Başlık biraz uzun belki ama derdimi anlatacak tek şey bu galiba.
Bir süredir yeni medya düzeni konuşuluyor. Nasıl olacak, nasıl şekillenecek? Aslında yeni medya düzenine bir süre önce geçildi bile.
Hatırlarsınız, önce Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, ardından çok sayıda köşe yazarı basında tasfiyelerden bahsetmişti. Sonrasında bazı gazeteciler gazetelerinden ya sansürlendi, ya gönderildi. Süreç tamamlanmadı daha!
Başbakan Erdoğan ile medya medya mensuplarının toplantısında ilginç Yiğit Bulut önerisi gelince tartışma tekrar alevlendi. Şimdi üstün köşe yazarlarımız yeni medya düzenini tartışmaya başladılar tekrar!
Önce Ertuğrul Özkök “Köşe yazarına iyi haber” verdiği yazısında yorum ve analiz yazarlarının öneminin artacağını söyledi. Sonra Eyüp Can, “Köşe yazarı öldü, yaşasın sokak yazarı” başlıklı yazısında Ertuğrul Özkök kadar iyimser olmadığını ve klasik yorumculuğun biteceğini söylüyor. Ardından Radikal gazetesinin yeni kadrosunda düşünülmeyen Haluk Şahin Eyüp Can’ı eleştiren bir yazı kaleme aldı.
Acaba klasik gazetecilik mi, yoksa risk alıp yeni yazarları keşfetmeyi beceremeyen klasik gazete yöneticiliği mi ölecek Eyüp Can’ın öngörmesi gereken temel nokta bu olmalı. Tartışma başka bir eksene kaymamalı!
Aynı köşe yazarları yıllardır hep aynı şeyleri yazıyorlar. Hep ahbap, dost, çavuş ilişkisi ile yıllardır varlıklarını koruyorlar.. Gazetelerde, yeni isimlere yer açmıyorlar. Aynı yazarlar farklı yerlerde de yazıyor. Şüphesiz ilerlemiş yaşına tecrübe ekleyerek harikalar yaratan köşe yazarları var. Ama bunlardan kaç tane sayabilirsiniz?
Köhnemiş, yazacak yeni bir şey bulamayan kimi köşeciler her dönem köşesini koruyabiliyor. Neden? Çok okundukları için mi? Çok okunmayan, üreticiliği sınırlı, yorum gücü sıradan, yenilikten uzak, kısacası etkisiz kalemler hala köşe buluyorlarsa bu gazeteciliğin değil, gazete yöneticilerinin kabahati değil mi? Sırf iktidara yakın görünmek için iktidar yanlısı yazarlara tahammül eden gazete yöneticileri Türk basın tarihine altın harflerle yazılmayı hak ettiler çoktan!
Kimse kimseyi kandırmasın! gazetelerde, yüksek torpili olmayana köşe verilmez. Gazetelerde yazacak köşe bulamayanlar, İnternet sitelerinde parasız kahramanlıklar yaparlar! İnternet yazarlarının ise köşe yazarı olarak görülmediği bir ülkedir Türkiye.
BASIN ÜZERİNE YAZILAN ÖNCEKİ 5 YAZIYA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ
">
Başlık biraz uzun belki ama derdimi anlatacak tek şey bu galiba.
Bir süredir yeni medya düzeni konuşuluyor. Nasıl olacak, nasıl şekillenecek? Aslında yeni medya düzenine bir süre önce geçildi bile.
Hatırlarsınız, önce Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, ardından çok sayıda köşe yazarı basında tasfiyelerden bahsetmişti. Sonrasında bazı gazeteciler gazetelerinden ya sansürlendi, ya gönderildi. Süreç tamamlanmadı daha!
Başbakan Erdoğan ile medya medya mensuplarının toplantısında ilginç Yiğit Bulut önerisi gelince tartışma tekrar alevlendi. Şimdi üstün köşe yazarlarımız yeni medya düzenini tartışmaya başladılar tekrar!
Önce Ertuğrul Özkök “Köşe yazarına iyi haber” verdiği yazısında yorum ve analiz yazarlarının öneminin artacağını söyledi. Sonra Eyüp Can, “Köşe yazarı öldü, yaşasın sokak yazarı” başlıklı yazısında Ertuğrul Özkök kadar iyimser olmadığını ve klasik yorumculuğun biteceğini söylüyor. Ardından Radikal gazetesinin yeni kadrosunda düşünülmeyen Haluk Şahin Eyüp Can’ı eleştiren bir yazı kaleme aldı.
Acaba klasik gazetecilik mi, yoksa risk alıp yeni yazarları keşfetmeyi beceremeyen klasik gazete yöneticiliği mi ölecek Eyüp Can’ın öngörmesi gereken temel nokta bu olmalı. Tartışma başka bir eksene kaymamalı!
Aynı köşe yazarları yıllardır hep aynı şeyleri yazıyorlar. Hep ahbap, dost, çavuş ilişkisi ile yıllardır varlıklarını koruyorlar.. Gazetelerde, yeni isimlere yer açmıyorlar. Aynı yazarlar farklı yerlerde de yazıyor. Şüphesiz ilerlemiş yaşına tecrübe ekleyerek harikalar yaratan köşe yazarları var. Ama bunlardan kaç tane sayabilirsiniz?
Köhnemiş, yazacak yeni bir şey bulamayan kimi köşeciler her dönem köşesini koruyabiliyor. Neden? Çok okundukları için mi? Çok okunmayan, üreticiliği sınırlı, yorum gücü sıradan, yenilikten uzak, kısacası etkisiz kalemler hala köşe buluyorlarsa bu gazeteciliğin değil, gazete yöneticilerinin kabahati değil mi? Sırf iktidara yakın görünmek için iktidar yanlısı yazarlara tahammül eden gazete yöneticileri Türk basın tarihine altın harflerle yazılmayı hak ettiler çoktan!
Kimse kimseyi kandırmasın! gazetelerde, yüksek torpili olmayana köşe verilmez. Gazetelerde yazacak köşe bulamayanlar, İnternet sitelerinde parasız kahramanlıklar yaparlar! İnternet yazarlarının ise köşe yazarı olarak görülmediği bir ülkedir Türkiye.
BASIN ÜZERİNE YAZILAN ÖNCEKİ 5 YAZIYA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ