Seçimler demokratik bir toplumda halkın temsilcilerini belirlemek için önemli bir araçtır. Tabii seçimlerin adil ve dürüst şekilde yapılması şartıyla. Seçimlerde hile yapılması seçmenin tercihinin sandığa doğru yansımadığı endişesinin yaşanması seçmeni küstürür.
1980 öncesinde sandığa en az katılım 1969 seçimlerinde yaşandı. 14 milyon 788 bin seçmenin, 9 milyon 516 bini oy kullandı. 5 milyon 200 bin seçmen yani seçmenin 3 de biri oy kullanmadı. Yüzde 64.3oy oranı ile bu seçim demokrasi tarihimizin en az oy kullanılan seçimi oldu. Bu seçimler de Adalet Partisi 450 sandalyeli mecliste yüzde 52.9 oy oranı ile 256 sandalye kazanarak tek başına iktidara geldi.
1980 sonrasında ise, en az katılım 2002 seçimlerinde oldu.2002 seçimlerinde 41 milyon 291 seçmenin 32 milyon 652’si sandık başına gitti. Seçmenin yüzde 79.14’ü oy kullandı. 2000 krizi sonrası yapılan seçimlerde iktidarda olan partiler ve TBMM’de temsil edilen partilerin hiç biri yüzde 10 oy barajını aşamadığı için meclise giremedi. AKP yüzde 34.29 oy oranı ile 363 milletvekilliği kazandı ve 21 yıl sürecek iktidar dönemini başlattı.
Önce geçmiş seçimlerde en az katılım olan seçim sonuçlarını ve Türk siyasetinde yarattığı değişimi hatırlattım. Çünkü, sandığa gitmeyerek ve oy vermeyerek verdiğiniz tepki hem Türk demokrasisine hem de seçmenin kendisine zarar verdi.
Gelelim 28 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçimine.
Türkiye ilk defa bir seçimde 2. Tur oylama yaşayacak. Yaşamadığımız, denemediğimiz bir seçim yapılacak. 1. turda 60 milyon 774 bin seçmenin 53 milyon 993 bini oy kullanmaya gitti. Kullanılan oyların 52 milyon 972’si geçerli sayıldı.
Gelelim kullanılan oylar sandığa nasıl yansıdı?
Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49.24, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 45.07, Sinan Oğan yüzde 5.28 oranında oy aldı.
Ama 1. Turda alınan bu oyların artık hiçbir değeri yok. Seçim 28 Mayıs Pazar günü sil baştan yeniden yapılacak.
Artık en çok oy alan hatta 1 oy fazla alan 13. Cumhurbaşkanı olacak.
Bu turda 1 oyun önemi var. Her seçmenin vereceği 1 oy Türkiye’nin kaderini değiştirecek. İşte bu nedenle yarışacak 2 aday da ince eleyip sık dokuyor. Rakibini öne geçirecek avantaj vermek istemiyor.
Bu turda yarışacak iki adayın gözdesi ilk turu yüzde 5.28 oy ile tamamlayan Sinan Oğan… ATA İttifakının adayı Sinan Oğan, yarışacak 2 adayla görüştü kararını verecek. Ama benim gördüğüm Oğan, kendisine verilen 2 milyon 796 bin oyu blok olarak bir tarafa taşıyamaz. Oğan, Millet İttifakı derse yüzde 5’in yüzde 3’ünü , Cumhur İttifakı derse yüzde 1.5’unu taşır. Seçmeninin bir bölümü bu turda sandığa gitmeyebilir. Yani Sinan Oğan’ın oylarını en çok kim kendi hanesine yazdırırsa ön alır.
Kılıçdaroğlu, 1. Turda ‘’ekonomi, hak, hukuk, Adalet ‘’ dedi.
Emekliye bayramlarda 8 bin 500 TL, Depremzedeye ücretsiz ev, Gençlere iş, Çiftçiye ucuz mazot, Hayvancılığa teşvik, Gelir Adaleti, Memur, Emekli ve Asgari Ücretliye rahat geçinebilecek maaş, Kadınlara aile sigortası, Bilimsel çağdaş Eğitim vaad etti.
Bu 2. turda Sinan Oğan’ın oylarını alabilmek için yeni strateji belirledi. Kampanya dili değişti. Bu turda milliyetçi söylemler öne çıktı; ‘’Andımızı yasaklayanlara mı’’, ‘’Şehitlere Kelle diyenlere mi?’’, ‘’Türk ordusuna kumpas kuranlara mı?’’, ‘’10 milyon mülteciyi yurduna yerleştirenlere mi’’ oy vereceksin? şeklinde afişler hazırlandı.
Yarışacak adayların diğer gözdesi küskünler. Yani sandığa gitmeyenler. Küskün seçmen yüzde 10 oranında. Yani 6 milyon 781 kişi. Bu seçmeni sandığa gitmeye kim ikna ederse, kim gönlünü alırsa avantaj sağlar. Bu seçmen bir kısmı demokrasiye inancını kaybetmiş ‘. ’’ oy versek de hiç bir şey değişmiyor ‘’ inancında. Küskün seçmenin diğer kısmı da kendine yakın aday bulamamakta. Bu seçmen ancak yüz yüze ikna edilebilecek durumda. Az zamanda ikna edilmeleri mümkün mü? Olabilir. Nasıl mı? Vaadlerle. Maaş zamları, Daha iyi bir gelecek. İş, ekmek.
Küskünler arasında ne yapsanız yaranamayacağınız demokrasi tembelleri var. Bunlara zaman harcamanın faydası yok gibi.
Oy kazanacağınız son kesim ‘’geçersiz oy ‘’ kullananlar. Bu seçmenin sayısı 1 milyon. Geçersiz oy verenlerin bir bölümü pusulanın büyüklüğü ve yanlış katlama. Bu turda daha küçük oy pusulası olacağı için bu tür hata sayılmayacak kadar az sayıda olacaktır. Geçersiz oyların bir bölümü ise protestocu ‘’Tak takçılar’’ . Yani sandığa gelirim. Geçersiz oy kullanarak protesto ederim düşüncesinde olanlar. Bu seçmen ikna edile bilinir mi zor ama imkansız değil.
Bakalım 1. Turda oy kullanmayan ya da geçersiz oy kullanan seçmeni ikna etmede hangi aday başarılı olacak? Bunu sonuçlar açıklandığında göreceğiz.
Kemal Beye 2. Tur seçimlere giderken yeni bir strateji daha ortaya koymaya hazırlanıyor. Seçimi Tayyip Erdoğan için refarandum oylamasına çevrilmesinden yana.
Refarandum yöntemi tutar mı? Birçok seçim bölgesinde karşılık bulabilir. Özelliklede kararsız seçmende.
Kemal Beyin, bu seçim taktiğinin yansımalarını da göreceğiz. Kemal Beye ne getirecek ya da seçimi kazandıracak mı?
Yani 2. Tur Erdoğan’ın 21 yıllık yönetiminin sorgulanacağı bir referanduma dönüşürse şaşırmamak gerekir. 21 yıllık iktidarın hesabı sandığa nasıl yansıyacak göreceğiz.
CHP seçime 1 hafta kala sokak sokak halka; ‘’ Erdoğan’ın 21 yıllık yönetiminden, icraatlarından ve yaşantınızdan memnun musunuz? sorularını soracak. Bu soruların cevabını ise sandığa yansıyan oylar gösterecek.
21 yıllık iktidar denilince Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünü hatırlatmakta fayda var; ‘’Her zaman millet hükümetin bekçisi olmalıdır. Çünkü hükümetlerin icraatları olumsuz olup da millet itiraz etmez ve hükümeti düşürmezse, millette bütün kusur ve kabahate katılmış demektir ‘’.
Hala sandığa gidip gitmeme kararsızlığa yaşayan seçmene sözüm; ‘’Sandığa gitmemek bir haktır. Ama belki de bir daha hakkını aramaya gidebileceğin bir sandık bile olmayacaktır.’’
Sandığa oyunuzu vermeye muhakkak gidin ve oyunuzu verirken nasıl yaşamak istediğinizi düşünerek tercihinizi yapın.
Oy sizin, hayat sizin, karar da sizin.
">Seçimler demokratik bir toplumda halkın temsilcilerini belirlemek için önemli bir araçtır. Tabii seçimlerin adil ve dürüst şekilde yapılması şartıyla. Seçimlerde hile yapılması seçmenin tercihinin sandığa doğru yansımadığı endişesinin yaşanması seçmeni küstürür.
1980 öncesinde sandığa en az katılım 1969 seçimlerinde yaşandı. 14 milyon 788 bin seçmenin, 9 milyon 516 bini oy kullandı. 5 milyon 200 bin seçmen yani seçmenin 3 de biri oy kullanmadı. Yüzde 64.3oy oranı ile bu seçim demokrasi tarihimizin en az oy kullanılan seçimi oldu. Bu seçimler de Adalet Partisi 450 sandalyeli mecliste yüzde 52.9 oy oranı ile 256 sandalye kazanarak tek başına iktidara geldi.
1980 sonrasında ise, en az katılım 2002 seçimlerinde oldu.2002 seçimlerinde 41 milyon 291 seçmenin 32 milyon 652’si sandık başına gitti. Seçmenin yüzde 79.14’ü oy kullandı. 2000 krizi sonrası yapılan seçimlerde iktidarda olan partiler ve TBMM’de temsil edilen partilerin hiç biri yüzde 10 oy barajını aşamadığı için meclise giremedi. AKP yüzde 34.29 oy oranı ile 363 milletvekilliği kazandı ve 21 yıl sürecek iktidar dönemini başlattı.
Önce geçmiş seçimlerde en az katılım olan seçim sonuçlarını ve Türk siyasetinde yarattığı değişimi hatırlattım. Çünkü, sandığa gitmeyerek ve oy vermeyerek verdiğiniz tepki hem Türk demokrasisine hem de seçmenin kendisine zarar verdi.
Gelelim 28 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçimine.
Türkiye ilk defa bir seçimde 2. Tur oylama yaşayacak. Yaşamadığımız, denemediğimiz bir seçim yapılacak. 1. turda 60 milyon 774 bin seçmenin 53 milyon 993 bini oy kullanmaya gitti. Kullanılan oyların 52 milyon 972’si geçerli sayıldı.
Gelelim kullanılan oylar sandığa nasıl yansıdı?
Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49.24, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 45.07, Sinan Oğan yüzde 5.28 oranında oy aldı.
Ama 1. Turda alınan bu oyların artık hiçbir değeri yok. Seçim 28 Mayıs Pazar günü sil baştan yeniden yapılacak.
Artık en çok oy alan hatta 1 oy fazla alan 13. Cumhurbaşkanı olacak.
Bu turda 1 oyun önemi var. Her seçmenin vereceği 1 oy Türkiye’nin kaderini değiştirecek. İşte bu nedenle yarışacak 2 aday da ince eleyip sık dokuyor. Rakibini öne geçirecek avantaj vermek istemiyor.
Bu turda yarışacak iki adayın gözdesi ilk turu yüzde 5.28 oy ile tamamlayan Sinan Oğan… ATA İttifakının adayı Sinan Oğan, yarışacak 2 adayla görüştü kararını verecek. Ama benim gördüğüm Oğan, kendisine verilen 2 milyon 796 bin oyu blok olarak bir tarafa taşıyamaz. Oğan, Millet İttifakı derse yüzde 5’in yüzde 3’ünü , Cumhur İttifakı derse yüzde 1.5’unu taşır. Seçmeninin bir bölümü bu turda sandığa gitmeyebilir. Yani Sinan Oğan’ın oylarını en çok kim kendi hanesine yazdırırsa ön alır.
Kılıçdaroğlu, 1. Turda ‘’ekonomi, hak, hukuk, Adalet ‘’ dedi.
Emekliye bayramlarda 8 bin 500 TL, Depremzedeye ücretsiz ev, Gençlere iş, Çiftçiye ucuz mazot, Hayvancılığa teşvik, Gelir Adaleti, Memur, Emekli ve Asgari Ücretliye rahat geçinebilecek maaş, Kadınlara aile sigortası, Bilimsel çağdaş Eğitim vaad etti.
Bu 2. turda Sinan Oğan’ın oylarını alabilmek için yeni strateji belirledi. Kampanya dili değişti. Bu turda milliyetçi söylemler öne çıktı; ‘’Andımızı yasaklayanlara mı’’, ‘’Şehitlere Kelle diyenlere mi?’’, ‘’Türk ordusuna kumpas kuranlara mı?’’, ‘’10 milyon mülteciyi yurduna yerleştirenlere mi’’ oy vereceksin? şeklinde afişler hazırlandı.
Yarışacak adayların diğer gözdesi küskünler. Yani sandığa gitmeyenler. Küskün seçmen yüzde 10 oranında. Yani 6 milyon 781 kişi. Bu seçmeni sandığa gitmeye kim ikna ederse, kim gönlünü alırsa avantaj sağlar. Bu seçmen bir kısmı demokrasiye inancını kaybetmiş ‘. ’’ oy versek de hiç bir şey değişmiyor ‘’ inancında. Küskün seçmenin diğer kısmı da kendine yakın aday bulamamakta. Bu seçmen ancak yüz yüze ikna edilebilecek durumda. Az zamanda ikna edilmeleri mümkün mü? Olabilir. Nasıl mı? Vaadlerle. Maaş zamları, Daha iyi bir gelecek. İş, ekmek.
Küskünler arasında ne yapsanız yaranamayacağınız demokrasi tembelleri var. Bunlara zaman harcamanın faydası yok gibi.
Oy kazanacağınız son kesim ‘’geçersiz oy ‘’ kullananlar. Bu seçmenin sayısı 1 milyon. Geçersiz oy verenlerin bir bölümü pusulanın büyüklüğü ve yanlış katlama. Bu turda daha küçük oy pusulası olacağı için bu tür hata sayılmayacak kadar az sayıda olacaktır. Geçersiz oyların bir bölümü ise protestocu ‘’Tak takçılar’’ . Yani sandığa gelirim. Geçersiz oy kullanarak protesto ederim düşüncesinde olanlar. Bu seçmen ikna edile bilinir mi zor ama imkansız değil.
Bakalım 1. Turda oy kullanmayan ya da geçersiz oy kullanan seçmeni ikna etmede hangi aday başarılı olacak? Bunu sonuçlar açıklandığında göreceğiz.
Kemal Beye 2. Tur seçimlere giderken yeni bir strateji daha ortaya koymaya hazırlanıyor. Seçimi Tayyip Erdoğan için refarandum oylamasına çevrilmesinden yana.
Refarandum yöntemi tutar mı? Birçok seçim bölgesinde karşılık bulabilir. Özelliklede kararsız seçmende.
Kemal Beyin, bu seçim taktiğinin yansımalarını da göreceğiz. Kemal Beye ne getirecek ya da seçimi kazandıracak mı?
Yani 2. Tur Erdoğan’ın 21 yıllık yönetiminin sorgulanacağı bir referanduma dönüşürse şaşırmamak gerekir. 21 yıllık iktidarın hesabı sandığa nasıl yansıyacak göreceğiz.
CHP seçime 1 hafta kala sokak sokak halka; ‘’ Erdoğan’ın 21 yıllık yönetiminden, icraatlarından ve yaşantınızdan memnun musunuz? sorularını soracak. Bu soruların cevabını ise sandığa yansıyan oylar gösterecek.
21 yıllık iktidar denilince Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünü hatırlatmakta fayda var; ‘’Her zaman millet hükümetin bekçisi olmalıdır. Çünkü hükümetlerin icraatları olumsuz olup da millet itiraz etmez ve hükümeti düşürmezse, millette bütün kusur ve kabahate katılmış demektir ‘’.
Hala sandığa gidip gitmeme kararsızlığa yaşayan seçmene sözüm; ‘’Sandığa gitmemek bir haktır. Ama belki de bir daha hakkını aramaya gidebileceğin bir sandık bile olmayacaktır.’’
Sandığa oyunuzu vermeye muhakkak gidin ve oyunuzu verirken nasıl yaşamak istediğinizi düşünerek tercihinizi yapın.
Oy sizin, hayat sizin, karar da sizin.