İmparatorlukların içe dönük yüzleri gülümser. Sade vatandaşları saf ve naif olurlar. Sistemlerinin üzerine kurulduğu idealler yüce ve hakkaniyet içeren cinstendir. Özlenen ve yerleştirilmek istenen kıstaslar tarih sürecinden süzülerek gelmiş normlardır. İşte Amerikan İmpatorluğu’nun iyi yüzü bu temeller üzerine kurulmuş ideolojidir. Sade Amerikalı kendi sisteminin erdemine yüzde yüz iman etmiş bir yurttaştır.
Amerikan İmparatorluğu’nun (Pax Amerikana) global ihtirasları , kendi sınırları içinde iki Okyanus arasında yerleşmiş olmanın verdiği rahatlık ve güvenle zaman zaman depreşmektedir. Tarihi boyunca kendi sınırları içinde İç Savaş’tan başka bir savaş görmemiş toplumun küresel dizayn arzularının ABD’de taraftar bulması doğaldır. Amerikan toplumsal hafızasında Almanlar’ın yaşadığı ‘sınırdan-sınıra 24 saat’ havadan bombardıman kabusu yoktur. Amerikalılar’ın hafızasında Japonların yediği atom bombası ‘tokadı’ yoktur. Amerikalılar’ın kafasına kazılmış Paris, Champs Elyssee bulvarında gururla dolaşan Nazi çizmeleri görüntüleri yoktur. Amerikalılar’ın, Stalingrad’da eksi 30 derecede ‘Ana Rusya’yı Alman panzerlerine karşı savunan liseli bölüklerinden haberleri yoktur. ABD’nin geçmişinde, Fransızlar’ın dolduruşu ile bulaştıkları Vietnam fiyaskosu dışında, tüm savaşlar, muzafferane bir eda ile Roma İmparatoru Sezar’ın zaferleri gibi kutsanmıştır.
Dünyanın başka toplumlarına kendi ideallerini zorla kabul ettirmek sevdasına düşen Amerika işte o zaman kötü yüzünü ortaya çıkarmaktadır. Hele bir de kendi arzularını kimseyi dinlemeden ve dünya toplumunu hiçe sayarak zorla kabul ettirmek istediği zaman Amerika’nın kötü yüzü tam çirkin bir hal almaktadır.
Değerli okurlar analizlerimde ele aldığım konuları Türk medyasının ‘geyik muhabbetçi’ ağır toplarından (!) farklı olarak belli bir araştırmanın sonucunda, kaynaklara dayanarak yapmaya özen göstermekteyim. Amerikan İmparatorluğu istesek de istemesek de, beğensek de beğenmesek de, 21.yüzyılda günlük yaşamımızın içine girmiş bulunmakta. Doları ile ekonomik olarak, dünya denizlerinde dolaşan filoları ile askeri olarak, Hollywood produksiyonları ile kültürel olarak, Amerika beşikten mezara dünyanın ‘ağası’ olarak 6 milyar insanın hayatını etkilemekte. Bu etkiyi sağlayan mekanizmanın ‘acaba ne gibi özellikleri var?’ sorusunun cevabını araştırırken sizlere aşağıdaki istatistikleri sunuyorum. Böylece The Good, The Bad and The Ugly - İyi Kötü ve Çirkin’i yakından tanıyalım.
AMERİKA’NIN İKİ YÜZÜ
En İyiler
En Büyük Milli Gelir
En Yüksek Prodüktivite
En Fazla Şirketleşme
En Düşük İşsizlik Oranı
Eğitim Harcaması
Üniversite Mezunları
Ar-Ge Harcaması
Yüksek Teknoloji İhracatı
Film İhracatı
Hisse Seneti Sahipliği Yaygınlığı
Gönüllü Kamu Hizmeti
Hayır İşlerine Parasal Katkı
En Kötüler :
Fakirlik Oranı
Ekonomik Eşitsizlik
Karbonlu Gaz Atıkları
Düşük Ortalama Ömür
Yüksek Bebek Ölümleri Oranı
Yüksek Cinayet Oranı
Sağlık Sigortası
AIDS’li Oranı
Genç Kız Hamilelikleri
Kişisel Tasarruf
Seçimlere Katılım Oranı
Obezite (Aşırı şişmanlık)
Meraklısına Not: Yukarıdaki bilgiler ileri demokrasi olarak sınıflandırılan
OECD ülkelerinin ve BM’nin istatiklerinden düzenlenmiştir. En iyi ve en kötü
olmak her hangi bir katagoride ilk üçe girmek veya en son üçte bulunmak şeklinde belirlenmiştir. Kategoriler ülkelerin büyüklükleri göz önüne alınarak tutarlı şekilde ayarlanmıştır.
New York 9 Mart 2003
">
İmparatorlukların içe dönük yüzleri gülümser. Sade vatandaşları saf ve naif olurlar. Sistemlerinin üzerine kurulduğu idealler yüce ve hakkaniyet içeren cinstendir. Özlenen ve yerleştirilmek istenen kıstaslar tarih sürecinden süzülerek gelmiş normlardır. İşte Amerikan İmpatorluğu’nun iyi yüzü bu temeller üzerine kurulmuş ideolojidir. Sade Amerikalı kendi sisteminin erdemine yüzde yüz iman etmiş bir yurttaştır.
Amerikan İmparatorluğu’nun (Pax Amerikana) global ihtirasları , kendi sınırları içinde iki Okyanus arasında yerleşmiş olmanın verdiği rahatlık ve güvenle zaman zaman depreşmektedir. Tarihi boyunca kendi sınırları içinde İç Savaş’tan başka bir savaş görmemiş toplumun küresel dizayn arzularının ABD’de taraftar bulması doğaldır. Amerikan toplumsal hafızasında Almanlar’ın yaşadığı ‘sınırdan-sınıra 24 saat’ havadan bombardıman kabusu yoktur. Amerikalılar’ın hafızasında Japonların yediği atom bombası ‘tokadı’ yoktur. Amerikalılar’ın kafasına kazılmış Paris, Champs Elyssee bulvarında gururla dolaşan Nazi çizmeleri görüntüleri yoktur. Amerikalılar’ın, Stalingrad’da eksi 30 derecede ‘Ana Rusya’yı Alman panzerlerine karşı savunan liseli bölüklerinden haberleri yoktur. ABD’nin geçmişinde, Fransızlar’ın dolduruşu ile bulaştıkları Vietnam fiyaskosu dışında, tüm savaşlar, muzafferane bir eda ile Roma İmparatoru Sezar’ın zaferleri gibi kutsanmıştır.
Dünyanın başka toplumlarına kendi ideallerini zorla kabul ettirmek sevdasına düşen Amerika işte o zaman kötü yüzünü ortaya çıkarmaktadır. Hele bir de kendi arzularını kimseyi dinlemeden ve dünya toplumunu hiçe sayarak zorla kabul ettirmek istediği zaman Amerika’nın kötü yüzü tam çirkin bir hal almaktadır.
Değerli okurlar analizlerimde ele aldığım konuları Türk medyasının ‘geyik muhabbetçi’ ağır toplarından (!) farklı olarak belli bir araştırmanın sonucunda, kaynaklara dayanarak yapmaya özen göstermekteyim. Amerikan İmparatorluğu istesek de istemesek de, beğensek de beğenmesek de, 21.yüzyılda günlük yaşamımızın içine girmiş bulunmakta. Doları ile ekonomik olarak, dünya denizlerinde dolaşan filoları ile askeri olarak, Hollywood produksiyonları ile kültürel olarak, Amerika beşikten mezara dünyanın ‘ağası’ olarak 6 milyar insanın hayatını etkilemekte. Bu etkiyi sağlayan mekanizmanın ‘acaba ne gibi özellikleri var?’ sorusunun cevabını araştırırken sizlere aşağıdaki istatistikleri sunuyorum. Böylece The Good, The Bad and The Ugly - İyi Kötü ve Çirkin’i yakından tanıyalım.
AMERİKA’NIN İKİ YÜZÜ
En İyiler
En Büyük Milli Gelir
En Yüksek Prodüktivite
En Fazla Şirketleşme
En Düşük İşsizlik Oranı
Eğitim Harcaması
Üniversite Mezunları
Ar-Ge Harcaması
Yüksek Teknoloji İhracatı
Film İhracatı
Hisse Seneti Sahipliği Yaygınlığı
Gönüllü Kamu Hizmeti
Hayır İşlerine Parasal Katkı
En Kötüler :
Fakirlik Oranı
Ekonomik Eşitsizlik
Karbonlu Gaz Atıkları
Düşük Ortalama Ömür
Yüksek Bebek Ölümleri Oranı
Yüksek Cinayet Oranı
Sağlık Sigortası
AIDS’li Oranı
Genç Kız Hamilelikleri
Kişisel Tasarruf
Seçimlere Katılım Oranı
Obezite (Aşırı şişmanlık)
Meraklısına Not: Yukarıdaki bilgiler ileri demokrasi olarak sınıflandırılan
OECD ülkelerinin ve BM’nin istatiklerinden düzenlenmiştir. En iyi ve en kötü
olmak her hangi bir katagoride ilk üçe girmek veya en son üçte bulunmak şeklinde belirlenmiştir. Kategoriler ülkelerin büyüklükleri göz önüne alınarak tutarlı şekilde ayarlanmıştır.
New York 9 Mart 2003