Yunanistan'nın yaşadığı ekonomik krizi 'sağır sultan' bile duydu. Konu belli. Yunanistan yıllardır el kesesinden gününü gün etmiş. Tipik bir ayağını yorganına göre uzatmama hikayesi.
İMF devrede, AB de Almanya'nın itirazına rağmen bir kurtarma paketi açacak. İMF ve AB'nin önereceği reçete klasik. Harcamaları kes, bütçeyi denkleştir, vergileri arttır. Kısacası kemerleri sık.
Politikacıların bol keseden saçtıkları kaynakların kitlelerin sırtından geri toplanması işlemi.
Nasıl olsa bir dizi değerli iktisatçı bu konuda bol yağlı rakam kıyması çekecek. Gelin biz sayı tomrukları arasında ezilmeden ormanı görmeye çalışalım.
Bu haftaki analizimizde Yunanistan'ın ekonomik sorunlarına detaylı girmeyeceğim. Konu klasik, fazla sıkıcı olsun istemiyorum. Yunanistan'ın yaşadığı krize başka bir açıdan bakmak istiyorum.
21. Yüzyılda Küçük Devlet Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı:
Aralık 2008'de 'Komşuda Pişer' analizimde Atina'da patlayan öğrenci olaylarının 21. yüzyılın işaret fişeklerinden birisi olduğu belirtmeye çalışmıştım.
Yunanistan uzun süredir aynı nüfusta durağan bir ülke. Nüfusu 11 milyon civarında seyrediyor. Doğum oranı dünya sıralamasında sonlarda (206 ıncı). Üniversite'de okumak bedava, emeklilik yaşı 60, sosyal yardım ve sağlık sigortası tam.
Yunanistan'ın savunma harcamaları milli gelirinin yüzde 4,5 ’i ve dünya sıralamasında 26 ıncı. Buna karşılık kamu borçları milli gelirinin yüzde 115'i ve sıralamada en üstlerde, dünya 8'incisi. ( Türkiye ise sıralamada yüzde 49'la 49 uncu sırada)
Yunanistan iç politikasına baktığımızda milliyetçilik duyguları hala güçlü, Türkiye düşmanlığı hala kuvvetli. Yunanistan Türkiye'yi tarihsel düşmanı görerek silahlanma bütçesini oldukça yüksek tutmakta.
Yunanistan'nın bir şansızlığı da, sayısını benim de hatırlamadığım ekonomik değeri sıfır ama masrafı kabarık adalarının bulunması.
Tabii ki esas konumuz Yunanistan değil. Esas konumuz, son dünya ekonomik krizinin gösterdiği, üzerinde fazla durulmayan bir gerçek; Küçük devletlerin ölçek olarak devletli yaşamaları mümkün gözükmüyor.
İnternet çağında toplumlar daha fazla bilgili, (doğru yanlış) beklentiler daha yüksek. Toplumun devlet mekanizmasından beklentileri abartılı. Buna karşılık vatandaşların ne kadar 'katma değer' yaratmak istedikleri meçhul. Sonuç olarak devlet aygıtıyla o aygıtı oluşturan hücreler olan vatandaşları arasında çıkar çatışması var.
Küçük Devletler Ne Yapabilirler :
Küçük devletlerin elitleri kolay teslim olmaz. Küçük devletin paçası sıkışırsa öncelikle komşu düşmanlığı ilk uygulanan reçetedir. İkinci reçete etnik düşmanlıkları kaşıma, o da olmadı dinsel gerilimi tırmandırmadır. Bütün bunlar da çalışmazsa hemen komplo teorileriyle bezenmiş bir süper güç senaryosu sistemin beslenen medyası üzerinden topluma servis edilir.
O küçük devletin üst yöneticileri o makamları kolay kolay terk etmezler. Dünya liderleriyle aynı karede fotoğraftan vaz geçmek kolay bir şey değil.
Her küçük devlet bir ordu beslemek zorunda. Diplomatik memurlarını dünyanın dört bir tarafına dağıtmak zorunda. Kendi resmi ideoljisini oluşturmak için ayrıca bir 'Milli Eğitim' ordusu istihdam etmek zorunda. (Yunanistan'ın eğitim bütçesi milli gelirinin yüzde 4,5'i) Bütün bunlara politikacıların bol keseden dağıttığı sosyal ulufeler de katılınca küçük devletlerin işi zor.
Küçük devletlerin bir de entellektüelleri ve yarı aydınları var. Çoğu zaman bu kişiler tarihten gelen görkemli günleri sanki dün yaşanmış gibi algılayarak ve pazarlayarak 'söz konusu' devletin meşruiyetini geçerli kılmaya çalışırlar. Ne de olsa o entel grubun o küçük devletin aygıtından beslenmesi çok sık rastlanan bir olgudur. Kerameti kendinden menkul bu sınıfın varlığında kitlelerin gerçekleri fark etmesi oldukça zordur. Hele bir de, Yunanistan’da olduğu gibi Akdeniz duygusallığını eklersek, içinden çıkılmaz bir hal alır gerçekleri görmek.
Neler Olabilir :
Küçük devletlerin 21.yüzyıl global ortamında ekonomik olarak yaşamlarını sürdürmeleri mümkün değil. Dikkat edersek, Katar, Kuveyt gibi ülkelerin şu ana kadar yaşamlarını devam ettirmeleri başarılı olduklarından değil, Amerikan'nın yanlış enerji politikasının yan ürünü olmaktan kaynaklanıyor. Buna karşılık doğal kaynak fakiri Gürcistan, Ermenistan, Moldova gibi ülkeler zor durumda olmaya devam ediyor. Türkiye'nin nüfuz alanı içinde olan Tito sonrası Yugoslavya'nın da ürettiği bir sürü küçük devlet bulunmakta. Onların da işi zor. Küçük devlet olarak yaşama ısrarları Balkanlar’ı barut fıçısı haline getirmiş durumda.
Gelecek aylarda ve yıllarda Yunanistan benzeri küçük devletler dünyada sorun olmaya devam edecekler. Şaşırmayınız. Süper güçler ve AB, küçük devletlerin yaşamlarını etkilemek için manevralara devam edecekler. O gelişmeler de sizi şaşırtmasın. En son Tacikistan'da Rusya'nın etkilediği ayaklanma gibi.
Kürt Devleti Olgusu :
Geleceğe yönelik olarak, Türkiye'nin son 30 yılına damgasını vuran 'bölünme' tartışması ve bir Kürt devletinin kurulma endişesi de küçük devlet sendromu açısından ele alınmalı. Kurulacak küçük bir Kürt devleti ekonomik olarak varlığını sürdürülebilir mi? Örneğin, doğal kaynağa dayalı Kuveyt benzeri bir aşiret devlet mi olur, yoksa 'beşeri sermayesi' güçlü Finlandiya tipi demokratik bir ülke mi?
Dünya Sovyet tipi dogmatik federasyonlardan dersini aldı. Artık dünyada demokratik olan federasyonlar dönemine yönelik bir düşünce tarzı gelişmekte. Ancak biz yine de acele etmeyelim, elitleriyle, bürokratlarıyla, yandaş medyasıyla kısacası küçük devletin aygıtından büyük çıkarları olan gruplar egemenliklerinden kolay kolay vaz geçmezler. Örnek mi istediniz ? Alın size küçük ada devleti Kıbrıs !!!
Önümüzdeki günlerde İMF ve AB Yunanistan'ı AB'nin selameti ve Euro'nun sağlığı için kurtaracak. Kurtaracak ama, küçük devletlerin sorunları bitmeyecek.
Bugün Yunanistan, yarın Portekiz öbür gün İrlanda. Haftaya Avusturya.
">
Yunanistan'nın yaşadığı ekonomik krizi 'sağır sultan' bile duydu. Konu belli. Yunanistan yıllardır el kesesinden gününü gün etmiş. Tipik bir ayağını yorganına göre uzatmama hikayesi.
İMF devrede, AB de Almanya'nın itirazına rağmen bir kurtarma paketi açacak. İMF ve AB'nin önereceği reçete klasik. Harcamaları kes, bütçeyi denkleştir, vergileri arttır. Kısacası kemerleri sık.
Politikacıların bol keseden saçtıkları kaynakların kitlelerin sırtından geri toplanması işlemi.
Nasıl olsa bir dizi değerli iktisatçı bu konuda bol yağlı rakam kıyması çekecek. Gelin biz sayı tomrukları arasında ezilmeden ormanı görmeye çalışalım.
Bu haftaki analizimizde Yunanistan'ın ekonomik sorunlarına detaylı girmeyeceğim. Konu klasik, fazla sıkıcı olsun istemiyorum. Yunanistan'ın yaşadığı krize başka bir açıdan bakmak istiyorum.
21. Yüzyılda Küçük Devlet Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı:
Aralık 2008'de 'Komşuda Pişer' analizimde Atina'da patlayan öğrenci olaylarının 21. yüzyılın işaret fişeklerinden birisi olduğu belirtmeye çalışmıştım.
Yunanistan uzun süredir aynı nüfusta durağan bir ülke. Nüfusu 11 milyon civarında seyrediyor. Doğum oranı dünya sıralamasında sonlarda (206 ıncı). Üniversite'de okumak bedava, emeklilik yaşı 60, sosyal yardım ve sağlık sigortası tam.
Yunanistan'ın savunma harcamaları milli gelirinin yüzde 4,5 ’i ve dünya sıralamasında 26 ıncı. Buna karşılık kamu borçları milli gelirinin yüzde 115'i ve sıralamada en üstlerde, dünya 8'incisi. ( Türkiye ise sıralamada yüzde 49'la 49 uncu sırada)
Yunanistan iç politikasına baktığımızda milliyetçilik duyguları hala güçlü, Türkiye düşmanlığı hala kuvvetli. Yunanistan Türkiye'yi tarihsel düşmanı görerek silahlanma bütçesini oldukça yüksek tutmakta.
Yunanistan'nın bir şansızlığı da, sayısını benim de hatırlamadığım ekonomik değeri sıfır ama masrafı kabarık adalarının bulunması.
Tabii ki esas konumuz Yunanistan değil. Esas konumuz, son dünya ekonomik krizinin gösterdiği, üzerinde fazla durulmayan bir gerçek; Küçük devletlerin ölçek olarak devletli yaşamaları mümkün gözükmüyor.
İnternet çağında toplumlar daha fazla bilgili, (doğru yanlış) beklentiler daha yüksek. Toplumun devlet mekanizmasından beklentileri abartılı. Buna karşılık vatandaşların ne kadar 'katma değer' yaratmak istedikleri meçhul. Sonuç olarak devlet aygıtıyla o aygıtı oluşturan hücreler olan vatandaşları arasında çıkar çatışması var.
Küçük Devletler Ne Yapabilirler :
Küçük devletlerin elitleri kolay teslim olmaz. Küçük devletin paçası sıkışırsa öncelikle komşu düşmanlığı ilk uygulanan reçetedir. İkinci reçete etnik düşmanlıkları kaşıma, o da olmadı dinsel gerilimi tırmandırmadır. Bütün bunlar da çalışmazsa hemen komplo teorileriyle bezenmiş bir süper güç senaryosu sistemin beslenen medyası üzerinden topluma servis edilir.
O küçük devletin üst yöneticileri o makamları kolay kolay terk etmezler. Dünya liderleriyle aynı karede fotoğraftan vaz geçmek kolay bir şey değil.
Her küçük devlet bir ordu beslemek zorunda. Diplomatik memurlarını dünyanın dört bir tarafına dağıtmak zorunda. Kendi resmi ideoljisini oluşturmak için ayrıca bir 'Milli Eğitim' ordusu istihdam etmek zorunda. (Yunanistan'ın eğitim bütçesi milli gelirinin yüzde 4,5'i) Bütün bunlara politikacıların bol keseden dağıttığı sosyal ulufeler de katılınca küçük devletlerin işi zor.
Küçük devletlerin bir de entellektüelleri ve yarı aydınları var. Çoğu zaman bu kişiler tarihten gelen görkemli günleri sanki dün yaşanmış gibi algılayarak ve pazarlayarak 'söz konusu' devletin meşruiyetini geçerli kılmaya çalışırlar. Ne de olsa o entel grubun o küçük devletin aygıtından beslenmesi çok sık rastlanan bir olgudur. Kerameti kendinden menkul bu sınıfın varlığında kitlelerin gerçekleri fark etmesi oldukça zordur. Hele bir de, Yunanistan’da olduğu gibi Akdeniz duygusallığını eklersek, içinden çıkılmaz bir hal alır gerçekleri görmek.
Neler Olabilir :
Küçük devletlerin 21.yüzyıl global ortamında ekonomik olarak yaşamlarını sürdürmeleri mümkün değil. Dikkat edersek, Katar, Kuveyt gibi ülkelerin şu ana kadar yaşamlarını devam ettirmeleri başarılı olduklarından değil, Amerikan'nın yanlış enerji politikasının yan ürünü olmaktan kaynaklanıyor. Buna karşılık doğal kaynak fakiri Gürcistan, Ermenistan, Moldova gibi ülkeler zor durumda olmaya devam ediyor. Türkiye'nin nüfuz alanı içinde olan Tito sonrası Yugoslavya'nın da ürettiği bir sürü küçük devlet bulunmakta. Onların da işi zor. Küçük devlet olarak yaşama ısrarları Balkanlar’ı barut fıçısı haline getirmiş durumda.
Gelecek aylarda ve yıllarda Yunanistan benzeri küçük devletler dünyada sorun olmaya devam edecekler. Şaşırmayınız. Süper güçler ve AB, küçük devletlerin yaşamlarını etkilemek için manevralara devam edecekler. O gelişmeler de sizi şaşırtmasın. En son Tacikistan'da Rusya'nın etkilediği ayaklanma gibi.
Kürt Devleti Olgusu :
Geleceğe yönelik olarak, Türkiye'nin son 30 yılına damgasını vuran 'bölünme' tartışması ve bir Kürt devletinin kurulma endişesi de küçük devlet sendromu açısından ele alınmalı. Kurulacak küçük bir Kürt devleti ekonomik olarak varlığını sürdürülebilir mi? Örneğin, doğal kaynağa dayalı Kuveyt benzeri bir aşiret devlet mi olur, yoksa 'beşeri sermayesi' güçlü Finlandiya tipi demokratik bir ülke mi?
Dünya Sovyet tipi dogmatik federasyonlardan dersini aldı. Artık dünyada demokratik olan federasyonlar dönemine yönelik bir düşünce tarzı gelişmekte. Ancak biz yine de acele etmeyelim, elitleriyle, bürokratlarıyla, yandaş medyasıyla kısacası küçük devletin aygıtından büyük çıkarları olan gruplar egemenliklerinden kolay kolay vaz geçmezler. Örnek mi istediniz ? Alın size küçük ada devleti Kıbrıs !!!
Önümüzdeki günlerde İMF ve AB Yunanistan'ı AB'nin selameti ve Euro'nun sağlığı için kurtaracak. Kurtaracak ama, küçük devletlerin sorunları bitmeyecek.
Bugün Yunanistan, yarın Portekiz öbür gün İrlanda. Haftaya Avusturya.