Benzer kültürler
Yaşı müsait olanlar hatırlar. O zamanki medya dünyasının kalbi olan Bab-ı Ali"de duayen gazeteci Burhan Felek"ti. Lisede öğrenciyken yazılarını okurdum. Yunanlılarla Türkler aslında aynı kültürün insanlarıdır. Sadece biri camiye, diğeri kiliseye gider mealinden yazdıklarına çok şaşırmıştım. O günkü Türkiye"de bu konulara bu şekilde yaklaşılmazdı. Zaman geçti, dünya değişti, bakış açıları genişledi. Her ne kadar iki komşu ülkede varoluş nedenleri düşmanlığın devamına bağlı "çekirdek" kadrolar olsa da durum bugün biraz farklı.
Yunanlı gençler neyin peşinde?
Yunan polisi bir genci öldürdü ve Yunanistan"da günlerdir şiddet olayları durulmadı. Gençlerin hiddetini, Yunanlıların devlete saygısızlığıyla, aşırı şımarıklıkla açıklayanlar var. Yunanistan"ın geçirdiği cunta doneminden sonra karşıt gücün reaksiyonu olarak yorumlayanlar var. Komşumuzda yaşanan olayları daha geniş açıdan ele alan yok. Olaylar basit bir polisiye olay, basit bir reaksiyon değildir. Olaylar Avrupa"ya sıçramıştır ve komşuda ve Avrupa"da yaşayan özellikle eğitimli gençler gelecekten ümitlerini kesmişlerdir.
Olayın sosyal dinamikleri nelerdir ?
Tüm faktörleri sıralamak mümkün ancak hangisinin yüzde kaç rol oynadığını belirlemek zor. İsterseniz birkaç önemli faktörü sıralayalım. AB, küreselleşme, global kriz ve internet.
Avrupa Birliği (AB), Yunanistan gibi küçük ülkelere getirdiği kendi parası, kendi düzenlemeleri ve denetlemeleriyle tamamen kırılgan, aslında esnek olmayan bir sistem yaratmıştır. Sermaye piyasaları, emek piyasaları ve üretim fonksiyonları tamamen katı kalıplar içine zorlanmıştır. Brüksel"deki memurlar karar verici duruma gelmişlerdir.
Küreselleşme, sermayeyi aşırı mobil hale getirerek merkez ülkelerin çıkarlarını koruma durumuna sokmuştur. İşler kotüye gittiğinde aşırı seyyar hale gelen sermaye yerel şartlara ve sosyal maliyetlere bakılmadan başka pazarlara yöneltilmektedir.
Global kriz Amerika"dan çıktığı için ABD ve Batı Avrupa kendi güvenliğini sağlamak üzere sermayenin seyyarlığından yararlanarak hemen merkeze kaynak aktarımına geçtmiştir ve bu durum çevre ülkeleri zorlamaktadır. Birinci sonuç işsizliktir. Özellikle Avrupa"da eğitim seviyesi yüksek gençler arasında işsizlik ciddi boyutlara ulaşmış ve "talebe"lik alternatif yaşam tarzı olmuştur.
İnternet bedava iletişim kaynağı olarak yerleşik medyanın ve elitlerin tekelinde tuttuğu iletişim ve bilgi kaynağını herkese açmıştır. Şimdi artık "blog"lar var. Şimdi artık hiç kimseye hesap vermek zorunda olmayan yazarlar var. Yunanistan"da başlayan ve İtalya, Fransa, Almanya ve İsviçre"ye sıçrayan olaylar raslantı değildir. İnternetin payı büyüktür. Yerleşik medyalar artık bir ülkede yaşanan olayları sadece o ülkenin sorunu gibi yansıtamıyorlar. En azından başka kaynaklardan bilgilenen gruplar var.
2008-1968 = 40 yıl geçti aradan 1968"de yaşanan gençlik olayları o günkü kapitalist ve komunist sistemlerin gerilimlerinde yeşermişti. O günkü gençler geleceğe umutla bakıyorlardı. Yerleşik sistemleri zorluyorlardı ve kalıplara uyan ideolojileri vardı. Amerika Vietnam"da savaşıyor, Kuzey Vietnam"a komunist ülkeler yardım ediyordu.
Bugünkü gençlerin kalıplara sığan bir ideolojileri yok. Daha doğrusu herhangi bir ideolojileri yok. (İlle de bir ideoloji yaftası bulmak zorundaysak olsa olsa Bakunin tipi bir kollektif anarşinin izlerinden söz edebiliriz). Bugün Amerika Irak"ta savaşıyor fakat karşısında bir devlet yok, el Kaide var. Bugün 1968"in tersine tek kutuplu bir dünya var. Ve tabii ki en büyük fark olarak çok ciddi ve çok derin bir global krizin içindeyiz.
Bize ne düşer? Yunanistan"da başlayan gençlik olayları sıradan olaylar değildir. Bu olaylar 2008 büyük Dünya krizinin getireceği sosyal çalkantıların radardaki ilk görüntüleridir. AB gibi büyük grupların içine yerleşmiş küçük ulus devletlerin işler iyi giderken yaşadıkları rahat hayatla işler kötü giderken yaşayacakları hayat, söz konusu ulusların kaderlerini tayın edecek güçtedir. Kriz ötesi toplumların internet gençliğiyle beraber yoğrulmuş gücü Turkiye"de henüz farkedilmedi. Şimdilik Türkiye"nin fokusu her zamanki gibi, futbol. "televole", çarşaf vs gibi konularda.
Sizleri düşünmeye davet ediyorum. ">
Benzer kültürler
Yaşı müsait olanlar hatırlar. O zamanki medya dünyasının kalbi olan Bab-ı Ali"de duayen gazeteci Burhan Felek"ti. Lisede öğrenciyken yazılarını okurdum. Yunanlılarla Türkler aslında aynı kültürün insanlarıdır. Sadece biri camiye, diğeri kiliseye gider mealinden yazdıklarına çok şaşırmıştım. O günkü Türkiye"de bu konulara bu şekilde yaklaşılmazdı. Zaman geçti, dünya değişti, bakış açıları genişledi. Her ne kadar iki komşu ülkede varoluş nedenleri düşmanlığın devamına bağlı "çekirdek" kadrolar olsa da durum bugün biraz farklı.
Yunanlı gençler neyin peşinde?
Yunan polisi bir genci öldürdü ve Yunanistan"da günlerdir şiddet olayları durulmadı. Gençlerin hiddetini, Yunanlıların devlete saygısızlığıyla, aşırı şımarıklıkla açıklayanlar var. Yunanistan"ın geçirdiği cunta doneminden sonra karşıt gücün reaksiyonu olarak yorumlayanlar var. Komşumuzda yaşanan olayları daha geniş açıdan ele alan yok. Olaylar basit bir polisiye olay, basit bir reaksiyon değildir. Olaylar Avrupa"ya sıçramıştır ve komşuda ve Avrupa"da yaşayan özellikle eğitimli gençler gelecekten ümitlerini kesmişlerdir.
Olayın sosyal dinamikleri nelerdir ?
Tüm faktörleri sıralamak mümkün ancak hangisinin yüzde kaç rol oynadığını belirlemek zor. İsterseniz birkaç önemli faktörü sıralayalım. AB, küreselleşme, global kriz ve internet.
Avrupa Birliği (AB), Yunanistan gibi küçük ülkelere getirdiği kendi parası, kendi düzenlemeleri ve denetlemeleriyle tamamen kırılgan, aslında esnek olmayan bir sistem yaratmıştır. Sermaye piyasaları, emek piyasaları ve üretim fonksiyonları tamamen katı kalıplar içine zorlanmıştır. Brüksel"deki memurlar karar verici duruma gelmişlerdir.
Küreselleşme, sermayeyi aşırı mobil hale getirerek merkez ülkelerin çıkarlarını koruma durumuna sokmuştur. İşler kotüye gittiğinde aşırı seyyar hale gelen sermaye yerel şartlara ve sosyal maliyetlere bakılmadan başka pazarlara yöneltilmektedir.
Global kriz Amerika"dan çıktığı için ABD ve Batı Avrupa kendi güvenliğini sağlamak üzere sermayenin seyyarlığından yararlanarak hemen merkeze kaynak aktarımına geçtmiştir ve bu durum çevre ülkeleri zorlamaktadır. Birinci sonuç işsizliktir. Özellikle Avrupa"da eğitim seviyesi yüksek gençler arasında işsizlik ciddi boyutlara ulaşmış ve "talebe"lik alternatif yaşam tarzı olmuştur.
İnternet bedava iletişim kaynağı olarak yerleşik medyanın ve elitlerin tekelinde tuttuğu iletişim ve bilgi kaynağını herkese açmıştır. Şimdi artık "blog"lar var. Şimdi artık hiç kimseye hesap vermek zorunda olmayan yazarlar var. Yunanistan"da başlayan ve İtalya, Fransa, Almanya ve İsviçre"ye sıçrayan olaylar raslantı değildir. İnternetin payı büyüktür. Yerleşik medyalar artık bir ülkede yaşanan olayları sadece o ülkenin sorunu gibi yansıtamıyorlar. En azından başka kaynaklardan bilgilenen gruplar var.
2008-1968 = 40 yıl geçti aradan 1968"de yaşanan gençlik olayları o günkü kapitalist ve komunist sistemlerin gerilimlerinde yeşermişti. O günkü gençler geleceğe umutla bakıyorlardı. Yerleşik sistemleri zorluyorlardı ve kalıplara uyan ideolojileri vardı. Amerika Vietnam"da savaşıyor, Kuzey Vietnam"a komunist ülkeler yardım ediyordu.
Bugünkü gençlerin kalıplara sığan bir ideolojileri yok. Daha doğrusu herhangi bir ideolojileri yok. (İlle de bir ideoloji yaftası bulmak zorundaysak olsa olsa Bakunin tipi bir kollektif anarşinin izlerinden söz edebiliriz). Bugün Amerika Irak"ta savaşıyor fakat karşısında bir devlet yok, el Kaide var. Bugün 1968"in tersine tek kutuplu bir dünya var. Ve tabii ki en büyük fark olarak çok ciddi ve çok derin bir global krizin içindeyiz.
Bize ne düşer? Yunanistan"da başlayan gençlik olayları sıradan olaylar değildir. Bu olaylar 2008 büyük Dünya krizinin getireceği sosyal çalkantıların radardaki ilk görüntüleridir. AB gibi büyük grupların içine yerleşmiş küçük ulus devletlerin işler iyi giderken yaşadıkları rahat hayatla işler kötü giderken yaşayacakları hayat, söz konusu ulusların kaderlerini tayın edecek güçtedir. Kriz ötesi toplumların internet gençliğiyle beraber yoğrulmuş gücü Turkiye"de henüz farkedilmedi. Şimdilik Türkiye"nin fokusu her zamanki gibi, futbol. "televole", çarşaf vs gibi konularda.
Sizleri düşünmeye davet ediyorum.