Salı sallanır deyimini haklı çıkarırcasına bir gün yaşadık önceki gün. PKK ile MİT arasında yapılan görüşmeler bir gizli el tarafından önce PKK’nın sitelerinden birinde yayınlandı ardından tüm İnternet’e dağıldı.
Herkes ses kaydını kimin verdiği ile meşgul! CHP-MHP kasetlerini, M.Metiner'in ses kaydını kim servis ettiyse MİT-PKK ses kaydını da o gizli el servis etmiş olabilir.
Bazı komplo teorisyenleri kasetin, son günlerde gerginlik yaşadığımız İsrail’in bu işi yapabileceğini işaret ediyorlar. Bu bana inandırıcı gelmiyor! İktidar yanlısı yazarlarda hep bir komplo arayışı, hep bir zamanlamaya dikkat çekiş var! Bu bir noktaya kadar önemli çünkü Türkiye, İsrail ile gerginlik içinde ve Orta doğuda dengeler değişiyor.
Farkında olmadan MİT’i yerin dibine batırıyorlar haberleri yok. İsrail Mit'i dinliyorsa bundan daha aciz bir durum olabilir mi? MİT'in yaptığı bu gizli görüşmeyi MOSSAD dinlediyse ve elinde tuttuysa fenalar fenası... Ortam dinlemesiyle elde edildiyse bu da kötü ki böylesine bir gizli görüşmeden PKK-MİT dışında kimin nasıl haberi oldu? MİT ortam dinlemesini tahmin edemez miydi ve önlem alması gerekmez miydi? İsrail MİT'in elinden alıp sızdırdıysa fena, MİT'ten İsrail'e servis edildiyse çok daha fenadır.
Ayrıca kimin servis ettiği neden bu kadar önemli? Hani devlet pazarlık etmezdi, hani görüşülmüyordu, hani ispat edilince istifa edilecekti? Yaşadığımız çağda hiçbir şey gizli kalmıyor, maalesef!
YALANCI BAHAR
Yıllar önce Kazakistan’daki pembe devrim ve Ukrayna’daki turuncu devrimler olarak denenen devrimlerin renkleri soldu!
İran’da Sosyal medya aracılığı ile öğrencileri ayaklandıran Emperyalistler İran muhalefetini uyandıramamıştı. Kamuoyuna “Arap Baharı” olarak pazarlanan Ortadoğu coğrafyasını yeniden şekillendirme projesi tüm hızıyla devam ediyor. Zavallı Arap halkı, bugünlerde kendisini bir kahraman olarak görüyordur, eminim. Tunus, Cezayir, Libya, Ürdün gibi üçüncü sınıf insan cesaretine sahip halklar birden bire başkaldırır oldu.
Önce domino etkisi dediler, yutturamadılar, şimdi Arap Baharı diyorlar. 30 yıldır, 40 yıldır kış yaşayanların birden ve aynı anda bahar yaşayası gelmiş olmalı! Bu coğrafya’da oynanan oyunlara, yapılan uluslar arası planlara her ismi taktılar ama bir türlü Büyük Ortadoğu projesi demeye dilleri varmıyor nedense!
Türkiye’nin bu coğrafya’da planlanan oyunlara ucundan kıyısından müdahil olmayacağını beklemek ne derece mantıklı olur bilemiyorum. Ne yazık ki, Türkiye’de demokrat görünüp, ruhu savaş ile yanan binlerce insan bulabilirsiniz. Amerika’nın Müslüman Irak’a ve Afganistan’a yaptığı saldırılar ve katlettiği binlerce masum sivilin Müslüman olmasını önemsemeyecek kadar makineleşenler var. Şimdilerde Füze Kalkanı’nın Diyarbakır’da konuşlanmasından kimse rahatsızlık duymuyor. Üstelik bu sistemin hedefinde İran’ın olduğunu yoldaki simitçi bile bilir.
Amerika’nın Müslümanların yoğunluklu yaşadığı Ortadoğu coğrafyasını şekillendirmek için 11 Eylül saldırısı gibi bir hainliği yaptırarak ve bunu bahane ederek Afganistan ve Irak’a saldırdığı ispatlanmamış ama inananların yüksek sayıda olduğu bir iddia.
Buna rağmen Irak ve Afganistan’da hayatını kaybeden siviller değil, 11 Eylül saldırısında hayatını kaybeden 3500 kişinin ölümü uluslar arası sermayenin etkisi altındaki basın tarafından dünya’nın yas günü olarak anılıyor.
Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesinde, hem Türkiye’ye hem de İsrail’e ihtiyacı var. İsrail’in gözden çıkarılarak bölge liderliğine Türkiye’nin hazırlanması gibi bir senaryo karşısında yorum yapmak için biraz erken gibi. Bu yorumu bölgeyi ve BOP projesini yakından izleyen yorumcular yapmalıdır. Kısacası Türkiye’nin, İsrail ile olan gerginliği bana çok inandırıcı gelmiyor!
Neredeyse bir yıl önce meydana gelen bir olayın bugünlerde iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmiş olması tesadüf değildir. Normal şartlarda Mavi Marmara gemisine yapılan saldırının ikinci gününde günümüzde yaşanan gerginlik ve çalınan savaş çanları duyulması gerekiyordu.
Kimse o günlerde önemsemedi, hatta beklentilerin altında bir tepki verildi. Ne oldu da 15 ay sonra Mavi Marmara olayı savaş sebebi oldu! Tavşana bak isimli filmde birileri senaryoyu iyi yazıyor olmalı.
Savaşlarla ayakta kalabilen Amerika ekonomisi Obama'nın Amerika'nın başkanı seçilmesiyle negatif bir hal alması Soros vb. uluslararası devrim sermayedarlarını görev almaya yönlendirmiş olmalı. Ayaklanmalara kılıf uydurarak, romantik isimler vererek asıl meseleyi gizlemenin faydası yoktur. Kokusu çıkar bir gün!
Bir de şu yazılara bakın…
BOP İçin düğmeye basıldı
Petrol Olmasa Kim Sallar Çöl Bedevisini
Bölünme bir paranoya değildir... Yaklaşan bir gerçekliktir
Komşularla sıfır sorundan, sırf soruna geçmek
">
Salı sallanır deyimini haklı çıkarırcasına bir gün yaşadık önceki gün. PKK ile MİT arasında yapılan görüşmeler bir gizli el tarafından önce PKK’nın sitelerinden birinde yayınlandı ardından tüm İnternet’e dağıldı.
Herkes ses kaydını kimin verdiği ile meşgul! CHP-MHP kasetlerini, M.Metiner'in ses kaydını kim servis ettiyse MİT-PKK ses kaydını da o gizli el servis etmiş olabilir.
Bazı komplo teorisyenleri kasetin, son günlerde gerginlik yaşadığımız İsrail’in bu işi yapabileceğini işaret ediyorlar. Bu bana inandırıcı gelmiyor! İktidar yanlısı yazarlarda hep bir komplo arayışı, hep bir zamanlamaya dikkat çekiş var! Bu bir noktaya kadar önemli çünkü Türkiye, İsrail ile gerginlik içinde ve Orta doğuda dengeler değişiyor.
Farkında olmadan MİT’i yerin dibine batırıyorlar haberleri yok. İsrail Mit'i dinliyorsa bundan daha aciz bir durum olabilir mi? MİT'in yaptığı bu gizli görüşmeyi MOSSAD dinlediyse ve elinde tuttuysa fenalar fenası... Ortam dinlemesiyle elde edildiyse bu da kötü ki böylesine bir gizli görüşmeden PKK-MİT dışında kimin nasıl haberi oldu? MİT ortam dinlemesini tahmin edemez miydi ve önlem alması gerekmez miydi? İsrail MİT'in elinden alıp sızdırdıysa fena, MİT'ten İsrail'e servis edildiyse çok daha fenadır.
Ayrıca kimin servis ettiği neden bu kadar önemli? Hani devlet pazarlık etmezdi, hani görüşülmüyordu, hani ispat edilince istifa edilecekti? Yaşadığımız çağda hiçbir şey gizli kalmıyor, maalesef!
YALANCI BAHAR
Yıllar önce Kazakistan’daki pembe devrim ve Ukrayna’daki turuncu devrimler olarak denenen devrimlerin renkleri soldu!
İran’da Sosyal medya aracılığı ile öğrencileri ayaklandıran Emperyalistler İran muhalefetini uyandıramamıştı. Kamuoyuna “Arap Baharı” olarak pazarlanan Ortadoğu coğrafyasını yeniden şekillendirme projesi tüm hızıyla devam ediyor. Zavallı Arap halkı, bugünlerde kendisini bir kahraman olarak görüyordur, eminim. Tunus, Cezayir, Libya, Ürdün gibi üçüncü sınıf insan cesaretine sahip halklar birden bire başkaldırır oldu.
Önce domino etkisi dediler, yutturamadılar, şimdi Arap Baharı diyorlar. 30 yıldır, 40 yıldır kış yaşayanların birden ve aynı anda bahar yaşayası gelmiş olmalı! Bu coğrafya’da oynanan oyunlara, yapılan uluslar arası planlara her ismi taktılar ama bir türlü Büyük Ortadoğu projesi demeye dilleri varmıyor nedense!
Türkiye’nin bu coğrafya’da planlanan oyunlara ucundan kıyısından müdahil olmayacağını beklemek ne derece mantıklı olur bilemiyorum. Ne yazık ki, Türkiye’de demokrat görünüp, ruhu savaş ile yanan binlerce insan bulabilirsiniz. Amerika’nın Müslüman Irak’a ve Afganistan’a yaptığı saldırılar ve katlettiği binlerce masum sivilin Müslüman olmasını önemsemeyecek kadar makineleşenler var. Şimdilerde Füze Kalkanı’nın Diyarbakır’da konuşlanmasından kimse rahatsızlık duymuyor. Üstelik bu sistemin hedefinde İran’ın olduğunu yoldaki simitçi bile bilir.
Amerika’nın Müslümanların yoğunluklu yaşadığı Ortadoğu coğrafyasını şekillendirmek için 11 Eylül saldırısı gibi bir hainliği yaptırarak ve bunu bahane ederek Afganistan ve Irak’a saldırdığı ispatlanmamış ama inananların yüksek sayıda olduğu bir iddia.
Buna rağmen Irak ve Afganistan’da hayatını kaybeden siviller değil, 11 Eylül saldırısında hayatını kaybeden 3500 kişinin ölümü uluslar arası sermayenin etkisi altındaki basın tarafından dünya’nın yas günü olarak anılıyor.
Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesinde, hem Türkiye’ye hem de İsrail’e ihtiyacı var. İsrail’in gözden çıkarılarak bölge liderliğine Türkiye’nin hazırlanması gibi bir senaryo karşısında yorum yapmak için biraz erken gibi. Bu yorumu bölgeyi ve BOP projesini yakından izleyen yorumcular yapmalıdır. Kısacası Türkiye’nin, İsrail ile olan gerginliği bana çok inandırıcı gelmiyor!
Neredeyse bir yıl önce meydana gelen bir olayın bugünlerde iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmiş olması tesadüf değildir. Normal şartlarda Mavi Marmara gemisine yapılan saldırının ikinci gününde günümüzde yaşanan gerginlik ve çalınan savaş çanları duyulması gerekiyordu.
Kimse o günlerde önemsemedi, hatta beklentilerin altında bir tepki verildi. Ne oldu da 15 ay sonra Mavi Marmara olayı savaş sebebi oldu! Tavşana bak isimli filmde birileri senaryoyu iyi yazıyor olmalı.
Savaşlarla ayakta kalabilen Amerika ekonomisi Obama'nın Amerika'nın başkanı seçilmesiyle negatif bir hal alması Soros vb. uluslararası devrim sermayedarlarını görev almaya yönlendirmiş olmalı. Ayaklanmalara kılıf uydurarak, romantik isimler vererek asıl meseleyi gizlemenin faydası yoktur. Kokusu çıkar bir gün!
Bir de şu yazılara bakın…
BOP İçin düğmeye basıldı
Petrol Olmasa Kim Sallar Çöl Bedevisini
Bölünme bir paranoya değildir... Yaklaşan bir gerçekliktir
Komşularla sıfır sorundan, sırf soruna geçmek