Son yıllarda Atatürk’ü merkezine alarak dik duruşun adresi olan ülkemizin en köklü kulübü olan Fenerbahçe, siyasallaştırılarak tek elden yönetilmeye çalışılan spora malzeme olmayarak spora müdahil olan zihniyetlere spor arenasından, “sporu siyasallaştırmayın, spor yapın, zinde siyaset yapın” mesajını ortaya koyarak dik duruşun adresi olmuştur.
Sahayı araç kullanıp amaçları masa başında kazanmak olanlara ve işbirlikçilerine muazzam bir ders veren Fenerbahçe, haksızlığa uğrayanların dili, gözü ve nefesi olmuştur.
Kupa kazanmaktan öte bir duruş sergileyen Fenerbahçe ailesinin bu tavrı inşallah ilerleyen tarihte sonuç verecek, siyasetin spordan elini çekmesine vesile olacaktır. Bu dik duruş sayesinde ayağı kırık masalar ve tertemiz sahaları spora kazandıracaktır. Bu vesileyle tartışmalar temiz sporun gölgesinde kaybolup gidecektir.
Buradan hareketle gençlerimize örnek olan Fenerbahçe, bir spor kulübü olmaktan öte sporcu olmanın yalnızca sportif faaliyetlerde başarı elde etmek olmadığını “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” diyen Atatürk’ün bu sözlerine hareket kabiliyeti kazandırarak ilerleyen tek spor kulübü olma gurunu Türk milletine yaşatmıştır.
Son olarak kadınlar basketbolda Avrupa’nın en büyüğü olan ve bunu gelenek haline getiren Fenerbahçe birçok alanda bayrağımızı zirvelerde dalgalandırmanın gururunu bizlere yaşatmakla kalmayıp milli takımlarımıza üst düzeyde en çok sporcu veren bir spor kulübü olarak Türk milletinin gönlünde taht kurmuş, milyonların sevgisine mazhar olmuş gurur kaynağımızdır.
“Fenerbahçeli olunmaz, doğulur” sözü diğer takımların hepsinin Fenerbahçe’ye rakip olmaya çalışmasından bellidir. Ayriyeten“Büyük takım yoktur. Tek büyük Fenerbahçe’dir” sözü kendini Fenerbahçe ile eş tutmaya çalışan takımların kendini büyük gösterme çabalarıdır. Lakin beyhudedir. Büyük takım olmak dik durmaktan geçmektedir. Bunu da ülkemizde yapacak tek takım Fenerbahçe’dir. Ortaya koyduğu tavırla da bunu ispatlamıştır. Bu konuda gözünü budaktan sakınmadan dik duruş sergileyen Ali Koç ve bütün Fenerbahçe camiasını tebrik ederim.
O gün Fenerbahçe stadını dolduran 25 bine yakın kongre üyesiyle beraber aldığımız kararla yönetime verdiğimiz yetkiyi, herhalde bir daha olsa bir daha veririz diye düşünüyorum. Haksızlıkların merkezine oturtulan Fenerbahçe ortaya koyduğu tavırla üzerindeki yükleri atarak rahatlamıştır. İnşallah Fenerbahçe bu rahatlıkla bu sene hem Avrupa’da hem ligde ipi göğüsleyerek bizlere çok güzel bir hediye, oyun oynayanlara da muazzam bir ders verecektir.
Zirveyi başkasına bırakmadan şanlı tarihine yenilerini ekleyerek yoluna devam eden Fenerbahçe’miz Kurtuluş savaşında Atatürk’ün öncü kuvveti olma şerefine nail olmuş, Türk Milletinin milli duygularının taze kalmasına ve Kurtuluş Savaşının kazanılmasına büyük katkı sağlamıştır. O gün o şartlarda hiç yılmadan mücadele eden Fenerbahçe için bugünkü mücadele devede kulaktır.
Unutmayın! Fenerbahçe masa başında değil, sahada kazanan ve ders vermekte de üzerine olmayan milyonların tek ses olduğu bir spor kulübünden öte sarı lacivert bir sevdadır.
">
Son yıllarda Atatürk’ü merkezine alarak dik duruşun adresi olan ülkemizin en köklü kulübü olan Fenerbahçe, siyasallaştırılarak tek elden yönetilmeye çalışılan spora malzeme olmayarak spora müdahil olan zihniyetlere spor arenasından, “sporu siyasallaştırmayın, spor yapın, zinde siyaset yapın” mesajını ortaya koyarak dik duruşun adresi olmuştur.
Sahayı araç kullanıp amaçları masa başında kazanmak olanlara ve işbirlikçilerine muazzam bir ders veren Fenerbahçe, haksızlığa uğrayanların dili, gözü ve nefesi olmuştur.
Kupa kazanmaktan öte bir duruş sergileyen Fenerbahçe ailesinin bu tavrı inşallah ilerleyen tarihte sonuç verecek, siyasetin spordan elini çekmesine vesile olacaktır. Bu dik duruş sayesinde ayağı kırık masalar ve tertemiz sahaları spora kazandıracaktır. Bu vesileyle tartışmalar temiz sporun gölgesinde kaybolup gidecektir.
Buradan hareketle gençlerimize örnek olan Fenerbahçe, bir spor kulübü olmaktan öte sporcu olmanın yalnızca sportif faaliyetlerde başarı elde etmek olmadığını “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” diyen Atatürk’ün bu sözlerine hareket kabiliyeti kazandırarak ilerleyen tek spor kulübü olma gurunu Türk milletine yaşatmıştır.
Son olarak kadınlar basketbolda Avrupa’nın en büyüğü olan ve bunu gelenek haline getiren Fenerbahçe birçok alanda bayrağımızı zirvelerde dalgalandırmanın gururunu bizlere yaşatmakla kalmayıp milli takımlarımıza üst düzeyde en çok sporcu veren bir spor kulübü olarak Türk milletinin gönlünde taht kurmuş, milyonların sevgisine mazhar olmuş gurur kaynağımızdır.
“Fenerbahçeli olunmaz, doğulur” sözü diğer takımların hepsinin Fenerbahçe’ye rakip olmaya çalışmasından bellidir. Ayriyeten“Büyük takım yoktur. Tek büyük Fenerbahçe’dir” sözü kendini Fenerbahçe ile eş tutmaya çalışan takımların kendini büyük gösterme çabalarıdır. Lakin beyhudedir. Büyük takım olmak dik durmaktan geçmektedir. Bunu da ülkemizde yapacak tek takım Fenerbahçe’dir. Ortaya koyduğu tavırla da bunu ispatlamıştır. Bu konuda gözünü budaktan sakınmadan dik duruş sergileyen Ali Koç ve bütün Fenerbahçe camiasını tebrik ederim.
O gün Fenerbahçe stadını dolduran 25 bine yakın kongre üyesiyle beraber aldığımız kararla yönetime verdiğimiz yetkiyi, herhalde bir daha olsa bir daha veririz diye düşünüyorum. Haksızlıkların merkezine oturtulan Fenerbahçe ortaya koyduğu tavırla üzerindeki yükleri atarak rahatlamıştır. İnşallah Fenerbahçe bu rahatlıkla bu sene hem Avrupa’da hem ligde ipi göğüsleyerek bizlere çok güzel bir hediye, oyun oynayanlara da muazzam bir ders verecektir.
Zirveyi başkasına bırakmadan şanlı tarihine yenilerini ekleyerek yoluna devam eden Fenerbahçe’miz Kurtuluş savaşında Atatürk’ün öncü kuvveti olma şerefine nail olmuş, Türk Milletinin milli duygularının taze kalmasına ve Kurtuluş Savaşının kazanılmasına büyük katkı sağlamıştır. O gün o şartlarda hiç yılmadan mücadele eden Fenerbahçe için bugünkü mücadele devede kulaktır.
Unutmayın! Fenerbahçe masa başında değil, sahada kazanan ve ders vermekte de üzerine olmayan milyonların tek ses olduğu bir spor kulübünden öte sarı lacivert bir sevdadır.