Gerçek habercilik, çıkarsız, tarafsız ama ilkeli olmalı..

Türkiye" de yeni bir gazete iş yapar mı? Bence yapmaz çünkü, artık insanlar, haberleri, an be an...

Ebru Eğinlioğlu eeginlioglu@gmail.com

Türkiye" de yeni bir gazete iş yapar mı?

Bence yapmaz çünkü, artık insanlar, haberleri, an be an internet üzerinden takip ediyor. 70 yaşındaki babam bile internet kullanıyor, gazeteleri ve haber sitelerini takip ediyor. Bu tabii benim fikrim..Doğrudur, yanlıştır hep birlikte göreceğiz.

Bir başka açıdan, her basın yayın kuruluşu özellikle, tekelleşmiş ve kendilerinden başka herkesi piyasadan silmeye çalışan, bunun için önüne gelen her fırsatı değerlendiren ve sözde etik olan o dev kuruluşlar hiçbir zaman gerçekten habercilik yapmazlar. Onlar için çıkarları önemlidir, dolayısıyla çıkarlarına göre ve taraflı yayınlar yaparlar. Ellerinde pek çok belge ve bilgi vardır ama bunları işlerine gelmiyorsa kullanmazlar, ya da tam tersi kullanırlar.  Burunları o kadar yukardadır ki, kendileri dışındaki kimseyi kaale almazlar. En büyük yazarlar, en büyük haberciler, en iyi programcılar hep onların grubundandır. Doğal olarak bu insanların, büyük egoları da vardır. Hele hele bazı  üst düzey yöneticileri, genel yayın yönetmenleri, patronlardan daha patrondur, yani kraldan daha kralcıdır. Kendi altlarındaki personele kök söktürür, sonra da, vay nasıl iyi idareciyim diye övünürler. Herkes iş istemek için, onların etrafında pervane olur, onlar bu pervanelerden, paşa gönülleri kimi seçerse ona, iş ve aş verirler.. Sonra da arkalarından konuşurlar, ya falanca da bize geldi ama biz onu bize uygun olmadığı için almadık. Biz yalnızca, 1. sınıf insanlarla çalışırız. Hikaye tabii. Bunun açılımı; biz yalnızca, bize biat eden, istediğimizi yaptırabildiğimiz insanlarla çalışırız dır doğrusu… Yani kısaca çalışanlarının , veli nimetidir, her şeyleridir genel yayın yönetmenleri…

Katıldıkları sosyetik davetlerde, etraflarında ki hatırı sayılır iş adamlarına, medya daki güçlerini kullanarak, kendi patronajının sağladıkları imkanlarla, ağızlarına iki numara büyük gelen puroları ve şık eşleriyle hava atarlar. Markalı giyim takıntısı daha çok bu kesimde yoğundur. Çünkü çocuklukları, daha mütevazi ve sıradan geçtiği için, şimdi kazandıkları paraların hakkını vermek isterler. Yaz tatillerinde gittikleri, patronlarının yatlarında geçirdikleri partileri, eşe dosta anlata anlata bitiremezler…Özel davetle çıktıkları yurt dışı tatillerinde hem görgüleri artar, hem de elleri bir türlü ceplerine girmez. Davetlidirler, ne de olsa. Hem onlar vaktinde çok çalışarak, bu tatilleri çoktan hak etmişlerdir ..

Sonra bu grupların, sosyetik insanların tanıtıldığı, reklam verenlerin eşlerinin, ne kadar başarılı bir anne ve iş kadını olduğunu anlatan "magazin " dergileri vardır. Bu özel röportaj başlığı altında yapılan haberlere konu olan kadınların hepsi, photoshop tekniği kullanılarak, Hollywood starlarına benzetilmiş, hatta daha da güzelleştirilmiştir. Öyle ya, kadınlar memnun olacak ki, eşler de o dergilere bol bol reklam versin..

Yani hiçbir grubun o gazeteleri, ya da dergileri halk bilgilensin, genel kültürü artsın falan diye çıkardığı yok . Aralarında fark falan da yok, üç aşağı beş yukarı hepsi aynı. Bir magazin dergisi alın, hep bildiğiniz magazin figürleri, stil ikonları ya da başarılı iş adamı etiketleriyle hep aynı insanlar. Dolayısıyla, yapılan magazin haberleri tamamen reklam gelirlerine ve ticarete bağlıdır. Herkes kendi küpünü doldurur. Sistem kurulmuş, işleyiş prensibi de budur. Onun için, bence artık gazetelerden ziyade, internet üzerinde yeni işler daha geleceğe dönük işler olur.

Ne zaman insanlar, gerçekten amatörce ama profesyonel ruhla ve maddi bir beklenti olmadan habercilik yapar işte o zaman inanırım tarafsız haberciliğe . Yoksa, yeni gazete de olsa, eski de olsa, işin içine çıkar girince, etik falan kaybolur bence…

">

Türkiye" de yeni bir gazete iş yapar mı?

Bence yapmaz çünkü, artık insanlar, haberleri, an be an internet üzerinden takip ediyor. 70 yaşındaki babam bile internet kullanıyor, gazeteleri ve haber sitelerini takip ediyor. Bu tabii benim fikrim..Doğrudur, yanlıştır hep birlikte göreceğiz.

Bir başka açıdan, her basın yayın kuruluşu özellikle, tekelleşmiş ve kendilerinden başka herkesi piyasadan silmeye çalışan, bunun için önüne gelen her fırsatı değerlendiren ve sözde etik olan o dev kuruluşlar hiçbir zaman gerçekten habercilik yapmazlar. Onlar için çıkarları önemlidir, dolayısıyla çıkarlarına göre ve taraflı yayınlar yaparlar. Ellerinde pek çok belge ve bilgi vardır ama bunları işlerine gelmiyorsa kullanmazlar, ya da tam tersi kullanırlar.  Burunları o kadar yukardadır ki, kendileri dışındaki kimseyi kaale almazlar. En büyük yazarlar, en büyük haberciler, en iyi programcılar hep onların grubundandır. Doğal olarak bu insanların, büyük egoları da vardır. Hele hele bazı  üst düzey yöneticileri, genel yayın yönetmenleri, patronlardan daha patrondur, yani kraldan daha kralcıdır. Kendi altlarındaki personele kök söktürür, sonra da, vay nasıl iyi idareciyim diye övünürler. Herkes iş istemek için, onların etrafında pervane olur, onlar bu pervanelerden, paşa gönülleri kimi seçerse ona, iş ve aş verirler.. Sonra da arkalarından konuşurlar, ya falanca da bize geldi ama biz onu bize uygun olmadığı için almadık. Biz yalnızca, 1. sınıf insanlarla çalışırız. Hikaye tabii. Bunun açılımı; biz yalnızca, bize biat eden, istediğimizi yaptırabildiğimiz insanlarla çalışırız dır doğrusu… Yani kısaca çalışanlarının , veli nimetidir, her şeyleridir genel yayın yönetmenleri…

Katıldıkları sosyetik davetlerde, etraflarında ki hatırı sayılır iş adamlarına, medya daki güçlerini kullanarak, kendi patronajının sağladıkları imkanlarla, ağızlarına iki numara büyük gelen puroları ve şık eşleriyle hava atarlar. Markalı giyim takıntısı daha çok bu kesimde yoğundur. Çünkü çocuklukları, daha mütevazi ve sıradan geçtiği için, şimdi kazandıkları paraların hakkını vermek isterler. Yaz tatillerinde gittikleri, patronlarının yatlarında geçirdikleri partileri, eşe dosta anlata anlata bitiremezler…Özel davetle çıktıkları yurt dışı tatillerinde hem görgüleri artar, hem de elleri bir türlü ceplerine girmez. Davetlidirler, ne de olsa. Hem onlar vaktinde çok çalışarak, bu tatilleri çoktan hak etmişlerdir ..

Sonra bu grupların, sosyetik insanların tanıtıldığı, reklam verenlerin eşlerinin, ne kadar başarılı bir anne ve iş kadını olduğunu anlatan "magazin " dergileri vardır. Bu özel röportaj başlığı altında yapılan haberlere konu olan kadınların hepsi, photoshop tekniği kullanılarak, Hollywood starlarına benzetilmiş, hatta daha da güzelleştirilmiştir. Öyle ya, kadınlar memnun olacak ki, eşler de o dergilere bol bol reklam versin..

Yani hiçbir grubun o gazeteleri, ya da dergileri halk bilgilensin, genel kültürü artsın falan diye çıkardığı yok . Aralarında fark falan da yok, üç aşağı beş yukarı hepsi aynı. Bir magazin dergisi alın, hep bildiğiniz magazin figürleri, stil ikonları ya da başarılı iş adamı etiketleriyle hep aynı insanlar. Dolayısıyla, yapılan magazin haberleri tamamen reklam gelirlerine ve ticarete bağlıdır. Herkes kendi küpünü doldurur. Sistem kurulmuş, işleyiş prensibi de budur. Onun için, bence artık gazetelerden ziyade, internet üzerinde yeni işler daha geleceğe dönük işler olur.

Ne zaman insanlar, gerçekten amatörce ama profesyonel ruhla ve maddi bir beklenti olmadan habercilik yapar işte o zaman inanırım tarafsız haberciliğe . Yoksa, yeni gazete de olsa, eski de olsa, işin içine çıkar girince, etik falan kaybolur bence…

Tüm yazılarını göster