Bu yazı bir eleştiri yazısı olmayacak. Eleştirilecek bir şey olmadığı için değil, bu sefer çok eleştirilecek şey olduğu ve sevimsiz konulardan bahsediyor olmamak için bu hafta enerjimi bozmak istemiyorum. Tabii ki sizlerinkini de…
Hep enerji enerji diye bahsediyoruz. Evlilik programlarında elektrik diye geçiyor falan. İşte o enerjiden konuşacağız bu sefer.
Diyelim yeni biri ile tanıştınız, cinsiyeti fark etmez. İlk birkaç saniye içinde, ya hoşlanırsınız, ya da tam tersi hiç haz etmezsiniz. Nedir şimdi bu olayın açıklaması?
Enerji ya da, elektrik.
Kimi insanlar size çok güzel, süslü laflar eder, bir sürü vaadde bulunur. Ama nafile, siz gider hiçbir şey vaad etmeyene, istediklerinizi yapmayana aşık olursunuz…
Bu neden olur? Aptal ya da mazoşist olduğunuzdan mı?
Yoo. Karşınızdaki insandan aldığınız pozitif ya da negatif elektrik yüzünden.
İnsan pek çok şey konuşur, ağzı gayet güzel laf yapar ama, samimi değilse, ağzınla kuş tutsa, bir değeri, önemi olmaz.
Bakışından, elini tutuşundan, sarılmasından insan kendini ve sevgisinin derecesini belli eder.
Aynı şekilde karşısındaki kim olursa olsun, onun da duygularını hisseder.
Güzel bir iş yaparsınız. Ruhunun kimyasında kıskançlık zehiri dolaşan insanlar, hemen sizi, dipsiz, derin kuyulara gömmeye, yerinize, yeni kahramanlar yaratmaya, sizi yerin dibine batırmaya, belki de denizin, çamurlanmış kıyılarına gömmeye uğraşır.
Niye ki, böyledir kimilerinin fıtratı bilinmez? Yaratılış mı demek lazım, yoksa kolaycılık, kendini yetiştirememenin verdiği; eziklik, ya da aşağılık kompleksi mi bilinmez…
Siz güzel ve iyi bir şeyler yaptıkça o asılır paçalarınıza, hiçbir yerme fırsatını kaçırmaz. İlk fırsatta, en zayıf anında, arkadan yaklaşır ve atar çelmeyi ayağınıza…
Sen kalkıp yola devam edene kadar, o görevini yapmış, kendi beceriksizliğine, yeteneksizliğine panzehir olarak, senin başarını kurban etmiştir çoktan.
Bunlara enerji vampirleri denir.
Atık enerjiyle, negatif enerjiyle, düşük frekansla, senin ışığını karartmaya, söndürmeye uğraşır.
Özellikle de sen ışıltınla göz kamaştırıyor, onun hiç olmadığı ve olamayacağı gibi parıldıyorsan, daha şiddetli saldırır.
Bu insanlar, dış kapının dış mandalları, arkadaşların, uzaktan tanıdıkların, iş hayatındaki rakiplerin de olabilir. Tam tersi eşin, dostun, çok yakınların da olabilir.
Niye yapar insan bunca kötülüğü bilinmez. Niye burada kanat çırpan bir kelebeğin, kanat vuruşlarının, ta uzaktan duyulacağını, hissedileceğini bilmez. Aynı gemide olduğunu unutur. Negatif enerji ile beslenen bir enerji hırsızı ve vampiri olduğunda, o açlığının hiç geçmeyeceğini ve hiç tatmin olamayacağını bilmez, bilemez bir türlü…
Kaptırmayın enerjinizi kimseye, bu en yakınınız bile olsa, sizi sırf kıskançlığı ve eksikliği yüzünden zayıflatmasına, yolunuzu kesmesine izin vermeyin…
Ona kocaman Sır’lı bir ayna tutun, yaptıkları ve kendisiyle yüzleşmesi için.
Bakalım size yaptığı o kötülükler, kendine geri döndüğü zaman, ağırlığını taşıyabilecek ve hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edebilecek mi?
">
Bu yazı bir eleştiri yazısı olmayacak. Eleştirilecek bir şey olmadığı için değil, bu sefer çok eleştirilecek şey olduğu ve sevimsiz konulardan bahsediyor olmamak için bu hafta enerjimi bozmak istemiyorum. Tabii ki sizlerinkini de…
Hep enerji enerji diye bahsediyoruz. Evlilik programlarında elektrik diye geçiyor falan. İşte o enerjiden konuşacağız bu sefer.
Diyelim yeni biri ile tanıştınız, cinsiyeti fark etmez. İlk birkaç saniye içinde, ya hoşlanırsınız, ya da tam tersi hiç haz etmezsiniz. Nedir şimdi bu olayın açıklaması?
Enerji ya da, elektrik.
Kimi insanlar size çok güzel, süslü laflar eder, bir sürü vaadde bulunur. Ama nafile, siz gider hiçbir şey vaad etmeyene, istediklerinizi yapmayana aşık olursunuz…
Bu neden olur? Aptal ya da mazoşist olduğunuzdan mı?
Yoo. Karşınızdaki insandan aldığınız pozitif ya da negatif elektrik yüzünden.
İnsan pek çok şey konuşur, ağzı gayet güzel laf yapar ama, samimi değilse, ağzınla kuş tutsa, bir değeri, önemi olmaz.
Bakışından, elini tutuşundan, sarılmasından insan kendini ve sevgisinin derecesini belli eder.
Aynı şekilde karşısındaki kim olursa olsun, onun da duygularını hisseder.
Güzel bir iş yaparsınız. Ruhunun kimyasında kıskançlık zehiri dolaşan insanlar, hemen sizi, dipsiz, derin kuyulara gömmeye, yerinize, yeni kahramanlar yaratmaya, sizi yerin dibine batırmaya, belki de denizin, çamurlanmış kıyılarına gömmeye uğraşır.
Niye ki, böyledir kimilerinin fıtratı bilinmez? Yaratılış mı demek lazım, yoksa kolaycılık, kendini yetiştirememenin verdiği; eziklik, ya da aşağılık kompleksi mi bilinmez…
Siz güzel ve iyi bir şeyler yaptıkça o asılır paçalarınıza, hiçbir yerme fırsatını kaçırmaz. İlk fırsatta, en zayıf anında, arkadan yaklaşır ve atar çelmeyi ayağınıza…
Sen kalkıp yola devam edene kadar, o görevini yapmış, kendi beceriksizliğine, yeteneksizliğine panzehir olarak, senin başarını kurban etmiştir çoktan.
Bunlara enerji vampirleri denir.
Atık enerjiyle, negatif enerjiyle, düşük frekansla, senin ışığını karartmaya, söndürmeye uğraşır.
Özellikle de sen ışıltınla göz kamaştırıyor, onun hiç olmadığı ve olamayacağı gibi parıldıyorsan, daha şiddetli saldırır.
Bu insanlar, dış kapının dış mandalları, arkadaşların, uzaktan tanıdıkların, iş hayatındaki rakiplerin de olabilir. Tam tersi eşin, dostun, çok yakınların da olabilir.
Niye yapar insan bunca kötülüğü bilinmez. Niye burada kanat çırpan bir kelebeğin, kanat vuruşlarının, ta uzaktan duyulacağını, hissedileceğini bilmez. Aynı gemide olduğunu unutur. Negatif enerji ile beslenen bir enerji hırsızı ve vampiri olduğunda, o açlığının hiç geçmeyeceğini ve hiç tatmin olamayacağını bilmez, bilemez bir türlü…
Kaptırmayın enerjinizi kimseye, bu en yakınınız bile olsa, sizi sırf kıskançlığı ve eksikliği yüzünden zayıflatmasına, yolunuzu kesmesine izin vermeyin…
Ona kocaman Sır’lı bir ayna tutun, yaptıkları ve kendisiyle yüzleşmesi için.
Bakalım size yaptığı o kötülükler, kendine geri döndüğü zaman, ağırlığını taşıyabilecek ve hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edebilecek mi?