Geçtiğimiz haftalarda bir araya gelen BDP'li belediye başkanlarının toplantısından "merkezi hükümetten bağımız olma" kararı çıkmış. Belli ki yapılan toplantının etkisi ile Diyarbakır belediye başkanı “belediyelerin önünde Türk bayrağı ve Kürt bayrağı bir arada olsun” dedi.
Çocuklar bile bilirler ki; bu özerklik talebidir ve bu adımdan sonra ayrılık fikri şırınga edilecektir... Peki, bu iş bu kadar kolay mı? Kürtler gerçekten ayrılık istiyorlar mı? Yıllarca, hısım olmanın her türlü deneyini yapmış, çocuklarını evlendirmiş, iş ortaklıkları, ticaret anlaşmaları yapmış, ortak tarihe onca hatıra bırakan iki halkı birbirine düşman etmek bu kadar kolay mı?
Türkiye’nin kuzeyinde, güneyinde, batısında yaşayan, şirket kuran, bağ, bahçe, ev alan insanları bugün kim, nasıl ülkenin doğusuna, güneydoğusuna gönder(ebil)ir... Hangi Kürt batıdaki ulaştığı imkânları terk edip gider doğuya? Doğu ezilmişliğinden sıyrılıp, batıda Kürt burjuvazisini oluşturan yurttaşlar bırakabilirler mi bu rahatlıklarını?
Hangi siyasetçi, hangi tiyatrocu, şarkıcı, gazeteci, hangi sinemacı yıllar yılı edindiği dostlukları, birikimleri, mevki ve makamı, arkadaşlıkları, emeğini, işini bırakıp bir meçhule kapı açar? Feodalizmin hoyratlığından sıyrılıp batıda özgürleşen ve kendine yeni yaşam modelleri yaratan yurttaşlar ne düşünürler?
BDP Siirt Milletvekili Osman Özçelik “bir arada yaşamak için fazla ısrarcı olmayacağız” derken kimin sözcülüğünü yaptı? Bir arada yaşamasak da olur derken batıdaki yüz binlerce hatta milyonlarca Kürt vatandaşa danıştı mı? Batıda iş, ev ve eş sahibi olan ama dolaylı veya doğrudan örgüte yardım eden veya sempati duyan Kürtler, iş ayrılık noktasına geldiğinde de destek verirler mi?
Ayrılık iklimine girildiğinde bu ülkenin batısında bahar yaşanmaz.
Uzun yıllarca dil başta olmak üzere sosyal, kültürel, siyasal olmak üzere temel haklar anlamında birçok talebi karşılanmayan Kürtler, çoğu hak ve talebine günümüz koşullarında (birtakım eksikliklere rağmen) sahiptirler. Sıradan Kürt yurttaşların günlük hayatlarında sırf Kürt oldukları için dışlandıklarını kim söyleyebilir?
Bu ülkede ayrık otları hep oldu. Bu ülkenin geleceği hakkında provokasyonlar, barış düşmanları hep oldu. Ama artık, sürekli gelecek mutlu günleri engellenen, yarınları bir dönem derin güçlere esir düşen bu halk gerçeği görmeli ve oyunu bozmalıdır.
Önemli olan birlikte yaşama kültürünü geliştirmek, değişik cephelerden organize edilen provokasyonlara, kışkırtmalara alet olmamak ve barış iklimini hep canlı tutabilmektir. Bunu yapacak olanlarda çıkarcı ve riyakâr kimi siyasetçiye alet olmayan bilinçli yurttaşlar ve özellikle batıda yaşayan Kürtler olacaktır, olmalıdır.
">
Geçtiğimiz haftalarda bir araya gelen BDP'li belediye başkanlarının toplantısından "merkezi hükümetten bağımız olma" kararı çıkmış. Belli ki yapılan toplantının etkisi ile Diyarbakır belediye başkanı “belediyelerin önünde Türk bayrağı ve Kürt bayrağı bir arada olsun” dedi.
Çocuklar bile bilirler ki; bu özerklik talebidir ve bu adımdan sonra ayrılık fikri şırınga edilecektir... Peki, bu iş bu kadar kolay mı? Kürtler gerçekten ayrılık istiyorlar mı? Yıllarca, hısım olmanın her türlü deneyini yapmış, çocuklarını evlendirmiş, iş ortaklıkları, ticaret anlaşmaları yapmış, ortak tarihe onca hatıra bırakan iki halkı birbirine düşman etmek bu kadar kolay mı?
Türkiye’nin kuzeyinde, güneyinde, batısında yaşayan, şirket kuran, bağ, bahçe, ev alan insanları bugün kim, nasıl ülkenin doğusuna, güneydoğusuna gönder(ebil)ir... Hangi Kürt batıdaki ulaştığı imkânları terk edip gider doğuya? Doğu ezilmişliğinden sıyrılıp, batıda Kürt burjuvazisini oluşturan yurttaşlar bırakabilirler mi bu rahatlıklarını?
Hangi siyasetçi, hangi tiyatrocu, şarkıcı, gazeteci, hangi sinemacı yıllar yılı edindiği dostlukları, birikimleri, mevki ve makamı, arkadaşlıkları, emeğini, işini bırakıp bir meçhule kapı açar? Feodalizmin hoyratlığından sıyrılıp batıda özgürleşen ve kendine yeni yaşam modelleri yaratan yurttaşlar ne düşünürler?
BDP Siirt Milletvekili Osman Özçelik “bir arada yaşamak için fazla ısrarcı olmayacağız” derken kimin sözcülüğünü yaptı? Bir arada yaşamasak da olur derken batıdaki yüz binlerce hatta milyonlarca Kürt vatandaşa danıştı mı? Batıda iş, ev ve eş sahibi olan ama dolaylı veya doğrudan örgüte yardım eden veya sempati duyan Kürtler, iş ayrılık noktasına geldiğinde de destek verirler mi?
Ayrılık iklimine girildiğinde bu ülkenin batısında bahar yaşanmaz.
Uzun yıllarca dil başta olmak üzere sosyal, kültürel, siyasal olmak üzere temel haklar anlamında birçok talebi karşılanmayan Kürtler, çoğu hak ve talebine günümüz koşullarında (birtakım eksikliklere rağmen) sahiptirler. Sıradan Kürt yurttaşların günlük hayatlarında sırf Kürt oldukları için dışlandıklarını kim söyleyebilir?
Bu ülkede ayrık otları hep oldu. Bu ülkenin geleceği hakkında provokasyonlar, barış düşmanları hep oldu. Ama artık, sürekli gelecek mutlu günleri engellenen, yarınları bir dönem derin güçlere esir düşen bu halk gerçeği görmeli ve oyunu bozmalıdır.
Önemli olan birlikte yaşama kültürünü geliştirmek, değişik cephelerden organize edilen provokasyonlara, kışkırtmalara alet olmamak ve barış iklimini hep canlı tutabilmektir. Bunu yapacak olanlarda çıkarcı ve riyakâr kimi siyasetçiye alet olmayan bilinçli yurttaşlar ve özellikle batıda yaşayan Kürtler olacaktır, olmalıdır.