Defne Samyeli nin görüntülerini, kim medyaya servis etti bilmiyorum. Doğrusu merak ediyorum, çünkü tamamen kasıtlı yapılmış bir olay. İşte benim hep şikayet ettiğim, altını çizdiğim medyadaki iki yüzlülük diye anlatmaya çalıştığım konular, bu ve bunun gibi konular.
Yıllar önce, kadının çektirdiği bir programın görüntülerini al, bu gün en zor zamanında ortaya çıkar. Bu iş mi, habercilik mi?
Her ikisi de değil, günah, ziyan
Defne nin haber spikerliğine başlamadan önce, şarkı söylediğini ben biliyordum ama böyle bir klibi olduğunu hatırlamıyordum.
Sadece şunu düşündüm, eskiden olsa, böyle klipler çekmiş birisinin, uzun yıllar, böyle bir performansla haber sunacağı 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Şimdi diyorum ki; Bravo Defne ye kendini ne kadar güzel geliştirmiş ve iyi ki, haber spikeri olmuş, çok da başarıyla yıllarca işini yapmış.
Dün gece Hülya Avşar ın program konuğu, modacı Barbaros Şansal, ardından da, Yiğit Özşener di. Enteresan olan, her iki konuğun da karşısında, Avşar ın çok tutuk olduğuydu. Program bant çekiliyor olmasına rağmen, bunu niye söylüyorum, genellikle bant programlarda, sunucu program hakimiyetini çok daha rahat kullanır, çünkü canlı yayın stresi üzerinden kalktığı için. Ama dün tam tersi yaşandı. Avşar, her iki konuğu ile söyleşirken, hem Hıı, bak sen, ya.. gibi bir sürü anlamsız nidalarla, soruları geçiştirdi. Hem de akıcı ve izleyende keyif uyandıran bir sohbet gerçekleştiremedi, tatsız ve yavandı.
Makyajı ve stili ise içeriğin tam tersi, çok zarif ve hoştu. Çok beğendim, hep öyle zarif görünmesi programın da kalitesini arttırıyor.
Program eleştirisine yeniden dönersem; Belki biraz yorgundu, belki keyifsizdi kim bilir?
Ben eğer puan veriyor olsaydım, sunucu olarak, 10 üzerinden 5 verebilirdim Avşar a, o da makyaj, kıyafet seçimi ve kibar imajı yüzünden.
Ama program hakimiyetini, konuğu ne kadar konuşkan olursa olsun, (Barbaros Şansal gibi) elinden kaçırmamalı ve röportajın iyi geçmesi için, enteresan konular bulup, konuğunla paslaşmalı şekilde sohbetini devam ettirmeli. İyi röportaj yapmak böyle olur çünkü. Barbaros Şansal, çok hiperaktifti, enerjisiyle, Avşar' ı şaşkına çevirdi. Biraz daha sakin olsaydı ve sohbette ipleri, Hülya' ya bıraksaydı, karşılıklı bir sohbet olacaktı. Ama Şansal o kadar baskındı ki, sanki tüm sene oturup bu günü beklemiş gibi, ağzına ve aklına gelen her şeyi bir çırpıda sayıp döküverdi. Röportajın tekniğine ters oldu..
Bir de Yiğit Özşener e bir eleştiri; kendisini Hülya Avşar ın karşısına çıkıyor diye çok kasmış ve gergin gördüm. Özel hayatla ilgili sorulara o kadar duvar gibi kaldı ki, yani ne gerek vardı, sevgilim var demek neden kötü olsun ki, bekar ve genç bir erkek, kadın, ya da erkek, sevgilisinin olmasının neresi kötü? Kimse, nerede oturduğunu, nasıl yaşadığını sormuyor ki? Sevgilin var mı? Yok mu? Var ya da yok. Nokta..
Biraz da, felsefe ye takılmış gibi geldi, normal yaşamda felsefe ile ilgilenmek çok anlamlı ama Hülya Avşar şov, gecenin bir saatinde, yaşama derin anlamlar yükleme programı değil ki.
Bir eğlence ve keyifli sohbetlerin yapılacağı bir program.
Orada, oyunculuğa nasıl başladı, başına bu yolda enteresan neler geldi gibi konular çok daha yakışır ve ilgi çekici olurdu. Ama nedense, Özşener kız kardeşinden bahsederken, onun meslek sahibi bir kadın olduğunu ama en önemli olan özelliğinin, anne olduğunun altını çizmesi, belki de Hülya Avşar ı da programdan koparttı, dağıttı.
Yani acaba, hem çalışan, hem de anne olan kadınlara, dolayısıyla bana da mı, laf etmeye çalışıyor diye
Ama benim tavsiyem, Yiğit Özşener in, biraz daha fazla röportaj vermesi ve kendisini bu alanda da geliştirmesi. Çünkü çok iyi rollerle ekranlarda görüyoruz, neden röportaj alanında da, daha başarılı işlere imza atmasın. İnsanlar kendisini daha iyi yönleriyle tanısın..
Ben böyle düşünüyorum. Eğer programı izlemeyenler varsa, benim bu yazılarım kim bilir, onlar için ne kadar sıkıcı olmuştur. Özür diliyorum ama bahsetmezsem içimde kalır, mesleğine kafa yoran biri olduğum için bunlar aslında bizim mesleğimiz için çok önemli konular
">
Defne Samyeli nin görüntülerini, kim medyaya servis etti bilmiyorum. Doğrusu merak ediyorum, çünkü tamamen kasıtlı yapılmış bir olay. İşte benim hep şikayet ettiğim, altını çizdiğim medyadaki iki yüzlülük diye anlatmaya çalıştığım konular, bu ve bunun gibi konular.
Yıllar önce, kadının çektirdiği bir programın görüntülerini al, bu gün en zor zamanında ortaya çıkar. Bu iş mi, habercilik mi?
Her ikisi de değil, günah, ziyan
Defne nin haber spikerliğine başlamadan önce, şarkı söylediğini ben biliyordum ama böyle bir klibi olduğunu hatırlamıyordum.
Sadece şunu düşündüm, eskiden olsa, böyle klipler çekmiş birisinin, uzun yıllar, böyle bir performansla haber sunacağı 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Şimdi diyorum ki; Bravo Defne ye kendini ne kadar güzel geliştirmiş ve iyi ki, haber spikeri olmuş, çok da başarıyla yıllarca işini yapmış.
Dün gece Hülya Avşar ın program konuğu, modacı Barbaros Şansal, ardından da, Yiğit Özşener di. Enteresan olan, her iki konuğun da karşısında, Avşar ın çok tutuk olduğuydu. Program bant çekiliyor olmasına rağmen, bunu niye söylüyorum, genellikle bant programlarda, sunucu program hakimiyetini çok daha rahat kullanır, çünkü canlı yayın stresi üzerinden kalktığı için. Ama dün tam tersi yaşandı. Avşar, her iki konuğu ile söyleşirken, hem Hıı, bak sen, ya.. gibi bir sürü anlamsız nidalarla, soruları geçiştirdi. Hem de akıcı ve izleyende keyif uyandıran bir sohbet gerçekleştiremedi, tatsız ve yavandı.
Makyajı ve stili ise içeriğin tam tersi, çok zarif ve hoştu. Çok beğendim, hep öyle zarif görünmesi programın da kalitesini arttırıyor.
Program eleştirisine yeniden dönersem; Belki biraz yorgundu, belki keyifsizdi kim bilir?
Ben eğer puan veriyor olsaydım, sunucu olarak, 10 üzerinden 5 verebilirdim Avşar a, o da makyaj, kıyafet seçimi ve kibar imajı yüzünden.
Ama program hakimiyetini, konuğu ne kadar konuşkan olursa olsun, (Barbaros Şansal gibi) elinden kaçırmamalı ve röportajın iyi geçmesi için, enteresan konular bulup, konuğunla paslaşmalı şekilde sohbetini devam ettirmeli. İyi röportaj yapmak böyle olur çünkü. Barbaros Şansal, çok hiperaktifti, enerjisiyle, Avşar' ı şaşkına çevirdi. Biraz daha sakin olsaydı ve sohbette ipleri, Hülya' ya bıraksaydı, karşılıklı bir sohbet olacaktı. Ama Şansal o kadar baskındı ki, sanki tüm sene oturup bu günü beklemiş gibi, ağzına ve aklına gelen her şeyi bir çırpıda sayıp döküverdi. Röportajın tekniğine ters oldu..
Bir de Yiğit Özşener e bir eleştiri; kendisini Hülya Avşar ın karşısına çıkıyor diye çok kasmış ve gergin gördüm. Özel hayatla ilgili sorulara o kadar duvar gibi kaldı ki, yani ne gerek vardı, sevgilim var demek neden kötü olsun ki, bekar ve genç bir erkek, kadın, ya da erkek, sevgilisinin olmasının neresi kötü? Kimse, nerede oturduğunu, nasıl yaşadığını sormuyor ki? Sevgilin var mı? Yok mu? Var ya da yok. Nokta..
Biraz da, felsefe ye takılmış gibi geldi, normal yaşamda felsefe ile ilgilenmek çok anlamlı ama Hülya Avşar şov, gecenin bir saatinde, yaşama derin anlamlar yükleme programı değil ki.
Bir eğlence ve keyifli sohbetlerin yapılacağı bir program.
Orada, oyunculuğa nasıl başladı, başına bu yolda enteresan neler geldi gibi konular çok daha yakışır ve ilgi çekici olurdu. Ama nedense, Özşener kız kardeşinden bahsederken, onun meslek sahibi bir kadın olduğunu ama en önemli olan özelliğinin, anne olduğunun altını çizmesi, belki de Hülya Avşar ı da programdan koparttı, dağıttı.
Yani acaba, hem çalışan, hem de anne olan kadınlara, dolayısıyla bana da mı, laf etmeye çalışıyor diye
Ama benim tavsiyem, Yiğit Özşener in, biraz daha fazla röportaj vermesi ve kendisini bu alanda da geliştirmesi. Çünkü çok iyi rollerle ekranlarda görüyoruz, neden röportaj alanında da, daha başarılı işlere imza atmasın. İnsanlar kendisini daha iyi yönleriyle tanısın..
Ben böyle düşünüyorum. Eğer programı izlemeyenler varsa, benim bu yazılarım kim bilir, onlar için ne kadar sıkıcı olmuştur. Özür diliyorum ama bahsetmezsem içimde kalır, mesleğine kafa yoran biri olduğum için bunlar aslında bizim mesleğimiz için çok önemli konular