Bu başlıkları attım diye "Spor yazarı değil, adam skor yazarı!" diyenleri duyar gibiyim ama olsun...
Önsezilerim içimde kalmasın diye paylaşayım dedim...
Tutar tutmaz ama, aşağıda anlatacaklarım sebebiyle "ya tutarsa!.." diye sizlerde bir derin düşünün.
Fenerbahçe matematik olarak son 2 maç kala şampiyonlukta iddialı değil mi?
Uzak ihtimal ama matematik olarak bakılırsa iddialı tabiki...
Ali Sami Yen'den galip ayrılırsa puan farkı 3'e düşer, son maçta düşmüş İstanbulspor'u farklı yenip Galatasaray'ın Konya'dan eksi 3 puan ve eksi gol averajıyla ayrılmasını bekler.
Aslında;
Fenerbahçe camiası, derbi alınsa dahi Galatasaray'ın Konya'dan en kötü bir beraberlikle dönüp şampiyon olabileceğini hissedebiliyor.
Düşme hattındaki Konya'da bu hafta Kayseri deplasmanından nasıl bir skorla dönecek onun da son hafta için büyük önemi olacaktır.
Ancak pazar akşamı Galatasaray, rakibini yener veya berabere kalırsa şampiyonluk turunu Fenerbahçe takımı soyunma odasına giderken atar. Bu da Fenerbahçe için, şampiyonluğu kaybetmekten daha acı olur.
Galatasaray son 2 ayda iyi futbol oynuyor.
Eldeki futbolcular ve Okan hoca, özellikle enselerindeki Fenerbahçe'nin nefesinin -6 puanla geride kalmasıyla moral buldular, bu da son haftalarda motivasyonlarının yükselmesine sebep oldu. Onun içinde sergiledikleri agresif ve presli futbol hoşa gidiyor. Pazar günkü 'Derbi'de de rakipleri karşısında bu avantajla oynacaklardır.
İki ezeli rakibin aralarında -3 puan fark varken Galatasaraylı futbolcular panikteydi, Okan Buruk hoca gergindi, sağolsunlar bilinen güçler (!) bu zorlu dönemde çok faydalı oldular da bugünlere gelindi.
Fenerbahçe takipçisiyle puan farkı ve gol averajıyla öne geçtikten sonra, yine bilinen güçler (!) düğmeye basınca duraklama dönemine girdi..
Üstüne üstlük;
-Kulüp doktorları
-İsmail Kartal'ın yanlış futbolcu tercihleri
-Hakemlerin ve VAR Odalarının bilinen yıkıcı tarafgirlilikleri
-Devre arası yapılan ek transferlerin yanlışlıkları
-TFF, MHK ve PDK'nın adaletsiz davranışları
-Trabzon'daki olaylı maçın üst kademece devam ettirilmesi ve maç bitimi saha içi bıçaklı kasaturalı kavgaların, yabancı futbolcuların gözünü korkutması,
Fenerbahçe'yi hem puan, hem futbol açısından çime gömdü.
VAR hakemlerinin yabancı olmasından sonra Türk Futbolu'nda düdüksel bazda biraz olsun doğrudan yana hareketlenme başladıysa da artık Fenerbahçe geri kalmıştı, kısacası Lale Devri'ndeydi.
İçerde de Kartal ile bazı önemli futbolcular arasındaki sıkıntı olduğu sızan haberler arasındaydı.
Fenerbahçe kısacası iç ve dış kumpaslarla iyice köşeye sıkıştırıldı.
Uslu, sevecen. ılımlı bir kediyi köşeye sıkıştırırsanız fena tırmalar değil mi?
Fenerbahçe, Ali Sami Yen'de iyice köşeye sıkışacaktır, Galatasaray tribünleri yaralı kediyi kaşıyacaktır, hatta Süper Kupa ile maç öncesi kışkırtıçı alay edici törenlerin bile düşünüldüğü haberi kulaklara geliyor.
Kaybedecek hiç bir şeyi olmayan -6 puanlı Fenerbahçe, can havliyle kötü tırmalayacaktır.
Karagümrük'ten daha iyi futbolculara sahip Fenerbahçe, Aslan'ı turlama zevkinden mahküm edebilecek işler yapabilecektir.
Derbide VAR'ın yabancı hakem olması rahatlatacak ve bu dev maçın çok göz önünde bulunması orta hakeminde kafasına göre (!) takılmasına imkan vermeyecektir.
Böyle durumlarda Fenerbahçe, İsmail Kartal'a rağmen iyi oynayacaktır.
Dzeko, Tadiç, Fred, Djiku, Ferdi, Butsuhayi ve Livakoviç derbinin önemli adamları olacaktır.
Kısacası benim sezgilerim Galatasaray 1-0 öne geçer, ardından da 2 gol yer şeklinde.
Bakalım ne olacak? İyi olan kazansın.
2018'de 21 yıllık başkan Aziz Yıldırım'ı eski asbaşkanı Ali Koç devirmişti..
Ve 5 yıldır Ali Koç başkanlık koltuğundadır.
Başarılı mıdır? Hayır!
Başarılı olmak istemiş midir? Evet!
Neden başarılı olamamıştır? Taksim Divan Pastaneleri'nin sahibi olması, futbolda siyasetin sörf yapması, bencil, inatçı ve ben merkezci hocaları seçip getirmesi, bu sezon hariç geçtiğimiz dönemlerdeki yanlış transferleri, şirket yönetir gibi Türkiye'de spor kulübü yönetmeye inatla devam etmesi, etrafındakilere çok güvenmesi, camiadaki iyi isimlerden oluşan yönetim yapamaması, TFF içi lobiyi es geçmesi, Süper Kupa'daki U19 davranışı, ikinci yarı ortası "bırakacağım" demesi, nisan sonunda "ben varken Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar" demeci ve "yokum" derken, son anda "varım" demesi...
İşte tüm bunlar Başkan Ali Koç'un imajını kötü sarsmıştır.
5 yıllık iktidarında Ali Koç, 2 Galatasaray, 1 Beşiktaş, 1 Başakşehir, 1 Trabzonspor şampiyonluğu görmüştür. Şampiyonluklara bakıldığında konuşulacak çok konuların varlığı da mevcuttur ama neyse..!
Aziz Yıldırım'ın 20 yıllık başkanlığını ve o dönemlerde yaşananları her Fenerbahçeli hatırlar.
Fetö olayları, hapisler, şikeler ve Aziz başkan iktidarda olduğu 20-21 yılda 10 kez Galatasaray, 4 kez Beşiktaş, 1 kez Bursa şampiyon olurken, Fenerbahçe 6 kez ipi göğüsleyebilmiştir.
Yani iki başkanın da hataları, iki başkanın da futbol içi siyaset ve masa altı oyunlar bakımından yedikleri çelmeler vardır.
Şunu iyi bilinki; iki başkan, son güvenoylamaları sebebiyle aday olmuşlardır,
Fenerbahçe'ye yapılan kumpaslar, lobiler, hak yemeler için Ali Koç 15 bin kongre üyesini stada toplayarak iyi bir görüntü çizmiş ve ön güvenoyu almıştır.
Aziz Yıldırım da, en iyi dostu Av Şekip Mosturoğlu'nu desteklemiş ve Yüksek Divan Kurulu başkanı olmasını sağlayarak, ön güvenoyu elde etmiştir.
Fakat kim ne derse desin, Fenerbahçeli Ali Koç'a bozuktur, ama onun şu son 5 yılda Fenerbahçe ile birlikte neler çektiğini iyi bilmektedir.
Hani Türkiye'de bir söz vardır ya çok kullanılan;
Dış güçler!
Fenerbahçe ve Ali Koç'un da dış güçlerin kumpaslarıyla bu duruma getirildiğini kongre üyelerinin çoğunluğu iyi bilir.
Sadettin Saran'ın "Ankara ile ilişkiyi düzelteceğiz", Aziz Yıldırım'ın "Kimseyle kavga etmeyeceğiz" sözleri, Ali Koç ve Fenerbahçe'ye son 5 yılda yaşatılanların somut göstergelerinin dile getirilmesidir.
Kısacası;
Ali Koç önemli isimlerden oluşan bir yönetim oluşturursa, 5 senedir dış güçlerin çektirdiklerine inat, kongre üyeleri az bir farkla ona bir şans daha verecektir.
Yani Aziz başkan; 0 - Ali Başkan: 2 olacaktır.
Ama Ali Koç kongre sonrası Aziz Yıldırım'ın soluğunu her an ensesinde hissedecektir. Bu geçen 5 yıldaki kadar rahat olamayacaktır.
Söz uçar yazı kalır...
Bakalım bu önseziler ne kadar doğru çıkacak.
-4 aydır işsiz Mourinho'nun Fenerbahçe'ye maliyeti 200 milyon avro olacaktır. Gelirse çok iyi olur ama mali kısmı kulübü büyük borca harca sokmadan nasıl yapılır, iyi hesaplanmalı.
-Eyyy TFF, Eyyy MHK şu yan hakemlerinizi sezon bitimi bir forma sokun, göbekli göbekli adamlar kenarda koşmaya çalışıyor bir görün bunları artık. Bakın Avrupa'ya hakemlerin yanı da ortası da tığ gibi, ayıptır.
Bu başlıkları attım diye "Spor yazarı değil, adam skor yazarı!" diyenleri duyar gibiyim ama olsun...
Önsezilerim içimde kalmasın diye paylaşayım dedim...
Tutar tutmaz ama, aşağıda anlatacaklarım sebebiyle "ya tutarsa!.." diye sizlerde bir derin düşünün.
Fenerbahçe matematik olarak son 2 maç kala şampiyonlukta iddialı değil mi?
Uzak ihtimal ama matematik olarak bakılırsa iddialı tabiki...
Ali Sami Yen'den galip ayrılırsa puan farkı 3'e düşer, son maçta düşmüş İstanbulspor'u farklı yenip Galatasaray'ın Konya'dan eksi 3 puan ve eksi gol averajıyla ayrılmasını bekler.
Aslında;
Fenerbahçe camiası, derbi alınsa dahi Galatasaray'ın Konya'dan en kötü bir beraberlikle dönüp şampiyon olabileceğini hissedebiliyor.
Düşme hattındaki Konya'da bu hafta Kayseri deplasmanından nasıl bir skorla dönecek onun da son hafta için büyük önemi olacaktır.
Ancak pazar akşamı Galatasaray, rakibini yener veya berabere kalırsa şampiyonluk turunu Fenerbahçe takımı soyunma odasına giderken atar. Bu da Fenerbahçe için, şampiyonluğu kaybetmekten daha acı olur.
Galatasaray son 2 ayda iyi futbol oynuyor.
Eldeki futbolcular ve Okan hoca, özellikle enselerindeki Fenerbahçe'nin nefesinin -6 puanla geride kalmasıyla moral buldular, bu da son haftalarda motivasyonlarının yükselmesine sebep oldu. Onun içinde sergiledikleri agresif ve presli futbol hoşa gidiyor. Pazar günkü 'Derbi'de de rakipleri karşısında bu avantajla oynacaklardır.
İki ezeli rakibin aralarında -3 puan fark varken Galatasaraylı futbolcular panikteydi, Okan Buruk hoca gergindi, sağolsunlar bilinen güçler (!) bu zorlu dönemde çok faydalı oldular da bugünlere gelindi.
Fenerbahçe takipçisiyle puan farkı ve gol averajıyla öne geçtikten sonra, yine bilinen güçler (!) düğmeye basınca duraklama dönemine girdi..
Üstüne üstlük;
-Kulüp doktorları
-İsmail Kartal'ın yanlış futbolcu tercihleri
-Hakemlerin ve VAR Odalarının bilinen yıkıcı tarafgirlilikleri
-Devre arası yapılan ek transferlerin yanlışlıkları
-TFF, MHK ve PDK'nın adaletsiz davranışları
-Trabzon'daki olaylı maçın üst kademece devam ettirilmesi ve maç bitimi saha içi bıçaklı kasaturalı kavgaların, yabancı futbolcuların gözünü korkutması,
Fenerbahçe'yi hem puan, hem futbol açısından çime gömdü.
VAR hakemlerinin yabancı olmasından sonra Türk Futbolu'nda düdüksel bazda biraz olsun doğrudan yana hareketlenme başladıysa da artık Fenerbahçe geri kalmıştı, kısacası Lale Devri'ndeydi.
İçerde de Kartal ile bazı önemli futbolcular arasındaki sıkıntı olduğu sızan haberler arasındaydı.
Fenerbahçe kısacası iç ve dış kumpaslarla iyice köşeye sıkıştırıldı.
Uslu, sevecen. ılımlı bir kediyi köşeye sıkıştırırsanız fena tırmalar değil mi?
Fenerbahçe, Ali Sami Yen'de iyice köşeye sıkışacaktır, Galatasaray tribünleri yaralı kediyi kaşıyacaktır, hatta Süper Kupa ile maç öncesi kışkırtıçı alay edici törenlerin bile düşünüldüğü haberi kulaklara geliyor.
Kaybedecek hiç bir şeyi olmayan -6 puanlı Fenerbahçe, can havliyle kötü tırmalayacaktır.
Karagümrük'ten daha iyi futbolculara sahip Fenerbahçe, Aslan'ı turlama zevkinden mahküm edebilecek işler yapabilecektir.
Derbide VAR'ın yabancı hakem olması rahatlatacak ve bu dev maçın çok göz önünde bulunması orta hakeminde kafasına göre (!) takılmasına imkan vermeyecektir.
Böyle durumlarda Fenerbahçe, İsmail Kartal'a rağmen iyi oynayacaktır.
Dzeko, Tadiç, Fred, Djiku, Ferdi, Butsuhayi ve Livakoviç derbinin önemli adamları olacaktır.
Kısacası benim sezgilerim Galatasaray 1-0 öne geçer, ardından da 2 gol yer şeklinde.
Bakalım ne olacak? İyi olan kazansın.
2018'de 21 yıllık başkan Aziz Yıldırım'ı eski asbaşkanı Ali Koç devirmişti..
Ve 5 yıldır Ali Koç başkanlık koltuğundadır.
Başarılı mıdır? Hayır!
Başarılı olmak istemiş midir? Evet!
Neden başarılı olamamıştır? Taksim Divan Pastaneleri'nin sahibi olması, futbolda siyasetin sörf yapması, bencil, inatçı ve ben merkezci hocaları seçip getirmesi, bu sezon hariç geçtiğimiz dönemlerdeki yanlış transferleri, şirket yönetir gibi Türkiye'de spor kulübü yönetmeye inatla devam etmesi, etrafındakilere çok güvenmesi, camiadaki iyi isimlerden oluşan yönetim yapamaması, TFF içi lobiyi es geçmesi, Süper Kupa'daki U19 davranışı, ikinci yarı ortası "bırakacağım" demesi, nisan sonunda "ben varken Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar" demeci ve "yokum" derken, son anda "varım" demesi...
İşte tüm bunlar Başkan Ali Koç'un imajını kötü sarsmıştır.
5 yıllık iktidarında Ali Koç, 2 Galatasaray, 1 Beşiktaş, 1 Başakşehir, 1 Trabzonspor şampiyonluğu görmüştür. Şampiyonluklara bakıldığında konuşulacak çok konuların varlığı da mevcuttur ama neyse..!
Aziz Yıldırım'ın 20 yıllık başkanlığını ve o dönemlerde yaşananları her Fenerbahçeli hatırlar.
Fetö olayları, hapisler, şikeler ve Aziz başkan iktidarda olduğu 20-21 yılda 10 kez Galatasaray, 4 kez Beşiktaş, 1 kez Bursa şampiyon olurken, Fenerbahçe 6 kez ipi göğüsleyebilmiştir.
Yani iki başkanın da hataları, iki başkanın da futbol içi siyaset ve masa altı oyunlar bakımından yedikleri çelmeler vardır.
Şunu iyi bilinki; iki başkan, son güvenoylamaları sebebiyle aday olmuşlardır,
Fenerbahçe'ye yapılan kumpaslar, lobiler, hak yemeler için Ali Koç 15 bin kongre üyesini stada toplayarak iyi bir görüntü çizmiş ve ön güvenoyu almıştır.
Aziz Yıldırım da, en iyi dostu Av Şekip Mosturoğlu'nu desteklemiş ve Yüksek Divan Kurulu başkanı olmasını sağlayarak, ön güvenoyu elde etmiştir.
Fakat kim ne derse desin, Fenerbahçeli Ali Koç'a bozuktur, ama onun şu son 5 yılda Fenerbahçe ile birlikte neler çektiğini iyi bilmektedir.
Hani Türkiye'de bir söz vardır ya çok kullanılan;
Dış güçler!
Fenerbahçe ve Ali Koç'un da dış güçlerin kumpaslarıyla bu duruma getirildiğini kongre üyelerinin çoğunluğu iyi bilir.
Sadettin Saran'ın "Ankara ile ilişkiyi düzelteceğiz", Aziz Yıldırım'ın "Kimseyle kavga etmeyeceğiz" sözleri, Ali Koç ve Fenerbahçe'ye son 5 yılda yaşatılanların somut göstergelerinin dile getirilmesidir.
Kısacası;
Ali Koç önemli isimlerden oluşan bir yönetim oluşturursa, 5 senedir dış güçlerin çektirdiklerine inat, kongre üyeleri az bir farkla ona bir şans daha verecektir.
Yani Aziz başkan; 0 - Ali Başkan: 2 olacaktır.
Ama Ali Koç kongre sonrası Aziz Yıldırım'ın soluğunu her an ensesinde hissedecektir. Bu geçen 5 yıldaki kadar rahat olamayacaktır.
Söz uçar yazı kalır...
Bakalım bu önseziler ne kadar doğru çıkacak.
-4 aydır işsiz Mourinho'nun Fenerbahçe'ye maliyeti 200 milyon avro olacaktır. Gelirse çok iyi olur ama mali kısmı kulübü büyük borca harca sokmadan nasıl yapılır, iyi hesaplanmalı.
-Eyyy TFF, Eyyy MHK şu yan hakemlerinizi sezon bitimi bir forma sokun, göbekli göbekli adamlar kenarda koşmaya çalışıyor bir görün bunları artık. Bakın Avrupa'ya hakemlerin yanı da ortası da tığ gibi, ayıptır.