Kızları da askere alsınlar!

Kızları da askere alsınlar!

R. Bülend Kırmacı r.b.kirmaci@gmail.com

Harp okullarında; kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, 3 kuvvetin dönem birincisi de hanımlardan oluştu...

Bir gurur tablodusudur elbet...

Bu tablo;

Kurtuluş savaşında kadınlarımızın en az erkekler kadar fedakarlık yaptığı gerçeğinin;

Kadın-erkek eşitliğine dayalı Cumhuriyet'imizin kuruluş felsefesinin;

Bugün, hayatın her alanında: akademide, sanatta, tıpta, sporda kadınlarımızın da başarıyla yer almasının,

Bir yansımasıdır!

3 Kadın teğmenimizin,

Dünya tarihine geçen bu başarısı asla tesadüf değildir

İşin özü buyken, kimileri törene başka açıdan takılmış gidiyor:

 Neden haykırmış gençler?!

 Oysa,

 Bir heyecanın gururu içinde ve özünde bir halk ordusu olan TSK'nın gerçeğinde, 

 -genç mezunların- hepimizin paylaştığımız değeri "Mustafa Kemal'in askeri olmamızın şerefi" 

ve bunun seslenişi, bağlamından koparılmaya çalışılıyor... 

 Buna karşılık, bu coşku dolu sesleniş, 30 Ağustos zaferini kutlamakta olduğumuz günlerde, ulus olma ve bağımsız ve özgür ve insanca yaşama irademizin bir tezahürü olarak karşılanmalıdır.

 Geçelim...

 Bu törende, bu tabloda asıl bana ilham veren bir başka konuyu paylaşmak istiyorum...

 Güzel ve güçlü vatanımızda kızlarımız da mecburi askerlik yapmalıdır

 Genç nüfusunun yarısı kızlardan oluşan ve çevresindeki askeri tehditler kadar, yurt içinde salgın, deprem, afet gibi belalara gün gelip toplumsal seferberlik anlayışı ile karşı koyması kaçınılmaz olan bir ülkede... 

 Kızların da, kısa süreli de olsa, askerlik eğitimi almaları çok yararlı olacaktır.

 Kaldı ki bizim asker ocağımız, gençlerin birinci derecede sağlık hizmetleri ile ilk kez tanıştığı, ilk yardımdan erozyonla mücadeleye bir çok bilgi ve beceriyi veren birer savunma okulu, birer halk kolejidir.

 Gelin işe yarar konular ve olguları tartışalım; boş kafalıların ışıl pırıl teğmenlerin töreninden pirim kasmasına iltifat etmeyelim. 

 Örneğin GATA tekrar eski statüsüne kavuşmalı ve eskisinden de güçlü olarak biyomedikal üretim ve biyolojik direnme adına toplumla kavuşturulmalıdır.

 Harp okulları da eski statüsüne uygun olarak tanzim edilmeli, hiyerarşik düzenlemesi, binlerce yıllık devlet geleneği ve Cumhuriyet devrimciliği ile daha çok bütünleşmelidir.

O arada dördüncü ordunun ihyası ve hava, deniz, kara kuvvetinin yanı sıra 4.kuvvet olarak uzay ve yapay savunma kuvvetinin de yapılandırılması düşünülebilir. (Jandarma da baş tacı bir kuvvetimizdir elbet)

Öte yandan, Sayın Osman Pamukoğlu'nun yıllardır önerdiği gibi, konvansiyonel ordu içinde seçkin ve ama çok hızlı hareket kabiliyeti olan ve özellikle terörle ve terörü destekleyen unsurlarla hiç bir engel tanımadan  mücadele edecek çelik çekirdek birliklerin yetişmesine de büyük önem verilmelidir. 

Nihayet, sonuç olarak;

3 teğmen 3 fidandır...

Tekrar tüm mezunları kutluyorum..

Teknoloji, bilim, iletişim çağında daima ileriye giderek ve hayat yolculuklarında ulusal ve moral değerleri üstün tutarak nice başarılar elde edeceklerine inanıyorum. 

">

Harp okullarında; kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, 3 kuvvetin dönem birincisi de hanımlardan oluştu...

Bir gurur tablodusudur elbet...

Bu tablo;

Kurtuluş savaşında kadınlarımızın en az erkekler kadar fedakarlık yaptığı gerçeğinin;

Kadın-erkek eşitliğine dayalı Cumhuriyet'imizin kuruluş felsefesinin;

Bugün, hayatın her alanında: akademide, sanatta, tıpta, sporda kadınlarımızın da başarıyla yer almasının,

Bir yansımasıdır!

3 Kadın teğmenimizin,

Dünya tarihine geçen bu başarısı asla tesadüf değildir

İşin özü buyken, kimileri törene başka açıdan takılmış gidiyor:

 Neden haykırmış gençler?!

 Oysa,

 Bir heyecanın gururu içinde ve özünde bir halk ordusu olan TSK'nın gerçeğinde, 

 -genç mezunların- hepimizin paylaştığımız değeri "Mustafa Kemal'in askeri olmamızın şerefi" 

ve bunun seslenişi, bağlamından koparılmaya çalışılıyor... 

 Buna karşılık, bu coşku dolu sesleniş, 30 Ağustos zaferini kutlamakta olduğumuz günlerde, ulus olma ve bağımsız ve özgür ve insanca yaşama irademizin bir tezahürü olarak karşılanmalıdır.

 Geçelim...

 Bu törende, bu tabloda asıl bana ilham veren bir başka konuyu paylaşmak istiyorum...

 Güzel ve güçlü vatanımızda kızlarımız da mecburi askerlik yapmalıdır

 Genç nüfusunun yarısı kızlardan oluşan ve çevresindeki askeri tehditler kadar, yurt içinde salgın, deprem, afet gibi belalara gün gelip toplumsal seferberlik anlayışı ile karşı koyması kaçınılmaz olan bir ülkede... 

 Kızların da, kısa süreli de olsa, askerlik eğitimi almaları çok yararlı olacaktır.

 Kaldı ki bizim asker ocağımız, gençlerin birinci derecede sağlık hizmetleri ile ilk kez tanıştığı, ilk yardımdan erozyonla mücadeleye bir çok bilgi ve beceriyi veren birer savunma okulu, birer halk kolejidir.

 Gelin işe yarar konular ve olguları tartışalım; boş kafalıların ışıl pırıl teğmenlerin töreninden pirim kasmasına iltifat etmeyelim. 

 Örneğin GATA tekrar eski statüsüne kavuşmalı ve eskisinden de güçlü olarak biyomedikal üretim ve biyolojik direnme adına toplumla kavuşturulmalıdır.

 Harp okulları da eski statüsüne uygun olarak tanzim edilmeli, hiyerarşik düzenlemesi, binlerce yıllık devlet geleneği ve Cumhuriyet devrimciliği ile daha çok bütünleşmelidir.

O arada dördüncü ordunun ihyası ve hava, deniz, kara kuvvetinin yanı sıra 4.kuvvet olarak uzay ve yapay savunma kuvvetinin de yapılandırılması düşünülebilir. (Jandarma da baş tacı bir kuvvetimizdir elbet)

Öte yandan, Sayın Osman Pamukoğlu'nun yıllardır önerdiği gibi, konvansiyonel ordu içinde seçkin ve ama çok hızlı hareket kabiliyeti olan ve özellikle terörle ve terörü destekleyen unsurlarla hiç bir engel tanımadan  mücadele edecek çelik çekirdek birliklerin yetişmesine de büyük önem verilmelidir. 

Nihayet, sonuç olarak;

3 teğmen 3 fidandır...

Tekrar tüm mezunları kutluyorum..

Teknoloji, bilim, iletişim çağında daima ileriye giderek ve hayat yolculuklarında ulusal ve moral değerleri üstün tutarak nice başarılar elde edeceklerine inanıyorum. 

Tüm yazılarını göster