"İki temel sorunu var insanlığın;
Adaletsizlik ve anlamsızlık.
Birine karşı hukuk'u bulduk, diğerine karşı sanatı.
Ama insanlar hukuk'a ulaşamadı...
Ve sanat insanlara...
(Nietzsche)"
Nietzsche’ nin aforizmaları genelde çok derin anlamlar taşır. Yaşamının son yıllarını bir akıl hastanesinde geçirdiğini düşünürsek, ona avam tabirle delirmiş diyebiliriz. Ancak günümüz toplumunda insanların birbirleriyle bitmek bilmez anlamsız güç ve iktidar savaşlarını gördükten sonra, doğrusu insan günümüz insanı mı deli yoksa Nietzsche’ mi diye düşünüyor….
Nietzsche ateist bir yazar ve felsefeciydi. İnsanın düşünen bir varlık olduğunun en güzel göstergesiydi. Doğumdan, ölüme yokuş aşağı giden o bilinmeyen süreçte, aklının sınırlarını o kadar zorladı ki, en sonunda aklı yani zihni, yani egosu, beyni üzerindeki kilidi kaldırdı ve o gerçekle yüzleşti. Sonunda da bu günün toplum bakışıyla delirdi….
Bazı dindar kimseler onun ateist olduğu için delirdiğini iddia edebilir. Doğrusunu kim bilebilir ki? Ama bu gün etrafımıza baktığımızda, Bill Gates’ ten, Stephen Hawking’ e, Sigmund Freud’ dan, Thomas Edison’ a kadar pek çok fizikçi ve bilim adamının ateist olduğunu görüyoruz.
Bu bir doğruluk göstergesi değil tabii ki aynı şekilde, dünyaya faydası olmuş dindar pek çok insan da sayabiliriz. Bunu şunun için yazdım, geçtiğimiz günlerde Başbakanımız demişti ya; Dinsiz insandan hayır gelir mi? Diye…..
Bunun cevabı olsun diye yazdım. Çünkü eğer insandan bahsediyorsak, aslında insanın dindar ya da dinsiz olmasının çok fazla bir anlamı yok. Mesele eğer insan olmaksa….Din kisvesi arkasına sığınmış pek çok yobaz ve katil insanı da görebiliriz….
Yüz yıllardır dinler, insanları kontrol altında tutmanın önemli bir göstergesi olmuştur. Bir takım güç simsarları insanları istediği gibi idare edebilmek için onları, dinlere, cemaatlere, dergahlara yönlendirmiş ve onları bu çatılar altında toplamıştır. Ve burada çıkan kararlarla insanlar yönetilmiştir….
Tıpkı bu gün yapılmak istendiği gibi. Suriye ve Ortadoğu’ da oynanmak istenen, Amerikan oyunlarının, ekonomik, siyasi, güç peşinde koşmanın, bu coğrafyalarda yaşayan bizler gibi toplumların üzerinden oynanması gibi….Hem de sadece bir piyon olarak….
Nietzsche’ nin bu şahane aforizmasına bir söz de ben eklemek istiyorum. İnsanlar galiba ikiye ayrılıyor, yönetilenler ve yönetenler….
Biz acaba hangi gruba giriyoruz sizce?
">
"İki temel sorunu var insanlığın;
Adaletsizlik ve anlamsızlık.
Birine karşı hukuk'u bulduk, diğerine karşı sanatı.
Ama insanlar hukuk'a ulaşamadı...
Ve sanat insanlara...
(Nietzsche)"
Nietzsche’ nin aforizmaları genelde çok derin anlamlar taşır. Yaşamının son yıllarını bir akıl hastanesinde geçirdiğini düşünürsek, ona avam tabirle delirmiş diyebiliriz. Ancak günümüz toplumunda insanların birbirleriyle bitmek bilmez anlamsız güç ve iktidar savaşlarını gördükten sonra, doğrusu insan günümüz insanı mı deli yoksa Nietzsche’ mi diye düşünüyor….
Nietzsche ateist bir yazar ve felsefeciydi. İnsanın düşünen bir varlık olduğunun en güzel göstergesiydi. Doğumdan, ölüme yokuş aşağı giden o bilinmeyen süreçte, aklının sınırlarını o kadar zorladı ki, en sonunda aklı yani zihni, yani egosu, beyni üzerindeki kilidi kaldırdı ve o gerçekle yüzleşti. Sonunda da bu günün toplum bakışıyla delirdi….
Bazı dindar kimseler onun ateist olduğu için delirdiğini iddia edebilir. Doğrusunu kim bilebilir ki? Ama bu gün etrafımıza baktığımızda, Bill Gates’ ten, Stephen Hawking’ e, Sigmund Freud’ dan, Thomas Edison’ a kadar pek çok fizikçi ve bilim adamının ateist olduğunu görüyoruz.
Bu bir doğruluk göstergesi değil tabii ki aynı şekilde, dünyaya faydası olmuş dindar pek çok insan da sayabiliriz. Bunu şunun için yazdım, geçtiğimiz günlerde Başbakanımız demişti ya; Dinsiz insandan hayır gelir mi? Diye…..
Bunun cevabı olsun diye yazdım. Çünkü eğer insandan bahsediyorsak, aslında insanın dindar ya da dinsiz olmasının çok fazla bir anlamı yok. Mesele eğer insan olmaksa….Din kisvesi arkasına sığınmış pek çok yobaz ve katil insanı da görebiliriz….
Yüz yıllardır dinler, insanları kontrol altında tutmanın önemli bir göstergesi olmuştur. Bir takım güç simsarları insanları istediği gibi idare edebilmek için onları, dinlere, cemaatlere, dergahlara yönlendirmiş ve onları bu çatılar altında toplamıştır. Ve burada çıkan kararlarla insanlar yönetilmiştir….
Tıpkı bu gün yapılmak istendiği gibi. Suriye ve Ortadoğu’ da oynanmak istenen, Amerikan oyunlarının, ekonomik, siyasi, güç peşinde koşmanın, bu coğrafyalarda yaşayan bizler gibi toplumların üzerinden oynanması gibi….Hem de sadece bir piyon olarak….
Nietzsche’ nin bu şahane aforizmasına bir söz de ben eklemek istiyorum. İnsanlar galiba ikiye ayrılıyor, yönetilenler ve yönetenler….
Biz acaba hangi gruba giriyoruz sizce?