Mitt ve Barack Sahne Aldılar

Geçtiğimiz iki hafta içinde Amerika’da en büyük medya olayı önce Cumhuriyetçilerin arkadan...

Engin Civan engin.civan@haber3.com

Geçtiğimiz iki hafta içinde Amerika’da en büyük medya olayı önce Cumhuriyetçilerin arkadan Demokratların kongreleri oldu. Kongre sonuçları baştan bilindiği için kongre içi seçimler fazla ilgi çekmedi.

Esas ilgi odağı her iki partinin bir ve iki numaralarının konuşmaları oldu. Doğal olarak ‘First Lady’ ve adayının konuşmaları da merak konusuydu. Bütün bu önemli konuşmalara ilaveten eski Demokrat Başkanlardan Bill Clinton’un konuşması bence demokrasi özümlemesi açısından kayda değerdi.
Cumhuriyetçiler Ne Diyor?

Cumhuriyetçiler devlet çok büyüdü, bütçe açığı patladı Obama’nın ulusal sağlık sigortası bizi batıracak görüşündeler.  Genç ve dinamik Başkan Yardımcısı adayı Paul Ryan yeni bütçe modeli öneriyor. Cumhuriyetçiler Obama’nın ve Demokratların Amerika’yı iflasa götürdüğünü savunuyor. Söylemleri tamamen iç politikaya yönelik ve dış politikayı es geçiyorlar.

Demokratlar Ne Diyor?

Biz ekonomiyi düzelttik ama devraldığımız çöküntü tarihin en büyük ekonomik daralmasıydı daha zamana ihtiyacımız var görüşündeler. Başkan Yardımcısı Biden sizin başlattığınız iki savaşı bitirdik, imalat sanayi ve özellikle otomotiv sektörünü kurtardık şimdi sıra konut sektöründe yorumunu tekrarlıyor. Başkan Obama şimdi bütçeyi kısamayız, ekonomiyi canlı tutmamız için devletin harcama yapması gerekmekte iddiasında. Obama bütçeyi planlı bir şekilde denkleştirelim aniden frene basmayalım söylemini vurguluyor.

Bill Clinton Nasıl Pivot Oldu?

Kongreler öncesi seçimler ortada, her iki partinin de oyları kafa kafayaydı. Bu seçimin üzerinde pek durulmayan tarihi bir özelliği var. Son defa olarak ‘beyaz’ Amerikalı seçmenler çoğunlukta. Amerika’nın nüfus profili hızla değişiyor. Bundan sonraki seçimlerde ‘beyazlar’ mutlak çoğunluk olmayacak. Son seçimde değişime oy vererek Obama’yı Beyaz Saraya gönderen ‘beyaz’ Amerikalıların ciddi bölümü hayal kırıklığı yaşıyor. Obama’ya oy veren beyazların ekonominin bir türlü şahlanamamasından dolayı moralleri bozuk.

İşte Bill Clinton, bu kritik kitle beyaz seçmenlerin anlayacağı bir dille, sorunları adeta bir soğanı dilim dilim soyarcasına ekranlarda açıkladı. Clinton işsizliğin kronikleşmesinin, sağlık ve emeklilik sigortasının durumunun ne olduğunu basit aritmetik örneklerle özellikle siyahlara fazla sıcak bakmayan beyaz alt-orta sınıf için anlaşılır şekilde basite indirgedi. Bence Bill Clinton gerçek bir demokrat olarak, ‘Güneyli Cicero’ olarak, hitabet sanatının zirvesine çıkmış bir lider olarak, seçimi Obama adına kongre konuşmasıyla kazandı.

Genel seçimde 4-5 eyalet başkanın kim olacağını belirleyecek. Bunlara çitin üstünde oturan seçmenler deniyor. Bunlar Ohio, Florida, Michigan, N.Carolina ve Virginia eyaletleri. Clinton’un konuşması bu eyaletlerde yaşayan beyazların yüzde 2’sini Obama’ya kaydırdıysa ( ki benim kanaatim bu) Obama seçimi alır.
Ayrıca, bir bilge, konuyu ‘yemiş-yutmuş’ bir hatip olarak Clinton’un konuşmasının demokrasinin ileri aşamasına Işık tutan bir konuşma olduğunu düşünüyorum. Özellikle günümüz Türkiye’sinde sloganlarla, hamasetle yoğrulmuş söylemlere prim verenlerin ve verdirenlerin bu konuşmadan öğrenecekleri olduğunu düşünüyorum.

Kongreler Üzerine Yorumum

Cumhuriyetçilerin özledikleri Amerika ve altın çağı 1950li yıllarda kaldı. Günümüzde bunu gerçekleştirmek mümkün değil ve Amerika’yı Demirperde ülkesi gibi kapatmak akıl dışı. Cumhuriyetçiler devleti küçültmeye ve özel sektörü ve ferdi ekonomiyi öne çıkarmaya çalışıyorlar. Dünya gücü Amerika’nın savunma harcamaları, vatandaşlarına sağlık sigortasını çok görmesi gibi bazı ana konularda Cumhuriyetçilerin ciddi alternatifleri yok.

Cumhuriyetçiler dış politika konusunda hazırlıklı değiller ve basit çözümler peşindeler. Basit çözümler çoğunlukla askeri girişime dayanmakta. Parti aşırı sağa yaslanmış ve tamamen beyaz badanaya boyanmış görünümünde.

Demokratlar, ortanın solunu parsellemiş durumdalar. Obama hitabet yeteneği yüksek bir lider ve kitlelere enerji verebiliyor. Bu seneki başkanlık seçimi gerçekten tarihi bir seçim ve tartışılan konuların Amerika’ya özel şartları olsa da, ekonomik argümanın dayandığı nokta kapitalizmin ideolojisinin kalbine iniyor.

Yüzde 99 yüzde 1’e karşı. Yüzde 1’i yenmek kolay değil çünkü sermaye onların elinde. Amerika’da ‘ Özgürlük, Tanrı, Silah, Kitap, Vatan, Millet’ özellikle orta-alt sınıfta çok satan bir reçete.
Şimdi bu noktada iktisat tarihinde binlerce sayfa basımı yapılmış ve hala net sonuç alınamamış bir tartışmanın içine sizleri çekmek istemem, ancak bilmenizde yarar var, çünkü aynı film Avrupa’da yakında vizyona çıkacak.

Esas sorun iktisadi yaşamda devletin rolünün ne olması gerektiğinde düğümlenmekte. Bir yanda Avusturya ekolünün kurucu babası Hayek, diğer yanda büyük krizden çıkma teorisini yazan ve aktif devlet rolünü benimseyen Keynes. Sosyal devletin sınırlarını belirleyen ve modern ekonomik teoriye damgasını vuran bu tartışma Amerikan seçimlerinin de ekonomik arka planını oluşturmakta.

10 Eylül 2012 Washington DC

">

Geçtiğimiz iki hafta içinde Amerika’da en büyük medya olayı önce Cumhuriyetçilerin arkadan Demokratların kongreleri oldu. Kongre sonuçları baştan bilindiği için kongre içi seçimler fazla ilgi çekmedi.

Esas ilgi odağı her iki partinin bir ve iki numaralarının konuşmaları oldu. Doğal olarak ‘First Lady’ ve adayının konuşmaları da merak konusuydu. Bütün bu önemli konuşmalara ilaveten eski Demokrat Başkanlardan Bill Clinton’un konuşması bence demokrasi özümlemesi açısından kayda değerdi.
Cumhuriyetçiler Ne Diyor?

Cumhuriyetçiler devlet çok büyüdü, bütçe açığı patladı Obama’nın ulusal sağlık sigortası bizi batıracak görüşündeler.  Genç ve dinamik Başkan Yardımcısı adayı Paul Ryan yeni bütçe modeli öneriyor. Cumhuriyetçiler Obama’nın ve Demokratların Amerika’yı iflasa götürdüğünü savunuyor. Söylemleri tamamen iç politikaya yönelik ve dış politikayı es geçiyorlar.

Demokratlar Ne Diyor?

Biz ekonomiyi düzelttik ama devraldığımız çöküntü tarihin en büyük ekonomik daralmasıydı daha zamana ihtiyacımız var görüşündeler. Başkan Yardımcısı Biden sizin başlattığınız iki savaşı bitirdik, imalat sanayi ve özellikle otomotiv sektörünü kurtardık şimdi sıra konut sektöründe yorumunu tekrarlıyor. Başkan Obama şimdi bütçeyi kısamayız, ekonomiyi canlı tutmamız için devletin harcama yapması gerekmekte iddiasında. Obama bütçeyi planlı bir şekilde denkleştirelim aniden frene basmayalım söylemini vurguluyor.

Bill Clinton Nasıl Pivot Oldu?

Kongreler öncesi seçimler ortada, her iki partinin de oyları kafa kafayaydı. Bu seçimin üzerinde pek durulmayan tarihi bir özelliği var. Son defa olarak ‘beyaz’ Amerikalı seçmenler çoğunlukta. Amerika’nın nüfus profili hızla değişiyor. Bundan sonraki seçimlerde ‘beyazlar’ mutlak çoğunluk olmayacak. Son seçimde değişime oy vererek Obama’yı Beyaz Saraya gönderen ‘beyaz’ Amerikalıların ciddi bölümü hayal kırıklığı yaşıyor. Obama’ya oy veren beyazların ekonominin bir türlü şahlanamamasından dolayı moralleri bozuk.

İşte Bill Clinton, bu kritik kitle beyaz seçmenlerin anlayacağı bir dille, sorunları adeta bir soğanı dilim dilim soyarcasına ekranlarda açıkladı. Clinton işsizliğin kronikleşmesinin, sağlık ve emeklilik sigortasının durumunun ne olduğunu basit aritmetik örneklerle özellikle siyahlara fazla sıcak bakmayan beyaz alt-orta sınıf için anlaşılır şekilde basite indirgedi. Bence Bill Clinton gerçek bir demokrat olarak, ‘Güneyli Cicero’ olarak, hitabet sanatının zirvesine çıkmış bir lider olarak, seçimi Obama adına kongre konuşmasıyla kazandı.

Genel seçimde 4-5 eyalet başkanın kim olacağını belirleyecek. Bunlara çitin üstünde oturan seçmenler deniyor. Bunlar Ohio, Florida, Michigan, N.Carolina ve Virginia eyaletleri. Clinton’un konuşması bu eyaletlerde yaşayan beyazların yüzde 2’sini Obama’ya kaydırdıysa ( ki benim kanaatim bu) Obama seçimi alır.
Ayrıca, bir bilge, konuyu ‘yemiş-yutmuş’ bir hatip olarak Clinton’un konuşmasının demokrasinin ileri aşamasına Işık tutan bir konuşma olduğunu düşünüyorum. Özellikle günümüz Türkiye’sinde sloganlarla, hamasetle yoğrulmuş söylemlere prim verenlerin ve verdirenlerin bu konuşmadan öğrenecekleri olduğunu düşünüyorum.

Kongreler Üzerine Yorumum

Cumhuriyetçilerin özledikleri Amerika ve altın çağı 1950li yıllarda kaldı. Günümüzde bunu gerçekleştirmek mümkün değil ve Amerika’yı Demirperde ülkesi gibi kapatmak akıl dışı. Cumhuriyetçiler devleti küçültmeye ve özel sektörü ve ferdi ekonomiyi öne çıkarmaya çalışıyorlar. Dünya gücü Amerika’nın savunma harcamaları, vatandaşlarına sağlık sigortasını çok görmesi gibi bazı ana konularda Cumhuriyetçilerin ciddi alternatifleri yok.

Cumhuriyetçiler dış politika konusunda hazırlıklı değiller ve basit çözümler peşindeler. Basit çözümler çoğunlukla askeri girişime dayanmakta. Parti aşırı sağa yaslanmış ve tamamen beyaz badanaya boyanmış görünümünde.

Demokratlar, ortanın solunu parsellemiş durumdalar. Obama hitabet yeteneği yüksek bir lider ve kitlelere enerji verebiliyor. Bu seneki başkanlık seçimi gerçekten tarihi bir seçim ve tartışılan konuların Amerika’ya özel şartları olsa da, ekonomik argümanın dayandığı nokta kapitalizmin ideolojisinin kalbine iniyor.

Yüzde 99 yüzde 1’e karşı. Yüzde 1’i yenmek kolay değil çünkü sermaye onların elinde. Amerika’da ‘ Özgürlük, Tanrı, Silah, Kitap, Vatan, Millet’ özellikle orta-alt sınıfta çok satan bir reçete.
Şimdi bu noktada iktisat tarihinde binlerce sayfa basımı yapılmış ve hala net sonuç alınamamış bir tartışmanın içine sizleri çekmek istemem, ancak bilmenizde yarar var, çünkü aynı film Avrupa’da yakında vizyona çıkacak.

Esas sorun iktisadi yaşamda devletin rolünün ne olması gerektiğinde düğümlenmekte. Bir yanda Avusturya ekolünün kurucu babası Hayek, diğer yanda büyük krizden çıkma teorisini yazan ve aktif devlet rolünü benimseyen Keynes. Sosyal devletin sınırlarını belirleyen ve modern ekonomik teoriye damgasını vuran bu tartışma Amerikan seçimlerinin de ekonomik arka planını oluşturmakta.

10 Eylül 2012 Washington DC

Tüm yazılarını göster