Gazze’ye bomba yağıyor, insanlık yine kan ağlıyor.
Karadan, denizden ve hava desteğiyle gerçekleştirilen saldırının üçüncü günü…
20 ölü, 235 yaralı; bazıları çocuk!
İsrail’in bir dar bir geniş hedefi var:
Yerleşim alanları pazarlığında elini güçlendirmek…
İran’ın “haritadan silinsin” tehdidini Dünya dillerine nükleer silah diye çevirip..
Tahran’ı etkisizleştirmek…
Tel-Aviv’in saldıracağı, 6 aydır yabancı ve kendi basınına yansıyordu.
O arada, Suriye dolayısıyla bölge zaten çatışmalara açık…
Filistin’de laik damar (Arafat sonrası) giderek köreldi, şiddetin diline Hamas eklendi.
Onlar da boş durmuyor; son çatışmada, 3 İsrail askeri öldürülmüş…
Bölgede ne zaman çatışma çıksa Arap Liginin takım oyunu oynamadığı hatırlanır.
İsrail ve Batının en çok silah sattığı ülkelerin başında bazı Arap Şeyhlikleri gelmekte.
Bu devam edecek; yoksul Araplar vurulurken, dolar milyarderlerine silah satacaklar!
Öylesine adaletsiz bir dünya ki, saldırıya uğrayan tarafa “çeki düzen verin ha!” deniyor…
Amerika her koşulda İsrail’den yana… BM Güvenlik Konseyi zaten kendi arasında uyumsuz.
Meşru müdafaa kavramı, insanlığa karşı işlenen suçlarla aynı mezarlıkta yatıyor…
Gazze’ye ateş düşüyor… Çocuklar, sıcak akan kanları donarken soluyor; insanlık, ölüyor!
1000 makale, 100 şiir yazsan boşuna… Alın bu yazıyı da çöpe atın gitsin!
Harakiri yapan bir dünya, yönetilen halkların karşısında…
İki taraftan akademisyenler ve basın mensuplarının dillerinde “barış” vardı…
Fakat bu ‘kara düzen, barışı ilkin kendi evinde vurdurandır…
21. yüzyılda insanoğlunun bu kadar akılsız olabileceğini aklım almıyor.
Golan’ın toz toprak tepeleri için tepişenler, kutsal damacananın peşinde sürüklenenler…
Kendi kitaplarını tersten okuyor; halklarını soyan politikacıları besliyor;
O siyasetçiler ki, Dünya egemenlerinin enerji koridorlarında birer zangoç…
Oturup toprağa su vereceklerine, petrolü içebileceklerini, istifledikleri altını,
“Öteki tarafa” götürebileceklerini, sanıyorlar…
Sonuçta altta kalanın canı çıkıyor; dramdır, utançtır…
Devran buysa, Dünya budur!
">
Gazze’ye bomba yağıyor, insanlık yine kan ağlıyor.
Karadan, denizden ve hava desteğiyle gerçekleştirilen saldırının üçüncü günü…
20 ölü, 235 yaralı; bazıları çocuk!
İsrail’in bir dar bir geniş hedefi var:
Yerleşim alanları pazarlığında elini güçlendirmek…
İran’ın “haritadan silinsin” tehdidini Dünya dillerine nükleer silah diye çevirip..
Tahran’ı etkisizleştirmek…
Tel-Aviv’in saldıracağı, 6 aydır yabancı ve kendi basınına yansıyordu.
O arada, Suriye dolayısıyla bölge zaten çatışmalara açık…
Filistin’de laik damar (Arafat sonrası) giderek köreldi, şiddetin diline Hamas eklendi.
Onlar da boş durmuyor; son çatışmada, 3 İsrail askeri öldürülmüş…
Bölgede ne zaman çatışma çıksa Arap Liginin takım oyunu oynamadığı hatırlanır.
İsrail ve Batının en çok silah sattığı ülkelerin başında bazı Arap Şeyhlikleri gelmekte.
Bu devam edecek; yoksul Araplar vurulurken, dolar milyarderlerine silah satacaklar!
Öylesine adaletsiz bir dünya ki, saldırıya uğrayan tarafa “çeki düzen verin ha!” deniyor…
Amerika her koşulda İsrail’den yana… BM Güvenlik Konseyi zaten kendi arasında uyumsuz.
Meşru müdafaa kavramı, insanlığa karşı işlenen suçlarla aynı mezarlıkta yatıyor…
Gazze’ye ateş düşüyor… Çocuklar, sıcak akan kanları donarken soluyor; insanlık, ölüyor!
1000 makale, 100 şiir yazsan boşuna… Alın bu yazıyı da çöpe atın gitsin!
Harakiri yapan bir dünya, yönetilen halkların karşısında…
İki taraftan akademisyenler ve basın mensuplarının dillerinde “barış” vardı…
Fakat bu ‘kara düzen, barışı ilkin kendi evinde vurdurandır…
21. yüzyılda insanoğlunun bu kadar akılsız olabileceğini aklım almıyor.
Golan’ın toz toprak tepeleri için tepişenler, kutsal damacananın peşinde sürüklenenler…
Kendi kitaplarını tersten okuyor; halklarını soyan politikacıları besliyor;
O siyasetçiler ki, Dünya egemenlerinin enerji koridorlarında birer zangoç…
Oturup toprağa su vereceklerine, petrolü içebileceklerini, istifledikleri altını,
“Öteki tarafa” götürebileceklerini, sanıyorlar…
Sonuçta altta kalanın canı çıkıyor; dramdır, utançtır…
Devran buysa, Dünya budur!