Kemal Kılıçdaroğlu, yani nam-ı diğer Gandi Kemal Başbakan olur mu?
Vallahi olur, billahi olur.
Bu gün gerçekleşen kurultayda, öyle bir destek, öyle bir izdiham vardı ki.
Çocuğuyla gelenler, dün kalp krizi geçirenler, büyük önder Mustafa Kemal’ e benzetenler mi ararsınız, kendisine büyük bir ilgi vardı.
Hele konuşmaya başlamadan önce, korumaların, etten duvar halinde kürsüye bir taşımaları vardı, son derece etkileyeciydi.
Konuşmaları ve vaadleri, sade yaşantısı, naif ve nazik tarzı o kadar alışılmadık ki.
Adeta halka, ben de sizin yanınızda değil, içinizden biriyim mesajı veriyor.
Zaten önemli imaj danışmanlarına sorduğunuzda, iki mesaj, halkın gözüne girmek için çok etkilidir.
Biri ben de sizden biriyim, sizin içinizdenim, ya da ben tamamen, sizden çok farklıyım, aristokrat ve ulaşılmazım.
Bu ikisi arasındaki imajlar, psikolojik olarak tutmuyor.
Vaadlerine gelince, gerçekten uzun zamandır insanların beklediği ve hayali olmuş, güzel şeylerden bahsediyor.
İşsizliğe, fakirliğe çözüm getireceğiz, halk zengin olmadan biz zengin olmayacağız diye.
Kendi yaşantısı ve mal varlığını, yani kendini açıkça ortaya koydu, o konuda da çok iddialı laflar etti. Ne çocuklarım, ne kendim Başbakan olursam, servetimi arttırmayacağım, ancak halk ne zaman refah seviyesine gelir, ondan sonra gibi, hakkaniyetli laflar etti.
Kulağa çok hoş geliyor.
Zaten gazeteci olarak değil, sıradan bir vatandaş olarak, yurt dışına çıktığım zamanlar, üzülüyordum, niye biz de böyle rahat bir yaşam seviyesinde değiliz, hem çok yüksek vergiler ödüyoruz, hem de Avrupa’ nın en fakir insanlarındanız diye.
Mesela bir çok Avrupa ülkesi, sosyal demokrasi ile yönetiliyor.
Devlet son derece maddi anlamda güçlü, vatandaşlarda öyle güçlü.
İnsanlar, alt gelir düzeyine de sahip olsalar, güzel evlerde yaşıyor, araç sahibi oluyor, sağlık hizmetleri devlet tarafından karşılanıyor, pek çok başka sosyal yardımlar alıyorlar. İnsan gibi medenice yaşıyorlar. Hobileri falan var. Daha çok şey var da, bu kadarından bahsedelim.
Biz de ya insanlar çok fakir, ya da çok zengin, bunun ortasındaki sınıfın çok az olduğunu düşünüyorum.
Çok köklü değişimlere ihtiyaç var.
Çok pırıl pırıl , çalışma potansiyeli olan gencecik insanlar, maddi yetersizliklerden dolayı eğitimsiz ve işsiz. Boğaz tokluğuna yaşıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ya da başka birisi, kim olursa olsun, eğer gerçekten bunları düzeltebilecekse bu ülkeyi yarınlara taşımaya talip olsun.
İnsanlarda artık kendilerini düşünsün, kömüre, kuru vaadlere oy vermesin, biraz gözlerini dünyaya çevirsin ve bu işlerin nasıl olduğunu ve nasıl olması gerektiğini öğrensin.
">
Kemal Kılıçdaroğlu, yani nam-ı diğer Gandi Kemal Başbakan olur mu?
Vallahi olur, billahi olur.
Bu gün gerçekleşen kurultayda, öyle bir destek, öyle bir izdiham vardı ki.
Çocuğuyla gelenler, dün kalp krizi geçirenler, büyük önder Mustafa Kemal’ e benzetenler mi ararsınız, kendisine büyük bir ilgi vardı.
Hele konuşmaya başlamadan önce, korumaların, etten duvar halinde kürsüye bir taşımaları vardı, son derece etkileyeciydi.
Konuşmaları ve vaadleri, sade yaşantısı, naif ve nazik tarzı o kadar alışılmadık ki.
Adeta halka, ben de sizin yanınızda değil, içinizden biriyim mesajı veriyor.
Zaten önemli imaj danışmanlarına sorduğunuzda, iki mesaj, halkın gözüne girmek için çok etkilidir.
Biri ben de sizden biriyim, sizin içinizdenim, ya da ben tamamen, sizden çok farklıyım, aristokrat ve ulaşılmazım.
Bu ikisi arasındaki imajlar, psikolojik olarak tutmuyor.
Vaadlerine gelince, gerçekten uzun zamandır insanların beklediği ve hayali olmuş, güzel şeylerden bahsediyor.
İşsizliğe, fakirliğe çözüm getireceğiz, halk zengin olmadan biz zengin olmayacağız diye.
Kendi yaşantısı ve mal varlığını, yani kendini açıkça ortaya koydu, o konuda da çok iddialı laflar etti. Ne çocuklarım, ne kendim Başbakan olursam, servetimi arttırmayacağım, ancak halk ne zaman refah seviyesine gelir, ondan sonra gibi, hakkaniyetli laflar etti.
Kulağa çok hoş geliyor.
Zaten gazeteci olarak değil, sıradan bir vatandaş olarak, yurt dışına çıktığım zamanlar, üzülüyordum, niye biz de böyle rahat bir yaşam seviyesinde değiliz, hem çok yüksek vergiler ödüyoruz, hem de Avrupa’ nın en fakir insanlarındanız diye.
Mesela bir çok Avrupa ülkesi, sosyal demokrasi ile yönetiliyor.
Devlet son derece maddi anlamda güçlü, vatandaşlarda öyle güçlü.
İnsanlar, alt gelir düzeyine de sahip olsalar, güzel evlerde yaşıyor, araç sahibi oluyor, sağlık hizmetleri devlet tarafından karşılanıyor, pek çok başka sosyal yardımlar alıyorlar. İnsan gibi medenice yaşıyorlar. Hobileri falan var. Daha çok şey var da, bu kadarından bahsedelim.
Biz de ya insanlar çok fakir, ya da çok zengin, bunun ortasındaki sınıfın çok az olduğunu düşünüyorum.
Çok köklü değişimlere ihtiyaç var.
Çok pırıl pırıl , çalışma potansiyeli olan gencecik insanlar, maddi yetersizliklerden dolayı eğitimsiz ve işsiz. Boğaz tokluğuna yaşıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ya da başka birisi, kim olursa olsun, eğer gerçekten bunları düzeltebilecekse bu ülkeyi yarınlara taşımaya talip olsun.
İnsanlarda artık kendilerini düşünsün, kömüre, kuru vaadlere oy vermesin, biraz gözlerini dünyaya çevirsin ve bu işlerin nasıl olduğunu ve nasıl olması gerektiğini öğrensin.