İnsanlık onuru terörü yenecektir!

Brüksel’den sonra terör insanlık dışı karanlık yüzünü Pakistan’da gösterdi.Bu yaşanan acıların ne...

R. Bülend Kırmacı r.b.kirmaci@gmail.com

Brüksel’den sonra terör insanlık dışı karanlık yüzünü Pakistan’da gösterdi.

Bu yaşanan acıların ne olduğunu çok iyi biliyoruz; Ulusça bedeller ödüyoruz.

Her bir insanın büyük değeri var, ama artık sayıların bir önemi yok;

Öldürülen insanlıktır…

21. yüzyılın ilk çeyreği biterken terör küreselleşmekte; insanlığı hedef almaktadır.

O halde insanoğlu şapkasını önüne koymalı ve “nerede hata yaptık?” diye sormalıdır.

Bir yanda hayatın olanaklarının, teknolojinin yoğunlaştığı, “özgür “ “Batı” diğer yanda,

Eşitsizliğin, yoksulluğun, yoksunluğun cenderesinde baskı altında yaşayan halklar.

Enerji vahaları ve maden kaynakları üzerinden okunan ve yazılan bir diplomasi.

“Gelişmiş ülke” yönetimlerinin kimi unsurlarının zımni ve açık desteğindeki despot rejimler kendi toplumlarının da celladı.

Yoksulluk artı cehalet bir ülkeye, bir bölgeye zimmetli de değil; tam tersine hemen her yerde yabancı düşmanlığıyla el ele “yükseliyor”.

İşte bu ortam tüm coğrafyalarda teröre insan ve finansman kaynağı sunuyor.

Öyle ki, terörist örgütler arasında “gelişmiş ülkelerden” militanlar da var.

Haritaların değiştirilmeye çalışıldığı, sınırların kevgire döndüğü bir dünya…

Bir yanda güçsüz merkez ve etkisiz yerel yönetimler, zayıf bürokrasi, geri kalmış bir akademik yaşam; 

diğer yanda, silah satan petrol satın alan zenginlerin kulüpleri.

İnsan hakları, ifade özgürlüğü, iletişim olanakları, sisteme katılım vesaire vesaire…

Hepsi kağıt üstünde kalıyor; “ikinci sınıf insan” olur mu demeyin; inanın, bu sömürü düzeninde “altta kalanın canının” hiçbir değeri bulunmuyor.

Evet, insanlık şapkasından tavşan çıkaranları başından atmalı ve şapkasını önüne koyup; 

gerekirse Birleşmiş Milletleri de Ekonomik ve Sosyal Güvenlik Konseyini de yeniden tanımlamalı…

Daha adil, Hakça, insancıl bir dünya; doğaya saygılı insanı doğallaştıran bir dünya…

Herkesin kendisini birinci sınıf insan hissettiği, gençlere gelecek vaat eden bir yaşam.

Gelir ve servet paylaşımı ile gelir dağılımında mutlaka adalet sağlanmalı;

Herkes erişilebilir ve etkin temel sağlık hizmetlerinden ömür boyu yararlanmalı;

Bütün eğitim süreçleri ülke yurttaşlarına açık olmalı, okullar imkanlarla donatılmalı;

Tüm insanların yaşadıkları ülkelerde temel insan haklarından yararlanmaları sağlanmalıdır…

Evet yeni bir dünya düzeni değilse de tüm sistemlerde eşanlı bir iyileştirme gerek.

Bu da ulusal başarımlar kadar, uluslararasında bir dayanışma sorunudur.

Hayatı seven, karşısındakine değer veren, doğaya saygı duyan insanlar…

Terörü yenmek klasik güvenlik anlayışını tamamlayan ekonomik, sosyal, kültürel boyutu da olan yeni bir güvenlik anlayışıyla olanaklıdır.

İnsana güvenen ve insana güven veren bir yeni anlayış!

İnsan onuruna yaraşan budur ve insanlık onuru terörü yenecektir…

">

Brüksel’den sonra terör insanlık dışı karanlık yüzünü Pakistan’da gösterdi.

Bu yaşanan acıların ne olduğunu çok iyi biliyoruz; Ulusça bedeller ödüyoruz.

Her bir insanın büyük değeri var, ama artık sayıların bir önemi yok;

Öldürülen insanlıktır…

21. yüzyılın ilk çeyreği biterken terör küreselleşmekte; insanlığı hedef almaktadır.

O halde insanoğlu şapkasını önüne koymalı ve “nerede hata yaptık?” diye sormalıdır.

Bir yanda hayatın olanaklarının, teknolojinin yoğunlaştığı, “özgür “ “Batı” diğer yanda,

Eşitsizliğin, yoksulluğun, yoksunluğun cenderesinde baskı altında yaşayan halklar.

Enerji vahaları ve maden kaynakları üzerinden okunan ve yazılan bir diplomasi.

“Gelişmiş ülke” yönetimlerinin kimi unsurlarının zımni ve açık desteğindeki despot rejimler kendi toplumlarının da celladı.

Yoksulluk artı cehalet bir ülkeye, bir bölgeye zimmetli de değil; tam tersine hemen her yerde yabancı düşmanlığıyla el ele “yükseliyor”.

İşte bu ortam tüm coğrafyalarda teröre insan ve finansman kaynağı sunuyor.

Öyle ki, terörist örgütler arasında “gelişmiş ülkelerden” militanlar da var.

Haritaların değiştirilmeye çalışıldığı, sınırların kevgire döndüğü bir dünya…

Bir yanda güçsüz merkez ve etkisiz yerel yönetimler, zayıf bürokrasi, geri kalmış bir akademik yaşam; 

diğer yanda, silah satan petrol satın alan zenginlerin kulüpleri.

İnsan hakları, ifade özgürlüğü, iletişim olanakları, sisteme katılım vesaire vesaire…

Hepsi kağıt üstünde kalıyor; “ikinci sınıf insan” olur mu demeyin; inanın, bu sömürü düzeninde “altta kalanın canının” hiçbir değeri bulunmuyor.

Evet, insanlık şapkasından tavşan çıkaranları başından atmalı ve şapkasını önüne koyup; 

gerekirse Birleşmiş Milletleri de Ekonomik ve Sosyal Güvenlik Konseyini de yeniden tanımlamalı…

Daha adil, Hakça, insancıl bir dünya; doğaya saygılı insanı doğallaştıran bir dünya…

Herkesin kendisini birinci sınıf insan hissettiği, gençlere gelecek vaat eden bir yaşam.

Gelir ve servet paylaşımı ile gelir dağılımında mutlaka adalet sağlanmalı;

Herkes erişilebilir ve etkin temel sağlık hizmetlerinden ömür boyu yararlanmalı;

Bütün eğitim süreçleri ülke yurttaşlarına açık olmalı, okullar imkanlarla donatılmalı;

Tüm insanların yaşadıkları ülkelerde temel insan haklarından yararlanmaları sağlanmalıdır…

Evet yeni bir dünya düzeni değilse de tüm sistemlerde eşanlı bir iyileştirme gerek.

Bu da ulusal başarımlar kadar, uluslararasında bir dayanışma sorunudur.

Hayatı seven, karşısındakine değer veren, doğaya saygı duyan insanlar…

Terörü yenmek klasik güvenlik anlayışını tamamlayan ekonomik, sosyal, kültürel boyutu da olan yeni bir güvenlik anlayışıyla olanaklıdır.

İnsana güvenen ve insana güven veren bir yeni anlayış!

İnsan onuruna yaraşan budur ve insanlık onuru terörü yenecektir…

Tüm yazılarını göster