Esad Kürt Devletinin Anası Olur mu?

Daha önce Suriye üzerine iki kez yazdım bu da üçüncü yazım. Suriye’de çatışan taraflar ölüm-kalım...

Engin Civan engin.civan@haber3.com

Daha önce Suriye üzerine iki kez yazdım bu da üçüncü yazım. Suriye’de çatışan taraflar ölüm-kalım mücadelesi vermekte. Çatışma uzadıkça bugüne kadar olaylara mesafeli duran Suriye Kürtlerinin denge unsuru olarak önemleri giderek artmakta.

Suriye’yi bugüne kadar yöneten Nusayri/Alevi azınlıkla nüfusun çoğunluğunu teşkil eden Sünniler arasında duran Suriyeli Kürtlerin terazinin ibresini değiştirme güçleri var. Bu gücün başlıca iki nedeni bulunmakta. Birincisi, Suriyeli Kürtler azınlıkların arasında yegâne Müslüman gruplar. İkincisi, Irak’ta yaşanmakta olan Kürt Rönesanssı, Suriyeli Kürtlere ilham kaynağı olmakta.

Suriye’nin Kürtlere Yaklaşımı:
Geçmişte P.K.K. güçlerine ev sahipliği yapmış olan Suriye yönetiminin kendi vatandaşı Kürtlere kötü davrandığı bir sır değil. O kadar ki Suriye’nin devletçi Baas partisi yönetimi 60'lı yıllarda Suriyeli Kürtleri tamamen izole etmiş ve Hitler Almanya’sı benzeri kimlik taşımaya mecbur kılmıştır. Kürtlerin yaşadıkları, Suriye için zenginlik kaynağı olan mümbit toprak hızlı bir şekilde Araplaştırılmıştır.

Yaklaşık yarım milyon Kürt yabancı (ecnebi) sayılmıştır. Bu insanlara Suriye vatandaşlığı ve pasaport verilmemiştir. Ayrıca nüfus sayımlarında gözükmeyen Kürtlere de ‘maktum‘ yani kayıtsız kuyutsuz uygulaması yapılmıştır. Bu insanların doğan çocukları anne babaları ecnebiyse ecnebi sayılmıştır. Eğer anne babadan birisi maktumsa veya anne Suriyeli fakat baba ecnebiyse, doğan çocuk yine maktum sayılmıştır. Bu insanlar kendilerini diğer Suriyelilerden ayıran kırmızı renkli bir kimlik taşırlar.

Bugün dahi Suriyeli Kürtlerin kendileri veya çocukları Suriye vatandaşı sayılmamaktadır. Essad son günlerde zorlanınca bu statü değişimini bir havuç olarak kullanmaya başlamıştır. Doğan çocukların üzerinden kan bağlantısı süren bir rejimin değerlendirmesini sizlere bırakıyorum. Türkiye’de yaşayan Kürtlerin geçmişte bu veya buna benzer bir uygulamaya maruz kalmamış olması da Türkiye’nin göreceli olarak bölgesinde daha ileri demokrasi olduğunun ayrı bir göstergesi olduğu belirtmekte fayda var.



Harita İlginç Şeyler Söylemekte:
Son zamanlarda Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulacağı söylemi hız kazandı. Bunun gerçek olup olmadığını zaman gösterecek. Türkiye’nin kendi Kürt vatandaşları açısından ‘Bugün Irak’ta yarın Türkiye’de’ endişesi taşıması da doğal. Bütün bu olasılıkları değerlendirirken haritaya ve içerdiği etnik özelliklere de dikkat etmekte yarar var.

Kuzey Irak’ın cazibe merkezi Erbii’den Batı’ya doğru uzanan 2 numaralı yol Musul’da 1 numaralı yol olarak değişiyor ve Türkiye sınırına, kuzeye doğru yönleniyor. Bu iki karayolunun güzergâhının geçtiği bölge, pratikte, tamamen Kürtlerin yaşadığı bölgeyi kapsamakta.

2 numaralı yol Suriye’ ye girince M4 karayolu oluyor. M4  yolu Türkiye sınırına paralel, zaman zaman Kamışlı gibi sınıra çok yakın, zaman zamanda Halep gibi 70 km daha güneye iniyor. Sonuç olarak Baas Suriyesi’nin Kürtlerden arındırmak istediği bölgenin ortasından geçen bir arter M4 yolu.

Halep’te M4 yolu son buluyor ve güzergâh biraz karışıyor. M4 Türkiye sınırına paralel devam etse doğrudan İskenderun’a ulaşacak. Sonuçta yol Halep’ten aşağı güney-batıya iniyor M5 ve 4 numaralı karayolu olarak Suriye’nin Akdeniz limanı Latakya’ya ulaşıyor. Yolun bu son bölümü Kürtlerin yaşadığı bölge değil.

Sonuçta Irak’ın kuzeyinden, Kürtlerin ‘heartland’ ı diyebileceğimiz bir bölgeden Halep’e kadar uzanan ve Türkiye’nin tüm Güney, Güney-Doğu sınırını kapsayan bir Kürt bölgesi bulunmakta. Tarif etmeye çalıştığım güzergâhta bu bölgenin tam ortasından geçen yollar.

Nasıl Bir Oluşum?
Barzani çok akıllı ve kurnaz bir insan. Kürt devletinin kurulmasını ve bunu kendisinin başararak tarihe geçmek arzusunda olması doğa bir refleks. Barzani çok zor bir coğrafyada olduğu biliyor ve adımlarını dikkatli atıyor.

Barzani Türkiye’den dolaylı dolaysız toprak talep edip Akdeniz’e açılmanın çok riskli olduğunu biliyor. Böyle bir girişimin Kürtlerin Kuzey Irak’ta bugüne kadar elde ettikleri kazanımları toptan kaybedebileceğinin bilincinde. Suriye üzerinden Akdeniz’ ulaşmak daha gerçekçi bir hedef gözükmekte.

Oyuncular Ne Düşünüyor?
Türkiye herhangi bir toprak talebini doğal olarak savaş nedeni olarak kabul edeceğinden Suriye üzerinden bir açılmayı ehven-i şer olarak tercih eder.

İsrail genelde bir Kürt devletinin kurulmasına taraftar çünkü bu hem Arapların üzerinde yeni bir baskı aracı olur hem de baştan beri İsrail’e askeri tehtid  olan Suriye’nin gücü kırılmış olur.
ABD bu konuda çift kişilikli şizofren bir dış politika izlemekte. Amerikan emperyal çıkarları Irak, Suriye ve Türkiye’de statünün ve sınırların korunması yönünde. Öte yandan Amerikan ideallerini oluşturan ifade özgürlüğü ve hür irade kavramları halkların kendi bağımsız devletlerini kurmadan yana kökten bir inanç. ABD’yi Kürt devleti konusunda gel-git içinde görürsek şaşırmayalım.
İran ve Rusya Suriye’de ki değişime kendi bağlantıları zayıflayacağı ve Amerika’nın eli güçleneceği için karşılar. Ayrıca İran, tıpkı Türkiye gibi kendi Kürt vatandaşlarının nasıl etkileneceği konusunda huzursuz.

Suudi Arabistan, Suriye’de Sünni bir iktidar ve Sünni öğelerin ağır bastığı bir Kürt devletine dünden razı ve bu konuda kesenin ağzını açmış vaziyette.

Değerli okurlar yukarıda Barzani’nin stratejisinin genel hatlarıyla neler olabileceği konusunda bir değerlendirme yapmaya çalıştım. Barzani’nin Mustafa Kemal’in Türkiye Cumhuriyetini kurarken neler yaptığını tahlil ettiğini biliyorum. Mustafa Kemal’in Türkiye’yi kurarken kullandığı en büyük ve etken araç dil birliğiydi. Mustafa Kemal bu olguyu‘Türklük esasen dildir’ diyerek kendi yazılarında da açıkça ifade etmiştir.

Barzani’yi anlamak için elimizde önemli bir ip ucu var. Türkiye’de Kürt kökenli vatandaşlar en yaygın olarak Kürtçenin’ Kurmanci’ diyalektini konuşmaktalar. Buna karşın Barzani Kuzey Irak otonom Kürt bölgesinde Kürtçenin ikinci yaygın diyalekti Sorani diyalektini resmi dil kabul etmiş bulunmakta.

Sonuç olarak aşırı kanlıda olsa Esad gidecek. Esad gidince doğacak boşluktan Kuzey Suriye-Kuzey Irak ekseninden Akdeniz’e uzanacak bir Kürt devleti daha gerçekçi bir oluşum olarak gözükmekte

Esad’ın sonu Kürt devletinin doğumu olur mu ?
Göreceğiz.

">

Daha önce Suriye üzerine iki kez yazdım bu da üçüncü yazım. Suriye’de çatışan taraflar ölüm-kalım mücadelesi vermekte. Çatışma uzadıkça bugüne kadar olaylara mesafeli duran Suriye Kürtlerinin denge unsuru olarak önemleri giderek artmakta.

Suriye’yi bugüne kadar yöneten Nusayri/Alevi azınlıkla nüfusun çoğunluğunu teşkil eden Sünniler arasında duran Suriyeli Kürtlerin terazinin ibresini değiştirme güçleri var. Bu gücün başlıca iki nedeni bulunmakta. Birincisi, Suriyeli Kürtler azınlıkların arasında yegâne Müslüman gruplar. İkincisi, Irak’ta yaşanmakta olan Kürt Rönesanssı, Suriyeli Kürtlere ilham kaynağı olmakta.

Suriye’nin Kürtlere Yaklaşımı:
Geçmişte P.K.K. güçlerine ev sahipliği yapmış olan Suriye yönetiminin kendi vatandaşı Kürtlere kötü davrandığı bir sır değil. O kadar ki Suriye’nin devletçi Baas partisi yönetimi 60'lı yıllarda Suriyeli Kürtleri tamamen izole etmiş ve Hitler Almanya’sı benzeri kimlik taşımaya mecbur kılmıştır. Kürtlerin yaşadıkları, Suriye için zenginlik kaynağı olan mümbit toprak hızlı bir şekilde Araplaştırılmıştır.

Yaklaşık yarım milyon Kürt yabancı (ecnebi) sayılmıştır. Bu insanlara Suriye vatandaşlığı ve pasaport verilmemiştir. Ayrıca nüfus sayımlarında gözükmeyen Kürtlere de ‘maktum‘ yani kayıtsız kuyutsuz uygulaması yapılmıştır. Bu insanların doğan çocukları anne babaları ecnebiyse ecnebi sayılmıştır. Eğer anne babadan birisi maktumsa veya anne Suriyeli fakat baba ecnebiyse, doğan çocuk yine maktum sayılmıştır. Bu insanlar kendilerini diğer Suriyelilerden ayıran kırmızı renkli bir kimlik taşırlar.

Bugün dahi Suriyeli Kürtlerin kendileri veya çocukları Suriye vatandaşı sayılmamaktadır. Essad son günlerde zorlanınca bu statü değişimini bir havuç olarak kullanmaya başlamıştır. Doğan çocukların üzerinden kan bağlantısı süren bir rejimin değerlendirmesini sizlere bırakıyorum. Türkiye’de yaşayan Kürtlerin geçmişte bu veya buna benzer bir uygulamaya maruz kalmamış olması da Türkiye’nin göreceli olarak bölgesinde daha ileri demokrasi olduğunun ayrı bir göstergesi olduğu belirtmekte fayda var.



Harita İlginç Şeyler Söylemekte:
Son zamanlarda Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulacağı söylemi hız kazandı. Bunun gerçek olup olmadığını zaman gösterecek. Türkiye’nin kendi Kürt vatandaşları açısından ‘Bugün Irak’ta yarın Türkiye’de’ endişesi taşıması da doğal. Bütün bu olasılıkları değerlendirirken haritaya ve içerdiği etnik özelliklere de dikkat etmekte yarar var.

Kuzey Irak’ın cazibe merkezi Erbii’den Batı’ya doğru uzanan 2 numaralı yol Musul’da 1 numaralı yol olarak değişiyor ve Türkiye sınırına, kuzeye doğru yönleniyor. Bu iki karayolunun güzergâhının geçtiği bölge, pratikte, tamamen Kürtlerin yaşadığı bölgeyi kapsamakta.

2 numaralı yol Suriye’ ye girince M4 karayolu oluyor. M4  yolu Türkiye sınırına paralel, zaman zaman Kamışlı gibi sınıra çok yakın, zaman zamanda Halep gibi 70 km daha güneye iniyor. Sonuç olarak Baas Suriyesi’nin Kürtlerden arındırmak istediği bölgenin ortasından geçen bir arter M4 yolu.

Halep’te M4 yolu son buluyor ve güzergâh biraz karışıyor. M4 Türkiye sınırına paralel devam etse doğrudan İskenderun’a ulaşacak. Sonuçta yol Halep’ten aşağı güney-batıya iniyor M5 ve 4 numaralı karayolu olarak Suriye’nin Akdeniz limanı Latakya’ya ulaşıyor. Yolun bu son bölümü Kürtlerin yaşadığı bölge değil.

Sonuçta Irak’ın kuzeyinden, Kürtlerin ‘heartland’ ı diyebileceğimiz bir bölgeden Halep’e kadar uzanan ve Türkiye’nin tüm Güney, Güney-Doğu sınırını kapsayan bir Kürt bölgesi bulunmakta. Tarif etmeye çalıştığım güzergâhta bu bölgenin tam ortasından geçen yollar.

Nasıl Bir Oluşum?
Barzani çok akıllı ve kurnaz bir insan. Kürt devletinin kurulmasını ve bunu kendisinin başararak tarihe geçmek arzusunda olması doğa bir refleks. Barzani çok zor bir coğrafyada olduğu biliyor ve adımlarını dikkatli atıyor.

Barzani Türkiye’den dolaylı dolaysız toprak talep edip Akdeniz’e açılmanın çok riskli olduğunu biliyor. Böyle bir girişimin Kürtlerin Kuzey Irak’ta bugüne kadar elde ettikleri kazanımları toptan kaybedebileceğinin bilincinde. Suriye üzerinden Akdeniz’ ulaşmak daha gerçekçi bir hedef gözükmekte.

Oyuncular Ne Düşünüyor?
Türkiye herhangi bir toprak talebini doğal olarak savaş nedeni olarak kabul edeceğinden Suriye üzerinden bir açılmayı ehven-i şer olarak tercih eder.

İsrail genelde bir Kürt devletinin kurulmasına taraftar çünkü bu hem Arapların üzerinde yeni bir baskı aracı olur hem de baştan beri İsrail’e askeri tehtid  olan Suriye’nin gücü kırılmış olur.
ABD bu konuda çift kişilikli şizofren bir dış politika izlemekte. Amerikan emperyal çıkarları Irak, Suriye ve Türkiye’de statünün ve sınırların korunması yönünde. Öte yandan Amerikan ideallerini oluşturan ifade özgürlüğü ve hür irade kavramları halkların kendi bağımsız devletlerini kurmadan yana kökten bir inanç. ABD’yi Kürt devleti konusunda gel-git içinde görürsek şaşırmayalım.
İran ve Rusya Suriye’de ki değişime kendi bağlantıları zayıflayacağı ve Amerika’nın eli güçleneceği için karşılar. Ayrıca İran, tıpkı Türkiye gibi kendi Kürt vatandaşlarının nasıl etkileneceği konusunda huzursuz.

Suudi Arabistan, Suriye’de Sünni bir iktidar ve Sünni öğelerin ağır bastığı bir Kürt devletine dünden razı ve bu konuda kesenin ağzını açmış vaziyette.

Değerli okurlar yukarıda Barzani’nin stratejisinin genel hatlarıyla neler olabileceği konusunda bir değerlendirme yapmaya çalıştım. Barzani’nin Mustafa Kemal’in Türkiye Cumhuriyetini kurarken neler yaptığını tahlil ettiğini biliyorum. Mustafa Kemal’in Türkiye’yi kurarken kullandığı en büyük ve etken araç dil birliğiydi. Mustafa Kemal bu olguyu‘Türklük esasen dildir’ diyerek kendi yazılarında da açıkça ifade etmiştir.

Barzani’yi anlamak için elimizde önemli bir ip ucu var. Türkiye’de Kürt kökenli vatandaşlar en yaygın olarak Kürtçenin’ Kurmanci’ diyalektini konuşmaktalar. Buna karşın Barzani Kuzey Irak otonom Kürt bölgesinde Kürtçenin ikinci yaygın diyalekti Sorani diyalektini resmi dil kabul etmiş bulunmakta.

Sonuç olarak aşırı kanlıda olsa Esad gidecek. Esad gidince doğacak boşluktan Kuzey Suriye-Kuzey Irak ekseninden Akdeniz’e uzanacak bir Kürt devleti daha gerçekçi bir oluşum olarak gözükmekte

Esad’ın sonu Kürt devletinin doğumu olur mu ?
Göreceğiz.

Tüm yazılarını göster