Korkunun ecele faydası yok

Cengiz Semercioğlu raiting ölçümlendirme sistemiyle ilgili olan yazısında, bakın neler demiş;...

Ebru Eğinlioğlu eeginlioglu@gmail.com

Cengiz Semercioğlu raiting ölçümlendirme sistemiyle ilgili olan yazısında, bakın neler demiş;

 

AGB"nin gelinen noktada iyi bir denetim mekanizmasına ihtiyacı olduğu açık...

Yoksa aklına esenin "ratinglerle oynanıyor" dediği bir kaos ortamı doğacak ki, sektör için en tehlikelisi bu.

RTÜK, ratingleri ölçmek için aportta bekliyor. TRT yönetimi AGB"yi yüksek sesle eleştiriyor ve sonuçlara inanmadığını söylüyor.

Rating ölçümlerinin RTÜK gibi hükümetlerin kontrolündeki bir yapıya geçmesi ne demek?..

Giderek muhafazakar programların ratinginin yükselmesi, bu tür kanalların izlenme payının artması demek...

Çünkü denekler onlara göre seçilecek.

Bakın buradaki korku, raiting ölçümünün adaletli bir şekilde işlemesi değil, Semercioğlu ve grubunun yeni düzenlenen, yani RTÜK denetiminde düzenlenen ölçümlendirme sisteminden, eskisi gibi faydalanacak olamamaları. Karşıt medya, yandaş medya durumu. Bir taraftan düşünüyorum, büyük kanallar ilk kurulduğu günden beri, medya sektörüne büyük yatırımlar yapmış. Bilmem kaç yüz tane eleman çalıştırıyor. Türkiye" nin en çok medyatik olan yüzlerine, binlerce lira veriyor. Bu da ayrıca kendi içinde, tartışılacak bir konudur. Bir sürü, konservatuar mezunu, çok iyi sesler, büyük yetenekler, Taksim" in arka sokaklarında ki barlarda, şarkı söylerken, ya da çok komik paralara çalışırken. Arkasında büyük yapım şirketleri, büyük televizyonlar, yapımcılar olan " medyatik " şarkıcılar, oyuncular, milletin çoğu aç , üç kuruş paraya geçinmeye çalışırken, milyon dolarlara programlar yapıyor. Televizyonlar, bu paraları bu sanatçılara cebinden mi ödüyor, tabii cebinden ama reklam pastasından gelen paralardan ödeyerek.  Şimdi, belli bir düzen sistem kurulmuş, tüm reklam gelirleri, en çok raiting alan kanallara gidiyor. Diğer kanallar, ağzıyla kuş tutsa, en kaliteli programları da yapsa, yaşama şansı yok. İsterler mi , ölçümlendirmenin AGB" den alınıp, RTÜK denetimine verilmesini, tabii istemezler. Mesela Expochannel gibi benim uzun yıllar gerek ekran önü gerekse arkasında çalıştığım, son derece kaliteli programlar hazırlayan, iş dünyasına yönelik yayın yapan,  tarafsız yayın politikasıyla ilk tematik kanallardan biri olan bu televizyon, raiting ölçümlendirilmesine girmeyi istemediği için, reklam pastasından pay alması son derece zor oluyor, yaptırdığımız  anketlerde de, pek çok programın takip edildiğini gözlemliyoruz. Pardon, Cengiz bey kardeşim, hoşunuza gitmese de, biz de fikrimizi söyleyeceğiz. O halde neden tüm televizyon kanallarının ölçümlendiği bir sistemi istemeyelim. Bu yeni kurulacak sistemde, öyle deniyor ya " yandaş medya" ile birlikte, diğer televizyonlarında, reklam alabileceği bir sisteme geçilecekse, sadece belirlenmiş noktalarda yapılan ölçümleme yerine, nasıl bilgisayar üzerinde, hangi sitelere girildiği belirleniyorsa, aynı şekilde, hangi kanalların ve programların da izlendiği takip edilebilir. Durum böyle olunca da, büyük kanalların da reklam pastası düşecekse biraz düşecek, yok gerçekten izleniyorsa, o zaman onlarda hiç endişe etmesinler, sistemlerinin doğruluğu daha gerçekçi bir biçimde sağlamlaşmış olacak. Korkunun ecele faydası yok.

">

Cengiz Semercioğlu raiting ölçümlendirme sistemiyle ilgili olan yazısında, bakın neler demiş;

 

AGB"nin gelinen noktada iyi bir denetim mekanizmasına ihtiyacı olduğu açık...

Yoksa aklına esenin "ratinglerle oynanıyor" dediği bir kaos ortamı doğacak ki, sektör için en tehlikelisi bu.

RTÜK, ratingleri ölçmek için aportta bekliyor. TRT yönetimi AGB"yi yüksek sesle eleştiriyor ve sonuçlara inanmadığını söylüyor.

Rating ölçümlerinin RTÜK gibi hükümetlerin kontrolündeki bir yapıya geçmesi ne demek?..

Giderek muhafazakar programların ratinginin yükselmesi, bu tür kanalların izlenme payının artması demek...

Çünkü denekler onlara göre seçilecek.

Bakın buradaki korku, raiting ölçümünün adaletli bir şekilde işlemesi değil, Semercioğlu ve grubunun yeni düzenlenen, yani RTÜK denetiminde düzenlenen ölçümlendirme sisteminden, eskisi gibi faydalanacak olamamaları. Karşıt medya, yandaş medya durumu. Bir taraftan düşünüyorum, büyük kanallar ilk kurulduğu günden beri, medya sektörüne büyük yatırımlar yapmış. Bilmem kaç yüz tane eleman çalıştırıyor. Türkiye" nin en çok medyatik olan yüzlerine, binlerce lira veriyor. Bu da ayrıca kendi içinde, tartışılacak bir konudur. Bir sürü, konservatuar mezunu, çok iyi sesler, büyük yetenekler, Taksim" in arka sokaklarında ki barlarda, şarkı söylerken, ya da çok komik paralara çalışırken. Arkasında büyük yapım şirketleri, büyük televizyonlar, yapımcılar olan " medyatik " şarkıcılar, oyuncular, milletin çoğu aç , üç kuruş paraya geçinmeye çalışırken, milyon dolarlara programlar yapıyor. Televizyonlar, bu paraları bu sanatçılara cebinden mi ödüyor, tabii cebinden ama reklam pastasından gelen paralardan ödeyerek.  Şimdi, belli bir düzen sistem kurulmuş, tüm reklam gelirleri, en çok raiting alan kanallara gidiyor. Diğer kanallar, ağzıyla kuş tutsa, en kaliteli programları da yapsa, yaşama şansı yok. İsterler mi , ölçümlendirmenin AGB" den alınıp, RTÜK denetimine verilmesini, tabii istemezler. Mesela Expochannel gibi benim uzun yıllar gerek ekran önü gerekse arkasında çalıştığım, son derece kaliteli programlar hazırlayan, iş dünyasına yönelik yayın yapan,  tarafsız yayın politikasıyla ilk tematik kanallardan biri olan bu televizyon, raiting ölçümlendirilmesine girmeyi istemediği için, reklam pastasından pay alması son derece zor oluyor, yaptırdığımız  anketlerde de, pek çok programın takip edildiğini gözlemliyoruz. Pardon, Cengiz bey kardeşim, hoşunuza gitmese de, biz de fikrimizi söyleyeceğiz. O halde neden tüm televizyon kanallarının ölçümlendiği bir sistemi istemeyelim. Bu yeni kurulacak sistemde, öyle deniyor ya " yandaş medya" ile birlikte, diğer televizyonlarında, reklam alabileceği bir sisteme geçilecekse, sadece belirlenmiş noktalarda yapılan ölçümleme yerine, nasıl bilgisayar üzerinde, hangi sitelere girildiği belirleniyorsa, aynı şekilde, hangi kanalların ve programların da izlendiği takip edilebilir. Durum böyle olunca da, büyük kanalların da reklam pastası düşecekse biraz düşecek, yok gerçekten izleniyorsa, o zaman onlarda hiç endişe etmesinler, sistemlerinin doğruluğu daha gerçekçi bir biçimde sağlamlaşmış olacak. Korkunun ecele faydası yok.

Tüm yazılarını göster