Son günlerde nereye dönsem kadına şiddet, tecavüz, dövme, kezzap atma gibi pek çok ürkütücü haberler medyada sıkça yer alıyor. Herkes bu konudan bahsediyor, işte yazalım, çizelim, kınyalım v.s.... Tamam bu olaylara sessiz kalmamak lazım ama yalnızca yazmak çizmekle de olmaz. Devlet tarafından konulmuş caydırıcı cezalar olması lazım. Hapis ya da yüksek meblağlı para cezaları caydırıcı olabilir. Yoksa zaten o cehalet düzeyindeki insan konuşmaktan, anlatmaktan bir laf anlamaz. Onların anlayacağı lisan ya hapise girmesi, ya parasının gitmesi olur. Tamamen ilkellik belirtisi ve yahut psikolojik bir durum da olabilir. Psikolojik sorunu kültür ve eğitim düzeyi yüksek olduğu halde şiddet uygulayanlar için söylüyorum...
Kadına şiddeti ben aslında sadece dayak ve darp olarak görmüyorum.
Kadını cinsel bir obje olarak gören yani mecliste pantolon giyen kadını cinsel teşhircilik yapıyor diye gören, kadının giyimini, kuşamını kısıtlamaya çalışan, kadın benim namusumdur diyen, kadının başını örtmesi yönünde baskı yapan zihniyetlerin uygulamaları da kadına şiddettir aslında...
Kendini çok eşli görüp, iki eş, sevgili ya da çok sevgilisi olan erkekler aynı şekilde yaşayan kadını kabul edemezler ama kendileri öyle yaşarlar, kadının da insan olarak cinsel tercihleri olan bir varlık gibi görmezler. Erkek çok eşli kadın öyle değildir, oturur evinde erkeğini bekler kuralını koyarlar. Onun dışında davranmaya yeltenen kadınları ahlaksız olarak etiketlerler... Eğer kadın ahlaksız ise erkek de ahlaksızdır. Ahlaksız davranışın kadını ya da erkeği olmaz, insanın yalnışı olur...
Kadın mini etek giyse bakışlarıyla onu taciz eder, ototbüs v.s toplu taşıma araçlarında elle bile taciz ederler.
Bir önceki yazımda da bahsetmiştim, kadın güzelse başka türlü tacizlere uğrar...
Yuvayı dişi kuş yapar sözü kadına yüklenen sıfatların ağırlığını anlatır.
Kadın günümüzde hem çalışır, hem evine, hem çocuklarına bakar, bir de üstüne aldatılır ama karşılık vermez, gerekirse başı örtülür, tesettüre girmesi istenir. Hem cinsel bir obje olarak görülür eşine karşı ama dışarı karşı da cinselliği tamamen yok edilir....
Yukarıda saydığım pek çok şeyi ben aile yapımdan dolayı yaşamadım bunlar benim gözlemlerim ama bunların uzakta anlatılan hikayeler olmadığını çok iyi biliyorum.
Kadına şiddet demek illa ki dayak atılması demek değil, her türlü kadının kişiliğini, kimliğini hafife almak onu yönetmeye, kapatmaya, rencide etmeye çalışmak da şiddet.
Kaldı ki duygusal yaptırımlar bence çok daha acıtıcı...
Kadına şiddette erkekler tabii ki suçlu ama ben kadınlarda da suç görüyorum doğrusu, bakıyoruz kadın çıplak ve en özel fotograflarını çekerek sosyal paylaşım sitelerine koyuyor. Ben cinsel objeyim mesajı, kendini hafife alma ucuz ve basit gösterme durumu. Veya babası baskı yapıyor başını ört diyor, kabul edip, töre, anane deyip örtüyor. Kocası kısa etek giyme namusumsun ya da göğüs dekolteni ört diyor evliliği bozulmasın diye ona da evet diyor. Daha böyle aklıma gelmeyen pek çok şey var, gerisini siz tamamlayın.
Kadın cinsel obje değildir, erkek ne kadar cinsel obje ise kadın da o kadar cinsel objedir. Her ikisi de önce birey, önce insandır. Birbirlerinden farklı değil, biribirlerini tamamlayıcıdır. Kadını yalnızca cinsel obje olarak görmek, kişiliğini, kimliğini yok saymaktır. Şiddetin temelinde kadını yok saymak yatar, cehaletle birleşince de ilkel bir görüntü alır tüm mesele bu...
">
Son günlerde nereye dönsem kadına şiddet, tecavüz, dövme, kezzap atma gibi pek çok ürkütücü haberler medyada sıkça yer alıyor. Herkes bu konudan bahsediyor, işte yazalım, çizelim, kınyalım v.s.... Tamam bu olaylara sessiz kalmamak lazım ama yalnızca yazmak çizmekle de olmaz. Devlet tarafından konulmuş caydırıcı cezalar olması lazım. Hapis ya da yüksek meblağlı para cezaları caydırıcı olabilir. Yoksa zaten o cehalet düzeyindeki insan konuşmaktan, anlatmaktan bir laf anlamaz. Onların anlayacağı lisan ya hapise girmesi, ya parasının gitmesi olur. Tamamen ilkellik belirtisi ve yahut psikolojik bir durum da olabilir. Psikolojik sorunu kültür ve eğitim düzeyi yüksek olduğu halde şiddet uygulayanlar için söylüyorum...
Kadına şiddeti ben aslında sadece dayak ve darp olarak görmüyorum.
Kadını cinsel bir obje olarak gören yani mecliste pantolon giyen kadını cinsel teşhircilik yapıyor diye gören, kadının giyimini, kuşamını kısıtlamaya çalışan, kadın benim namusumdur diyen, kadının başını örtmesi yönünde baskı yapan zihniyetlerin uygulamaları da kadına şiddettir aslında...
Kendini çok eşli görüp, iki eş, sevgili ya da çok sevgilisi olan erkekler aynı şekilde yaşayan kadını kabul edemezler ama kendileri öyle yaşarlar, kadının da insan olarak cinsel tercihleri olan bir varlık gibi görmezler. Erkek çok eşli kadın öyle değildir, oturur evinde erkeğini bekler kuralını koyarlar. Onun dışında davranmaya yeltenen kadınları ahlaksız olarak etiketlerler... Eğer kadın ahlaksız ise erkek de ahlaksızdır. Ahlaksız davranışın kadını ya da erkeği olmaz, insanın yalnışı olur...
Kadın mini etek giyse bakışlarıyla onu taciz eder, ototbüs v.s toplu taşıma araçlarında elle bile taciz ederler.
Bir önceki yazımda da bahsetmiştim, kadın güzelse başka türlü tacizlere uğrar...
Yuvayı dişi kuş yapar sözü kadına yüklenen sıfatların ağırlığını anlatır.
Kadın günümüzde hem çalışır, hem evine, hem çocuklarına bakar, bir de üstüne aldatılır ama karşılık vermez, gerekirse başı örtülür, tesettüre girmesi istenir. Hem cinsel bir obje olarak görülür eşine karşı ama dışarı karşı da cinselliği tamamen yok edilir....
Yukarıda saydığım pek çok şeyi ben aile yapımdan dolayı yaşamadım bunlar benim gözlemlerim ama bunların uzakta anlatılan hikayeler olmadığını çok iyi biliyorum.
Kadına şiddet demek illa ki dayak atılması demek değil, her türlü kadının kişiliğini, kimliğini hafife almak onu yönetmeye, kapatmaya, rencide etmeye çalışmak da şiddet.
Kaldı ki duygusal yaptırımlar bence çok daha acıtıcı...
Kadına şiddette erkekler tabii ki suçlu ama ben kadınlarda da suç görüyorum doğrusu, bakıyoruz kadın çıplak ve en özel fotograflarını çekerek sosyal paylaşım sitelerine koyuyor. Ben cinsel objeyim mesajı, kendini hafife alma ucuz ve basit gösterme durumu. Veya babası baskı yapıyor başını ört diyor, kabul edip, töre, anane deyip örtüyor. Kocası kısa etek giyme namusumsun ya da göğüs dekolteni ört diyor evliliği bozulmasın diye ona da evet diyor. Daha böyle aklıma gelmeyen pek çok şey var, gerisini siz tamamlayın.
Kadın cinsel obje değildir, erkek ne kadar cinsel obje ise kadın da o kadar cinsel objedir. Her ikisi de önce birey, önce insandır. Birbirlerinden farklı değil, biribirlerini tamamlayıcıdır. Kadını yalnızca cinsel obje olarak görmek, kişiliğini, kimliğini yok saymaktır. Şiddetin temelinde kadını yok saymak yatar, cehaletle birleşince de ilkel bir görüntü alır tüm mesele bu...