Hayata dair yaşanmış bir sınav anısı...

Haber3.com yazarı Levent Küçük yazdı: Hayata dair yaşanmış bir sınav anısı...

Levent Küçük levent80@gmail.com

Bugün saat 13.00’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde gireceğim sigortacılıkla ilgili sınav öncesi, telefonumu bırakacağım emanetçi önündeki kalabalığı görünce, sınavın başlamasına az bir süre kaldığından, sıraya girmek yerine, sınava girenleri bekleyen kalabalık arasında bir tanıdık var mı diye etrafıma bakındım. Etrafta tanıdık bir kişi göremedim. Ne yapabilirim diye düşünürken, omuzunda kadın çantası asılı bulunan, 30 yaşlarında biri gözüme çarptı. Sınava giren birini bekleyen ve güven veren bir insan imajı veriyordu. Hiç tanımadığım bu adamın yanına yaklaştım ve telefonumu sana bırakabilir miyim diye teklifte bulundum.

Şaşkınlıkla yüzüme bakan adam “Abi, eşim sınava giriyor onu bekliyorum, iki telefon daha var” diyerek, biraz tereddüt etse de, telefonumu almayı kabul etti ve telefonumu çantasına koydu. Ardından, Arzular Metal Firması’ndanım deyip, bana kartvizitini vermek üzere cüzdanında aramaya başladı. Ben de kartvizite gerek yok, ben seni bulurum deyince, “Abi, çıkışta burada olurum” dedi ve sınava girmek üzere yanından ayrıldım.
Sınav için 3. kattaki salona çıktığımda görevli gözetmen “Yanında cep telefonu olan var mı” diye uyarıda bulununca, salondakilerin sınav öncesi stresini biraz azaltmak amacıyla, telefonumu kapıda hiç tanımadığım birine bıraktım dedim. Bunun üzerine, birlikte sınava girenlerden bazıları, “Abi nasıl bıraktın, telefonunun marka ve modeli neydi, sen şimdi sınava da odaklanamazsın” şeklinde, biraz da espri ve şaşkınlıkla konuştular.
Onların bu şekilde konuşması üzerine, sınav başlamadan yerimden kalkarak, telefonumu bıraktığım kişi kapı önünde mi diye ihtiyaten pencereden aşağıya baktım. Ancak, kalabalık arasında o kişiyi göremedim.

Sigortacılık ile ilgili bir sınava girerken, bir teminat olmaksızın riski, rizikoyu üstlenmiştim. Yaptığım şey, kişisel tecrübelerim ve insan ilişkilerime güvenerek, telefonumu hiç tanımadığım bir kişiye emanet etmek olmuştu.
Sınav süresince ister istemez telefonumu düşündüm. Ancak, o kişiden emindim ve bir sorun yaşamayacağıma inanıyordum.

İlk 35 dakikada sınavı tamamlayıp dışarı çıktığımda, kapının önünde o kişinin beni beklediğini gördüm. Yanına gittiğimde, çantasını açıp telefonumu verdi, ardından kartvizitini uzattı. Aksaraylı olduğunu öğrendiğim. Sevgili Harun Katman’a teşekkür ederek, kendimi tanıttım. O da bana “Bir sorunumuz olursa sizi ararız” cevabını vererek, kısa bir sohbet sonrası yanından ayrıldım.

Yaşadıklarımı her biriniz farklı açılardan değerlendirebilirsiniz. Kendi açımdan, insanların birbirine güvenmediği, güvensizliğin artış gösterdiği günümüzde, bir risk üstlenerek, bir insana güvenmek ve o insana güvendiğimi göstermek istemiştim.

Sizler ise eşyalarınızı lütfen emanetçilere teslim etmeyi ihmal etmeyin. Bu arada, telefonumun marka ve modeli iPhone 11. Huzurlu ve güvenli güzel günler diliyorum.

Saygılarımla.
Levent KÜÇÜK

">

Bugün saat 13.00’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde gireceğim sigortacılıkla ilgili sınav öncesi, telefonumu bırakacağım emanetçi önündeki kalabalığı görünce, sınavın başlamasına az bir süre kaldığından, sıraya girmek yerine, sınava girenleri bekleyen kalabalık arasında bir tanıdık var mı diye etrafıma bakındım. Etrafta tanıdık bir kişi göremedim. Ne yapabilirim diye düşünürken, omuzunda kadın çantası asılı bulunan, 30 yaşlarında biri gözüme çarptı. Sınava giren birini bekleyen ve güven veren bir insan imajı veriyordu. Hiç tanımadığım bu adamın yanına yaklaştım ve telefonumu sana bırakabilir miyim diye teklifte bulundum.

Şaşkınlıkla yüzüme bakan adam “Abi, eşim sınava giriyor onu bekliyorum, iki telefon daha var” diyerek, biraz tereddüt etse de, telefonumu almayı kabul etti ve telefonumu çantasına koydu. Ardından, Arzular Metal Firması’ndanım deyip, bana kartvizitini vermek üzere cüzdanında aramaya başladı. Ben de kartvizite gerek yok, ben seni bulurum deyince, “Abi, çıkışta burada olurum” dedi ve sınava girmek üzere yanından ayrıldım.
Sınav için 3. kattaki salona çıktığımda görevli gözetmen “Yanında cep telefonu olan var mı” diye uyarıda bulununca, salondakilerin sınav öncesi stresini biraz azaltmak amacıyla, telefonumu kapıda hiç tanımadığım birine bıraktım dedim. Bunun üzerine, birlikte sınava girenlerden bazıları, “Abi nasıl bıraktın, telefonunun marka ve modeli neydi, sen şimdi sınava da odaklanamazsın” şeklinde, biraz da espri ve şaşkınlıkla konuştular.
Onların bu şekilde konuşması üzerine, sınav başlamadan yerimden kalkarak, telefonumu bıraktığım kişi kapı önünde mi diye ihtiyaten pencereden aşağıya baktım. Ancak, kalabalık arasında o kişiyi göremedim.

Sigortacılık ile ilgili bir sınava girerken, bir teminat olmaksızın riski, rizikoyu üstlenmiştim. Yaptığım şey, kişisel tecrübelerim ve insan ilişkilerime güvenerek, telefonumu hiç tanımadığım bir kişiye emanet etmek olmuştu.
Sınav süresince ister istemez telefonumu düşündüm. Ancak, o kişiden emindim ve bir sorun yaşamayacağıma inanıyordum.

İlk 35 dakikada sınavı tamamlayıp dışarı çıktığımda, kapının önünde o kişinin beni beklediğini gördüm. Yanına gittiğimde, çantasını açıp telefonumu verdi, ardından kartvizitini uzattı. Aksaraylı olduğunu öğrendiğim. Sevgili Harun Katman’a teşekkür ederek, kendimi tanıttım. O da bana “Bir sorunumuz olursa sizi ararız” cevabını vererek, kısa bir sohbet sonrası yanından ayrıldım.

Yaşadıklarımı her biriniz farklı açılardan değerlendirebilirsiniz. Kendi açımdan, insanların birbirine güvenmediği, güvensizliğin artış gösterdiği günümüzde, bir risk üstlenerek, bir insana güvenmek ve o insana güvendiğimi göstermek istemiştim.

Sizler ise eşyalarınızı lütfen emanetçilere teslim etmeyi ihmal etmeyin. Bu arada, telefonumun marka ve modeli iPhone 11. Huzurlu ve güvenli güzel günler diliyorum.

Saygılarımla.
Levent KÜÇÜK

Tüm yazılarını göster