Gündemde olan konulara bakıyorum. IMF’ yi protesto gösterileri diye izlediğimiz, bir sürü genç delikanlı. İyice kontrolden çıkmış, bankalara saldıran, cam çerçeve indiren insan tiplerini gördüğümüz çirkin bir tablo. Bir tarafta insan olarak düşünüyorum, gencecik çocuklar muhtemelen işsiz, parasız kalmış, davranış biçimleri kabul edilemez, iyice kontrolden çıkmış. Cebinde 20 lira parayla gün geçiren insanlar biliyorum. Metrobüslerde, kalabalıktan, sıkışıklıktan ölen insanlar. Denizli’ de intihar eden, Ufo’ cu işadamı. Borçları sebebiyle öldüğü iddia ediliyor. İntihar haberine gelen yorumlara bakıyorum, herkes ne kadar iyi ve dürüst bir işadamı olduğunu, Denizli’ de tekstilin üç yıldır bitik olduğunu, krizin teğet falan geçmediğini, hukumetin ekonomoyi yönetmekte başarısız olduğunu söylüyor. İçimden yazı yazmak gelmiyor. Sürekli gamlı baykuş gibi, tatsız konulardan bahsetmek istemiyorum. Ama yazacak doğru düzgün bir konu bulamıyorum. Benim de psikolojim bozuluyor. Uzun zamandır köşe yazısı yazıyorum. Çok nadir zamanlarda tıkanıyorum, bu da o nadir zamanlardan biri diye düşünmek istiyorum.
Dün okuduğum haberlerden biri de, Kevin Costner ile ilgili olanıydı, Mhp’ li Oktay Vural, araştırmış, Akp’ nin yalanını çıkartmış, meğerse Costner, Akp’ li Edibe Sözen’ in iddia ettiği gibi, açılıma destek falan vermemiş.
Şimdi bu konuyla ilgili bir yazı yazdım, sonra yanlış anlaşılacağını düşündüğüm için geri çektim. Şunu demeye çalışıyorum, yani Kevin Costner bizdeki açılımı desteklese ne olur, desteklemese ne? Bu kadar ülkenin çözülmemiş önemli sorunu varken, bu konuları işlemek bana polemik konusu gibi geliyor dedim. Sonra da, şimdi bazı okurlar yanlış anlar, vay Akp’ ye arka çıktı gibi yorumlar diye geri çektim. O kadar hassas bir dönemden geçiyoruz, Hülya Avşar programında, bu Akp’ nin hiç mi iyi yaptığı bir şey yok diyor. Yaşar Nuri Öztürk; bana Akp ‘ yi övme diye programı terk ediyor. Bu kadar her söylediğimiz yanlış anlaşılıyor. Bu söylediğimiz de yanlış anlaşılmasın. Bir kere Hülya Avşar’ ın o programı çok anlamsız bir konseptteydi. Bu kadıncağız, bir film artisti ayrıca, siyaset, ekonomi v.s konuşacak alt yapıya sahip değil. Daha doğrusu, bu güne kadar çizdiği imajıyla hiç uyuşmadığı için, insanlar bu durumunu doğal olarak kabullenmiyor, beğenmiyor. Diğer taraftan, Yaşar Nuri’ nin, canlı yayını terk etmesini de bir anlamsız buldum, sonuçta bunlar aynı kanalda çalışan insanlar, program çok konuşulsun diye danışıklı dövüş mü yaptılar diye düşünmedim dersem de yalan olmaz. Malum artık, her hareketin yönünü raiting belirlediği için bu yolda her şey de mübah oluyor.
Çok açıldığım konuma geri dönecek olursam, ben kişisel olarak Akp’ nin yaptığı hiçbir şeyi vatandaş olarak beğenmiyorum. Ama muhalefet partilerini de beğenmiyorum. Hele geçtiğimiz günlerde, Başbakan’ ın ettiği bir söz vardı; ‘ Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok’ diye ben orada takıldım kaldım. Yani bir Başbakan bu lafı nasıl söyler, şaka gibi bir şey…
Onun için, boş verin Kevin Costner açılımı destekledi yalanını çıkartmayı, ona gelene kadar üzerinde konuşulacak daha neler var.
">
Gündemde olan konulara bakıyorum. IMF’ yi protesto gösterileri diye izlediğimiz, bir sürü genç delikanlı. İyice kontrolden çıkmış, bankalara saldıran, cam çerçeve indiren insan tiplerini gördüğümüz çirkin bir tablo. Bir tarafta insan olarak düşünüyorum, gencecik çocuklar muhtemelen işsiz, parasız kalmış, davranış biçimleri kabul edilemez, iyice kontrolden çıkmış. Cebinde 20 lira parayla gün geçiren insanlar biliyorum. Metrobüslerde, kalabalıktan, sıkışıklıktan ölen insanlar. Denizli’ de intihar eden, Ufo’ cu işadamı. Borçları sebebiyle öldüğü iddia ediliyor. İntihar haberine gelen yorumlara bakıyorum, herkes ne kadar iyi ve dürüst bir işadamı olduğunu, Denizli’ de tekstilin üç yıldır bitik olduğunu, krizin teğet falan geçmediğini, hukumetin ekonomoyi yönetmekte başarısız olduğunu söylüyor. İçimden yazı yazmak gelmiyor. Sürekli gamlı baykuş gibi, tatsız konulardan bahsetmek istemiyorum. Ama yazacak doğru düzgün bir konu bulamıyorum. Benim de psikolojim bozuluyor. Uzun zamandır köşe yazısı yazıyorum. Çok nadir zamanlarda tıkanıyorum, bu da o nadir zamanlardan biri diye düşünmek istiyorum.
Dün okuduğum haberlerden biri de, Kevin Costner ile ilgili olanıydı, Mhp’ li Oktay Vural, araştırmış, Akp’ nin yalanını çıkartmış, meğerse Costner, Akp’ li Edibe Sözen’ in iddia ettiği gibi, açılıma destek falan vermemiş.
Şimdi bu konuyla ilgili bir yazı yazdım, sonra yanlış anlaşılacağını düşündüğüm için geri çektim. Şunu demeye çalışıyorum, yani Kevin Costner bizdeki açılımı desteklese ne olur, desteklemese ne? Bu kadar ülkenin çözülmemiş önemli sorunu varken, bu konuları işlemek bana polemik konusu gibi geliyor dedim. Sonra da, şimdi bazı okurlar yanlış anlar, vay Akp’ ye arka çıktı gibi yorumlar diye geri çektim. O kadar hassas bir dönemden geçiyoruz, Hülya Avşar programında, bu Akp’ nin hiç mi iyi yaptığı bir şey yok diyor. Yaşar Nuri Öztürk; bana Akp ‘ yi övme diye programı terk ediyor. Bu kadar her söylediğimiz yanlış anlaşılıyor. Bu söylediğimiz de yanlış anlaşılmasın. Bir kere Hülya Avşar’ ın o programı çok anlamsız bir konseptteydi. Bu kadıncağız, bir film artisti ayrıca, siyaset, ekonomi v.s konuşacak alt yapıya sahip değil. Daha doğrusu, bu güne kadar çizdiği imajıyla hiç uyuşmadığı için, insanlar bu durumunu doğal olarak kabullenmiyor, beğenmiyor. Diğer taraftan, Yaşar Nuri’ nin, canlı yayını terk etmesini de bir anlamsız buldum, sonuçta bunlar aynı kanalda çalışan insanlar, program çok konuşulsun diye danışıklı dövüş mü yaptılar diye düşünmedim dersem de yalan olmaz. Malum artık, her hareketin yönünü raiting belirlediği için bu yolda her şey de mübah oluyor.
Çok açıldığım konuma geri dönecek olursam, ben kişisel olarak Akp’ nin yaptığı hiçbir şeyi vatandaş olarak beğenmiyorum. Ama muhalefet partilerini de beğenmiyorum. Hele geçtiğimiz günlerde, Başbakan’ ın ettiği bir söz vardı; ‘ Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok’ diye ben orada takıldım kaldım. Yani bir Başbakan bu lafı nasıl söyler, şaka gibi bir şey…
Onun için, boş verin Kevin Costner açılımı destekledi yalanını çıkartmayı, ona gelene kadar üzerinde konuşulacak daha neler var.