Hepar dan mektup var

Dün çok güzel bir mektup aldım. Yok tabii ki bana özel değil. Hepar’...

Ebru Eğinlioğlu eeginlioglu@gmail.com

Dün çok güzel bir mektup aldım. Yok tabii ki bana özel değil. Hepar’ dan geliyor, Genel Başkanları; Osman Pamukoğlu imzalı.

Gayet düzgün bir kitapçık ve imzalı bir mektup hazırlamışlar. Baskısı, kalitesi ve içeriği gayet güzel.

Kitapçığın içinde ise seçilmeleri halinde yapacakları icraatler yazıyor. 40 sayfaya yakın bir kitapçık hazırlamışlar.

İçinden dikkatimi çeken önemli başlıkları hemen sizlerle paylaşıyorum.

 

Yolsuzluk suçlarında zamanaşımını kaldıracak ve yolsuzluk ihtisas mahkemelerinde hepsini yargılayacağız. Hepsinin servetlerine el konulacak, satılacak, paralar halkın hazinesine irad edilecektir.

 

Milletvekili, üst bürokrat ve memur dokunulmazlığı derhal kaldırılacak. Herkes vatandaş gibi adalet önüne çıkıp hesap verecek.

 

Parlamentoda milletvekili sayısı ilk seçim döneminde 450 ye , ikinci dönemde de 350 ye indirilecektir.. Kıyak emeklilik mevzuatı iptal edilecek, memur maaşlarına % kaç zam geliyorsa Cumhurbaşkanı dahil herkes aynı oranda zam alacaktır.

 

Örtülü ödenek denilen kişilerin ve kurumların keyfine kalan harcamalar yasa ile iptal edilecektir..

 

Halkın aç gezdiği bu memlekette halkın parası olan hazineden, partiler, çarçur etsin diye onlara yardım etmek akıl dışıdır kaldırılacaktır. Kanun çıkararak partilere verilen para haramdır.

 

Bütün keyfi harcamalara, saltanatlara, ayrıcalıklara, lüks yaşama, kamu ve mali yönetimlerde son verilecektir. Yağma sofrası ortadan kaldırılacaktır. Paraya muhtaç olan insanların manevi ve ahlaki değerlerinden taviz vererek bozulmalarına müsaade etmeyeceğiz.

 

Asgari ücretten vergi kaldırılacak ve asgari ücretin 1000 liraya yükseltilebilmesi için bütün imkanlar kullanılacaktır.

 

Türkiye’ de gençler geçim sıkıntısı ve düşük gelir nedeniyle evlenip yuva bile kuramamaktadır. Bu durum yüzbinlerce genci ileri yaşlara kadar tek başına yaşamaya mecbur etmektedir. Gençlere 10 yıl vadeyle ve faizsiz evlilik kredisi verilecektir.

 

Bu gün 1 nisan olduğunu düşünürsek bu vaadler bazılarına şaka gibi gelebilir.

Ama şaka değil hepsi gerçek, virgülüne bile dokunmadan verdim.

40 sayfadan bahsettim, benim değindiğim bölüm sadece 1 sayfanın içinde yer alan vaadler.

Bu minvalde giden pek çok okunduğunda kulağa güzel gelen madde yer alıyor kitapçığın içinde…

 

Bunu şunun için yazıyorum. Ben kişisel olarak bu partinin yaklaşımlarını beğeniyorum.

 Çünkü; mevcut iktidardan şikayet edenlerimiz, beğenenlerimiz var. Ama siyasetin alt yapısı değişmedikten sonra, x parti gitmiş, y parti gelmiş hiçbir önemi yok.

Yani daha öncede yazmıştım. Asgari ücretinizin 1000 liranın altında olduğu bir ülkede, milletvekili maaşı  da 4785 lira olmamalı. Bu dengesizliklere insanların şikayet etme hakkı yok. Yıllardır benzer politikalarla yönetilen insanlarda, normal tepkiler olmuyor. Ya çok olağandışı olarak şiddete başvuruyorlar, ya da son derece sessiz kalarak, kaderlerine boyun eğiyorlar.

Demokrasi demek sadece parti kapatmaların önüne geçilmesi, anayasa değişikliği  demek değildir.

İnsanların, şiddete, eyleme gerek kalmadan, insan gibi medenice eksiklerini bilip, ona göre hakkını istemesi, adaletin sağlıklı ve hızlı işleyişi demektir.

İnsanlar, yıllardır süren geçiştirme politikaları sonucunda, devletten talep etme yetisini kaybetmiş.

Kendimden birkaç örnek vereyim; Oğlumun bundan iki yıl kadar önce burnu kanadı, sanırım Pazar günüydü, hemen özel bir hastaneye koştum fakat doktor mu yoktu neydi tam hatırlayamıyorum,  oradan Çapa’ da ki devlet hastanesine gittik. Acile koştuk bir de ne göreyim tam 70 kişi acilde sıra bekliyor. Yani gerçekten acil bir durum olsa sesimizi duyurmak için her halde böyle bağırış çağırış içinde olmamız lazım. O zaman zannediyorum içeri alırlar, belki de yine mi almazlar? Gerçekten bilmiyorum..Ne yaptık? Hiçbir şey yapamadık, yine özel hastaneye koştuk. Peki koşamayan ne yapsın?

Yine ufak tefek hepimizin yaşadığı şeylerden bir can sıkıcı durum, benim çocukluğumdan beri, okuduğunuz okul ne olursa olsun, özel ders ya da kursa gitmeden doğru düzgün bir okul kazanamıyor olmanız.

 Tabii ki çok çalışkan öğrenciler de var, mucizevi bir şekilde kendi kendilerine, iyi yerler kazanıyorlar. Ama bunlar istisnai durumlar. Genel anlamda, öğretmenlerin özel ders vermesi için ve para kazanması için, kurslar v.s okul dışında ekstra eğitim yerleri planlanmış. Çocuğunuz özel okula gidiyorsa, bir de üzerine kurs, ya da ders parası koyuyorsunuz.

İnsan çocuğuna her şeyin en iyisini verir, imkanları içersinde ben bunun lafını asla etmiyorum.

Sistem olarak yıllardır, her şeyin belirli zümrelere bir rant temin eden yapısının altını çiziyorum. O zaman parası olmayan çocuk okul da kazanamayacak.

Daha pek çok şey var, altını çizeceğimiz bunlar en basit örnekler..

Öyle çok bu şekilde işleyen sistem var ki, insanların bir türlü iki yakaları bir araya gelmiyor.

Onun için bu gün geldiğimiz noktada, artık rahatsız olduğumuz şeylerin farkına varmalı, bize sunulan değil, bizim istediğimiz şeylerin iktidarı yönlendirdiği bir düzeni seçmeliyiz. Sadece seçmekle de kalmayıp, bize verilen vaadlerin takip edildiği bir zihniyete sahip olmamız gerekir. Böyle değerlendirdiğimizde, Hepar’ ın hazırladığı bu kitapçığı çok kayda değer buluyorum. Sadece seçim meydanlarında, suya yazı yazar gibi vaadlerde bulunmayıp, icraatlerini yazılı hale getirmişler.

Bazı köşe yazarları, çok romantik , esprili, ya da gündemi geçiştirecek yazılar yazabilirler, onlar da lazım tabii ama antidepresan niyetine..

Asıl mesela farkında olmak ve farkındalık yaratmakta.

Daha iyi şartlarda yaşamak istiyorsak, bunun yolu önce içinde olduğumuz durumun farkına varıp, daha iyi olmak adına neler yapabileceğimizi seçmekten geçiyor…

Değişim önce zihinde başlıyor…   

 

">

Dün çok güzel bir mektup aldım. Yok tabii ki bana özel değil. Hepar’ dan geliyor, Genel Başkanları; Osman Pamukoğlu imzalı.

Gayet düzgün bir kitapçık ve imzalı bir mektup hazırlamışlar. Baskısı, kalitesi ve içeriği gayet güzel.

Kitapçığın içinde ise seçilmeleri halinde yapacakları icraatler yazıyor. 40 sayfaya yakın bir kitapçık hazırlamışlar.

İçinden dikkatimi çeken önemli başlıkları hemen sizlerle paylaşıyorum.

 

Yolsuzluk suçlarında zamanaşımını kaldıracak ve yolsuzluk ihtisas mahkemelerinde hepsini yargılayacağız. Hepsinin servetlerine el konulacak, satılacak, paralar halkın hazinesine irad edilecektir.

 

Milletvekili, üst bürokrat ve memur dokunulmazlığı derhal kaldırılacak. Herkes vatandaş gibi adalet önüne çıkıp hesap verecek.

 

Parlamentoda milletvekili sayısı ilk seçim döneminde 450 ye , ikinci dönemde de 350 ye indirilecektir.. Kıyak emeklilik mevzuatı iptal edilecek, memur maaşlarına % kaç zam geliyorsa Cumhurbaşkanı dahil herkes aynı oranda zam alacaktır.

 

Örtülü ödenek denilen kişilerin ve kurumların keyfine kalan harcamalar yasa ile iptal edilecektir..

 

Halkın aç gezdiği bu memlekette halkın parası olan hazineden, partiler, çarçur etsin diye onlara yardım etmek akıl dışıdır kaldırılacaktır. Kanun çıkararak partilere verilen para haramdır.

 

Bütün keyfi harcamalara, saltanatlara, ayrıcalıklara, lüks yaşama, kamu ve mali yönetimlerde son verilecektir. Yağma sofrası ortadan kaldırılacaktır. Paraya muhtaç olan insanların manevi ve ahlaki değerlerinden taviz vererek bozulmalarına müsaade etmeyeceğiz.

 

Asgari ücretten vergi kaldırılacak ve asgari ücretin 1000 liraya yükseltilebilmesi için bütün imkanlar kullanılacaktır.

 

Türkiye’ de gençler geçim sıkıntısı ve düşük gelir nedeniyle evlenip yuva bile kuramamaktadır. Bu durum yüzbinlerce genci ileri yaşlara kadar tek başına yaşamaya mecbur etmektedir. Gençlere 10 yıl vadeyle ve faizsiz evlilik kredisi verilecektir.

 

Bu gün 1 nisan olduğunu düşünürsek bu vaadler bazılarına şaka gibi gelebilir.

Ama şaka değil hepsi gerçek, virgülüne bile dokunmadan verdim.

40 sayfadan bahsettim, benim değindiğim bölüm sadece 1 sayfanın içinde yer alan vaadler.

Bu minvalde giden pek çok okunduğunda kulağa güzel gelen madde yer alıyor kitapçığın içinde…

 

Bunu şunun için yazıyorum. Ben kişisel olarak bu partinin yaklaşımlarını beğeniyorum.

 Çünkü; mevcut iktidardan şikayet edenlerimiz, beğenenlerimiz var. Ama siyasetin alt yapısı değişmedikten sonra, x parti gitmiş, y parti gelmiş hiçbir önemi yok.

Yani daha öncede yazmıştım. Asgari ücretinizin 1000 liranın altında olduğu bir ülkede, milletvekili maaşı  da 4785 lira olmamalı. Bu dengesizliklere insanların şikayet etme hakkı yok. Yıllardır benzer politikalarla yönetilen insanlarda, normal tepkiler olmuyor. Ya çok olağandışı olarak şiddete başvuruyorlar, ya da son derece sessiz kalarak, kaderlerine boyun eğiyorlar.

Demokrasi demek sadece parti kapatmaların önüne geçilmesi, anayasa değişikliği  demek değildir.

İnsanların, şiddete, eyleme gerek kalmadan, insan gibi medenice eksiklerini bilip, ona göre hakkını istemesi, adaletin sağlıklı ve hızlı işleyişi demektir.

İnsanlar, yıllardır süren geçiştirme politikaları sonucunda, devletten talep etme yetisini kaybetmiş.

Kendimden birkaç örnek vereyim; Oğlumun bundan iki yıl kadar önce burnu kanadı, sanırım Pazar günüydü, hemen özel bir hastaneye koştum fakat doktor mu yoktu neydi tam hatırlayamıyorum,  oradan Çapa’ da ki devlet hastanesine gittik. Acile koştuk bir de ne göreyim tam 70 kişi acilde sıra bekliyor. Yani gerçekten acil bir durum olsa sesimizi duyurmak için her halde böyle bağırış çağırış içinde olmamız lazım. O zaman zannediyorum içeri alırlar, belki de yine mi almazlar? Gerçekten bilmiyorum..Ne yaptık? Hiçbir şey yapamadık, yine özel hastaneye koştuk. Peki koşamayan ne yapsın?

Yine ufak tefek hepimizin yaşadığı şeylerden bir can sıkıcı durum, benim çocukluğumdan beri, okuduğunuz okul ne olursa olsun, özel ders ya da kursa gitmeden doğru düzgün bir okul kazanamıyor olmanız.

 Tabii ki çok çalışkan öğrenciler de var, mucizevi bir şekilde kendi kendilerine, iyi yerler kazanıyorlar. Ama bunlar istisnai durumlar. Genel anlamda, öğretmenlerin özel ders vermesi için ve para kazanması için, kurslar v.s okul dışında ekstra eğitim yerleri planlanmış. Çocuğunuz özel okula gidiyorsa, bir de üzerine kurs, ya da ders parası koyuyorsunuz.

İnsan çocuğuna her şeyin en iyisini verir, imkanları içersinde ben bunun lafını asla etmiyorum.

Sistem olarak yıllardır, her şeyin belirli zümrelere bir rant temin eden yapısının altını çiziyorum. O zaman parası olmayan çocuk okul da kazanamayacak.

Daha pek çok şey var, altını çizeceğimiz bunlar en basit örnekler..

Öyle çok bu şekilde işleyen sistem var ki, insanların bir türlü iki yakaları bir araya gelmiyor.

Onun için bu gün geldiğimiz noktada, artık rahatsız olduğumuz şeylerin farkına varmalı, bize sunulan değil, bizim istediğimiz şeylerin iktidarı yönlendirdiği bir düzeni seçmeliyiz. Sadece seçmekle de kalmayıp, bize verilen vaadlerin takip edildiği bir zihniyete sahip olmamız gerekir. Böyle değerlendirdiğimizde, Hepar’ ın hazırladığı bu kitapçığı çok kayda değer buluyorum. Sadece seçim meydanlarında, suya yazı yazar gibi vaadlerde bulunmayıp, icraatlerini yazılı hale getirmişler.

Bazı köşe yazarları, çok romantik , esprili, ya da gündemi geçiştirecek yazılar yazabilirler, onlar da lazım tabii ama antidepresan niyetine..

Asıl mesela farkında olmak ve farkındalık yaratmakta.

Daha iyi şartlarda yaşamak istiyorsak, bunun yolu önce içinde olduğumuz durumun farkına varıp, daha iyi olmak adına neler yapabileceğimizi seçmekten geçiyor…

Değişim önce zihinde başlıyor…   

 

Tüm yazılarını göster