylaşmak