Türkiye'nin ne şekilde yönetileceğinin belirleneceği referandum 16 Nisan 2016 tarihinde yapıldı.
AKP, BBP ve MHP'nin öncülük ettiği evet cephesi ile CHP, Saadet Partisi, HDP ve MHP'li küskünlerin, ayrıca demokrat aydın kesimlerin desteklediği hayır cephesi kıyasıya mücadele verdi.
Kıl payı denilebilecek bir oranla evet kazandı. ( %51.4 / %48.6)
Peki seçmen bu oranla ne demek istedi?
Bu oranlar neden ve nasıl çıktı, bu sonuçtan ne anlamalıyız?
Evet nasıl ilgi gördü, hayır cephesi neden kaybetti?
Öncelikle mühürsüz oy sayımının yarattığı infial konusunu tarihe not etmek gerekmektedir. Her seçimin belirleyeni olan İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Mersin, Adana ve Diyarbakır gibi büyükşehirlerde hayır önde olmasına rağmen nasıl olur da evet çıkar bunu zaman gösterecektir.
Bunun dışında;
İktidarın kaos vurgusu, istikrarın bozulma endişesi,
Recep Tayyip Erdoğan faktörünün Türk siyasetinde hala en önemli ve rakipsiz unsur olması,
Muhafazakâr ve sağ seçmenin CHP'ye karşı olumsuz tutumunun devam etmesi,
Medya'nın tek yönlü haber ve programlarıyla algı oluşturması
CHP'nin söz konusu değişiklikleri halka net bir şekilde anlatamamış olması
Seçimin kazananı ve kaybedeninin belirlenmesinde önemli konu başlıklarıdır.
Bu seçim göstermiştir ki; sağ seçmen için öncelikli olarak cumhuriyetin nasıl yönetileceği, yönetim şeklinin ne olacağı değil, kim tarafından yönetileceğidir.
Ve demiştir ki; hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak!
CHP'nin yol haritası ne olmalı?
16 Nisan 2017 referandum sonuçları gösterdi ki CHP en az 10 yıl daha iktidar yüzü göremeyecek. Çünkü CHP yönetimi ( kılıçdaroğlu ) ne yapsa, Recep Tayyip Erdoğan'ın bileğini bükemiyor.
2002 yılından beri AKP seçmeni sürekli zafer turları atıp, kazanmanın keyfini sürerken, CHP seçmeni yine yenilmiş olmanın kızgın hüznüyle kala kalıyor!
Resmen alışkanlık oldu!
CHP seçmeni, kitleyi, milyonlarca oy vereni ve ülkeyi ileriye götürsün, ortak benimsenmiş değerlere sahip çıksın diye, partisine oy verirken CHP yönetimi olaya sadece sayı gözüyle bakıyor.
CHP için olay; Hakem (YSK)sayıyı açıkladı ve bitti düzleminde, bu kadar.
Sonuç: Önümüzdeki yenilgilere bakacağız!
Ve tartışmalar sadece gazete yazısı dizisi olarak kalıyor.
Muhtemel başlık: CHP neden kaybetti!
Hiç bir zaman yenilgiye bahane uydurmak ve yenilgiyi kabullenmek milyonlarca seçmeni olan bir partinin resmi ideolojisi olmamalı.
CHP gemi yönetimi, seçmeninin düşünüp sığındığı, ufak tefek yerel kazanımlar dışında hiç bir zaman başarı ve zafer bayraklarının sallandığı limanlara taşıyamadı.
O gemi ki; ülkenin kurucusunun ilk başkanı olduğu, ülke kuruluş temelinde izlerinin olduğu, laikliğin savunucusu, Cumhuriyetin yılmaz bekçisi!
Oysa zafer unutturulmuş anlamsız bir kelime CHP seçmeni için. Ve sadece bir erkek adı!
Politika üretmek, muhalefet yapmak cesaret ve düşünce gerektirir. Hele günümüzde siyaseti laf cambazlığı tadında yapanlara karşı boynunuz sürekli bükük kalıyorsa bir şeyler ters gidiyordur.
CHP yönetimi basılı ve görsel medyayı kullanmakta o kadar başarısız ve beceriksiz ki!
Hep istiyorlar ki gazeteler CHP'yi haber yapsın, istiyorlar ki; TV kameraları kendilerine dönük olsun.
Olmuyor.
Yazmıyorlar!
Ne yapacaksınız, çözümünüz nedir?
Sosyal medyanın bu kadar yaygın olduğu bir dönemde hala çözüm mü arıyorsunuz?
Twitter ile arap baharında neler yapıldı bir bilseniz keşke?
Periscope denen sosyal medyayı bir anlayabilseniz!
Blog denilen bir şey var, internet sitesi açabiliyorsunuz, internet üzerinden yayın yapabiliyorsunuz!
Youtube denilen bir video paylaşım kanalı var, belki bilmiyorlardır diye yazayım.
Ha bir de reklam denilen bir kapitalist araç var, çok işe yarıyor.
Yıllardır mecliste biz önerdik, ama AKP reddetti... sonra biz yaptık diye halkı kandırdılar diyen CHP milletvekilleri oldu.
Ama “ya arkadaş önerge reddedildi, hadi bilboordlara, gazetelere ilan verip halka duyuralım” diye kimsenin aklına gelmedi. Bu kadar mı zor halka ulaşmak!
16 Nisan 2017 referandumunda Kemal Kılıçdaroğlu doğru bir politika yürüttü ama yetmedi.
Çünkü temelsizdi, geçmişteki izlenimleri yok edemedi.
Şimdi süslü cümlelere filan hiç gerek yok.
Madem maç başlayınca, kural değişti.
Parti yönetimi ( Muarrem İnce, Fikri Sağlar, Feyzi Feyzioğlu, Aylin Nazlıaka, Özgül özel, Aykut Erdoğdu, gibi) gençlerin ağırlıkta olduğu bir takım ile yenilenmeli.
Takım içinde eksiklik varsa, dışarıdan takviye yapılmalı!
Kümede kalmak için bu öncelikli şarttır.
twitter.com/yolagiden
">
Türkiye'nin ne şekilde yönetileceğinin belirleneceği referandum 16 Nisan 2016 tarihinde yapıldı.
AKP, BBP ve MHP'nin öncülük ettiği evet cephesi ile CHP, Saadet Partisi, HDP ve MHP'li küskünlerin, ayrıca demokrat aydın kesimlerin desteklediği hayır cephesi kıyasıya mücadele verdi.
Kıl payı denilebilecek bir oranla evet kazandı. ( %51.4 / %48.6)
Peki seçmen bu oranla ne demek istedi?
Bu oranlar neden ve nasıl çıktı, bu sonuçtan ne anlamalıyız?
Evet nasıl ilgi gördü, hayır cephesi neden kaybetti?
Öncelikle mühürsüz oy sayımının yarattığı infial konusunu tarihe not etmek gerekmektedir. Her seçimin belirleyeni olan İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Mersin, Adana ve Diyarbakır gibi büyükşehirlerde hayır önde olmasına rağmen nasıl olur da evet çıkar bunu zaman gösterecektir.
Bunun dışında;
İktidarın kaos vurgusu, istikrarın bozulma endişesi,
Recep Tayyip Erdoğan faktörünün Türk siyasetinde hala en önemli ve rakipsiz unsur olması,
Muhafazakâr ve sağ seçmenin CHP'ye karşı olumsuz tutumunun devam etmesi,
Medya'nın tek yönlü haber ve programlarıyla algı oluşturması
CHP'nin söz konusu değişiklikleri halka net bir şekilde anlatamamış olması
Seçimin kazananı ve kaybedeninin belirlenmesinde önemli konu başlıklarıdır.
Bu seçim göstermiştir ki; sağ seçmen için öncelikli olarak cumhuriyetin nasıl yönetileceği, yönetim şeklinin ne olacağı değil, kim tarafından yönetileceğidir.
Ve demiştir ki; hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak!
CHP'nin yol haritası ne olmalı?
16 Nisan 2017 referandum sonuçları gösterdi ki CHP en az 10 yıl daha iktidar yüzü göremeyecek. Çünkü CHP yönetimi ( kılıçdaroğlu ) ne yapsa, Recep Tayyip Erdoğan'ın bileğini bükemiyor.
2002 yılından beri AKP seçmeni sürekli zafer turları atıp, kazanmanın keyfini sürerken, CHP seçmeni yine yenilmiş olmanın kızgın hüznüyle kala kalıyor!
Resmen alışkanlık oldu!
CHP seçmeni, kitleyi, milyonlarca oy vereni ve ülkeyi ileriye götürsün, ortak benimsenmiş değerlere sahip çıksın diye, partisine oy verirken CHP yönetimi olaya sadece sayı gözüyle bakıyor.
CHP için olay; Hakem (YSK)sayıyı açıkladı ve bitti düzleminde, bu kadar.
Sonuç: Önümüzdeki yenilgilere bakacağız!
Ve tartışmalar sadece gazete yazısı dizisi olarak kalıyor.
Muhtemel başlık: CHP neden kaybetti!
Hiç bir zaman yenilgiye bahane uydurmak ve yenilgiyi kabullenmek milyonlarca seçmeni olan bir partinin resmi ideolojisi olmamalı.
CHP gemi yönetimi, seçmeninin düşünüp sığındığı, ufak tefek yerel kazanımlar dışında hiç bir zaman başarı ve zafer bayraklarının sallandığı limanlara taşıyamadı.
O gemi ki; ülkenin kurucusunun ilk başkanı olduğu, ülke kuruluş temelinde izlerinin olduğu, laikliğin savunucusu, Cumhuriyetin yılmaz bekçisi!
Oysa zafer unutturulmuş anlamsız bir kelime CHP seçmeni için. Ve sadece bir erkek adı!
Politika üretmek, muhalefet yapmak cesaret ve düşünce gerektirir. Hele günümüzde siyaseti laf cambazlığı tadında yapanlara karşı boynunuz sürekli bükük kalıyorsa bir şeyler ters gidiyordur.
CHP yönetimi basılı ve görsel medyayı kullanmakta o kadar başarısız ve beceriksiz ki!
Hep istiyorlar ki gazeteler CHP'yi haber yapsın, istiyorlar ki; TV kameraları kendilerine dönük olsun.
Olmuyor.
Yazmıyorlar!
Ne yapacaksınız, çözümünüz nedir?
Sosyal medyanın bu kadar yaygın olduğu bir dönemde hala çözüm mü arıyorsunuz?
Twitter ile arap baharında neler yapıldı bir bilseniz keşke?
Periscope denen sosyal medyayı bir anlayabilseniz!
Blog denilen bir şey var, internet sitesi açabiliyorsunuz, internet üzerinden yayın yapabiliyorsunuz!
Youtube denilen bir video paylaşım kanalı var, belki bilmiyorlardır diye yazayım.
Ha bir de reklam denilen bir kapitalist araç var, çok işe yarıyor.
Yıllardır mecliste biz önerdik, ama AKP reddetti... sonra biz yaptık diye halkı kandırdılar diyen CHP milletvekilleri oldu.
Ama “ya arkadaş önerge reddedildi, hadi bilboordlara, gazetelere ilan verip halka duyuralım” diye kimsenin aklına gelmedi. Bu kadar mı zor halka ulaşmak!
16 Nisan 2017 referandumunda Kemal Kılıçdaroğlu doğru bir politika yürüttü ama yetmedi.
Çünkü temelsizdi, geçmişteki izlenimleri yok edemedi.
Şimdi süslü cümlelere filan hiç gerek yok.
Madem maç başlayınca, kural değişti.
Parti yönetimi ( Muarrem İnce, Fikri Sağlar, Feyzi Feyzioğlu, Aylin Nazlıaka, Özgül özel, Aykut Erdoğdu, gibi) gençlerin ağırlıkta olduğu bir takım ile yenilenmeli.
Takım içinde eksiklik varsa, dışarıdan takviye yapılmalı!
Kümede kalmak için bu öncelikli şarttır.
twitter.com/yolagiden