Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarına bir grup şarkıcı-türkücü ile birlikte katıldığı toplantı ile devam etti. Bu toplantıya katılanların isimleri tanınmış olduğu için hayran kitlelerinden tepkiler çığ gibi büyüdü.
Sosyal medya’da özellikle gezi protestolarında ön saflarda yer tanınmışların Erdoğan ile toplantıya katılmasını ikiyüzlülük ile eleştirdi.
Olaya iki aşamada bakmak istiyorum.
Öncelikle:
Başbakan Erdoğan çok doğru bir hamle yapmıştır ve toplumda tanınırlığını olan, bilinen ve hatta sevilen kişileri yanına alarak anlamlı bir mesaj vermiştir.
Zaten yıllardır çok iyi ve başarılı reklam kampanyaları yürüten AKP'yi bu açıdan tebrik etmeliyim.
Bu mesajın ulaşacağı kitleler çok önemli.
O toplantıya katılıp, fotoğraf karesinde yer alan kişiler toplumun orta ve alt kesimlerine, varoşlara, ezilmişlere, yaptıkları işten dolayı çok kolay ulaşabilen isimler.
Milyonlarca insan arabesk melodilerin içerisinde kendi hayatlarından kesitleri buluyorlar.
Orhan Gencebay'ı Orhan Baba yapan işte bu çaresizlik ve ezilmişlik.
Çok geniş kitleler "batsın bu dünya" ile rakı masasına oturmadı mı?
Hayata, düzene, isyanını Orhan Gencebay ile haykırmadı mı?
Bugün çoğu arabesk şarkıcının ünlü bir kişi olarak varlığını sürdürmesi bu topraklarda insanların ruhuna dokunulma ihtiyacındandır.
Şahan Gökbakar'ın tiplemeleri sinemalarda rekor kırıyor.
Belki alt seviye bir espri anlayışı hakim bu filmlerde ama Recep İvedik bu ülkenin insanına dokunan bir karakter ve doğal olarak milyonlarca insan bu filmlerde kendisini, kardeşini, komşusunu buldu.
Günlük hayatın saçmalıklarına güldü insanlar.
Çünkü hayatı “günlük” yaşayan milyonlarca insanımız var.
Bu ülkede milyonlarca Recep İvedik var...
O milyonlarca İvedik'e birilerinin dokunması gerekiyor. Ya da birilerinin aracılığı ile ulaşılması gerekiyor...
İşte o fotoğrafta Şahan Gökbakar, o yüzden var...
Daha önce bir kaç kere yazılarımda örnek vermiştim.
80'li yılların önemli kitle partisi SHP ezilen kitlelerin, yanındaydı.
Sendikalar, barolar işçiler ile ortak çalışmalar yapar, onların sorunlarını politika yaparak çözüm arardı.
Dönemin sanatçıları ile ilişkileri iyiydi.
Çünkü sanatçılar halka ulaşmada köprü görevi görmektedirler.
Bu her dönem böyledir.
Başbakan Erdoğan’ın toplumun tanınmış kişileri ile seçim çalışmalarına başlamasını eleştirilecek bir yanı yoktur.
Sonrasında;
Eleştirecek yan, o toplantıya katılanların gerçekten de sanatçı olup olmadıklarını tartışmaktır.
Bu ülkede en ucuz olduğu için en çok yapılan şey eleştirmektir.
Eleştirmek kolaydır çünkü...
O fotoğrafa girenleri “neden girdi” diye eleştiremeyiz.
Bu fotoğrafa girenlerin isimleri tesadüfen belirlenmediğine çok eminim.
Hepsi analiz edilerek çağrılmıştır.
Bu ülkede yapılan temel yanlışlardan birisi sanatçı ve şarkıcı arasındaki farkı göz ardı ediliyor olmasıdır. Şarkıcı ayrı, sanatçı ayrıdır. Belki bir kısım okur bu satırlara çok kızacak ama düşüncem budur.
Ben birçoğunu sanatçı kategorisinde görmüyorum.
Çünkü sanatçı olmak bir duruş gerektirir.
Bir eleştirel bakış, kültürel pozisyon.
Hatta siyasi duruş gerektirir.
Toplantıya katılan ünlülerin çoğu doğru tespittir. Katılmaları seçim çalışmalarında, varoşların fakir, yoksul ve hatta ezilmiş kitlelere ulaşmak içindir. Ve bu fotoğrafta yer alarak köprü tamamlanmış ve mesaj iletilmiştir. Kimsesizlerin kimi, ezilmişlerin merhemi olan sözlerin yazarları, şarkıların bestecileri, filmlerin yapımcıları fotoğraf karesinde yer alarak “bizim tercihimiz Erdoğan’dır” demişler ve mesaj iletilmiştir.
Kimse AKP’ye, Erdoğan’a kızmasın…
Bu toplantıya katılan ünlülere de kızmaya hakkımız yok.
Kimisi ya gerçek sevgisi ve desteği ile oraya gitmiş olabilirler.
Kimisi, Kültür Bakanlığından gelecek bir yardımı kaçırmamak adına da oraya katılmış olabilirler..
Hangi açıdan olursa olsun seçim döneminde anlamlı bir mesaj verilmiştir.
Ben olaya bu açıdan bakıyorum.
Peki, her şey olurken her seçimin mağlupları CHP ve MHP cumhurbaşkanlığı seçiminde destekledikleri Ekmeleddin İhsanoğlu’nu fakir, varoş, yoksul semtlerde, kitap-gazete okumayan, belli başlı televizyon kanallarını izlemeyen insanlara nasıl tanıtmayı düşünüyorlar?
Nasıl bir reklam politikası üzerinde çalışıyorlar?
Gerçekten merak içindeyim!
Bu konuya benzer bir konu olan ve daha önce yazmış olduğum SOSYAL MEDYA AYDINLARI isimli yazıyı okumanızı rica ederim.
www.twitter.com/yolagiden
">
Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarına bir grup şarkıcı-türkücü ile birlikte katıldığı toplantı ile devam etti. Bu toplantıya katılanların isimleri tanınmış olduğu için hayran kitlelerinden tepkiler çığ gibi büyüdü.
Sosyal medya’da özellikle gezi protestolarında ön saflarda yer tanınmışların Erdoğan ile toplantıya katılmasını ikiyüzlülük ile eleştirdi.
Olaya iki aşamada bakmak istiyorum.
Öncelikle:
Başbakan Erdoğan çok doğru bir hamle yapmıştır ve toplumda tanınırlığını olan, bilinen ve hatta sevilen kişileri yanına alarak anlamlı bir mesaj vermiştir.
Zaten yıllardır çok iyi ve başarılı reklam kampanyaları yürüten AKP'yi bu açıdan tebrik etmeliyim.
Bu mesajın ulaşacağı kitleler çok önemli.
O toplantıya katılıp, fotoğraf karesinde yer alan kişiler toplumun orta ve alt kesimlerine, varoşlara, ezilmişlere, yaptıkları işten dolayı çok kolay ulaşabilen isimler.
Milyonlarca insan arabesk melodilerin içerisinde kendi hayatlarından kesitleri buluyorlar.
Orhan Gencebay'ı Orhan Baba yapan işte bu çaresizlik ve ezilmişlik.
Çok geniş kitleler "batsın bu dünya" ile rakı masasına oturmadı mı?
Hayata, düzene, isyanını Orhan Gencebay ile haykırmadı mı?
Bugün çoğu arabesk şarkıcının ünlü bir kişi olarak varlığını sürdürmesi bu topraklarda insanların ruhuna dokunulma ihtiyacındandır.
Şahan Gökbakar'ın tiplemeleri sinemalarda rekor kırıyor.
Belki alt seviye bir espri anlayışı hakim bu filmlerde ama Recep İvedik bu ülkenin insanına dokunan bir karakter ve doğal olarak milyonlarca insan bu filmlerde kendisini, kardeşini, komşusunu buldu.
Günlük hayatın saçmalıklarına güldü insanlar.
Çünkü hayatı “günlük” yaşayan milyonlarca insanımız var.
Bu ülkede milyonlarca Recep İvedik var...
O milyonlarca İvedik'e birilerinin dokunması gerekiyor. Ya da birilerinin aracılığı ile ulaşılması gerekiyor...
İşte o fotoğrafta Şahan Gökbakar, o yüzden var...
Daha önce bir kaç kere yazılarımda örnek vermiştim.
80'li yılların önemli kitle partisi SHP ezilen kitlelerin, yanındaydı.
Sendikalar, barolar işçiler ile ortak çalışmalar yapar, onların sorunlarını politika yaparak çözüm arardı.
Dönemin sanatçıları ile ilişkileri iyiydi.
Çünkü sanatçılar halka ulaşmada köprü görevi görmektedirler.
Bu her dönem böyledir.
Başbakan Erdoğan’ın toplumun tanınmış kişileri ile seçim çalışmalarına başlamasını eleştirilecek bir yanı yoktur.
Sonrasında;
Eleştirecek yan, o toplantıya katılanların gerçekten de sanatçı olup olmadıklarını tartışmaktır.
Bu ülkede en ucuz olduğu için en çok yapılan şey eleştirmektir.
Eleştirmek kolaydır çünkü...
O fotoğrafa girenleri “neden girdi” diye eleştiremeyiz.
Bu fotoğrafa girenlerin isimleri tesadüfen belirlenmediğine çok eminim.
Hepsi analiz edilerek çağrılmıştır.
Bu ülkede yapılan temel yanlışlardan birisi sanatçı ve şarkıcı arasındaki farkı göz ardı ediliyor olmasıdır. Şarkıcı ayrı, sanatçı ayrıdır. Belki bir kısım okur bu satırlara çok kızacak ama düşüncem budur.
Ben birçoğunu sanatçı kategorisinde görmüyorum.
Çünkü sanatçı olmak bir duruş gerektirir.
Bir eleştirel bakış, kültürel pozisyon.
Hatta siyasi duruş gerektirir.
Toplantıya katılan ünlülerin çoğu doğru tespittir. Katılmaları seçim çalışmalarında, varoşların fakir, yoksul ve hatta ezilmiş kitlelere ulaşmak içindir. Ve bu fotoğrafta yer alarak köprü tamamlanmış ve mesaj iletilmiştir. Kimsesizlerin kimi, ezilmişlerin merhemi olan sözlerin yazarları, şarkıların bestecileri, filmlerin yapımcıları fotoğraf karesinde yer alarak “bizim tercihimiz Erdoğan’dır” demişler ve mesaj iletilmiştir.
Kimse AKP’ye, Erdoğan’a kızmasın…
Bu toplantıya katılan ünlülere de kızmaya hakkımız yok.
Kimisi ya gerçek sevgisi ve desteği ile oraya gitmiş olabilirler.
Kimisi, Kültür Bakanlığından gelecek bir yardımı kaçırmamak adına da oraya katılmış olabilirler..
Hangi açıdan olursa olsun seçim döneminde anlamlı bir mesaj verilmiştir.
Ben olaya bu açıdan bakıyorum.
Peki, her şey olurken her seçimin mağlupları CHP ve MHP cumhurbaşkanlığı seçiminde destekledikleri Ekmeleddin İhsanoğlu’nu fakir, varoş, yoksul semtlerde, kitap-gazete okumayan, belli başlı televizyon kanallarını izlemeyen insanlara nasıl tanıtmayı düşünüyorlar?
Nasıl bir reklam politikası üzerinde çalışıyorlar?
Gerçekten merak içindeyim!
Bu konuya benzer bir konu olan ve daha önce yazmış olduğum SOSYAL MEDYA AYDINLARI isimli yazıyı okumanızı rica ederim.
www.twitter.com/yolagiden