Kovid aşısında Allah Türkiye’nin yardımcısı olsun

Türkiye aşı siparişinde kötü sınav verdi. Yaz sonunda 100’den fazla şirketin...

Haluk Özdalga haluk.ozdalga@haber3.com

Türkiye aşı siparişinde kötü sınav verdi.

Yaz sonunda 100’den fazla şirketin aşı üretmeye çalıştığı, bunlardan 10-12’sinin işi önde götürdüğü ve büyük olasılıkla 2020 sonuna doğru birden fazla etkili ve güvenli aşının kullanılabilir olacağı belliydi.

Ama bilinmeyen pek çok soru vardı.

Aşı üretiminde kullanılan biri eski (inaktif veya vektör), diğeri yeni (mRNA) iki teknikten hangisi daha başarılı olacaktı? Kişi başına kaç doz aşı gerekecekti? Aşının sağlayacağı bağışıklığın süresi ne olacaktı? En önemlisi, hangi şirketler yarışı önde bitirecekti?

Bu soruların cevabı bilinseydi, her ülke gerçek ihtiyacını kolayca hesaplayabilirdi.

Belirsizlikler karşısında izlenmesi gereken yol açıktır: Bütün yumurtaları aynı sepete koymamak, riskleri dağıtmak.

Aşı örneğinde somut olarak, ipi önde göğüsleme ihtimali yüksek şirketler arasında siparişi dağıtmak ve toplamda gerçek ihtiyaçtan daha fazlası için sözleşme yapmak.

Ancak çok iyi bilinen bir husus vardı: Herkes aşı peşindeydi. Hızlı hareket etmek gerekiyordu.

Ödeme gücü olan ülkelerin hemen hepsi öyle yaptı. Türkiye hariç.

Mesela Avrupa Birliği hedefi şöyle belirledi: İki teknikten her biriyle geliştirilen en az iki, tercihan üç aşı ve toplamda en az altı farklı aşıdan oluşan bir sipariş paketi oluşturulacaktı. Bu kadar basit.

Üç ay önce Eylül’de bunları anlatmış ve sormuştum:

“Nereden, hangi aşamada ve kaç milyon doz alınacak? Hangi teknikle üretilen aşı tercih edilecek? Riskleri azaltmak için tasarlanan önlemler neler?”

Şimdi Kasım sonu itibariyle ülkelerin verdiği siparişe bakalım.

Kanada: Nüfusun 6,5 katı sipariş, 6 farklı aşı

İngiltere: 5,4 katı, 7 farklı aşı

Avrupa Birliği: 4,0 katı, 6 farklı aşı

ABD: 2,5 katı, 6 farklı aşı

Japonya: 2,3 katı, 3 farklı aşı

Meksika: 1,7 katı, 4 farklı aşı

Hindistan: 1,6 katı, 3 farklı aşı

Brezilya: 1,2 katı, 3 farklı aşı

Endonezya: 0,8 katı, 4 farklı aşı

Türkiye: 0,6 katı, 1 aşı

Teslim sipariş sırasına göre yapıldığı için, sipariş zamanı da önemli. AB daha Ekim’de, nüfusun iki misli için sözleşme imzaladı:

27 Ağustos: 400 milyon doz (Astra Zeneca)

18 Eylül: 300 milyon doz (Sanofi-GSK)

8 Ekim: 200 milyon doz (Johnson&Johnson)

11 Kasım: 300 milyon doz (Pfizer-Biontech)

17 Kasım: 405 milyon doz (CureVac)

25 Kasım: 160 milyon doz (Moderna)

Toplam (30 Kasım itibariyle): 1,765 milyar doz

Bu bilgiler sözleşme imzalandığı gün AB sitesinde açıklanıyor. Acaba Sağlık Bakanlığı izledi mi?

AB yukarıdaki siparişleri verirken, önce 28 üye ülkeyle ayrı ayrı görüştü, talepleri topladı ve sonra sözleşme imzaladı. Bizde çok hızlı çalışacağı iddia edilen Cumhurbaşkanlığı sistemi neden bu kadar gecikti?

Fiyatlar siparişe göre değişmekle birlikte, Moderna için 25 $, Pfizer/Biontech için 20 $ civarında. Astra Zeneca aşısı 2-6 $ civarı. Çünkü bu büyük şirket, salgın geçene kadar kâr amacı gütmeden ve sadece maliyetine aşı satacağını açıkladı.

Yüksek miktarlar için sözleşme yapan ülkeler, işin sonunda ellerinde fazla aşı kalırsa ne yapacak? Herhalde çok sevinecekler!

Çünkü bu, savaşı kazandıkları anlamına gelecek. Fazla aşıyı, kuyruğun arkasında kalanlara devretmeye çalışacaklar. Olmadı, olanakları zayıf ülkelere hibe edecekler. İnsan sağlığına ve ekonomiye korkunç zararlar veren bu belayı daha çabuk atlatmak için birkaç milyar dolar risk almaya razılar.

Mesela Meksika düzeyine gelebilmek için Türkiye’nin Kasım sonuna kadar dört şirketle 150 milyon doz aşı sözleşmesi yapması gerekirdi. Ama sadece 50 milyon doz için ve tek şirketle (Çinli Sino Vac) sözleşme yapıldı.

9 Aralık’ta açıklanan 25 milyon dozluk Pfizer/Biontech siparişini katmıyorum (Kasım sonrası). Zaten bu aşı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da söylediği gibi muhtemelen 2021 sonuna doğru gelecek. Kuyruğun en sonunda.

Türkiye aşı siparişi için nasıl bir hedef belirledi?

Dünyada en güvenli aşıyı üreten Batılı şirketlerle niçin sözleşme yapılmadı?

Çin aşısında bir sorun çıkarsa ne olacak? İlk bilgilerde Sino Vac aşısının 65 yaş üstüne uygulanmayacağı, çünkü bu yaş grubu için test yapılmadığı söyleniyordu. Bu aşı her yaş grubunda denendi mi?

Şimdi Rusya ile Sputnik V aşısı için görüşüyorlar. Bu aşıya Ağustos’ta hiç test yapmadan onay veildi. Şu anda henüz 3. faz testler bitmedi. 5 Aralık’ta halka uygulamaya başladılar, ama 60 yaş üstüne yapmıyorlar.

Sağlık Bakanının Sözcü’den İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamaları okuyunca moralim bozuldu.

Sonra aklıma, tüm muhalefetin aşı temini konusunda aylar boyu tek bir anlamlı katkı yapamadığı geldi. Bu yazı için başlangıçta düşündüğüm başlığı değiştirmeye karar verdim: Allah Türkiye’nin yardımcısı olsun.

Niçin moralim bozuldu, ifade edebilmek için Sayın Bakan’ın Sözcü’ye yaptığı açıklamadan üç alıntı yapacağım. Yorumlar benim.

– “İnaktif aşılar… geleneksel ve doğal aşılardır. Kısa, orta ve uzun vadeli sonuçlarını biliyoruz… Yalnız Astra Zeneca değil, Biontech için de söylüyorum. Bunlar mRNA aşısı… yani orta ve uzun vadeli sonuçlarını dünya bilmiyor.”

Yorum: Sayın Bakan mRNA aşıları güvenilir bulmuyor. Bu sadece bir varsayım. Bu varsayımı doğrulayan hiçbir bilimsel veri yok. Aşı siparişi veren hiçbir ülke böyle bir varsayıma göre hareket etmiyor. Güvenilir değilse, Türkiye mRNA tekniğiyle üretilen Biontech aşısını niçin alıyor? Evet, Kovid-19 aşılarının orta ve uzun vadeli yan etkileri henüz bilinmiyor. Ama bu, İnaktif Covid aşıları için de aynen geçerli. Ayrıca, Astra Zeneca mRNA değil, inaktif teknikle üretilen bir aşı.

– Moderna’dan niye almadık sorusuna: “Moderna yurt dışına vermiyor.”

Yorum: Moderna Amerikan şirketi. Ama yukarıda AB sipariş listesinde görüldüğü gibi Amerika dışına verdi. Başka ülkelere de veriyor. Türkiye zamanında talep etseydi alabilirdi.

– “2021’in Nisan’ından sonra aşıya ihtiyacım olmayacak. Çünkü benim aşım devreye girecek.”

Yorum: Dilerim etkili ve güvenli yerli aşı en kısa sürede devreye girer, sadece onu kullanırız. Ama yerli aşı Mayıs’ta devreye girecek varsayımına dayanarak plan yapmak riskli bir yaklaşım. Yerli aşıyı geliştiren kurumun kat kat üstünde kapasiteye sahip dünyanın en güçlü ilaç şirketleri bile kesin tarih veremiyor. Hiçbir ülke, tek bir aşı filanca tarihte devreye girecek diye plan yapmıyor – aşıyı yapan kendi ülkesinin şirketi bile olsa.

Kaynak: Halukozdalga.com

">

Türkiye aşı siparişinde kötü sınav verdi.

Yaz sonunda 100’den fazla şirketin aşı üretmeye çalıştığı, bunlardan 10-12’sinin işi önde götürdüğü ve büyük olasılıkla 2020 sonuna doğru birden fazla etkili ve güvenli aşının kullanılabilir olacağı belliydi.

Ama bilinmeyen pek çok soru vardı.

Aşı üretiminde kullanılan biri eski (inaktif veya vektör), diğeri yeni (mRNA) iki teknikten hangisi daha başarılı olacaktı? Kişi başına kaç doz aşı gerekecekti? Aşının sağlayacağı bağışıklığın süresi ne olacaktı? En önemlisi, hangi şirketler yarışı önde bitirecekti?

Bu soruların cevabı bilinseydi, her ülke gerçek ihtiyacını kolayca hesaplayabilirdi.

Belirsizlikler karşısında izlenmesi gereken yol açıktır: Bütün yumurtaları aynı sepete koymamak, riskleri dağıtmak.

Aşı örneğinde somut olarak, ipi önde göğüsleme ihtimali yüksek şirketler arasında siparişi dağıtmak ve toplamda gerçek ihtiyaçtan daha fazlası için sözleşme yapmak.

Ancak çok iyi bilinen bir husus vardı: Herkes aşı peşindeydi. Hızlı hareket etmek gerekiyordu.

Ödeme gücü olan ülkelerin hemen hepsi öyle yaptı. Türkiye hariç.

Mesela Avrupa Birliği hedefi şöyle belirledi: İki teknikten her biriyle geliştirilen en az iki, tercihan üç aşı ve toplamda en az altı farklı aşıdan oluşan bir sipariş paketi oluşturulacaktı. Bu kadar basit.

Üç ay önce Eylül’de bunları anlatmış ve sormuştum:

“Nereden, hangi aşamada ve kaç milyon doz alınacak? Hangi teknikle üretilen aşı tercih edilecek? Riskleri azaltmak için tasarlanan önlemler neler?”

Şimdi Kasım sonu itibariyle ülkelerin verdiği siparişe bakalım.

Kanada: Nüfusun 6,5 katı sipariş, 6 farklı aşı

İngiltere: 5,4 katı, 7 farklı aşı

Avrupa Birliği: 4,0 katı, 6 farklı aşı

ABD: 2,5 katı, 6 farklı aşı

Japonya: 2,3 katı, 3 farklı aşı

Meksika: 1,7 katı, 4 farklı aşı

Hindistan: 1,6 katı, 3 farklı aşı

Brezilya: 1,2 katı, 3 farklı aşı

Endonezya: 0,8 katı, 4 farklı aşı

Türkiye: 0,6 katı, 1 aşı

Teslim sipariş sırasına göre yapıldığı için, sipariş zamanı da önemli. AB daha Ekim’de, nüfusun iki misli için sözleşme imzaladı:

27 Ağustos: 400 milyon doz (Astra Zeneca)

18 Eylül: 300 milyon doz (Sanofi-GSK)

8 Ekim: 200 milyon doz (Johnson&Johnson)

11 Kasım: 300 milyon doz (Pfizer-Biontech)

17 Kasım: 405 milyon doz (CureVac)

25 Kasım: 160 milyon doz (Moderna)

Toplam (30 Kasım itibariyle): 1,765 milyar doz

Bu bilgiler sözleşme imzalandığı gün AB sitesinde açıklanıyor. Acaba Sağlık Bakanlığı izledi mi?

AB yukarıdaki siparişleri verirken, önce 28 üye ülkeyle ayrı ayrı görüştü, talepleri topladı ve sonra sözleşme imzaladı. Bizde çok hızlı çalışacağı iddia edilen Cumhurbaşkanlığı sistemi neden bu kadar gecikti?

Fiyatlar siparişe göre değişmekle birlikte, Moderna için 25 $, Pfizer/Biontech için 20 $ civarında. Astra Zeneca aşısı 2-6 $ civarı. Çünkü bu büyük şirket, salgın geçene kadar kâr amacı gütmeden ve sadece maliyetine aşı satacağını açıkladı.

Yüksek miktarlar için sözleşme yapan ülkeler, işin sonunda ellerinde fazla aşı kalırsa ne yapacak? Herhalde çok sevinecekler!

Çünkü bu, savaşı kazandıkları anlamına gelecek. Fazla aşıyı, kuyruğun arkasında kalanlara devretmeye çalışacaklar. Olmadı, olanakları zayıf ülkelere hibe edecekler. İnsan sağlığına ve ekonomiye korkunç zararlar veren bu belayı daha çabuk atlatmak için birkaç milyar dolar risk almaya razılar.

Mesela Meksika düzeyine gelebilmek için Türkiye’nin Kasım sonuna kadar dört şirketle 150 milyon doz aşı sözleşmesi yapması gerekirdi. Ama sadece 50 milyon doz için ve tek şirketle (Çinli Sino Vac) sözleşme yapıldı.

9 Aralık’ta açıklanan 25 milyon dozluk Pfizer/Biontech siparişini katmıyorum (Kasım sonrası). Zaten bu aşı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da söylediği gibi muhtemelen 2021 sonuna doğru gelecek. Kuyruğun en sonunda.

Türkiye aşı siparişi için nasıl bir hedef belirledi?

Dünyada en güvenli aşıyı üreten Batılı şirketlerle niçin sözleşme yapılmadı?

Çin aşısında bir sorun çıkarsa ne olacak? İlk bilgilerde Sino Vac aşısının 65 yaş üstüne uygulanmayacağı, çünkü bu yaş grubu için test yapılmadığı söyleniyordu. Bu aşı her yaş grubunda denendi mi?

Şimdi Rusya ile Sputnik V aşısı için görüşüyorlar. Bu aşıya Ağustos’ta hiç test yapmadan onay veildi. Şu anda henüz 3. faz testler bitmedi. 5 Aralık’ta halka uygulamaya başladılar, ama 60 yaş üstüne yapmıyorlar.

Sağlık Bakanının Sözcü’den İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamaları okuyunca moralim bozuldu.

Sonra aklıma, tüm muhalefetin aşı temini konusunda aylar boyu tek bir anlamlı katkı yapamadığı geldi. Bu yazı için başlangıçta düşündüğüm başlığı değiştirmeye karar verdim: Allah Türkiye’nin yardımcısı olsun.

Niçin moralim bozuldu, ifade edebilmek için Sayın Bakan’ın Sözcü’ye yaptığı açıklamadan üç alıntı yapacağım. Yorumlar benim.

– “İnaktif aşılar… geleneksel ve doğal aşılardır. Kısa, orta ve uzun vadeli sonuçlarını biliyoruz… Yalnız Astra Zeneca değil, Biontech için de söylüyorum. Bunlar mRNA aşısı… yani orta ve uzun vadeli sonuçlarını dünya bilmiyor.”

Yorum: Sayın Bakan mRNA aşıları güvenilir bulmuyor. Bu sadece bir varsayım. Bu varsayımı doğrulayan hiçbir bilimsel veri yok. Aşı siparişi veren hiçbir ülke böyle bir varsayıma göre hareket etmiyor. Güvenilir değilse, Türkiye mRNA tekniğiyle üretilen Biontech aşısını niçin alıyor? Evet, Kovid-19 aşılarının orta ve uzun vadeli yan etkileri henüz bilinmiyor. Ama bu, İnaktif Covid aşıları için de aynen geçerli. Ayrıca, Astra Zeneca mRNA değil, inaktif teknikle üretilen bir aşı.

– Moderna’dan niye almadık sorusuna: “Moderna yurt dışına vermiyor.”

Yorum: Moderna Amerikan şirketi. Ama yukarıda AB sipariş listesinde görüldüğü gibi Amerika dışına verdi. Başka ülkelere de veriyor. Türkiye zamanında talep etseydi alabilirdi.

– “2021’in Nisan’ından sonra aşıya ihtiyacım olmayacak. Çünkü benim aşım devreye girecek.”

Yorum: Dilerim etkili ve güvenli yerli aşı en kısa sürede devreye girer, sadece onu kullanırız. Ama yerli aşı Mayıs’ta devreye girecek varsayımına dayanarak plan yapmak riskli bir yaklaşım. Yerli aşıyı geliştiren kurumun kat kat üstünde kapasiteye sahip dünyanın en güçlü ilaç şirketleri bile kesin tarih veremiyor. Hiçbir ülke, tek bir aşı filanca tarihte devreye girecek diye plan yapmıyor – aşıyı yapan kendi ülkesinin şirketi bile olsa.

Kaynak: Halukozdalga.com

Tüm yazılarını göster