Siyaset ile yönetiliyoruz...
Siyasetçilerin genel kalitesi ise, meydanda!
Partiler yasası ve seçim sistemi değişmedi. Anayasa ise gündemde!
Küçük işi yapamayan, büyük iş yapacak!
Bir düzen var, medyasıyla yönlendiren, partisiyle soyan...
Bizimkisi sandık demokrasisi...
Çünkü seçmek, bilinçle ve özgürce farklı olanı iş başına getirebilmek demek...
Farklı olan mı dediniz?
Kendi maaşlarına zam yaparken "yok birbirlerinden farkı" adeta hepsi "Osmanlı bankası"...
Millet ise, geçim derdinde.
Partiye üye olacak, olsa da aidatını ödeyecek mecali yok.
Aydınlar ve kaliteli insanları öğüten ve lider sultasının etrafında örülen yırtıcı, yiyici, yozlaşmış kümeler var.
1000 kongre üyesini bul, yaz; parti içinde iktidarın garanti...
Bürokrasiye on bin atama yap, sisteme göre bürokrasideki iktidarın da garanti...
"Ekonomik iktidarı" büyük burjuvazi ve yereldeki unsurlarınla üleşirsin zaten; özcesi ekonomide koalisyonun da garanti...
Sonra Yap-İşlet-Devret ile sen garantiler verirsin ve uyduruk muhalif şovlar eşliğinde özelleştirmeyle devletin ekonomik kurumları satılır;
Bütçe yamanır, eritilen emek ve emekli gelirleri ve dolaylı vergilerle Hazine soluklandırılır...
Öte yandan, alt yapıda, belediyelerde her siyaset kendi menfaatine çarklarını kurar;
Bir sonraki sandığa kadar yurttaş ezilir, yine sandık gelir; isimler değişir ama bu düzen değişmez...
O arada Türkiye’nin güvenliği ve yüksek çıkarları bir türlü tahkim edilemez...
Evet, on yıllardır siyasette asıl yenilen Türkiye'dir ve mutlak anlamda ezilen üretici halkımızdır.
Kirli ellerin, pis işleri tuttuğu bir genel siyaseti,
Katılımcı, saydam, halk öncelikli, çağdaş ve modern bir siyasete çevirmeden bu düzen değişmeyecektir.
Fakat elbet yurttaşlarımız ve özellikle gençler, bir gün ve Türkiye’nin aydınlık yolunda yürümek için, çok daha bilinçli ve özgürce seçimlerini yapar hale gelecektir.
Temiz ellerin, temiz dimağların, temiz vicdanların siyaseti her alanda yükselecek,
Türkiye'de halkı, Dünya’da Türkiye'yi yüceltecektir.
">
Siyaset ile yönetiliyoruz...
Siyasetçilerin genel kalitesi ise, meydanda!
Partiler yasası ve seçim sistemi değişmedi. Anayasa ise gündemde!
Küçük işi yapamayan, büyük iş yapacak!
Bir düzen var, medyasıyla yönlendiren, partisiyle soyan...
Bizimkisi sandık demokrasisi...
Çünkü seçmek, bilinçle ve özgürce farklı olanı iş başına getirebilmek demek...
Farklı olan mı dediniz?
Kendi maaşlarına zam yaparken "yok birbirlerinden farkı" adeta hepsi "Osmanlı bankası"...
Millet ise, geçim derdinde.
Partiye üye olacak, olsa da aidatını ödeyecek mecali yok.
Aydınlar ve kaliteli insanları öğüten ve lider sultasının etrafında örülen yırtıcı, yiyici, yozlaşmış kümeler var.
1000 kongre üyesini bul, yaz; parti içinde iktidarın garanti...
Bürokrasiye on bin atama yap, sisteme göre bürokrasideki iktidarın da garanti...
"Ekonomik iktidarı" büyük burjuvazi ve yereldeki unsurlarınla üleşirsin zaten; özcesi ekonomide koalisyonun da garanti...
Sonra Yap-İşlet-Devret ile sen garantiler verirsin ve uyduruk muhalif şovlar eşliğinde özelleştirmeyle devletin ekonomik kurumları satılır;
Bütçe yamanır, eritilen emek ve emekli gelirleri ve dolaylı vergilerle Hazine soluklandırılır...
Öte yandan, alt yapıda, belediyelerde her siyaset kendi menfaatine çarklarını kurar;
Bir sonraki sandığa kadar yurttaş ezilir, yine sandık gelir; isimler değişir ama bu düzen değişmez...
O arada Türkiye’nin güvenliği ve yüksek çıkarları bir türlü tahkim edilemez...
Evet, on yıllardır siyasette asıl yenilen Türkiye'dir ve mutlak anlamda ezilen üretici halkımızdır.
Kirli ellerin, pis işleri tuttuğu bir genel siyaseti,
Katılımcı, saydam, halk öncelikli, çağdaş ve modern bir siyasete çevirmeden bu düzen değişmeyecektir.
Fakat elbet yurttaşlarımız ve özellikle gençler, bir gün ve Türkiye’nin aydınlık yolunda yürümek için, çok daha bilinçli ve özgürce seçimlerini yapar hale gelecektir.
Temiz ellerin, temiz dimağların, temiz vicdanların siyaseti her alanda yükselecek,
Türkiye'de halkı, Dünya’da Türkiye'yi yüceltecektir.