Gerçek ve sahte milliyetçilik...

Gerçek ve sahte milliyetçilik...

R. Bülend Kırmacı r.b.kirmaci@gmail.com

Milliyetçilik Türk Devriminin en güçlü dinamosu, günümüz dünyasında siyasetin giderek yükselen kavramı...

Bu kavramın yerine, yurduna, toplumların tarihine ve zamana göre kimi farklılıklar taşıdığı muhakkak. 

Bizim anladığımız milliyetçilik, etnik veya dini aidiyete göre ayrım yapmayan, Milletin ve fertlerinin çıkar, hak ve gelecek hedeflerinde birleştiren, insancıl, halkçı, kültürel bir milliyetçiliktir...

Günümüzün göçler, bölgesel savaşlar, yabancılaşma ortamında milliyetçilik, "dışsal, ithal, tercüme konumuyla" halkın duygularını kullanan, gerçekte sömürü ve emperyalizme yataklık eden bir söylem olarak tedavüledir.

Biz böylesini değil; telif olan, on bin yıllık uygarlığımızla Cumhuriyet ilkelerinin örtüştüğü, "gerçek bir milliyetçiliği" savunmak ve sahiplenmek zorundayız...

Bu bağlamda, toprak bütünlüğümüzü korumak, iktisadi çıkarlarımızı Akdeniz'den Karadeniz'e yeryüzünde savunmak ve tüm bunların yanında...

... İktisadi kuruluşlarımızın yüceltilmesi ve milli gelir ile ulusal varlıkların hakça bölüşümü için gerekli önlemleri almak zorundayız...

Kültürel milliyetçiliğimiz; Türk-Kürt, Sünni-Alevi, Rumelili / Anadolulu, zengin-yoksul, kadın-erkek, sağlıklı, engelli demeden tüm yurttaşlarımızı vatandaşlık bağı içinde bir ve bütün gören, bizi gelenekten geleceğe götüren bir ideal, bir ortak değerler manzumesinin en değerli parçası olarak yaşamak ve yaşatılmak zorundadır. 

Milliyetçiliğin pratiği, ulus-devletin varoluş mücadelesi ve ulusal direncin ve zaferin örgütlenme felsefesinde ve bu pratiğin devamlılığı için içilen and'ta belirir...

Peki Ulusun damarlarında ve genetiğinde yaşayan ve günümüzde giderek yükselen milliyetçiliği daha ziyade hamaset ile, boş vaatlerle kullanmaya çalışan siyaseti nasıl ayırt edeceğiz?

Bu "sınamayı" yapmalıyız, çünkü buna (gerçek ile yapay olanın ayrımına) toplum ve siyaset olarak ihtiyacımız var...

Gerçek milliyetçilik, her yurttaşa eşit ve parasız eğitim ve sağlık hizmetini garanti etmektir.

Gerçek milliyetçilik, tarım istihbaratına önem vermek, yabancı yapay tatlandırıcı şirketine yol açmamak, şeker fabrikalarını kapatmamaktır.

Milliyetçilik, 4. Endüstri Devrimine hazırlanmak, uzayda uydular marifetiyle ticari rekabete hazır olmaktır.

Gerçek milliyetcilik, Bor gibi stratejik madenleri kesinlikle kamu envanterinde tutmak, 
o arada Engin Arık gibi beyinleri ve ASELSAN'daki mühendislerimizi korumaktır...

Milliyetçilik, 1 liraya mal ettiği hizmeti 4 liraya sunan elektrik dağıtım şirketlerini ve yılda yüzde 1200'den fazla kar eden petrol şirketlerini kamulaştırmaktır...

Gerçek milliyetçilik, halkı kazıklayan marketleri ağır cezalandırmak, vergi adaletini sağlayıp, vergi kaçırılmasını asla bağışlamamaktır...

Milliyetçilik refahın hakça bölüşümü için her türlü önlemi cesurca almaktır.

Milliyet sever milliyetçilik, TV'lerde ahlaksız görüntülere izin vermemek, bireysel silahlanmanın önüne geçmek, "çakarlı araba" dahil kimi çevrelere tanınan garip ayrıcalıklara son vermektir...

Gerçek milliyetçilik,  
bir yandan savunma sanayinde millileşmeye hız vermek, diğer yandan S-400'lerin alınmasındaki dirayetli duruşu sürdürüp, bölge merkezli bir dış siyaset izlemektir...

Gerçek milliyetçilik, KKTC'ye, Balkanlar ve Asya Türklerine ve Türk Kültürüne sahip çıkmak kadar, gurbetçilerimizin serbest dolaşım hakkını savunmak ve ülkemizdeki düzensiz göçmenleri usulünce ve insanca geri göndermektir.

Gerçek milliyetçilik, 
düne kadar turizm bölgelerinde iş yeri sahibi olan vatandaşlarımızın bugün yabancıların otellerinde çalışmasına neden olan 'bozuk ekonomik düzeni' halktan, üretimden ve "Türkiye'den yana" değiştirmektir...

Nihayet gerçek milliyetçilik, Tam Bağımsızlık ve anti-emperyalizm ilkelerinde bu şanlı Ulusu, onurlu halkı içten ve yürekten birleştirmektir...

">

Milliyetçilik Türk Devriminin en güçlü dinamosu, günümüz dünyasında siyasetin giderek yükselen kavramı...

Bu kavramın yerine, yurduna, toplumların tarihine ve zamana göre kimi farklılıklar taşıdığı muhakkak. 

Bizim anladığımız milliyetçilik, etnik veya dini aidiyete göre ayrım yapmayan, Milletin ve fertlerinin çıkar, hak ve gelecek hedeflerinde birleştiren, insancıl, halkçı, kültürel bir milliyetçiliktir...

Günümüzün göçler, bölgesel savaşlar, yabancılaşma ortamında milliyetçilik, "dışsal, ithal, tercüme konumuyla" halkın duygularını kullanan, gerçekte sömürü ve emperyalizme yataklık eden bir söylem olarak tedavüledir.

Biz böylesini değil; telif olan, on bin yıllık uygarlığımızla Cumhuriyet ilkelerinin örtüştüğü, "gerçek bir milliyetçiliği" savunmak ve sahiplenmek zorundayız...

Bu bağlamda, toprak bütünlüğümüzü korumak, iktisadi çıkarlarımızı Akdeniz'den Karadeniz'e yeryüzünde savunmak ve tüm bunların yanında...

... İktisadi kuruluşlarımızın yüceltilmesi ve milli gelir ile ulusal varlıkların hakça bölüşümü için gerekli önlemleri almak zorundayız...

Kültürel milliyetçiliğimiz; Türk-Kürt, Sünni-Alevi, Rumelili / Anadolulu, zengin-yoksul, kadın-erkek, sağlıklı, engelli demeden tüm yurttaşlarımızı vatandaşlık bağı içinde bir ve bütün gören, bizi gelenekten geleceğe götüren bir ideal, bir ortak değerler manzumesinin en değerli parçası olarak yaşamak ve yaşatılmak zorundadır. 

Milliyetçiliğin pratiği, ulus-devletin varoluş mücadelesi ve ulusal direncin ve zaferin örgütlenme felsefesinde ve bu pratiğin devamlılığı için içilen and'ta belirir...

Peki Ulusun damarlarında ve genetiğinde yaşayan ve günümüzde giderek yükselen milliyetçiliği daha ziyade hamaset ile, boş vaatlerle kullanmaya çalışan siyaseti nasıl ayırt edeceğiz?

Bu "sınamayı" yapmalıyız, çünkü buna (gerçek ile yapay olanın ayrımına) toplum ve siyaset olarak ihtiyacımız var...

Gerçek milliyetçilik, her yurttaşa eşit ve parasız eğitim ve sağlık hizmetini garanti etmektir.

Gerçek milliyetçilik, tarım istihbaratına önem vermek, yabancı yapay tatlandırıcı şirketine yol açmamak, şeker fabrikalarını kapatmamaktır.

Milliyetçilik, 4. Endüstri Devrimine hazırlanmak, uzayda uydular marifetiyle ticari rekabete hazır olmaktır.

Gerçek milliyetcilik, Bor gibi stratejik madenleri kesinlikle kamu envanterinde tutmak, 
o arada Engin Arık gibi beyinleri ve ASELSAN'daki mühendislerimizi korumaktır...

Milliyetçilik, 1 liraya mal ettiği hizmeti 4 liraya sunan elektrik dağıtım şirketlerini ve yılda yüzde 1200'den fazla kar eden petrol şirketlerini kamulaştırmaktır...

Gerçek milliyetçilik, halkı kazıklayan marketleri ağır cezalandırmak, vergi adaletini sağlayıp, vergi kaçırılmasını asla bağışlamamaktır...

Milliyetçilik refahın hakça bölüşümü için her türlü önlemi cesurca almaktır.

Milliyet sever milliyetçilik, TV'lerde ahlaksız görüntülere izin vermemek, bireysel silahlanmanın önüne geçmek, "çakarlı araba" dahil kimi çevrelere tanınan garip ayrıcalıklara son vermektir...

Gerçek milliyetçilik,  
bir yandan savunma sanayinde millileşmeye hız vermek, diğer yandan S-400'lerin alınmasındaki dirayetli duruşu sürdürüp, bölge merkezli bir dış siyaset izlemektir...

Gerçek milliyetçilik, KKTC'ye, Balkanlar ve Asya Türklerine ve Türk Kültürüne sahip çıkmak kadar, gurbetçilerimizin serbest dolaşım hakkını savunmak ve ülkemizdeki düzensiz göçmenleri usulünce ve insanca geri göndermektir.

Gerçek milliyetçilik, 
düne kadar turizm bölgelerinde iş yeri sahibi olan vatandaşlarımızın bugün yabancıların otellerinde çalışmasına neden olan 'bozuk ekonomik düzeni' halktan, üretimden ve "Türkiye'den yana" değiştirmektir...

Nihayet gerçek milliyetçilik, Tam Bağımsızlık ve anti-emperyalizm ilkelerinde bu şanlı Ulusu, onurlu halkı içten ve yürekten birleştirmektir...

Tüm yazılarını göster