Milletvekillerine Kıyak

Üstad Aziz Nesin ne demiş; Bir gün  bu memleketin yanağına öpücük, başucuna da bir not...

Ebru Eğinlioğlu eeginlioglu@gmail.com

Üstad Aziz Nesin ne demiş; Bir gün  bu memleketin yanağına öpücük, başucuna da bir not bırakıp gideceğim ve o notta diyecek ki; Öyle güzel uyuyordun ki, uyandırmaya kıyamadım….
Ya ne sözmüş ama vuu!

Adamcağız bu kadar zeki ve samimi, dürüst olduğu için az daha çıtır çıtır yanıyordu.
Sonra ne dedi; Bu milletin yüzde 60 ı aptaldır.

Yine yer yerinden oynadı ama bir şey de olmadı o zaman düşünce özgürlüğü vardı çünkü….
Belki birkaç ileri zekalının egosu rahatsız olup dava falan açmış olabilir ama kayda değer bir şey olduğunu hatırlamıyorum.

Ne büyük adammışsın be Aziz Nesin, ne çekmişsin be yavrum. Hayır, kendini millet uyuyor, aklı çalışmıyor diye yırttın da ne oldu, uyku daha da derinleşti, sen de kurda kuşa yem oldun…Allah’ ın ateisti diye demediklerini bırakmadılar. Ne çektin be!

Geçenlerde bir arkadaşım diyor ki Bülent Arınç çıkmış gençlik dizileri için demiş ki; onlar nasıl dizi öyle, genç kızlar dizlerinin bir karış üstünde etek giyiyor, birbirleri ile flört ediyorlar, püskevitler yiyorlar kıvamında sözler etmiş.

Nasıl olacaktı onların idealarına uygun Türk örf ve ananelerine uygun diziler bir düşünelim?
Bir kere okullarda kız erkek aynı yerde okumaz, kız okulu ayrı, erkek okulu ayrı olur, küçük kızların başı türbanlı, etek boyları diz altı olur, altına kalın yünlü çorabı çekersin bir hizaya girersin.
Sonra efendim ne demek erkekle konuşmak, flörte varan davranışlar, dondurma yemek, ayran içmek. Bunlar olmaz, küçük kızların arı, namusu gider, erkeğe bir şey olmaz, onlar nasılsa büyüyünce dört eşe kadar yolları var. Bir iki defa da tövbe etti mi, cennet garanti.

Böyle olur efendim edebi ile gençlik dizisi… Daha da örnekleri genişletirim ama, hadi bu kadarı yeter bu şartlarda bu kadar diyelim…

Ama bence asıl önemli nokta milletvekillerine tanınan haklardır, daha da bunların üzerine bir şey demiyorum. Hepiniz biliyorsunuz, tamamını bilmiyorsanız, internetten Google Hazret’ e sorun, önünüze, harfi ile döksün…

Diplomatik pasaporttan tutun da, ailelerin estetik araçları, lojmanları, son model kiralık yabancı araçları, sağlık hizmetleri vs yok yok.

Peki bunların bu milyonlarca dolar tutan harcamaların kaynağını kim ödeyecek?
Vatandaş…

Hangi para ile?

Emekli maaşı, ya da asgari ücreti ile. Milyonlarca emeklinin, işçinin, memurun maaşlarından vergileri al, çöp vergisi, iletişim vergisi, araçlardan sene de bilmem kaç kez alınan vergiler, vatandaşlar trafikte kaldı bunaldı, fenalık geçirdi, emniyet şeridine girdi, hop 600 lira borçlandı. E bunları sağdan sola topla, sonra ikiye böl ne etti? Milletvekillerinin harcamaları ve daha haberimizin olmadığı neler neler?

Hayır gözümüz mü var, yok Allah daha da fazlasını versin inşallah, onlar da bize hizmet edecekler…Tabii  helal olsun onlara….

Son söz olarak; facebook ta dün bu haber üzerine yeni açılan bir internet sitesi üzerinden kampanya başlatayım dedim, bu milletvekillerine tanınan hakların, aynısı normal vatandaşlara da tanınsın diye. Eşim, ben ve bir iki arkadaşım dışında imza koyan çıkmadı. Onlar çiçek, böcek resimleri paylaşmaya devam ettiler.

O zaman dedim ki içimden benim tuzum kuru, yarın öbür gün yurt dışına gider, aslanlar gibi, demokrasinin, özgürlüklerin, insana ve düşüncesine değer verilen ülkelerin birinde yaşarım, imkanlarım var. Kafamı yıllarca çiçeğe, böceğe sarmadım, hep fazla fazla çalıştım. Yurt dışında bir yabancı olsaydım, bayağı bir zengin olmuştum her halde ama burada olduğu kadar, yine de şükür.
Demem o ki, milletvekillerine çıkartmaya çalıştıkları ‘ özlük haklarını’ sonuna kadar destekliyorum. Ne demiş büyükler ‘At binenin, kılıç kuşananın’ Helal olsun size ayakta alkışlıyorum….

">

Üstad Aziz Nesin ne demiş; Bir gün  bu memleketin yanağına öpücük, başucuna da bir not bırakıp gideceğim ve o notta diyecek ki; Öyle güzel uyuyordun ki, uyandırmaya kıyamadım….
Ya ne sözmüş ama vuu!

Adamcağız bu kadar zeki ve samimi, dürüst olduğu için az daha çıtır çıtır yanıyordu.
Sonra ne dedi; Bu milletin yüzde 60 ı aptaldır.

Yine yer yerinden oynadı ama bir şey de olmadı o zaman düşünce özgürlüğü vardı çünkü….
Belki birkaç ileri zekalının egosu rahatsız olup dava falan açmış olabilir ama kayda değer bir şey olduğunu hatırlamıyorum.

Ne büyük adammışsın be Aziz Nesin, ne çekmişsin be yavrum. Hayır, kendini millet uyuyor, aklı çalışmıyor diye yırttın da ne oldu, uyku daha da derinleşti, sen de kurda kuşa yem oldun…Allah’ ın ateisti diye demediklerini bırakmadılar. Ne çektin be!

Geçenlerde bir arkadaşım diyor ki Bülent Arınç çıkmış gençlik dizileri için demiş ki; onlar nasıl dizi öyle, genç kızlar dizlerinin bir karış üstünde etek giyiyor, birbirleri ile flört ediyorlar, püskevitler yiyorlar kıvamında sözler etmiş.

Nasıl olacaktı onların idealarına uygun Türk örf ve ananelerine uygun diziler bir düşünelim?
Bir kere okullarda kız erkek aynı yerde okumaz, kız okulu ayrı, erkek okulu ayrı olur, küçük kızların başı türbanlı, etek boyları diz altı olur, altına kalın yünlü çorabı çekersin bir hizaya girersin.
Sonra efendim ne demek erkekle konuşmak, flörte varan davranışlar, dondurma yemek, ayran içmek. Bunlar olmaz, küçük kızların arı, namusu gider, erkeğe bir şey olmaz, onlar nasılsa büyüyünce dört eşe kadar yolları var. Bir iki defa da tövbe etti mi, cennet garanti.

Böyle olur efendim edebi ile gençlik dizisi… Daha da örnekleri genişletirim ama, hadi bu kadarı yeter bu şartlarda bu kadar diyelim…

Ama bence asıl önemli nokta milletvekillerine tanınan haklardır, daha da bunların üzerine bir şey demiyorum. Hepiniz biliyorsunuz, tamamını bilmiyorsanız, internetten Google Hazret’ e sorun, önünüze, harfi ile döksün…

Diplomatik pasaporttan tutun da, ailelerin estetik araçları, lojmanları, son model kiralık yabancı araçları, sağlık hizmetleri vs yok yok.

Peki bunların bu milyonlarca dolar tutan harcamaların kaynağını kim ödeyecek?
Vatandaş…

Hangi para ile?

Emekli maaşı, ya da asgari ücreti ile. Milyonlarca emeklinin, işçinin, memurun maaşlarından vergileri al, çöp vergisi, iletişim vergisi, araçlardan sene de bilmem kaç kez alınan vergiler, vatandaşlar trafikte kaldı bunaldı, fenalık geçirdi, emniyet şeridine girdi, hop 600 lira borçlandı. E bunları sağdan sola topla, sonra ikiye böl ne etti? Milletvekillerinin harcamaları ve daha haberimizin olmadığı neler neler?

Hayır gözümüz mü var, yok Allah daha da fazlasını versin inşallah, onlar da bize hizmet edecekler…Tabii  helal olsun onlara….

Son söz olarak; facebook ta dün bu haber üzerine yeni açılan bir internet sitesi üzerinden kampanya başlatayım dedim, bu milletvekillerine tanınan hakların, aynısı normal vatandaşlara da tanınsın diye. Eşim, ben ve bir iki arkadaşım dışında imza koyan çıkmadı. Onlar çiçek, böcek resimleri paylaşmaya devam ettiler.

O zaman dedim ki içimden benim tuzum kuru, yarın öbür gün yurt dışına gider, aslanlar gibi, demokrasinin, özgürlüklerin, insana ve düşüncesine değer verilen ülkelerin birinde yaşarım, imkanlarım var. Kafamı yıllarca çiçeğe, böceğe sarmadım, hep fazla fazla çalıştım. Yurt dışında bir yabancı olsaydım, bayağı bir zengin olmuştum her halde ama burada olduğu kadar, yine de şükür.
Demem o ki, milletvekillerine çıkartmaya çalıştıkları ‘ özlük haklarını’ sonuna kadar destekliyorum. Ne demiş büyükler ‘At binenin, kılıç kuşananın’ Helal olsun size ayakta alkışlıyorum….

Tüm yazılarını göster