Karneyi al havaya uç

Şaşırmayın öyle sevinçten değil, fiili olarak. Bu gün havaalanları dolmuş...

Ebru Eğinlioğlu eeginlioglu@gmail.com

Şaşırmayın öyle sevinçten değil, fiili olarak. Bu gün havaalanları dolmuş, taşmış, karnelerini alıp yarıyıl tatiline çıkan, minik, ortaboy, büyük boy çocuklar havaalanlarında izdiham yaratmış.

Kendi çocukluğumu hatırladım da biz küçükken bu kadar deli gibi tatile koşma alışkanlığı yoktu. 3-5 kişi belki yurtdışına kayağa ya da Uludağ’ a giderdi birkaç günlüğüne.

Bir arkadaşımız gemi ile Amerika seyahatine gitmişti, döndüğünde de ballandıra ballandıra 6 katlı transatlantik e bindim diye anlatmıştı. Suratıma da hapşırmıştı, heyecanla anlatırken, o zaman bize devasa boyutlarda gelen şimdi en fazla Yunanistan seyahatlerinde kullanılan küçük gemiyi biz müthiş etkilenmiştik. Sonra ben kabakulak olmuştum, meğer bu çocuk kabakulak olmuş, bana da sömestir hediyesi kabakulak gelmişti.

Yalnız artık ülkece bayram, tatil hastası bir ülke olduk, her bayram İstanbul’ un tamamı boşalıyor, havaalanları tıklım tıklım rötarlar, karayolları 20 km kuyruklar. Şimdi de Şubat tatili.

Ne oluyorsunuz arkadaş, dünyanın son günü değil, kıyamet falan da kopmuyor. Bir sakin olun!

Daha kalıcı değerler üzerine yoğunlaşın ne bileyim sosyal sorumluluk projelerine bir göz gezdirin, çocukları tatile gidip tüketen çocuklar değil, üretim zihniyetine sahip bireyler olarak yetiştirmenin temellerini atın. Daha derin, daha duygusal, daha gerçekçi ve dolu çocuklar olsun.

Yoksa paran vardır tatile de gidersin, yurtdışına da sıkıntı yok ama her şeyi abartmadan ölçüsünde kararında bence siz bilirsiniz ama….

Emin Çölaşan Fetö’ cü mü?

Bir diğer ilgimi çeken konu Emin Çölaşan’ ın 77 yaşında Fetö sorgulamasına muhatap olmasıydı.

Bir kere olur mu olmaz mı konusuna girmeyeceğim ama Cumhurbaşkanımızın dediği gibi; Kimler kimlerle geziyor, yiyor, içiyor, oturuyor.

Ben o da mı öyle imiş demem.

Ama akıl var mantık var. Bu adamcağızın bir gün birinden tarafa yazı yazdığını görmedim, yaklaşık 20 yıldır aile geçmişim ve ilgim, mesleğimden dolayı siyaseti yakından takip ediyorum. Rahmetli Özal döneminde  bu Emin Çölaşan en çok ona saldırırdı, hatta kitap yazmışlığı bile var yanılmıyorsam. Yani kim gelse ona afadan muhalefettir. Biraz huysuz bir insan sanırım, kimse ile uzlaşacak, kimsenin suyuna gidecek birine de benzemiyor. Eşi de Tansel Çölaşan Danıştay Eski Başkan Vekili şimdi de Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı yani bu aileden Fetö’ cü çıkmaz.

Soruşturmaya, kovuşturmaya gerek yok.

Kendisine yöneltilen sorularda Fetö’ den içeride tutulan bir annenin çocuklarına kavuşamadığından bahseden yazısı sorulmuş.

Bundan daha doğal ne olabilir insan biri haksızlığa uğradığını söyleyip çocuklarından ayrı kaldığını ifade edip yardım isterse, bunu duyurmak yetkilileri uyarmak, bir yanlışlık var diye Fetö’ cülük olur mu?

Olsa olsa insanlık olur adı bunun.

Diğer yöneltilen suçlama Fetö’ cü terörist diye basılan gazetelerin ve gazetecilerin terörist değil, gazeteci olduğunu savunması yani bir nevi meslektaş arka çıkması. Bu arka çıkmaya da dayanak olarak; geçmişte de Terörist diye Balyoz ve Ergenekon soruşturmaları sebebiyle içeri atılan Atatürkçü ve generallerin de benzer iftiralara maruz kalıp, sonra da aklanmaları. Yani bu da Fetö’cülük olmuyor. Tam tersine Fetö gibi dini yapılanma adı altında develete sızıp her tür kayırma, çıkar, maddi kazanç sağlama hatta devleti yıkma girişimlerine kalkışan bir gruptan iğrendiğini ve hayatı boyunca toplantılarına bile katılmadığını ifade ediyor.

Dolayısı ile devlet içinde geçmişte Fetö ile irtibatı olanlar olmuştur ama bu kişi o kişi değildir, aşikar, olmadığını biraz tarzına bakan, yazılarını okuyan küçük bir çocuk bile anlayabilir. Özetle bu davadan Emin Çölaşan Fetö’cü olarak çıkmaz.

Kişisel Gelişim Penceresi:   Bir duruşu olmalı insanın; Bir bakışı, Bir anlayışı, Bir aşkı, Bir davası….

Cahit Zarifoğlu sözü….

">

Şaşırmayın öyle sevinçten değil, fiili olarak. Bu gün havaalanları dolmuş, taşmış, karnelerini alıp yarıyıl tatiline çıkan, minik, ortaboy, büyük boy çocuklar havaalanlarında izdiham yaratmış.

Kendi çocukluğumu hatırladım da biz küçükken bu kadar deli gibi tatile koşma alışkanlığı yoktu. 3-5 kişi belki yurtdışına kayağa ya da Uludağ’ a giderdi birkaç günlüğüne.

Bir arkadaşımız gemi ile Amerika seyahatine gitmişti, döndüğünde de ballandıra ballandıra 6 katlı transatlantik e bindim diye anlatmıştı. Suratıma da hapşırmıştı, heyecanla anlatırken, o zaman bize devasa boyutlarda gelen şimdi en fazla Yunanistan seyahatlerinde kullanılan küçük gemiyi biz müthiş etkilenmiştik. Sonra ben kabakulak olmuştum, meğer bu çocuk kabakulak olmuş, bana da sömestir hediyesi kabakulak gelmişti.

Yalnız artık ülkece bayram, tatil hastası bir ülke olduk, her bayram İstanbul’ un tamamı boşalıyor, havaalanları tıklım tıklım rötarlar, karayolları 20 km kuyruklar. Şimdi de Şubat tatili.

Ne oluyorsunuz arkadaş, dünyanın son günü değil, kıyamet falan da kopmuyor. Bir sakin olun!

Daha kalıcı değerler üzerine yoğunlaşın ne bileyim sosyal sorumluluk projelerine bir göz gezdirin, çocukları tatile gidip tüketen çocuklar değil, üretim zihniyetine sahip bireyler olarak yetiştirmenin temellerini atın. Daha derin, daha duygusal, daha gerçekçi ve dolu çocuklar olsun.

Yoksa paran vardır tatile de gidersin, yurtdışına da sıkıntı yok ama her şeyi abartmadan ölçüsünde kararında bence siz bilirsiniz ama….

Emin Çölaşan Fetö’ cü mü?

Bir diğer ilgimi çeken konu Emin Çölaşan’ ın 77 yaşında Fetö sorgulamasına muhatap olmasıydı.

Bir kere olur mu olmaz mı konusuna girmeyeceğim ama Cumhurbaşkanımızın dediği gibi; Kimler kimlerle geziyor, yiyor, içiyor, oturuyor.

Ben o da mı öyle imiş demem.

Ama akıl var mantık var. Bu adamcağızın bir gün birinden tarafa yazı yazdığını görmedim, yaklaşık 20 yıldır aile geçmişim ve ilgim, mesleğimden dolayı siyaseti yakından takip ediyorum. Rahmetli Özal döneminde  bu Emin Çölaşan en çok ona saldırırdı, hatta kitap yazmışlığı bile var yanılmıyorsam. Yani kim gelse ona afadan muhalefettir. Biraz huysuz bir insan sanırım, kimse ile uzlaşacak, kimsenin suyuna gidecek birine de benzemiyor. Eşi de Tansel Çölaşan Danıştay Eski Başkan Vekili şimdi de Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı yani bu aileden Fetö’ cü çıkmaz.

Soruşturmaya, kovuşturmaya gerek yok.

Kendisine yöneltilen sorularda Fetö’ den içeride tutulan bir annenin çocuklarına kavuşamadığından bahseden yazısı sorulmuş.

Bundan daha doğal ne olabilir insan biri haksızlığa uğradığını söyleyip çocuklarından ayrı kaldığını ifade edip yardım isterse, bunu duyurmak yetkilileri uyarmak, bir yanlışlık var diye Fetö’ cülük olur mu?

Olsa olsa insanlık olur adı bunun.

Diğer yöneltilen suçlama Fetö’ cü terörist diye basılan gazetelerin ve gazetecilerin terörist değil, gazeteci olduğunu savunması yani bir nevi meslektaş arka çıkması. Bu arka çıkmaya da dayanak olarak; geçmişte de Terörist diye Balyoz ve Ergenekon soruşturmaları sebebiyle içeri atılan Atatürkçü ve generallerin de benzer iftiralara maruz kalıp, sonra da aklanmaları. Yani bu da Fetö’cülük olmuyor. Tam tersine Fetö gibi dini yapılanma adı altında develete sızıp her tür kayırma, çıkar, maddi kazanç sağlama hatta devleti yıkma girişimlerine kalkışan bir gruptan iğrendiğini ve hayatı boyunca toplantılarına bile katılmadığını ifade ediyor.

Dolayısı ile devlet içinde geçmişte Fetö ile irtibatı olanlar olmuştur ama bu kişi o kişi değildir, aşikar, olmadığını biraz tarzına bakan, yazılarını okuyan küçük bir çocuk bile anlayabilir. Özetle bu davadan Emin Çölaşan Fetö’cü olarak çıkmaz.

Kişisel Gelişim Penceresi:   Bir duruşu olmalı insanın; Bir bakışı, Bir anlayışı, Bir aşkı, Bir davası….

Cahit Zarifoğlu sözü….

Tüm yazılarını göster