YİĞİT BULUT, AKP’YE İSYAN BAYRAĞI AÇTI !
OKUDUKLARINIZA İNANAMAYACAKSINIZ !
Aydın Özdalga yazıyor....
Son günlerde bir takım medya tarafından “ Başbakan Yalakası “ iftirası ile linç edilmek istenen Yiğit Bulut’un “ Aslında AKP’yi acımasızca eleştirdiği “ ortaya çıktı.
Bugünlerde Türk Medya tarihinin en büyük linci yaşanıyor. Habertürk TV’nin başarılı Genel Yayın Yönetmeni, yaşayan en büyük Türk İktisatçısı Yiğit Bulut, müthiş bir iftira kampanyası ile karşı karşıya.
Yok efendim “ Yiğit Bulut Başbakan Yalakasıymış “, yok efendim “ Yiğit Bulut Başbakanı TV’de karşısına alıp çanak sorular soruyormuş “...
İnsanda insaf olur kardeşim ! Allahtan korkun....
Bakın tüm bu iftiraları size nasıl tek tek yedireceğim şimdi.
Okuyun da görün Sayın Yiğit Bulut “ AKP Yalakası “ mı, yoksa amansız bir AKP ve Başbakan Erdoğan muhalifi mi ?
Karar sizin
Tarih 19 kasım 2007. Özelleştirme tartışmaları tam gaz gidiyor. Ve sayın Bulut, Vatan Gazetesinde “Türkiye’de yapılanlar nasıl “özelleştirme” ben anlayamadım “ başlıklı makalesinde bakın ne diyor:
“Türkiye’de satılan birçok kamu değerinin “çok daha iyi değerlendirilebileceğini” düşünüyorum. Türkiye’de yapılan özelleştirme değil. 80 yılın birikimleri “5 yılda” elimizden çıktı buna rağmen son 5 yılda Cumhuriyet tarihinin yarısı kadar “iç-dış” borç toplamımız arttı. Bu noktada soralım; bu para nereye gitti ve biz bu malları neden sattık? Cevabı ben biliyorum, umarım sizler de biliyorsunuz ! “
Bu mu yalakalık ? Yiğit Bey daha ne desin ? AKP memleketi batırdı diyor... Alınan borçlar nereye gitti diyor... Aslında Yiğit Bey bu paraların kimlerin cebine gittiğini de biliyor ama, elinde belge olamadığı için daha açık yazamıyor.
Yiğit Bulut Beyefendiye iftira edenlerde utanma yok ama, bende belge çok.
Tarih 1 Şubat 2008. Bakın Yiğit Bulut“ Milliyetçilik ülkeyi soydurmamak değil mi ? “ başlıklı yazısında ne söylüyor ?
“ Laiklik ve Cumhuriyet kavramlarını “aşındırmak isteyenler” kızlarımıza okul hakkı örtüsü altında yola çıkmışlar, yolları bir noktada onlarla ortak olanlar “bilerek veya saflık içinde” onlara destek oluyorlar ve olan yine bu ülkeye oluyor! “Bütün bu efendilere” sesleniyorum; aşağıdaki gerçeklere bir bakın ve “ülkeyi birileri yerken” nasıl olup da “milliyetçi” olduğunuzu bize bir anlatın!
Sıcak para, ülkenin iliğini-kemiğini 57. Hükümet ve sonrası kurulan yapı içinde, o günden bugüne kadar, tam tabiriyle “emiyor”. Bunu görmeyenler veya “aracı” olanlar, “gizli ajandalarını” uygulamaya çalışıyorlar... Ve en kötüsü yaptıklarını eleştirenlere de “milliyetçilik” dersi veriyorlar! Ben size gördüğümü söyleyeyim; ülkemiz ”maddi-manevi” her alanda yıpranıyor ve bu yıpranma yakında ”rendelenmeye” dönüşecek! “
Hani AKP yalakasıydı Sayın Bulut ? Yiğit Bey çok cesur bir şekilde AKP Hükümetini Milliyetçilik kisvesi altında, halkın iliğini-kemiğini emmekle suçluyor. Daha ne yapsın yaaa ? Böyle bir cümleyi Emin Çölaşan dahi kuramadı !
Durun daha bitmedi. Tarih 12 Eylül 2007. Gündemde yine irtica tartışması var. Yiğit Bey bu konuya da parmak basıyor ve bakınTürkiye’de irtica tehlikesi var mı? Başlıklı yazısında şu tespiti yapıyor :
“ Bugün Türkiye Cumhuriyeti’ni ’bilinç ve güç’anlamında koruyabilecek, örgütlenmiş tek kurum TSK. Bunu yazdığım için bana kızanlar, “asker sempatizanı” olarak nitelendirenler olabilir. “
Utanın yaaa.. Bu mu AKP yalakası ? AKP yandaşı medya TSK’yı paçavraya çevirirken, Yiğit Beyefendi aslanlar gibi “ Cumhuriyeti koruyacak tek güç TSK “ diye haykırıyor ! Ve bunu tam 12 Eylül tarihinde yapıyor... Daha ne yapsın kardeşim ?
Biliyorum, bu iftiracılar utanmaz...
Ama ben yine de yazmaya devam edeyim.....
Tarih 221 Şubat 2008. AKP’den ayrılan Abdüllatif Şener, eski lideri Başbakan Erdoğan’a isyan bayrağını açmış, verip, veriştiriyor. Herkes susarken Yiğit Bey bu eleştirileri tek tek köşesine taşıyor ve “AKP’nin kurucusu feryat ediyor... “ başlıklı yazısını, bakın nasıl tarihi bir tespit ile bitiriyor:
“Ortaya çıkan model çok açık ve net; toprakların sahibi olduğunu iddia eden bir halk, sadece hizmet sektöründe çalışan aynı halk, şirketleri tamamen yabancılar tarafından kontrol edilen ve kârı yıl sonunda onların cebine transfer edilen bir yapı... Adı “Türkiye” ama içi 2003 sonrası var olan siyasi otorite tarafından boşaltılmış bir Türkiye. “
Söyleyin bana, bu mu “ AKP Yalakası ? “
" AKP iktidarı Türkiye’nin içini boşalttı “ diyen Sayın Medya Büyüğümüz Yiğit Bulut Beyefendi Hazretleri mi AKP Yalakası ?
İnsaf kardeşim ! İnsanda biraz izan olur...
Biliyorum, ben ne yazsam, bu iftira cephesi yine Yiğit Bey’e hayasızca saldıracak...
Üzülmeyin Sayın Bulut, meyveli ağaç taşlanır...
Türk medya tarihinde şerefli yerinizi alacağınızdan kimsenin kuşkusu olmasın...
Neyse, bu kadar kara mizah yeter...
" Bugün " köşesinde ve ekranlarında AKP'ye ve Başbakan Erdoğan'a methiyeler düzen Yiğit Bulut'un " Dün " Vatan Gazetesindeki köşesinde AKP ve Başbakan Erdoğan'a mnasıl salladığını görmek isterseniz, Vatan Gazetesindeki tüm yazılarını bulup okuyun...
Evet Yiğit Bey, şimdi söz sırası sizde...
Önce tüm eski yazılarınızı bir kez daha okuyun, sonra da bize AKP ve Başbakan Erdoğan hakkında yaptığınız 180 derecelik dönüşün nedenini anlatın...
Tabii, anlatabilirseniz...
Aydın Özdalga
">
YİĞİT BULUT, AKP’YE İSYAN BAYRAĞI AÇTI !
OKUDUKLARINIZA İNANAMAYACAKSINIZ !
Aydın Özdalga yazıyor....
Son günlerde bir takım medya tarafından “ Başbakan Yalakası “ iftirası ile linç edilmek istenen Yiğit Bulut’un “ Aslında AKP’yi acımasızca eleştirdiği “ ortaya çıktı.
Bugünlerde Türk Medya tarihinin en büyük linci yaşanıyor. Habertürk TV’nin başarılı Genel Yayın Yönetmeni, yaşayan en büyük Türk İktisatçısı Yiğit Bulut, müthiş bir iftira kampanyası ile karşı karşıya.
Yok efendim “ Yiğit Bulut Başbakan Yalakasıymış “, yok efendim “ Yiğit Bulut Başbakanı TV’de karşısına alıp çanak sorular soruyormuş “...
İnsanda insaf olur kardeşim ! Allahtan korkun....
Bakın tüm bu iftiraları size nasıl tek tek yedireceğim şimdi.
Okuyun da görün Sayın Yiğit Bulut “ AKP Yalakası “ mı, yoksa amansız bir AKP ve Başbakan Erdoğan muhalifi mi ?
Karar sizin
Tarih 19 kasım 2007. Özelleştirme tartışmaları tam gaz gidiyor. Ve sayın Bulut, Vatan Gazetesinde “Türkiye’de yapılanlar nasıl “özelleştirme” ben anlayamadım “ başlıklı makalesinde bakın ne diyor:
“Türkiye’de satılan birçok kamu değerinin “çok daha iyi değerlendirilebileceğini” düşünüyorum. Türkiye’de yapılan özelleştirme değil. 80 yılın birikimleri “5 yılda” elimizden çıktı buna rağmen son 5 yılda Cumhuriyet tarihinin yarısı kadar “iç-dış” borç toplamımız arttı. Bu noktada soralım; bu para nereye gitti ve biz bu malları neden sattık? Cevabı ben biliyorum, umarım sizler de biliyorsunuz ! “
Bu mu yalakalık ? Yiğit Bey daha ne desin ? AKP memleketi batırdı diyor... Alınan borçlar nereye gitti diyor... Aslında Yiğit Bey bu paraların kimlerin cebine gittiğini de biliyor ama, elinde belge olamadığı için daha açık yazamıyor.
Yiğit Bulut Beyefendiye iftira edenlerde utanma yok ama, bende belge çok.
Tarih 1 Şubat 2008. Bakın Yiğit Bulut“ Milliyetçilik ülkeyi soydurmamak değil mi ? “ başlıklı yazısında ne söylüyor ?
“ Laiklik ve Cumhuriyet kavramlarını “aşındırmak isteyenler” kızlarımıza okul hakkı örtüsü altında yola çıkmışlar, yolları bir noktada onlarla ortak olanlar “bilerek veya saflık içinde” onlara destek oluyorlar ve olan yine bu ülkeye oluyor! “Bütün bu efendilere” sesleniyorum; aşağıdaki gerçeklere bir bakın ve “ülkeyi birileri yerken” nasıl olup da “milliyetçi” olduğunuzu bize bir anlatın!
Sıcak para, ülkenin iliğini-kemiğini 57. Hükümet ve sonrası kurulan yapı içinde, o günden bugüne kadar, tam tabiriyle “emiyor”. Bunu görmeyenler veya “aracı” olanlar, “gizli ajandalarını” uygulamaya çalışıyorlar... Ve en kötüsü yaptıklarını eleştirenlere de “milliyetçilik” dersi veriyorlar! Ben size gördüğümü söyleyeyim; ülkemiz ”maddi-manevi” her alanda yıpranıyor ve bu yıpranma yakında ”rendelenmeye” dönüşecek! “
Hani AKP yalakasıydı Sayın Bulut ? Yiğit Bey çok cesur bir şekilde AKP Hükümetini Milliyetçilik kisvesi altında, halkın iliğini-kemiğini emmekle suçluyor. Daha ne yapsın yaaa ? Böyle bir cümleyi Emin Çölaşan dahi kuramadı !
Durun daha bitmedi. Tarih 12 Eylül 2007. Gündemde yine irtica tartışması var. Yiğit Bey bu konuya da parmak basıyor ve bakınTürkiye’de irtica tehlikesi var mı? Başlıklı yazısında şu tespiti yapıyor :
“ Bugün Türkiye Cumhuriyeti’ni ’bilinç ve güç’anlamında koruyabilecek, örgütlenmiş tek kurum TSK. Bunu yazdığım için bana kızanlar, “asker sempatizanı” olarak nitelendirenler olabilir. “
Utanın yaaa.. Bu mu AKP yalakası ? AKP yandaşı medya TSK’yı paçavraya çevirirken, Yiğit Beyefendi aslanlar gibi “ Cumhuriyeti koruyacak tek güç TSK “ diye haykırıyor ! Ve bunu tam 12 Eylül tarihinde yapıyor... Daha ne yapsın kardeşim ?
Biliyorum, bu iftiracılar utanmaz...
Ama ben yine de yazmaya devam edeyim.....
Tarih 221 Şubat 2008. AKP’den ayrılan Abdüllatif Şener, eski lideri Başbakan Erdoğan’a isyan bayrağını açmış, verip, veriştiriyor. Herkes susarken Yiğit Bey bu eleştirileri tek tek köşesine taşıyor ve “AKP’nin kurucusu feryat ediyor... “ başlıklı yazısını, bakın nasıl tarihi bir tespit ile bitiriyor:
“Ortaya çıkan model çok açık ve net; toprakların sahibi olduğunu iddia eden bir halk, sadece hizmet sektöründe çalışan aynı halk, şirketleri tamamen yabancılar tarafından kontrol edilen ve kârı yıl sonunda onların cebine transfer edilen bir yapı... Adı “Türkiye” ama içi 2003 sonrası var olan siyasi otorite tarafından boşaltılmış bir Türkiye. “
Söyleyin bana, bu mu “ AKP Yalakası ? “
" AKP iktidarı Türkiye’nin içini boşalttı “ diyen Sayın Medya Büyüğümüz Yiğit Bulut Beyefendi Hazretleri mi AKP Yalakası ?
İnsaf kardeşim ! İnsanda biraz izan olur...
Biliyorum, ben ne yazsam, bu iftira cephesi yine Yiğit Bey’e hayasızca saldıracak...
Üzülmeyin Sayın Bulut, meyveli ağaç taşlanır...
Türk medya tarihinde şerefli yerinizi alacağınızdan kimsenin kuşkusu olmasın...
Neyse, bu kadar kara mizah yeter...
" Bugün " köşesinde ve ekranlarında AKP'ye ve Başbakan Erdoğan'a methiyeler düzen Yiğit Bulut'un " Dün " Vatan Gazetesindeki köşesinde AKP ve Başbakan Erdoğan'a mnasıl salladığını görmek isterseniz, Vatan Gazetesindeki tüm yazılarını bulup okuyun...
Evet Yiğit Bey, şimdi söz sırası sizde...
Önce tüm eski yazılarınızı bir kez daha okuyun, sonra da bize AKP ve Başbakan Erdoğan hakkında yaptığınız 180 derecelik dönüşün nedenini anlatın...
Tabii, anlatabilirseniz...
Aydın Özdalga